Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşvari gerginlik sosyal medyada hayli gündem oldu ve Türk Milletinin sağduyusu ve barışa susamışlığı hepten meydana çıkmış oldu. Tabii ki bazı aşırı çıkışlar yapanlar da oldu ama genel olarak insanımız Montrö Anlaşmasını ve Atatürk'ün politikalarına dönülerek Onların harfiyen uygulanması gerektiğini ortaya koyar nitelikte yorumlar ve paylaşımlar yaptı genel olarak ve genel olarak BARIŞ vurgusu çok öndeydi Türk insanında. Milletin kahir ekseriyası haritada yerini göstermekte zorlanacağımız ülkelerin kendi aralarında yaşadıkları iddia edilen gerginlik ve çatışmalar da haklıyı haksızı ayırt edip taraf olma cihetine gitmedi. Milletimizin kahir ekseriyası biliyor da zaten Hristiyan aleminin işine pek de akıl erdirilmeyeceğini. Bakarsınız ABD ve Rusya en başta anlaşmış ve bütün dünya insanlığına ve Ukrayna'ya bir tiyatro oynuyor olabilir diye düşünüp tedbiri abartan bile var bu konuda.
Nitekim bana göre Ülkemizin Sayın Cumhurbaşkanı da bu konuda milletin kahir ekseriyasının ortaya konmasını istediği tavrı koyageldi şu ana dek ve bana göre süreci hiçte fena yönetmedi. Moskova Anlaşmasının Montrönün veya Lozanın adı neyse Atatürk'ün zamanında yapılan anlaşmaların gereği neyse mümkün mertebe o politikayı yakalamaya çalışmak ve bu arada bu durumu millet ve devlet adına ranta çevirme çarelerini arayıp krizi fırsata dönüştürmeyi denemek. Sayın Erdoğan'ın yanısıra her ne kadar Putin'i eleştirme konusunda biraz ileri gittiğini düşünsem de Meral Akşener'in de çıkışları bana göre fena değildi. Keza her olayda olduğu gibi Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hocanın da isabetli çıkışlarına tanık olmakta ve Türk siyaseti adına memnuniyet duymaktayız.
Şimdi kalkıp ta bazılarının düştüğü tuzağa düşerek Rusya Ukrayna meselesine ilişkin derin analizler yapacak değilim elbette ben daha genel bir çerçevede ölçülerle ilgili düşüncemi ve baktığım açıları ortaya koymak istiyorum ve müsaadenizle devam ediyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Rusya veya Arap Ülkeleri ile de Türk dünyası ve Avrupa veya diğer Batı ülkeleri ile de nasıl bir dış siyaset belirlememiz gerektiğinin çerçevesini çizmiş zaten ve delelim diye bir zaman gavura teklif edilen Lozan veya Atatürk'ün yaptığı diğer uluslararası anlaşmalar olmasa zaten dünya şaşmış pusulasını ki bizim Türk siyasetçileri kendilerine yön tayin edebilsin? Allah'tan Lozan var Montrö var Allah'tan Sadabat Paktı var Allah'tan Moskova Anlaşması var. Yoksa emperyalizm dünyayı kana boğma emeline ulaşacak Allah muhafaza. Kabul etsekte etmesekte Putin çok başarılı bir siyasetçi ülkesinde ve netice de Putin demek Rusya demektir diyebileceğin kadar büyük ve güçlü bir lider Rusya açısından ve dünya siyasetçilerine dair az sırra sahip değil ifşa etse o siyasetçinin itibarını kendi ülkesinde bitirebilecek. KGB Hiçte fena çalışmadı Putin için bu sahada ve pek çok yöneticinin duyulsa rezil olacağı pek çok yanlışını ispatlı delilli ortaya koyabilecek nitelikte bilgi ve donanıma sahip.
Ayrıca dünya siyasetini yıllardır Rusya'nın başındaki önemli bir siyasetçi ve Devlet Adamı olarak neredeyse çözmüş durumda Sayın Putin ve karşısındakinin Ukrayna'da emperyalizmin gazına gelerek Devlete devrim yaptırmaya kalkan bir tiyatrocu olduğunu zannedenler bi kere en başta yanılmış olur söyleyeyim. Ukraynalı tiyatrocunun şahsında Putin'in karşısına dikilen Emperyalizmin Doğu yüzünden de biraz destek almış batı yüzü ve Putin'i askeri müdahaleye mecbur eden de keza kendileri. Elbette bir ülkenin bir başka ülkenin yönetimine bu şekilde silah zoru ile doğrudan müdahalesi meşru görülmemeli ama silahsız ve sadece algı yöntemleri ile turuncu devrimler gerçekleştirenlerin aslında daha acımasız işler yaptığını düşününce de insanın çok da karışası gelmiyor açıkçası mevzuya. Sonuçta kültürünü tarihini medeniyetini pekte bilmediğimiz milletlerden veya halklardan bahsediyoruz ve konunun evveli zaten hayli çetrefilli.
