Darbe girişimi ya da kontrollü darbe girişimi tartışmalarına değişik bir bakış açısı sunmaya ayrıca Millet egemenliğinin ve parlamenter demokrasinin, Cumhuriyetimizin ve değerlerinin önemine elimden geldiğince değinmeye çalışacağım. 15 Temmuz tarihinde Türk Milleti çok çetin bir imtihan atlattı. Darbeye kalkıştılar mı? Kalkışmalarına göz mü yumuldu? Hiç bir önemi yok. Netice de şu kesin; böyle bir darbe planı yapılmış ve bu planın icrasına bütün FETÖ hazırmış. Yani FETÖ, Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere Devletimizin içine yerleştirdiği iradesini Pensilivanya'ya terketme cehaletini işleyen hainleri kullanarak Devlet yönetimimize el koyacakmış ve anlaşılan o ki darbe gerçekleşseymiş Türkiye en az ikiye bölünecekmiş. En azından böyle hayal edilip uygulanmak üzere planlanmış. Kontrollü ya da kontrolsüz bir darbe girişimi yaşandı ve bu girişimi Milletin kabullenmeyeceği çok açık ortaya çıktı. 15 Temmuz; Devletin FETÖ'den temizlenmesi için yapılan çalışmalar başta olmak üzere sonuçları itibarı ile en azından genel olarak sonuçları itibariyle Milletin menfaatine olmuştur. Elbetteki istisnai durumlar vardır ve aslında bu istisnai durumlar da kabul edilemez. Velev ki bir tek istisna bile olsa. Ama 15 Temmuz yaşanmasa gerçekten son derece tehlikeli bir terör örgütü olan FETÖ'nün çirkin yüzü bu kadar bariz ortaya çıkartılamayabilir ve FETÖ ile mücadelede millet desteği bu denli alınamayabilirdi. Bu vesile ile FETÖ'cülerin darbecilik dışındaki bütün ihanetleri ve günahları da ortalığa döküldü ve yargı önüne çıkartılmaya başlandı.
Başta Türk Silahlı Kuvvetlerimizin "ebedi başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür" diyen ve böyle inanıp yaşayan vatansever mensupları Türk Ordusunun ne kadar şerefli ve değerli bir ordu olduğunu bu kalkışmayı büyük oranda püskürterek ispat etmiştir. Sonra da topyekün Türk Milleti ortaya koyduğu sert tepkiyle demokrasiye bağlı, darbelerle yönetilmeye ya da yönetici değiştirilmesine karşı çok medeni bir Millet olduğunu ispat etti. O gece her kanattan pek çok insanımız facebook ya da twitter adreslerinden darbeye karşı mesajlar yayınladı. O gece ve akabindeki gecelerde haftalarca nefret kusuldu FETÖ'cü hainlere. En sağından en soluna bir Millet adeta tek ses "Darbeye Hayır" diye bağırdı. Sokaklar siyasallaştırılmasa ve bildiğimiz Fetöcülerle kolkola Fetö'ye küfredilmese samimi söylüyorum ben bile inebilirdim. Keşke bu günde bu kadar siyasallaştırılmasa da gidebilseydik meydanlara o geceyi anmak, darbenin kötülüğünü ve demokrasinin önemini ve değerini hatırlamak, hatırlatmak için. Ama maalesef siyasetçilerimiz işi şova döküp siyasallaştırdıkları için inemedi pek çoğumuz meydanlara. Ama hatırlarsanız meydana inenlere destek olan bir mesaj yayınlamış ve inmeme gerekçemi izah etmiştim. Sosyal Paylaşım hesabımdan. Neyse meydana insekte inmesekte hepimiz darbeye karşı kendi çapında kendi lisanıyla bir duruş sergiledik. El birlik demokrasiyi kesintiye uğratmak isteyen hainlere ve askeri darbenin getireceği bir iktidara ya da makama talip olan siyasetçi ya da sözde Devlet Memurlarına kısaca tüm darbeci fetöcülere ve Onlardan medet umanlara lanet okuduk. Şimdi bir daha lanet okuyorum, fetöcülerden medet umanlara, O'nların vereceği bir makama talip olup böyle alçakça bir darbe girşimine destek olanlara.
