Kategoriler

Uşak Haber Merkezi

Bana sorulursa; Millet, bırakınız sistem değişikliği yapılabileceğine, referanduma gidileceğine bile inanmıyor!

Malumunuz olduğu üzere ısrarla Başkanlık sistemi tartışmalarını milletin gündemine taşıma derdinde Bahçeli ve AKP'li kadrolar MHP Genel Başkanı Bahçeli demiyorum artık çünkü kendi ifadesiyle Bahçeli'nin artık sadece 1 oyu var ve MHP'de O'nu takan eden bile kalmadı bana göre. 2019 Yılında uygulamaya geçeceğini söyledikleri bir sistem yada rejim değişikliğini Milletin gündemine getirmek için çevirmedikleri dalavare yok. Tvler asabah akşam bu konuyu işliyor gazeteciler ha keza öyle Mecliste bu uğruda az kepazelik örneği yaşatılmadı. Ama milletin neredeyse hiç umurunda değil. Herkes kendi derdinde samimi söylüyorum kimse okumuyor bile ne değişeceğini merak edip. Millet kararını çoktan verdi ve çok ezici bir çoğunluk AKP'nin getirdiği her şeye HAYIR diyor artık. Hatta AKP'ye oy veren kitlenin bile yarıdan fazlası HAYIR demeyi kafasına çoktan koymuş gibi. Zaten kimse inanmıyor bana sorarsanız ne sistem değişkliğinin gerçekleşebileceğine nede sistem değişkliği vs gibi saçmalıkların bir çözüm getirebileceğine.

'AKP ve Bahçeli bu saatten sonra yapsa yapsa altına yapar' sistem değişikliğine gitmek kim, onlar kim? Koyup kaçacak yer arıyorlar iktidarı ama bu haliyle ülkeyi teslim alabilecek kimse bulamıyorlar da bu yüzden Milleti oyalıyorlar" aynen böyle söylemişti" Bahçeli ve AKP Başkanlık sistemine geçircekmiş ülkeyi dediğimde bir büyüğüm. Referandum tartışmalarını Bahçeli gündeme getirir getirmez yaşananların seyrine baktıkça, bu tespitin haklılığına şahitlik ediyorum. Gerçekten bunların ne referanduma götürebileceği var ülkeyi ne de sistem değiştirebilecek bir karizma ya da özgüvenleri kalmış. Buz gibi biliyorlar iktidarlarının sonuna geldiklerini ve birbirlerini suçlamak için bahane aramaktalar; ayrıca da belki ecelimiz gelir bu arada ya da başka umulmadık bir mucize olur da, hesap vermekten kurtuluruz diye bekliyorlar, hepsi bu. Nede olsa "Hayat Mucizelere Gebe"... Bu sebeple de sadece zaman kazanmak derdindeler. Bize düşen mevcut duruma ayna tutmak oldu yine. Gelin hep birlikte yeni bir beyin fırtınasına girelim.

AKP, malumunuz olduğu üzere 2002 yılında İktidara geldi ve en önemli vaadi ülkeyi Avrupa Birliği'ne sokmaktı. Hani o zamanlar hatırlarsanız vizeler kalkacak, isteyen istediği AB üyesi ülkede yatırım yapabilecek, dilediği Avrupa ülkesinde çalışma imkanı bulabilecek ve dilediği Avrupa ülkesinde eğitim imkanı bulabilecek diyorlardı. Hani biz ülkemizi Avrupa standartlarında bir ülke yapamayız ama Avrupa Birliğine sokarak Avrupa'da işçi olmanızı sağlayabiliriz diyorlardı. Yani bu cennet parçası gibi ülkede yaşayan insanlara Avrupa'ya kölelik vaad edebiliyorlardı. Eğitim kalitemizi Avrupa standartlarına yükseltemeyiz ama sizlerin Avrupa'da eğitim görmesinin önünü açabiliriz diyorlardı.

Hatırlayın Millet Meclisi yıllarca sırf AB Normları ve Kopenhag Kriterlerine uyumlu hale getirmek için yasal düzenlemeler ve çalışmalar yaptı. Meclis Araştırma Komisyonları kuruldu hatta bir ara AB Bakanlığı bile kurulmuştu. Türlü tavizler verildi. Milyarlarca dolar para Devlet bütçesinden Avrupa fonlarına aktarıldı. Güya daha sonra fazlası ile alacaktık. Ama ne oldu? Sadece bazı ucube ve uçuk projeler karşılığında çoğunluğu fırsatçı ve FETÖ'cü oldukları bilinen bir grup girişimci AB Fonlarından para kopardı. Tabii ki bazı Devlet kurumlarından da ufak tefek destek aparabilenler oldu ama o da göstermelik denilebilecek bir boyutta kaldı. Yani neresinden bakarsanız, Devlet olarak bu güne dek cebimizden aktardıklarımıza oranla geri dönüş devede kulak kadar bile olmadı.

Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti milyarlarca dolar zarara uğratıldı. Zaten Gümrük Birliğine girmemizden dolayı ettiğimiz zararın haddi hesabı yok malumunuz. Neredeyse dış borcumuzdan daha fazla Gümrük Birliği sebebiyle zarara uğratıldık ve halen uğramaktayız. Elbette ki Gümrük Birliğinde olmamızın sağladığı bir kaç küçük menfaat oldu belki ama sonuçta Gümrük Birliğine girdiğimizden dolayı zararda olduğumuzu Devletimiz bizzat itiraf etmişti hala ediyor zaman zaman ama halka duyurmuyor malum medya. Şimdi Avrupa Birliğinde geldiğimiz nokta "almazsanız almayın" oldu. Hatta Başbakan Binali Yıldırım en son nasıl birlikse giren de pişman girmeyen de deyiverek dalga geçmişti AB Projesiyle. Yahu madem bu şekilde dalga geçecektiniz yıllarca bu kadar mesaiyi neden yaptınız ve neden bu kadar siyasi, sosyal ekonomik, ticari taviz verdiniz bu Batı dünyasına? Bu arada şimdilerde üçüncü sınıf dünya ülkeleri ile ticaret geliştirme derdindeyiz Avrupa'dan vazgeçtik malum.

Bir de AKP'nin EŞBAŞKANLIK ettiği Büyük Ortadoğu Projesi vardı. Hani şu Türkiye dahil 22 Müslüman ülkenin sınırlarının değişmesini sağlamayı hedefleyen projeden bahsediyorum. Hani İsrail'in Arz-ı Mevud hayalini gerçekleştirmek üzere CIA ve Mossad ortak yapımı olarak Ortadoğu'da ve bölgemizde sahneye sürülen projeden bahsetmekteyim. Şimdilerde o proje de malumunuz olduğu üzere çöktü ve tarihin tozlu sayfalarındaki yerini aldı. Fakat projenin uygulanmaya çalışıldığı aşamada sebep olduğu terör ve mülteci akını gibi belalar ile bütün dünya bir olup uğraşıp halletmenin derdine düştük. BOP'un Eşbaşkanıyım diye arzı edam edenler, Diyarbakır'ı BOP'a yıldız yapacağız diyen AKP'liler şimdiler de boka basmış gibi oluyorlar BOP dedin mi? Asla BOP'u gündemlerine bile almıyorlar. Ne eleştirebiliyorlar ne de keşke gerçekleşebilseydi diyebiliyorlar. Çünkü BOP'un Devletimizin üniter yapısını değiştirmek suretiyle eyaletlerin önünü açmak ve ülkemiz topraklarını bölüp bir miktarını Barzani ya da Kürtlere veriyoruz, Kürdistan olacak masallarıyla İsrail'e vermek maksatlı bir ihanet projesi olduğunu bütün Türk Milleti anladı. Şimdilerde BOP dedin mi? Ciddi bir sessizlik hakim oluyor siyasetçi dünyasında. Sihirli kelime gibi oldu adeta. BOP ne oldu, dediniz mi; AKP'li sellektör altında kalmış tavşan gibi kalakalıyor ve susuyor!

AKP'nin bir diğer projesi vardı Dinler Arası Diyalog ve Medeniyetler İttifakı! Her iki proje de devrin "Hocaefendisinin, şakirtlerinin (hizmet erlerinin)" ya da şimdiki adıyla FETÖ'cülerin sahneye koyduğu Türk Milletini Hristiyan limanına götürmek maksatlı projelerdi ve biz bu hakikatleri o yıllarda haykırırken, bize fitnecisin diyenler yani AKP'liler şimdilerde adaletsiz bir şekilde saldırıyor bu insanlara ve orantısız güç uyguluyorlar da biz sahip çıkıp "bu kadar da olmaz, adalet herkes için gerektir" demek durumunda kalıyoruz. Şimdilerde FETÖ'cülük Vatan Hainliği olarak ilan edildi malumunuz. Peki ya eskiden? KPSS soruları bile cemaate verilirdi ki, devlet memurlarının tümü cemaatçilerden alınsın. Ne değişti bilemiyoruz ama şimdilerde öğretmenler, erkek hemşireler, sağlık memurları, gardiyanlar, mübaşirler, hatta Belediye Park Bahçe Müdürlüğü çalışanları bile henüz yapılıp yapılmadığına bile emin olamadığımız milletin kahir ekseriyasının tiyatro olduğunu söylediği bir darbe planına dahil olmakla suçlanıyor yada yargılanıyor.