Avrupa Birliği diye bir şey mi kalmış ki birlik Ukrayna'yı kabul etsin. Birlik Ukrayna'yı kabul etse ne olur etmese ne? Bu kadar büyütecek ne var? Demeye kalmıyor emperyalizmin gerçek planı ortaya çıkıyor. Batı Emperyalizmi Ukrayna üzerinden Rusya ve doğu emperyalizminin korumasında olduğu için erişemediği coğrafyaların kaynaklarına erişip semirmek amaçlı siyasi hamlelerin peşinde ve bunun farkında olan Putin kendince haklı olarak hem Ruslara ait inanç ve değer yargıları adına hem de Rusya Devleti adına bu hiç olması istenmeyen sonuçların oluşmasına sebep olan müdahale kararını alıyor. Müdahale diyorum çünkü hem savaş demeye dilim varmıyor hem de savaş diyorlar da yaşananlar pekte savaşa benzemiyor. Sanki yine şişirilmeye çalışılıyor rakamlar ve yine algı oyunları için kullanıldığı çok belli eski dönemlere ait içerikler sosyal medyaya sürülmüş vaziyette. Yine her iki tarafta bilgi kirliliğine sebep olup gerçekleri saklamak ister gibi davranmakta ve yine şeffaflıktan hayli uzak bir süreç yürütülürken ne NATO'dan ses var kayda değer? Ne BM'den yada AİHM'den mesela? ne de mesela Dünya Sağlık Örgütü giriyor devreye, demiyor ki milyonların sağlığı ile oynuyorsunuz ne yapıyorsunuz siz? Batının iki yüzlülüğü ile bütün dünyayı yüzleştirdi Rusya ve Ukrayna arasındaki daha doğrusu Putin ve Batı arasındaki bu gerginlik. Herkes de görüyor ki Ukrayna Devlet Başkanını yapayalnız bıraktı kullanan emperyal çeteler ve onların aklıyla hareket eden klikleri hala içinde barındıran bazı Avrupa devletleri ve pek tabi CİA'nın şahsında başına ileride türlü işler açacak planlara katılan Amerika.
Finalinde ister Ukrayna'nın başındaki tiyatrocu haklı olsun isterse de Putin biz henüz dünyaya adalet dağıtacak yada adaleti tesise dünyayı mecbur edecek güce sahip olmadığımıza göre durumdan ekstra vazife çıkarma gereği duymadan Türk Devleti ve Milleti olarak üzerinize düşeni Atatürk'ün gösterdiği çizgi ve çerçevede kalmak suretiyle bir siyaset belirlemeliyiz. Ne Rusya Türkiye ilişkilerini bozmaya müsait ekonomik dengelerimiz ve Rusya'dan beklentilerimiz ne de Ukrayna karşımıza kolay alabileceğimiz bir ülke konumunda bize kattıkları ile. Hangisini gözden çıkarsak bir kere turizmi ve turizmciyi de bir miktar gözden çıkarmış oluruz ve bir miktar dövizi de tabi ki. Ayrıca bir miktar ihracatı da gözden çıkarmış oluruz ki özellikle deri sektöründe şu aşamada Rusya veya Ukrayna ile krizi kaldırabilecek bir yapı ve denge maalesef ki yok derici arkadaşlarımla yaptığım görüşmelerden anladığım kadarıyla ve anladığım kadarıyla sanayicimiz de esnafımız veya tüccarımız da çok endişeli bir bekleyişe girdi ve piyasalar da bıçak gibi kesmiş durumda adeta. O halde kimseyle kötü olmadan bu zor günlerin bir an önce bitmesi için mücadele verirken tarafları bir biçimde masaya oturtup uzlaşı yoluna gitmeye ve Ukrayna'da bir an önce gerçek anlamda demokrasiyi getirmeye öncelik vererek siyasi gayretlerimizi bu yönde sarf etmeli ve Yurtta Sulh Cihanda Sulh ilkesini bizi dinleyen herkese söz hakkı bulduğumuz her yerde hatırlatmalıyız vesselam.