Ak Parti Uşak İl Teşkilatı Kaynayan Kazan (Kulis Haber)
Ben de bir yazımda bunun inkar edilemez bir başarı olduğunun altını çizmiş ve Gün'ün elini güçlendirebilecek bir yazı kaleme almıştım. Zira Uşak'ın ciddi bir iktidar partisi yönetimine ihtiyacı olduğunu düşünüyordum. Ancak son bir kaç ayda yaşanan gelişmeler özellikle Mehmet Gün ve il yönetimi ile ilgili kulislerde ve Ak Parti tabanında tam bir hayal kırıklığına sebep oldu diyebiliriz.
Mehmet Gün hakkında özellikle Hamam grubu olarak adlandırılan Hakan Uludağ, Erol Uysal, Ali Kandemir, Cemal Doğan, Basri Yıldırım gibi isimlerden oluşan gruba yakınlığı, sürekli onlarla istişare ve hesap içinde olduğu iddiası ve partinin diğer eğilimlere ve gruplara dahil olan isimlerini pek ciddiye almaması, telefonlarını açmaması, partililerin dertlerini dinlememesi gibi bazı şikayetler yüksek perdeden dillendirilmekte ve bu genel merkeze de yansıtılmaktaydı.
Bunun yanısıra iki milletvekilinin adeta birbirine küs olması, birlikte hareket edememeleri de partide huzursuzluk sebebi olmakta ve Uşak'ın kaybetmesine sebep olmakta. İki vekilin arasındaki bu nahoşluğun ortaya çıkmasında ve sürmesinde Mehmet Gün ve Hamam ekibinin etkili olduğu kulislerde konuşulmakta ve tepkilere sebep olmakta. Ak Parti'de yürütme kurulunda bulunan bir ismin "bu böyle gitmez, İsmail Güneş ile Mehmet Altay'ı barıştırmalıyız; mutlaka beraber hareket edebilmeli" teklifine Gün ve Altay'ın yanında Hamam ekibine yakın bir başka isim "o iş olmaz abi, İsmail Güneş'ten bi durum olmaz" deyip kestirip atma cüretini gösteriyor ve Gün ve Altay bu duruma sessiz kalabiliyor. Bu da demektir ki bu küslükten nemalananlar var.
Bu kadar yoğun tepkilerin arasında bir de Facebook üzerinden sözüm ona gazetecilik yapan bir gazeteci arkadaşın Facebook sayfasında yazdıkları eklenince ortalık iyice karıştı ve kanaatimce Gün'ün zaten sarsılan otoritesi adeta iyice yok oldu. Zaten kamuoyunda konuşulan ve fakat yüksek perdeden dillendirilmeyen bizimde vakıf olduğumuz (özel) bir konuyu ima yolu ile Facebook duvarından yayınlaması ortalığı iyice karıştırdı.
Son günlerde Ak Parti yürütme Kurulu üyesi Zübeyir Yıldırım'ın il başkanlığına atanabilmek için sık sık Ankara'ya gittiği oradaki samimi olduğu bazı yetkili isimlerden söz aldığını iddia ederek heyecan ile bu konuyla ilgili Uşak'taki bazı yöneticilere de il başkanı olmak için açık açık destek istediği iddiaları da konuşulmakta. Aslen Konya'lı olan ve ticari ilişkileri ile ilgili bir çok iddia ile gündeme gelen Yıldırım'ın nasıl olupta il başkanlığı hayali kurduğu ise merak konusu olurken kendisinin genel merkez tarafından üstünün tamamen çizildiği de kulislerde konuşulmakta. Şimdilik ismini açıklamayacağım bazı isimlerin de il başkanı olmak için gayretler içinde ve kulis faaliyetlerinde olduğu bilinmekte. Bu durum henüz bir kaç ay önce kongre ile göreve gelen Gün'ün otoritesinin kalmadığının ve kendisinin gözden çıkarıldığının düşünüldüğünün en bariz göstergesi olarak kulislerde değerlendiriliyor.