İşe bakınız, inanılır gibi değil; hukuksuzluğun bu kadarını ancak FETÖ'cüler yapabilirdi eskiden. Alakalı alakasız insanları alakalı alakasız suçlarla fişleyip yıllarca suçsuz yere cezaevinde yatırırlardı. Şimdilerde FETÖ'cü damgası yiyen on binlerce insan aynı durumda olmaktan dert yanıyor. Kim haklı kim haksız kim böyle bir örgütten haberdar kim değil? Belli değil! Bu yetmezmiş gibi bulanık suda balık avlamak isteyenler, FETÖ'cülükle uzaktan yakından alakası olmayan insanları da FETÖ'cülükle suçlayarak mağdur ettiler. Düşünün ki bu yapı ile yıllardır uluorta mücadele veren bizlerin bile gazetesi FETÖ PDY Soruşturması sebebiyle kapalı ve aylardır yayın yapamıyor, basın ilan hakkımızdan yararlanamıyoruz. Yani aslında bir nevi hem gelir kapımız kapatıldı hem de yılların birikimi olan sermayemize bir çırpıda el konuldu da şimdi hakkımızı bile arayamıyoruz.

Neyse Dinler Arası Diyalog diyordum, Medeniyetler İttifakı diyordum; bu iki kavramla Türkiye'yi tanıştıran ve bu iki kavram için binlerce kilise açılmasına izin veren, domuz etini serbest bırakan, zinayı suç olmaktan çıkartıp, milleti ev araba almayı geçin fazisiz alışveriş dahi edemeycek hale getirecek kadar faize ve faizcilere yol veren AKP iktidarı, şimdilerde kendi ağzıyla Dinler Arası Diyaloğun bir ihanet projesi olduğunu söylüyor. Daha dün hiç utanmadan dinimize aykırı olduğunu bile bile Diyanet İşleri Başkanlığı'na Dinler Arası Diyalog Masası kuran Diyanet bu gün çıkıyor, bu projelere Sahte Mehdi projesi diyor. Düşünün artık siz gerisini.

Tüm bunları yaşayarak öğrenen Türk Milletine şimdilerde Bahçeli ve AKP "Başkanlık sistemi getirelim, hadi" diyor. Üstelik bunu İslam adına istediklerini söylüyorlar. Bu ne yaman çelişkidir ki İslamın içini boşaltıp adeta insanımıza İslam'dan nefret ettirenler, İslam adına Başkanlık sistemi isteyebiliyor. Sadece İslam adına mı; Devlet adına da istiyorlar yani "Devletçiysen Başkanlık gelmesini isteyeceksin" diyorlar. Bize Devletçilik öğretiyorlar ya da Devletçilik oynuyorlar dersek daha doğru olur. İşe bakın ki Devleti uçurumun kenarına getirdiklerini ağzı ile itiraf edenler Türk Milletine dönmüş "Devlet için Başkanlık Sisteminin getirilmesine Evet demelisiniz "diyorlar.

"Ne hazin tecelli Ya Rabbi!" demekten kendimi alamıyorum. Ama Allah'tan Türk Milleti her şeyin farkında; iddia ediyorum bu yazıyı okuyanların 10'da 1'i bile bir kaç ay sonra oylamaya getirileceği söylenen Anayasa değişikliğini okumamıştır. İddia ediyorum bu yazıyı okuyan hiç kimse Hayır diyenlerin hangi gerekçelerle Hayır dediğini bile detaylı inceleyip araştırmamıştır da. Yani Millet bu sistem değişkliği teranelerini duymak, dinlemek bile istemiyor. Zaten evlerimizde diziler dışında yalnızca çocukların olduğu televizyonlar ve pek çoğumuzun evinde Cartoon Network'tan başka televizyon kanalı bile izlenmiyor. Kimsenin tartışma programlarına çıkan politikacı ya da gazeteci kılıklı tiyatrocuların, o iki yüzlülük kokan sanal tartışmalarını izlemeye tahammülü yok.

Milletin bir kısmı saldım çayıra Mevlam kayıra modunda, ne ülkeden umudu var ne de siyasilerden ya da Devletten. Bir kısmı kendi derdinde kimisi FETÖ'cü suçlamasına maruz kalırsam nasıl kurtulabilirim telaşında! Kimisi dükkan kiramı nasıl öderim derdinde! Büyük bir çoğunluğu ise artık sadece günü kurtarabilmenin derdine düşmüş. İddia ediyorum Milletin %80'e yakını, ille de işsizlikten bunalmış genç nesilin tamamına yakını bu konularla neredeyse hiç ilgilenmiyor bile haklı olarak. Çünkü herkes farkında ortada bir kayıkçı kavgası döndüğünün ve herkes farkında AKP'nin artık daha fazla iktidarda tutunamayacağının.

