Ak Parti-Cemaat Kavgasının Uşak Teşkilatındaki Yansımaları ve Kulisler
İlk yazımda ulusal bazda Cemaat-Ak Parti kavgasına değinmiş, cemaatin Türk Siyasi Hayatındaki diğer etkilerinden bahsetmiştim. Son yazımda ise bu kavganın Uşak'taki etkilerini ele alacağımız yazı dizisine giriş yapmıştım. Bu gün o yazının devamını birazda lokalleştirerek getirmeye çalışacağım. Ancak bundan önce kavganın var olup olmadığına ilişkin farklı bakış açıları olması sebebi ile kavganın varlığına ilişkin tezimi güçlendiren bir takım veriler paylaşacağım.
Konu hepinizin malumu olduğu gibi çertefilli ve bir çok insanın değil yazmaya konuşmaya bile cesaret edemediği türden bir konu. Gazeteleri yakınen takip eden hemen herkesin farkedeceği üzere Tayyip Erdoğan'ın Ak Parti iktidarının hatta Cumhurbaşkanının aleyhinde onlarca köşe yazısı haber görmek mümkündür.
Ancak her ne hikmetse bir kaç istisna dışında hiç bir gazete ya da yayın kuruluşu cemaatin aleyhinde yazı ya da haber yayımlama cesaretini gösteremiyor. Hatta geçtiğimiz aylarda muhalif çizgide olduğu bilinen ve MHP'ye yakın olduğunu zannettiğim Yeni Çağ gazetesinde Sebahattin Önkibar'ın Gülen Cemaatinin aleyhinde çıkan bir yazısını yayımlamadığı bu yüzden Önkibar'ın gazeteden ayrıldığı ve artık Yeni Mesaj Gazetesinde yazılarının yayımlanmaya başladığını, şaşkınlık içerisin de basından takip etmiştim.
Öncelikle diğer yazıma gelen bazı yorumlarda "bu kavganın olmadığı bizim komplo teorisyenliği yaptığımızı" iddia eden yorumculara cevaben bir kaç kelam etmek isterim. Sebebinin ne ya da neler olduğu tabiki tartışmaya açıktır ama bu kavga vardır, ve artık gizlenemeyecek boyutlara ulaşmıştır.
Taraf Gazetesi yazarı Emrullah (Emre) Uslu'nun ve Zaman gazetesi yazarı Ali Ünal'ın son yazdıkları köşe yazılarında bu kavganın işaret fişeklerini bizler çok önceden görmüştük. Dileyen o yazıları bulup okuyabilir. Tarafların inkar etmediği bir iddiayı inkar etmek kraldan fazla kralcılık değil midir?
Var olan bu kavgayı Uşak yerelinde ele alırsak Ak Parti İl Başkanı Mehmet Gün ve Ak Parti Teşkilatlanmadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Zübeyir Yıldırım'ın Facebook paylaşımları ile dile getirdikleri, Cemaat-Ak Parti kavgasını gözler önüne sermektedir.
Ak Parti İl Başkanı Mehmet Gün ve "Ak Parti Teşkilat Başkanı" (Böyle bir makam var mıdır bilemiyorum. Özellikle cemaate yakın bazı çevreler Yıldırım'ın bu isimle facebook sayfası açılmasını yadırgıyor olsa da kendi takdiridir bizi ilgilendirmez.) isimli Facebook sayfasında paylaşımda bulunan Zübeyir Yıldırım'ın görüşleri:
Kavganın Facebook sayfalarına bile yansıdığı bu örneklerde çok açık gözükmektedir. Eski Zaman gazetesi yazarı şimdiki Bugün yazarı Nuh Gönültaş'a "Sen Bir Şerefsizsin" diyebilecek noktaya varmış olan bu kavganın Ak Parti kulislerine yansıyan yönleri de var muhakkak. Cemaat, Belediye Meclisi'nde Ali Erdoğan'ın da etkisi ile daha çok söz sahibi... Ancak Ak Parti Belediye Meclisi üyelerinin üzerinde etkisi olduğu konuşulan cemaatin Ak Parti İl Genel Meclisi üyeleri üzerinde aynı etkiyi oluşturamadığı kulislerde konuşuluyor.
Yine Ak Parti Milletvekilleri İsmail Güneş ve Mehmet Altay'ın seçim çalışmaları sırasındaki bazı fevri çıkışları sebebiyle Hazim Sesli'ye kırgın oldukları bu nedenle Cemaate de mesafeli davrandıkları da kulislerde sıklıkla dillendiriliyor. Ak Parti içerisinde önemli bir yer tutan İHH (İnsan Hak ve Hürriyetleri Yardım Vakfı)'nın, son dönemlerde siyasete ısınan ve Ak Parti içersinde etkin olma yönünde ciddi yol alan Menzil grubunun da Cemaat ile ilişkilerde belirli bir mesafede durduğu yine en başından beri konuşulagelmekte. Kesinlik kazanmamakla beraber Cübbeli Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün şu anda cezaevinde bulunmasını bir komplo ve iftira olarak değerlendiren ve bu olaylarla ilgili Cemaati suçlayan Mahmut Efendi grubunun ise Cemaate karşı bir tavrı olduğu biliniyor.
Bu ve bunun gibi kulislerde konuşulan onlarca iddia ve yaşanan hadiselerde ortaya koymaktadır ki, Ak Parti içerisinde ciddi bir cemaat çekişmesi yaşanmaktadır ve bu gayet doğaldır. Ancak bu çekişmede Gülen cemaatinin tüm alanlara nüfuz etme gayretinin rahatsızlık sebebi olduğu biliniyor. Bir sonraki yazımda başta Milli Eğitim ve belediye olmak üzere kurumlar içerisinde cemaatin nüfuz etme ve kadrolaşma faaliyetlerine ilişkin iddiaları sizlerle paylaşacağım.
zülküf yalama kelimem için özür diliyorum.senin mesajını okuyunca onu yazdıgıma pişman oldum.arkadaşın dostun oldugunu bilemem.ama çok abartmışsın.sen dostu oldugun için onu öyle görmek istiyorsun.ama o öyle biri degil.hele hele cahiller içindeki alim hiç degil.