Öncelikle kanaatimi belirteyim ki Belediye ile ilgili yapılan bu şikayetlerin ve ardından kulislerde estirilmek istenen menfi rüzgarların, Ali Erdoğan’a yönelik art niyetli bir linç girişimi olduğunu düşünmekteyim.
Örneğin bir otoparkın kiralanması için yapılan ihale öncesi çalışma yapan Uşak Ticaret odası 7000, uşak ticaret borsası 7200, emlakçılar 5000 lira olarak tahmini rakam vermişler. Yani otoparkın bu bedeller karşılığı kiralanmasını uygun olacağını belirtmişler. Bu kurumlardan görüş alan Belediye bu görüşleri de değerlendirerek otopark ihalesini açmış gerekli duyuruları yapmış. İhaleye 5 tane firma katılmış 14000 liradan verilmiş. Kurumların uygun gördüğü ve ihaleye çıkartılan bedelin iki katı bedele verilen otoparkın ihalesine fesat karıştırıldığı iddia ediliyor. Aynı otoparkın 2008 yılındaki(Ak Parti Belediyesi döneminde) getirisi 1000 lira 2009’da 2000 lira 2010’da ise 250 lira idi. İhale sonucunda 2011’de 14000 lira getirisi olmuştur.
Rakamlarla izah ettiğim bu ihalelerde kamu zararı olmadığına dair ciddi bir kanaat şahsen bende uyanmış olup ne belediye çalışanlarının ne ihale komisyonunun ne de Ali Erdoğan ve Belediye Meclis Üyeleri’nin şahsi çıkar ya da menfaat elde etme niyetiyle hareket ettiklerini zannetmiyorum. Tabi ki hukuk önünde gerçeklerin ortaya çıkacağından hiçbir kuşku duymamaktayım. Ne yapılan şikayetleri ne de şikayet eden çevreleri yadırgadığım ya da yargıladığım yok. Ancak hukuka intikal etmiş olayların kamuoyunda özellikle belediye içerisinde dillendirilmesi bir panik havası oluşturma Belediye Başkanı, Meclis Üyeleri, Belediye çalışanları üzerinde psikolojik baskı kurma gayretleri gibi gözüken bazı davranış ve konuşmalar kanaatimce kente hiçbir katkısı olmadığı gibi zarar vermektedir.
Şu herkesçe bilinen bir gerçek ki artık belediye personeli sırtını birbirine dönmekten adeta çekinmekte, imza yetkisi bulunan müdürler imza atmaktan dolayısıyla mahkemelik olmaktan korkmakta, belediye içerisinde huzursuzluk çıkmasından nemalanmak isteyen siyasi ve sosyal çevrelere gün doğmaktadır. Bu durum kime ya da kimlere faydalıdır bilinmez ancak Uşak halkı her şeyin farkında ve Ali Erdoğan’a yapılanların bir linç girişiminden ibaret olduğunu çoğunluk konuşmaktadır.
Hatta mahalle aralarında kahve köşelerinde ve dost meclislerinde şu cümleleri sıklıkla duyuyorsunuzdur. ‘Ali Erdoğan çalışıyor ya da çalışmak istiyor ancak adama izin vermiyorlar. Belediyeye kadrolu bir müfettiş versek işleri yetiştiremeyecek. Ali Erdoğan bu gidişle öksürse müfettişler gelecek. Ali Erdoğan Ak Parti’ye geçse bu sıkıntılar hallolacak. Ali Erdoğan bazı yemeğe alışkın ve yeme niyetli bazı gruplara izin vermediği için pişmiş tavuğun başına gelmeyenler onun başına geliyor.’ Bunun yanı sıra Ali bunları hak etti diyenler de yok değil.
Sonuç itibari ile söylemek istediğim şu ki Ali Erdoğan babamın oğlu değil şayet bir suç işlemişse hak ettiği cezayı bulmasını herkesten çok isterim. Bazı çevrelerin bu yazıma vereceği tepkileri tahmin edebiliyorum. Ancak havasını teneffüs ettiğim kente faydamın dokunması adına bana açılan bu köşeden hak bildiklerimi yazmak mükellefiyetindeyim… Nasılsa yargıya intikal etmiş bu konuları bırakalım artık yargı çözsün kendi deyimiyle suçu yoksa aklanır cezası varsa katlanır. Kentimiz için hayırlısı ne ise o olsun inşallah adalet yerini bulsun deyip tahammülünüze teşekkür ederek sizi Hakka emanet ediyorum.
sayın sevgili başkan ali bey .üç beş papuçsuz çıkar konuşur neden mama alamamışlardır.veye birilerinin yalakalığına yapmak zorundadırlar kıi... ŞUNU UNUTMAYIN İT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR .BAŞARILAR BAŞKANINİ / BEN UŞAKLI DEĞİLİM KÜTAHYALIYIM.