Millet AKP'nin getirdiği projelerden hiç bir fayda gelmediğini 14 yıldır yaşayarak öğrendi ve AKP'lilerin getireceği her projeye okumaya incelemeye bile gerek duymadan HAYIR demeye hazır. Zaten ilgilileri de ağzına ne gelirse söylüyor. geçen Babamın yanına gittim, Karaağaç Mahallesine, nedir baba mahallelinin nabzı dedim. Oğlum dedi; "ilk defa bende kani oldum, millet Erdoğan'dan bile vazgeçti. Vallahi görünen o ki Evet propagandası yapmaya gelseler buralara Millet evlerine bile katmayacak bunları" dedi. Öteden beri babamla tartışıp dururduk, ben bitecek bunlar derdim babamın aklı kesmezdi "len oğlum bizim mahalle gibiyse her yer bu AKP bitmez derdi. Ama bu kez onun bile aklı kesmiş AKP'nin tamamen bittiğine ve HAYIR çıkacağına, iddiaya girecek kimse bile bulamadığını söylüyor mahallede. Arada bunu da belirteyim ki ayaklarını ona göre uzatsın siyasilerimiz dedim.

Aslında bir Millet bekleyişe durdu diyebiliriz. Herkes bir alternatif bekliyor herkes yükselen bir nida bekliyor, bu olan bitene isyan eden ama aynı zamanda umut veren bir sesleniş bekliyor o sese kulak vermek hatta kendi sesiyle akis vermek için. Türk Milleti bekleyişe durdu muydu, yeni bir Mustafa KEMAL doğuyor demektir!

Bu günlük bu kadar, bekleyip göreceğiz el mi yaman bey mi? Bekleyip göreceğiz, AKP ile Bahçeli cesaret edip bu refrandum teklifini millete de getirip referanduma gidebilecek mi? Gidebileceklerini sanmıyorum ama sonuç için beklemeye hiç lüzum yok. Açık ara farkla HAYIR çıkacağına ben adım gibi eminim. Çünkü ben bu Milletin tarihini de çok iyi incelemiş bir gazeteci kardeşiniz olarak rahatlıkla söyleyebilirm ki; bu Milleti tanıyorum ve benim tanıdğım Türk Milleti esarete asla Evet demez, demeyecektir; vesselam.
Yorumlar

... 8 Yıl Önce

12 eylülde referandum yaptılar güya öç aldılar. bu refetandumuda 23 nisanda yapıp gazi mustafa kemal atatürkten öç alacaklar.benim düşüncem bu.

İmza Hasan Ali Kırıcı 8 Yıl Önce

yazının tamamının altına imzamı atarım sayın çavuşoğlu daha dün akşam ailece misafirlikte idik ve beş aile bir arada idik. 5 aileden hiç kimse okumamış vede bilmiyor değişiklik paketinin içeriğinde ne olduğunu doğru dürüst herkesin bildiği erdoğan başkan bahçeli yardımcısı olacakmış. ama yemin ederim 5 aileden bir kişi yoktu evet diyecek. üstelik bu arkadaşlarımızın iki tanesi akpartiye geçmişte oy verirlerdi. neyse aynen söylediğin gibi okumadan hayır diyeceğiz ve görünen oki vAllahi yüzde yirmi bile evet bulamayacaklar.

Birisi 8 Yıl Önce

akp yahudi ve hristiyanlığa çok aşırı hizmetleri olmuş ayrıcada terör örgütlerinin palazlanmasını sağlamıştır iktidarı boyunca. hep istismar hep ikiyüzlülük ve tiyatroculuk işleri. bu yüzden hayır diyorum ve atatürkün çizdiği çizgiden asla sapmayacağız diyorum.

hüseyin 8 Yıl Önce

bu ülkenin dinlemesini bilmeyen mit başkanı ve selam vermesini bilmeyen genelkurmay başkanı atatürk düşmanı nuri pakdil'i ziyaret ediyor ise hakikaten vay halimize demektir.

anaysa taslağı bekletliliyor 8 Yıl Önce

8 gündür niye bekletiliyor ? demekki anketler umdukları gibi değil hani hemen imzlayacaktı cumhurbaşkanı refandrum tarihi bile belli değil

Tüm Yorumlar