Zaman zaman OSB kaynaklarını, hovardaca denilebilecek bir biçimde cemaatin çıkarları doğrultusunda kullandığı iddiaları sebebi ile eleştiri alan, Uşak OSB Yönetimi dün adeta varlık sebeplerini izhar edercesine bir basın bildirisi yayınladı. Uşak'lı Sanayici onlarca sorun ile boğuşurken, Organize Sanayi Bölgesinde sorunlar, yönetim tarafından çözüm beklerken, bu güne dek bir kez bile hükümet aleyhinde beyanı bulunmayan OSB Başkanı Ali Yıldırım; anlaşılan dersanelerin kaldırılması meselesine kafayı takmış. Dershanelerin kapatılmasını çok yanlış bulduğunu ifade etmeye çalışan Yıldırım; yaptığı yazılı açıklamada öyle ifadelere yer vermiş ki okurken nerede ise herhalde dersaneler kapatılırsa hükümete savaş açarız da diyecek demekten kendimi alamadım.
Adeta ültimatom niteliğinde iki ayrı metnin ulusal ve yerel basında yayımlanmasını sağlayan Uşak OSB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yıldırım; Ak Parti Hükümeti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kararı ile kapatılması beklenen dersaneler ve okuma salonlarına ilişkin yaptığı açıklamada, dersanelerin niçin açık olması gerektiğine, kapandığında oluşabileceğini öngördüğü sorunlara vurgu yapmış. Bilindiği üzere bir süredir, Samanyolu Tv ve Zaman gazetesi de dersanelerin kapatılması halinde; diye başlayan cümlelerinde adeta felaket tellallığı yapmakta. Cemaat Başbakan kavgasının bir tezahürü olarak kamuoyunca yorumlanan, dersanelerin kapatılması meselesi cemaate oldukça büyük bir darbe vuracak gibi görülüyor. Nitekim yalnızca dersaneler üzerinden kazanılan paralar ve bağışlar kesilmeyecek aynı zamanda insan kaynağından da cemaat mahrum kalacak diye kamuoyunda yaygın bir kanaat oluşmakta.
Cemaat ile Başbakan arasındaki kavga hangi boyutlara ulaşır, bu savaşı hangi taraf kazanır bunun yorumunu yapacak değilim elbette. Ali Yıldırım cemaatin neresindedir? cemaat ile bağı ya da bağlantısı nedir? vs gibi özel sorular kamuoyunu da bizleri de ilgilendirmez. Ancak insanlar ellerindeki, başkalarının da hakları bulunan imkanlarını değerlendirirken ya da kullanırken daha dikkatli davranmaya mecbur olmalılar diye düşünüyorum. Yani faraza benim Uşak Haber Merkezi ekibinin tümünün emekleri ile okunurluğu zirve yapan, saygın bir internet haber sitesinde yazılarımın yayımlanması için tasarrufuma verilen köşemi, şahsi çıkarlarım, değer yargılarım için kullanmam bile uygun değildir. Kaldı ki köşe yazarları fikirlerini beyan ederler, muhabirler gibi değildirler. Ancak yine de köşe yazarlığı vasfımı dışarıda kullanırken de köşemde yayımlanacak yazıları hazırlarken de itidalli davranmaya mecbur olduğumu biliyorum.