Bu yazımda siyasete çok bulaşmak istemiyorum daha önce defalarca dile getirdim bu FETÖ'yü bizim başımıza bela eden ve tüm organlarının değilse bile yönetim kademelerinin fetö'cülerle çepeçevre sarılı olduğunu ve halen FETÖ etkisinden kurtulamadığını hatta kurtulmasının pek mümkün de görünmediğini düşündüğüm AKP'nin sağlıklı bir FETÖ soruşturması yürütebilmesine imkan ve olanak yoktur. Kaldı ki hiç birimiz FETÖ Soruşturmasının sağlıklı şartlarda yürüdüğünü ve siyasetin müdahalesinin olmadığını iddia edemez. Buz gibi de bütün siyasi partilerdeki FETÖ'cüler, ellerinden geldiğince siyasi güçlerini kullanarak soruşturmaya etki etmeye çalışıyor. Hatta buz gibi de kamuoyunun FETÖ Soruşturmasına olan inancını yitirip Milletin teslim olması için türlü algı operasyonları sahneleyen siyasi çevreler var. Tabii hala yalnız değiller yargı ya da emniyet içinde de hala FETÖ etkisinde ya da kripto fetöcü diye tabir edilen görevliler olduğu da aslında gün gibi ortada. AKP Siyasi sorumluluk örneği göstererek iktidardan çekilmeli ve FETÖ soruşturmasını Millet iradesinin belirlediği yeni iktidar yürütüp FETÖ'cülerin adil bir biçimde yargılanmasını Milleti iradesinin tecellisi olan iktidar yürütmeliydi. Ayrıca şunu da belirteyim kim ne derse desin FETÖ sadece AKP'nin sorumluluğu değildir. Elbette ki bu hususta en fazla sorumlu AKP'dir ama kabul etsekte etmesekte bu FETÖ özellikle siyaset sahnesindeki aktörlerin büyük çoğunluğunun ortak günahıdır. Çünkü kabul etsekte etmesekte FETÖ'nün Devlet içine çöreklenmeye başlaması 2002'den önceye denk gelir. Yani başta ANASOL-M ya da Refah-YOL olmak üzere ANAP'ı SHP'si MHP'si DSP'si bütün siyasi partiler iktidarda kaldıkları süreçte FETÖ'nün kadrolarına öncülük vermişlerdir diyebiliriz rahatlıkla. Elbette ki AKP İktidarı bu hususta hepsinden daha cüretkar davrandı ama bu önceki siyasi iktidarları suçsuz hale getirmez. Yani FETÖ AKP gelemeden önce de çok güçlüydü. Baksanıza Refah Partisinde ne kadar çok sayıdalarmış. Hatta Refah'tan AKP'ye kopan en önemli aktörlerin içinde FETÖ'ye yakın ya da FETÖ'cü bir çok isim varmış yeni anlaşılıyor. Sadece Refah partisi ya da Milli Görüş mü? Elbette ki hayır. Demokrat Parti ya da Doğruyol Partisinden Büyük Birlik Partisine varıncaya değin sağ tandaslı partilerin politikalarını büyük ölçüde Fetö belirlemiş. Solda da durum aynı CHP ve DSP'den tutunda ÖDP'ye varıncaya değin pek çok sol partide de yine, yönetici kademesinde FETÖ'cülere rastlamak mümkündü hala mümkün. Yani siyasi arenayı Millet boş bırakınca FETÖ'cüler adet işgal edilmiş. En azından politikaların belirlendiği yönetim kademeleri üzerinde hep etki sahibi olmuş malesef. Yani aslında fert fert pek çoğumuzun az yada çok kabahati var FETÖ'nün bu kadar büyümesinde ve Devleti ele geçirebilecek gücü kendisinde hissetmesinde. Son olarak FETÖ'cülükle ilgisi olmadığı halde FETÖ'cü yaftası atılmak suretiyle mağdur edilen insanlar için de bir çift kelam edip siyaset paragrafını noktalayayım. Gerçekten neredeyse hiç suçu olmadığı halde mağdur edilen çok insan olduğuna bizzat tanığım ki, bir kişi de olsa acilen mağduriyeti giderilmelidir. Suçsuz günahsız insanların mağduriyetine; yaşın yanında kuru da yanıyor ne yapalım? Gibi abuk subuk açıklamalar ile göz yumamayız, yumamalıyız.İnşallah bir an önce siyasi etkiden kurtulur yargı ve mağduriyetler biter.
Gelelim 15 Temmuz'a... 15 Temmuz tarihi artık kabul etsekte etmesekte Türk Siyasi tarihine çok önemli bir dönüm noktası hatta adeta bir Milat olmuştur. 15 Temmuz gecesi Türk Milletinin demokrasiye olan bağlılık ve sadakati sınanmış, Millet, Elhamdülillah darbecilerin değil Milli İradenin tarafını tutarak darbecilerin ya da darbe tiyatrocularının ağzının payını vermiştir. Ayrıca şu çok açık ortaya çıkmıştır ki Türkiye'de darbe ile iktidara gelmek ya da Millet iradesi dışında iktidar değiştirmek artık eskisi gibi mümkün değildir. Türk Milleti demokrasisine ve Cumhuriyetine sahip çıkmış ve kendi iradesine ipotek konulmasını kesin bir dille reddetmiştir 15 Temmuz gecesi. İnşallah önümüzdeki yıllarda işi bu kadar siyasi şova döküp cılkını çıkarmadan elbirlik anarız diyor. Selam Olsun bize egemenliği öğreten ve egemenliği Padişahın ya da İngiliz ve Yunan önderliğindeki düşman devletlerin elinden alıp Milletin eline veren Atatürk'ün (Ehli Beytin) izinden gidenlere, Selam olsun Türkiye Cumhuriyeti Devletine sımsıkı sarılıp sahip çıkanlara. Selam olsun bu cennet vatanın bize Osmanlı Devletinden miras kaldığını, Atatürk'ü yetiştirenin Osmanlı Devleti olduğunu Atatürk'ün de nihayetinde Osmanlı'nın Paşası olduğunu unutmayıp, Osmanlı'da bizim Cumhuriyette bizim her ikisi de bizim değerimiz diyebilenlere. Selam olsun Vatanını Milletini bu cennet parçası toprağı ve Türk olmanın yaşattığı bu büyük şerefi bize bağışlayan Allah'a şükür nevinden Vatanına Milletine sahip çıkanlara. Selam olsun Muasır Medeniyet seviyesine ülkemizi çıkarabilme ideali uğrunda kenetlenip BİR olabilenlere.
"Egemenlik Kayıtsız Şartsiz Milletindir"
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
15 Temmuz 'Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir' sözünün doğruluğunun en bariz ispatıdır!
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
15.07.2016 gecesi izmirdeydim.darbe olunca kafamı dağıtmak için dışarı çıktım caddelerde karşıdan karşıya sevinç naraları atılıyordu hükümet gidiyor tayyip gidiyor diye.bir buna içim yandı birde face ye girdim bazıları darbeye karşı elinde sopası ile meydana çıkan yiğit kadını ti ye alatak ne galiz küfürler ne galiz halatetler elindeki sopayla ilgili ne galiz fantaziler yazmışlar. yyarısı gün baktım herles demoktadi havatisi olmuş vay be.. nne memleket