Ayrıca İl Danışma Kurulu toplantısının Mayıs ayından bu yana gerçekleştiril(e)memiş olması, il yönetim kurulu toplantılarında bazı isimlerin sürekli olarak fire vermesi ve katılmaması da kulislerde şikayet olarak dillendirilmekte. Hamam grubunun ve daha önce Gün'ün yanında stajyer avukatlık yaptığı bilinen İl Sekreteri Hamdi Çağrı Koca'nın dışında siyasi hesabı olmayanların toplantılara katılımının sağlanamadığı bilinmekte. Örneğin; Ak Parti'nin kuruluş döneminde kendisine yönetime girme teklifi getirildiği halde "fikrimiz uyuşmuyor" gerekçesi ile yönetime girmeyi reddeden, ancak Mehmet Gün'e ait bir arsayı kat karşılığı satın aldıktan sonra ilginç bir biçimde ilk kongre de yönetime dahil edilen Mutlu Altıner, kongreden bu yana sadece bir yada iki kez yönetim kurulu toplantısında bulundu. (Altıner'in Gün'ün arsasını kat karşılığı almasının ve burada inşaat yapma kararının ardından yönetime alınması, bazı çevrelerce daire satması mı kolaylaştırılmak isteniyor acaba, yorumlarına sebep olmuştu).
Devam edersek; Fatih Gündüz'de iki kez toplantıya katıldı (son onbeş dakikasında), mobilyacı Remzi Kılınç'ın oğlu Fehmi Kılınç iki kez, diş hekimi Barış Hanlı üç haftada bir, Uşak Seramik'in yönetim kurulu başkanı Hüseyin Tanış son bir kaç toplantıya, İlyaslı Belediye Başkanı Ali Ertuğrul'un kızı İlknur Ertuğrul arada sırada, avukat İsmet Görkem Karahan (Banazlı) sadece iki kez, İl Kültür Müdürü Şerif Arıtürk'ün eşi Nesibe Gülderen Arıtürk yalnızca bir kez, AFAD Müdürü İsmail Karaalp'in kızı UMPAŞ'daki işinden sorunlu bir şekilde ayrıldığı iddia edilen muhasebeci Hatice Karaalp bir kaç kez, Muhammed Bakır Mutlu'nun isteği ile girdiği düşünülen avukat Özge Ceylan ilk dönemde yapılan dört toplantıya, UMPAŞ'ta çalışan Bahattin Peker'in bir kaç toplantıya, bir yapı denetim firmasında mimar olan Didem Bilgin'in yanızca bir toplantıya katıldığı dikkatlerden kaçmadı.
Bunun yanısıra Ak Parti'nin kuruluşundan beri yönetimlerde bulunan ve Partiye hiç bir katkısının olmadığı hatta zarar bile verdiği iddiaları kulislerde konuşulan Cemal Doğan ("yeniden il genel meclisi üyesi olabilsem" hesabında olduğu iddia ediliyor), sarraf Hüseyin Gürpınar, Mesut Apaydın'ın başkanlığı döneminde Belediyede görev aldığı zamanlarda ciddi tepkiler alan ve hatta Vali lakabının takılmasına sebep olacak derecede hareketleri sebebi ile Apaydın'ın seçim kaybetmesinin önemli etkenlerinden birisi olarak gösterilen Ali Kandemir'in istisnasız hemen hemen bütün toplantılara katıldığı da biliniyor. Kendisi Ulubey Belediye Başkanlığına aday olma hesapları yapan ve fakat pekte şans verilmeyen Hasan Erdoğan, Eşme'den belediye başkan adayı olma hesapları içindeki Adem Bişkin'e yakınlığı ile bilinen Mehmet Urhan, yine il genel meclisi başkanlığına gözü diktiği iddia edilen ve hamam gurubunun en etkin ismi olarak tanınan Hakan Uludağ'da her toplantıya katılmakta.
Geriye kalanını bir başka yazıda devam etmek üzere şimdilik toparlayacak olursak, artık Uşak Halkı ve Ak Parti tabanı Mehmet Gün ve il yönetiminin görevden alınmasını süpriz olarak karşılamayacağa benziyor. Her türlü gruplaşmaya karşı olduğu bilinen genel merkezin mevcut il başkanını görevden alarak partiyi toparlayabilecek, herkesi kucaklayıp her eğilime eşit mesafede yaklaşabilecek, iki vekilin arasında hiç değilse belli konularda ittifak etmelerini, birlikte hareket etmelerini sağlayabilecek kadar arada köprü olabilecek bir il başkanı atayabileceği kulislerde konuşuluyor.
