Yazıma başlamadan önce, yazıyla ilgili bilgi sahibi olmak istediğim konularda yardım istediğim ve hemen dönüş yaparak yardımcı olan Yılmaz'ın danışmanına teşekkür ettiğimi belirtmek isterim.
Dilek Akagün Yılmaz'ın Meclis'teki en aktif milletvekillerinden biri olduğu inkar edilemez bir gerçek. Seçim sürecinde birinci sıra milletvekili adayı olmasına rağmen tempolu bir şekilde çalışan Yılmaz Meclis'te de bu hızını ve aktivitesini korumakta. Yılmaz verdiği soru önergeleri, yaptığı genel kurul konuşmaları, farklı illerdeki çeşitli organizasyonlara katılması, ulusal medyada televizyon programlarına katılması ve hatta CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün Dersim'le ilgili sözleri üzerine 11 milletvekili ile genel merkeze tepki göstermesiyle adından sık sık bahsettirmeyi başarmıştı.
Yılmaz'ın çalışmalarının istatistiksel rakamlarına baktığımızda ise 33 yazılı soru önergesi, 21 tane imzası bulunduğu meclis araştırma önergesi, 10 tane imzası bulunduğu kanun teklifleri ve 70'ten fazla genel kurul konuşmaları karşımıza çıkmakta... Yılmaz'ın ayrıca Meclis çalışmalarının haricinde bir yıllık yasama dönemi içinde 22 hafta sonu Uşak'a geldiği ve çeşitli STK ile köy ziyaretleri yaptığı da biliniyor.
Bir yasama dönemi sürecinde 20 kez ulusal kanallarda programlara katılan Yılmaz'ın 250 kez ulusal basında 1500' e yakın da yerel basında haber konusu olduğu danışmanından edindiğim bilgiler arasında... Yılmaz her ne kadar bu denli aktif görünse de Uşak'ta faaliyet gösteren yerel basınla diyaloğunu iyi kuramadığını, bu camianın içinden biri olarak gözlemleyebiliyorum.
Dilek Akagün Yılmaz Kongre sürecinde eşi Fuat Yılmaz'ın önderliğinde delege listesi çıkartılması ve merkez ilçe kongresinde aday çıkartması sebebi ile eşi ile beraber hareket ettiğine ilişkin parti tabanının bir bölümünce eleştirildi. Kendisinin kesinlikle karışmadığını defalarca deklare etmesine rağmen kulisler de Yılmaz ile ilgili eleştiriler hep yapıldı durdu. Kongre ile beraber göreve gelen yönetim ile uyum içinde çalışacaklarının sinyalleri iki taraftan da verildi. Ancak benim önerim şudur; Yılmaz'ın programını Uşak'a geldiği dönemlerde bu kadar yoğun ayarlamaktansa Uşak'ta partiye gidip gelen partililere biraz daha zaman ayırmalı. Çünkü siz ne kadar çalışkan ve iyi niyetli olursanız olun sizi ve icraatlarınızı halka taşıyacak iki argüman vardır. Bunlardan ilki aktif siyasetin içinde olan parti tabanı ikincisi de basın bu iki argüman ile bağınız kopuk olduğunda yaptıklarınızı biriktirme şansınız olmaz.
Siyasette başarılı olmak istiyorsanız özellikle aktif siyasetin içindeki ağzı laf yapan partililer ile diyaloğunuz iyi olmalı ve onlar sizi sizin adınıza her yerde anlatmalı diye düşünüyorum. CHP'de karşılaştığım bazı kişilerin Dilek Hanımla ne zaman yüzyüze görüşmek istesek "inanın vaktim yok bi programa yetişmem lazım" dediği için serzenişte bulunduklarına ben şahsen şahit oldum. Birde Uşak Halkının beklentisinin daha çok yerel siyasetle ilgili icraatler olduğunu halkın Milletvekillerinin genel siyaseti mecliste yapmalarını istediğini köye ya da mahalleye gelindiğinde genelden çok o belde yada köyün sorunlarını konuşmayı yeğlediğini de gözlemlediğimi bu vesile ile hatırlatmak istiyorum.
Milletvekili danışmanı seçme konusunda da sonraki iki yazımda belirteceğim bazı hususlar sebebi ile en iyi seçimi Dilek Akagün Yılmaz'ın yaptığını söyleyebilirim. Burada kastettiğim tabiki de Uşak'taki danışmanlardır. Ankara'daki danışmanların kim olduklarını bile henüz bilmiyoruz. Üç Milletvekilinin Ankara'daki danışmanları ile tanışmadık henüz.
Sonuç olarak Bir yıllık değerlendirmesini yaptığımız Dilek Akagün Yılmaz'ın gayretli ve iyi niyetli çalışmaları ile geçer not aldığını çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak daha profosyenel ve zamanı verimli kullanma konusunda daha bilinçli hareket etmeli diye düşünüyor, bu konuda eksiklerinin olduğunu gözlemliyorum.
Yazının ilk bölümü için tıklayınız
casinomaxi - casinometropol - casinoslot - casinovale - celtabet
Keşke AKP Milletvekiller ide Dilek Yılmaz gibi çalışsa da Uşak a bir faydaları dokunsa. Bir daha AKP ye oy vermeyeceğim.