Hatırlatmaya bilmem gerek var mıdır? Ali Yıldırım ve Yönetimi de Sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, OSB’de Fabrikası bulunan işletme sahiplerinin sorunlarını dile getirmek, Organize Sanayi Bölgesinin kanunlara ve yönetmeliğe uygun şekilde idare edilmesini sağlamak amacı ile ve OSB üyelerinin oyları ile göreve getirilmişlerdir. OSB Yönetiminin neyi eksik neyi fazla yaptığına, ayrıca atık toplama ihalesi ile ilgili şaibe dedikodularına ilişkin bir yazı dizisi hazırlığında olunduğunu bildiğim için ben o konulara hiç değinmeyeceğim, en azından şimdilik. Ancak; OSB Yönetimi, daha geçtiğimiz aylarda gerçekleşen Türkçe Olimpiyatları için 100 Bin Lira yani 100 milyar gibi çok ciddi bir rakamı ayırdığı için Uşak Haber Merkezi köşe yazarlarından Vedat Orhan tarafından eleştirilmişti. Yazıda hatırladığım kadarı ile Yıldırım OSB Yönetim Kurulu Başkanı olmanın verdiği birçok avantajı cemaat yararına da kullanıyor, hatta OSB Kasasından cemaatin organizasyonları için ciddi bütçeler ayırabiliyor şeklinde eleştirilmişti. Bütün bunlar olup dururken, Cemaat ve Başbakan'ın kavgası olarak basına yansıyan gelişmelerden birisi olan dersanelerin kapatılması kararı çıktı. Malumunuz olduğu üzere, kararın alınmasının hemen ardından, cemaate yakın gazete ve televizyonlarda karar aleyhinde haberler ve röportajlar yayımlanmaya başlandı. Benzeri hatta tıpkısı metinleri her an bahsettiğim gazetelerde okumanın ya da tvlerde duymanın mümkün olduğu bir metin ile basın bildirisi yayınlayan Ali Yıldırım'ın siyasi bir kavgada taraf olmasını biraz yadırgadım ve bu durum hakkında ışık tutmak maksatlı bir kaç soru sorayım istedim.
Soru 1) OSB Yönetimi Ali Yıldırım seçildiği günden, bugüne dek OSB'nin sorunlarını yada sanayicilerin sıkıntılarını dile getiren, hükümetten yada yerel yöneticilerden; OSB üyelerinin, beklentilerinin karşılanıp karşılanmadığına ilişkin düşüncelerini ileten bir açıklamada bulunmuş mudur?
Soru 2) OSB Yönetimi 100 Bin Lira gibi devasa bir rakamı OSB'nin kasasından Türkçe Olimpiyatlarına aktarırken, aidatlarını aldıkları OSB Üyesi işletme sahiplerinden rızalarını sormuş mudur? Yada 100 Bin Liranın verilmesinde tüm üyelerin gönül rızası alınmış mıdır? Alınmadıysa alınması gerekmez mi?
Soru 3) OSB üyelerinin büyük bir çoğunluğu, bu olan bitenden rahatsız olduğu halde niçin sesini yükseltmemektedir? Acaba korkmakta mıdırlar? Yada korkuyorlarsa korkularının sebebi nedir? Mesela mahalle baskısı olabilir mi? Karşı çıksa dinsiz yada dine soğuk yaftası yemek korkusu mu işadamlarını sessizliğe boğmaktadır. Yada başka kaygıları endişeleri mi vardır?
Soru 4) OSB Yönetiminin gereksiz denilebilecek veya lüks sayılabilecek harcamaları var mı?
Soru 5) Dersanelerin kapatılmasının Uşak Organize Sanayi Bölgesi ile ne gibi bir ilgisi var? OSB ile konunun ilişkisi yoksa böyle bir açıklamaya ihtiyaç duyulmasının sebebi malum cemaat olabilir mi?
Soru 6) Bu açıklama OSB üyelerinin rızası düşünülerek mi hazırlanmıştır? Ya da Hükümeti karşısına mı almaya çalışıyor OSB Yönetimi?
Soru 7) Bu açıklamalara Ak Partili yöneticiler ya da yetkililer kızarsa, kişiselleşen kavga yüzünden OSB bazı haklardan mahrum kalır yada haksızlığa uğrarsa, yani Uşak sanayisi bu kavgadan zarar görürse; OSB Yönetimi bu vebali üstlenebilecek mi?
stk yı da biliriz m(enfatçi) t(oplum) kuruluşlarını da. devlet sizin keyfinize göre yönetilmeyecek. düne kadar mağdur rolünü oynayanlar bugün mağrur rolündeler. bizdensen bedelini ödersin ödediğin kadar da bizdensindir. dışardakiler bilmez bunu saadet zinciri içindeki kazan-kazancıların da çok umurunda değildir. yıllardır gazetenizin manşetiyle menfaatleri yönettiniz. yarın iktidarla anlaşırsınız yine hayırlı olsun! diye manşet atarsınız. bırakın bu iki yüzlülüğü insanı müslümanlığından utandırıyorsunuz. dersanelerden elde ettiğiniz gücü kime karşı kullandığınızı iyi bilin. 12 eylülü de alkışlayan sizdiniz, vesselam !