Bir sonraki yazımda kulislerde kimlerin il başkanı olabileceği konuşuluyor, kime genel merkez ya da Uşak tabanı sıcak ya da soğuk bakar, ismi geçenler arasında hangisi il başkanlığına daha yakın, bu isimleri ve gerekçelerimi sizler ile paylaşacağım.
Ayrıca kimler il genel meclisi ya da belediye meclisi üyeliği hesapları yapıyor, kimler belediye başkan adaylığı konusunda nasıl bir strateji izliyor hepsi ve daha fazlası bir sonraki yazımda...
bunları söyleyerek biraz düzelirlerde uşak kaazanır şu ak partinin hizmet kervanından.yoksa şahıslarla işimiz olmaz.ama haksızlık karşısında susan dilsiz seytan olmayalım.onlara muhalif olur isek sonra bizide telefon mesaj listesinden silerler.silinirsek biz ne yaparız sonra.ak parti yönetimindeyiz diye atınca açmı kalacağız.hiç değilse onurlu oluruz.rızkı veren ALLAH
bu vekiller ve yönetim uşak a mal olmuş uşakspor için ne yaptılar.yapamazlar çünkü uşakı bilmiyorlar.adam demiş gazı güdemezler...
Ak Partili herkes özenli davranmalıdır. Milletvekimizin köylüsühem milliegitim mensubu hemde avukattır. Milli egitimde sanırım hukuki danışmanlık yapmaktadır. Aynı zamanda kuruma dava alabilmektedir. Çogu kişi de ona vermektedir. Bu dogrumu? Bu kişiye bu konumu artı durum saglarmı?Siz olsanız bu konumu nedeni ile bu kişiye verirmisiniz. olmadı diyelim şaibeye yol açarmı? Bu duruma milletvekilinin köylüsü olarak karşı çıkması gerekmezmi?Milli Egitim Müdürü birimini deg,ştirmesi gerekmezmi? Bu hem davacı hemde davalı konumu degilmi?Bu yıllardır devam ediyor bir müdür ve siyasetci karşı çıkmadı.Bu şehirden bir durum olmaz. Sabrettim dayanamadım....Bakalım ilgililer ve milletvekili ne yapacak? Cesaretlilemi?
Vedat Orhan seni tebrik ediyorum olayları iyi tahlil edip kaleme alıyorsun. Nabzı doğru tutuyorsun yalnız sana tavsiyem çok açık yazma hafif üstü kapalı yazman yeterli. sır noktasında olanları ifşa etmen ve Bu kadar açık ve uluorta tartışılması uygun değil kentimize zarar verir. Şimdi Büyük Kurultay öncesi yapılacak bir hareket fayda getirmez. Kurultay sonrasına saklasın herkes iştahını ama yazdıkların işime gelmese de sana aferin demekten kendimi alamıyorum.
AKpartiliyim diyen her keze sesleniyorum .UŞAK ın kuzeyinden geçecek ANKARA cad veuygulama yapılması istenen imar planına niye karşı çıktı meclis üyeleriniz 1 kişi hariç tabi şehrin kuzeyi gariban kesimi .onların insan gibi yaşamağa hakları yok değilmi .seçimlerde görürsünüz siz .
yorumlarınıza tamamen katılıyorum ... küçük beyinler kişleri tartışır derler.... insanları tartışmaya açan ve CİN ALİ VE SESLİ abisinin kendisini kalemşör zanneden insanlar AK PARTİ yi ve yöneticilerin tasviye etme hesaplarını yapıyor ancak YÜCE ALLAH IN hesabını hesaba katmıyorlar... MAZLUMUN AHINI ALAN CİN ALİ VE ABİLERİNİN AHESTE AHESTE günleri yakındır inşallah....
BU BAHSETTİĞİNİZ ADAMLARIN TAMAMINA SORULSUN BAKALIM BUGÜNE KADAR UŞAK İÇİN NE YAPMIŞLAR?
kimin zamanın da atanmış sayın vekilin köylüsü olabilirmi.birde uşaklılara değilde kimlere hizmet eder.kamu oyununun taktirine bırakıyorum.