TEDBİRSİZLİK; YAKTI, YIKTI, GEÇTİ!

Geçtiğimiz pazartesi günü yaşanan bu olayı sindiremeyiz, sindirmemeliyiz de aslında. İçinde
insanlık olan, vicdan olan merhamet olan hiç kimse bunu örtbas edemez. Olan olmuş zaten ama
bu durumda bir suçlu aranacaksa akla gelecek en son kitle halktır.
Pazar günü doğalgaz kesintisiyle uyanan Uşak halkının tek suçu sosyal medya kullanmamasıdır.
Bir belediye olarak uyarı yapılıyorsa akla gelecek en son kanal sosyal medya olmalıdır. Belediye ya
da yetkililer halkına bunu duyuramıyorsa 1 kişi bile bundan habersiz ise bunun suçlusu yine halk
değildir. Seçimlerde koca koca araçlar da son ses müziklerle adlarını duyuranlar şimdi neredeler?
7.Yunus Emre sokakta olan patlamadan bir gün önce kiracı Burak Akgün, UDAŞ’I arayarak gaz
kokusu aldığını bildiriyor. Ekipler gelip kontrol ettiklerinde ise sorun olmadığını belirterek çözüm
önerisi olarak camları havalandırabilirsiniz demişler. Sözde sorun olmayan bu evde bir gün sonra
bu korkunç patlama meydana geliyor.
Mahalleliden aldığımız bilgilere göre ise aslında bir gaz kaçağının olduğunu, ekiplerin mahallede
araştırma yaptığını belirttiler. Böyle bir sorundan habersiz olan halk, hangi gerekçeyle suçlanabilir
ki? Gaz geldi dendiğinde doğalgazı açmak en doğal haktır. Siz bunun nasıl yapılması gerektiğini
anlatmazsanız, bu bilgiyi yeterince duyuramazsanız halk nereden bilecek bunun nasıl
kullanıldığını? Madem bu kadar hassasiyetli davranılması gereken bir durumla karşı karşıya
gelinmişken bunun talimatını sosyal medyadan duyurup geçemezsiniz. Bu düpedüz
sorumsuzluktur. Bunca insanın canını, malını, güvenliğini hiçe saymaktır. Hiç kimse kendi eliyle
kendine sıkmaz. Bunun bilincinde olan biri zaten bile bile böyle bir şey yapmaz. Burada
sorgulanacak şey evde ki kombinin eski olması, halkın bilinçsizce hareket etmesi değildir. Halk
bilinçsizse, bilgilendirecek kişiler nerededir, bunca zaman bir kaçak söz konusu ise neden gerekli
açıklama yapılmamıştır? Olası bir tehlike anında ne yapacağını bilmemek bizim ayıbımız değildir.
2 günde birden fazla patlama gerçekleşmesi ise zaten olan bitenin özetidir. Herkes mi suçlu?
Hepsi mi bilinçsiz? Bu patlamaların hepsinin asıl kaynağı kombi mi?
Patlamaların olduğu evlere gidip uzaktan boy göstermek yerine gerçekten anlamak isterseniz asıl
sorunu görürsünüz. Asıl amacı halka hizmet vermek olan yetkilileri makamı, mevkiyi ve siyaseti bir
kenara bırakıp insan olarak ellerini vicdanlarına koyup bu insanların yaralarını sarmaya davet
ediyorum. Manevi olarak yaşanılan korkuyu, acıyı unutturamazsınız ancak bir kase çorba dahi
göndermeyi akıl edemeyecek kadar da duygusuz olamazsınız.
Şehrin 3 farklı noktasında halen daha hiçbir müdahale yapılmadan bekletilen bu evlerde ki hasarın
bir an önce tadile edilmesi gerekiyor. Bu acıyı birebir yaşayan mahalleler, her sabah perdesini
açtığında karşısında bu manzarayı görürken o anı binlerce kez yaşıyor. Hastanede yaralı olan
kardeşlerimiz evine dönmek istediğinde karşısında gördüğünü manzara ise içler acısı. Şu an için
yapılan tek şey açılan koca koca çukurlar. Kış ağzında halen daha doğalgazı gelmeyen evler var.
Bu insanlar derdini anlatacak muhatap bulamıyorsa, bu mağduriyet halen daha giderilmiyorsa
sorunu nerede aramalıyız sorarım.
Ortada gözle görülür bir mağduriyet varken, yapılacak şey ise bir o kadar çok basitken yetkililer
nerededir sorarım.
Bunlara istinaden; ilk patlamanın gerçekleştiği apartmanın sigortası olmasına rağmen, şu an ki
duruma bakıldığında apartmanın tamiri için ciddi bir maliyet gerekiyor. Ancak sigorta şirketinin
teklif ettiği ücret ise kapıları tamir etmeye bile yetmiyor olması da bayağı trajikomik bir olaydır.
Uşak Haber Merkezi ekibi olarak halkımızı ziyaret ettik. Onları dinledik, anlamaya çalıştık. Acılarını
bir nebze de olsa hafifletmek istedik. Yanlarında olduğumuzu bilsinler istedik. Biz vazifemizi yaptık,
darısı vazifesinin unutanlara diyelim...
Öncelikle hastanede olan yaralılarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. En kısa sürede
iyileşmelerini temenni ediyoruz. Tüm hemşerilerimize ise olayın takibinde olmalarını, daha dikkatli
davranmaları gerektiğini ve haklarını aramaları gerektiğini bildirir, aynı acıların tekrarının
yaşanmaması adına halkımızdan tedbiri elden bırakmalarını rica ederiz. Zira bu konuyla ilgili hala
yetkililerden ve ilgili şahıs ve kurumlardan ses soluk çıkmıyor. Bu da bizde olası bir tehlike
sonrasında ne haliniz varsa görün demenin somut örneğidir. Yetkililere güvenmeyin çünkü eğer
onların çıkarlarına ters düşecek en ufak şey de bile suç sizde derler geçerler. Hiçbir şey yokmuş
gibi, aslında hiç olmamış gibi hayatlarına devam ederler. Yanan yandığıyla kalır, biz ise yazıp
çizdiğimizle kalırız.