Bu dünya hayatında kabul etsek de etmesek de hepimiz bir yolcuyuz yani hepimiz aslımıza doğru yol almaktayız. Beden tarafımız toprağa, ruh tarafımız da aslı olan Allah’a doğru yol almakta. Bedenin toprağa gidişi hiçbir kemalat gerektirmemekte, ruhun kendisini terk etmesinin dışında yani ruhu tenden ayrılmış bütün insanların bedeni bir biçimde toprağa kavuşacak ancak siz de takdir edersiniz ki, Allahtan koptuktan sonra anne cenindeki bir bedene üflenen ve o bedenin içinde dünyaya gelen ruh cevheri dünyada var olduğu sürece istese de istemese de kirlenmekte ve aslına dönmek için bir arınma ve tekamül süreci yaşamak durumunda kalmaktadır. Bu duruma hakka vuslat etmek şeklinde ya da asla vuslat etmek şeklinde tanımlama yapılabilmektedir. Bu vuslatta her vuslat gibi bir seyir ve yolculuk gerektirmektedir. Bu yolculuğun yegâne burağı ise aşktır ve ruh, aşk ile arınacaktır. Elbette yolculuk sırasında azığa da ihtiyaç duyulur ancak yolculuğun olmazsa olmazı vasıta yani burak ve rehberdir. Aşkın yer yüzünde en somut şekilde gözlendiği hayat ise doğal olarak alemi var edenin habibim diye seslendiği peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) ve onun pak ehli beytidir.
Salik yani yolcu ne kadar ehli beyti tanırsa o kadar aşkın sırrına vakıf olur ve bi o kadar da aşkın tecellisini yaşadığı kadına değer verir. Hepimizin salik olduğu şu dünya alemi adeta aşkın hürmetine; aşk da kadının hürmetine yaratılmıştır. Esasen dünyanın tezahür edişinin ve halen dönmesinin sebebi de kadının hatırıdır ve cümle alemin kadına değer vermemesi için ortada hiçbir sebep yoktur. Herkesin aslına doğru rücu ettiği şu alemde aşkı bulmadan ehli beyti bulamayız. Alemleri yaratan Allah; aşkı ehli beyte armağan etmiştir ve aşk hürmetine var ettiği bu alemin de içinde ehli beyt’i ve kadını barındırdığı için değerine paha biçmemiştir. Kadına verilmesi gereken örnek değere tarihte öncülük eden ehli beyttir zira aşkın tezahür ettiği yerde kadının fazileti yadsınamaz bir gerçektir çünkü aşkı bilen ve tanıyan bir insan için, işin aslına ve sırrına vakıf olduktan sonra kadının kadrinden ve kıymetinden gayrısı yoktur. Nitekim dünyayı yaşanası bir hale getirmenin inancı ile yaşayan, yoksul insan kalmasın isteyen, kız çocukları diri diri gömülür iken, kız evladını omuzlarına alıp meydan meydan dolaşan bir aile ki bu ailede aşkın da kadının da tekâmül edip güzelleşmesi kaçınılmazdır. Aşkın zuhur ettiği yerde kadın günden güne güzelleşirken bütün alemin de güzelleşmesi kadının mutluluğu ile paraleldir. Bu yüzdendir ki aşk zuhur yeri olarak ehli beyti seçmiştir zira dünyaya, Hz. Hatice’nin, Hz. Fatıma’nın razı edildiği kadar huzur, barış ve medeniyet gelmiştir. Allah bu faziletli kadınların hatırına aşk sırrını Hz. Muhammed ’ten sonra imam Aliye ve ehli beyt’e bahşetmiştir.
Aşk bir kadını ne denli güzelleştirirse, kadın da sadece kendi varlığıyla dünyayı güzelleştirmekle kalmaz, hem kendi emeğiyle dünyayı güzelleştirirken, hem de tüm canlıları dünyayı güzelleştirmek için teşvik eder. Bir kadının yanağındaki buseye yol açmış bir insan aşkı razı edecek ve aşk ile bir gün mutlaka yolları kesiştiğinde o bir gamzelik buse dünyayı güzelleştirecek, bir gamzelik buse ile atmosfer değişecek, bir gamzelik buse ile tüm uyuyan canlılar uykusundan uyanacak, bir gamzelik buse ile fakirlik suç sayılacak, bir gamzelik buse ile çağdaşlıkta ve medeniyette zirveye ulaşılacak, bir gamzelik buse ile bilim ve teknoloji gelişecek ve nihayet bi gamzelik buse ile tüm bu zulümler, haksızlıklar, yolsuzluklar bitecek. Tıpkı bizim gibi yolculuk halinde olan aşk ise ehli beyt’e muhabbet duyulan bir ortamda, mutlu edilen bir kadın ile buluştuğunda kademeli olarak gelişecek, güzelleşecek ve rotasından sapmadan yoluna devam edecektir. Aşk sırrını yalnızca ehli beytten işitebiliriz, işitilenlerin tümü işittiği kadar vakıftır bu sırra. Aşk kimseye ram olmaz Allah’tan gayrı ve aşk, ehli beyt soyundan gelecek olan imama süslenip hazırlanmaktadır ve ne kadar erken tamamlarsa yolculuğunu o kadar hayrına insanlığın. Hiç şüphesiz beklenen en mükemmel şahsiyet aşkı en zirvede yaşayan ve kadına en zirvede değer veren insan olacaktır keza insanlığın zirvesine ulaşmak yalnız ve sadece aşkla mümkündür. Ne kadar çok kadın mutlu edilirse ve ne kadar çok kadına aşkla değer verilirse o kadar gülistanlık. Demem o ki dünyayı güzelleştirme ve yaşanası bir hale getirme mücadelesinin ana hattı kadının gönlünden geçer ve cümle aleme yayılır, tıpkı ehli beyt ailesinin hanımefendilerinin mutlu ve razı edildiği kadar yayılan islam, medeniyet ve refah gibi. Ne mutlu aşka doğru yolculuk ettiğinin farkında olanlara ve her anını aşk ile yaşayan kadınlara. Allah bizlerin seyahatini yüz akı ile tamamlayanlardan eylesin ve bu yolcuğumuzdaki her 8 mart, kadınların dört bir yanının aşk ile sarmalandığı bir gün olsun. Uşak Haber Merkezi’nin kıymetli kadın takipçilerinin, pek tabii ki kadına ilk seçme ve seçilme hakkını veren Türk milletinin Atası, Atatürkümüzün validesi Zübeyde Hanım'ın ve herkesin 8 Mart Dünya Kadınlar günü kutlu olsun.
Daha önce konu ile ilgili yazmış olduğum ’’Türk Kadını Ne İstiyor’’ başlıklı bu yazımı da okumanızı tavsiye ederim.
Kadınlar günümüz kutlu olsunn