Bildiğiniz üzere Cumhuriyet Halk Partisi üyeyi bir araya getirmemenin üzerine kurulu bir sözde kurultay süreci yaşıyor. Hukukla ve demokrasi ile hiçte bağdaşmayan ve katılımın yarıdan az gerçekleştiği kongre de tek konuşulan konu ise "değişim" oldu. Üyenin neredeyse tamamının; kurultay öncesi üyelerin bir araya geldiği geniş katılımlı üyeye özel toplantıların yapılması ve ardından her mahallenin üyesinin kendi delegesini çıkarabildiği çarşaf liste usulü ile delegelerin belirlenmesini dile getirip ifade ettiği bir zeminde üyeyi yine dinleyen olmadı ve kendilerinin çalıp kendilerinin oynadığı bir zeminde delege seçimlerini gerçekleştirmeyi yeğledi parti yönetimi ve karşıdaymış gibi görünen saz arkadaşları.
Üye kimsenin umurunda olmadı keza kongre de üyenin umurunda olmadı tabi. Katılım sadece oy verme düzeyinde ve taşıma yoluyla gelen üyelerin gelmesiyle üye sayısının yarısı kadar bile gerçekleşmedi. Düşünsenize üyenin yarıdan fazlası araba yollayalım gel beş dakika oyunu ver git teklifine HAYIR demiş ve katılım dahi sağlamamış ve bu arkadaşlar delege seçtiklerini sanıyorlar. Hukuk ne diyor? Delege adayları çıkar kendileri için oy ister üyeler de değerlendirip uygun gördüklerini kendi mahallesini temsil etmesi için delege seçer diyor. Peki delege seçiminde oy veren üye delegeyi tanıyor mu? İnanın çoğu oy verdiği listede kimlerin delege yazıldığını bile bilmiyor.
Özetle bırakın düşünce ve fikirlerini bırakın temsil kabiliyetini vs. isimlerini bile öğrenmedikleri delegeye oy verdirtildi üyeler. Bu mu şimdi demokrasi? Bu mu hukuk? Üyeyi partiye küstürmüş üstüne üstük gelmezsen gelme diyor ve umursamaksızın katılmayan ezici çoğunluğu sözde kurultay topluyor. Tabi bu şartlarda seçilen delegeden de delegeliği borçlu olduğu listeyi hazırlayanların istediği merkez ilçe adayına oy vermesi bekleniyor. Ne olur bu şekilde oluşturulan bir örgütten veya bu örgütlerin göndereceği Büyük Kurultay Delegeleri ile seçilecek parti liderinden? Siyaset halk desteği ve halktan alınan manevi güç ile yapılır ve halk desteği, partinin üyesinin desteğini alarak toparlanmaya başlanır.
Tabi milletvekillerinin belirlenmesinin hangi koşullarda gerçekleştiğini de bizzat CHP'nin Sayın Genel Başkanı açıklamış medyaya dün verdiği bir mülakatta ve demiş ki ben MYK Üyelerine bölge bölge verdim o işi Onlar da hep kendilerine yakın olan isimleri milletvekili adayı yapmış. O halde Uşak'ın dahil olduğu bölgeye bakan MYK Üyesi ile iyi geçinmesi ve diğer zamanlarda vaziyeti idare eden kongre vb parti çalışmalarını gerçekleştirmesi yetecek milletvekili veya vekil olmak isteyen kişinin.
Nitekim Ali Karaoba'da öyle yapıyor üyenin taleplerini görmezden gelerek saçma sapan bir kongre sürecine zorluyor bütün partiyi.
Üstelik kongreye de doğrudan müdahil. Bizzat arıyor üyelerin hepsini ve beyaz listeye oy isteyiveriyor. Koca milletvekilisin ne işin olur delege seçimi ile? Delegenin kimin seçildiğinin ne önemi var vekil için? Üye kimi derse o liste ve yönetimi ile anlaşıp çalışmak neden zor olsun ki Milletvekili seçilmiş birine? Tabi o da değişim olmalı genel başkan dahil değişmeli deyiveriyor kimi üyeye ve ayrıca MYK'daki vekil olmasını sağlayan isimlerle de iyi geçiniveriyor. Yetiyor.
Yetsin artık diyor üye ve üye artık kendisini temsil etmeyecek kişiyi millet meclisine göndermek de istemiyor esasen. Esasen koca sandığa da gönüllü gitmiyor, hiç bir vekil yada belediye başkanı adayına da gönüllü oy vermiyor ezici kitleler. Ama kimin umurunda?Zaten sahada gelen bilgileri de başta Milletvekili ve bir eski il başkanının herkesin içinde birbirine sinkaflı konuşmaları ve sarı listeye toplanan her devrin fitnelerinin çıkardığı fitneleri ve nasıl da üye tarafından sıfırla çarpıldıklarını önümüzdeki günlerde arkadaşlar kulis bilgileri olarak haberleştirecek. O yüzden ben detaya girmiyorum ama üyenin tavrı net iki listeyi çıkaranlar da alayınız defolun gidin. Biz yeni yüzler istiyoruz partiye.
Evet beyaz liste zaten mevcut yönetim ama sarı listeyi oluşturanlara da bakılınca bir çoğu Ali Karaoba'nın da adamı gibi duran ve partide kimse ama hiç kimse tarafından sevilmeyen isimler olup samimi bulunmadıkları için kabul görmüyor. Keza seçimi kaybettiği için mevcut yönetime de hak görülmüyor doğal olarak yönetimde kalmak. Ama bu dayatmalar karşısında çaresiz kalan üye de küserek kendince mesaj veriyor. Altına özel özel, tek tek araba çektiğin halde ve dilediği saatte dilediği yerden alıp oy attıktan sonra dilediği yere geri bırakacağını söylediği halde üyenin yarıdan fazlasını ikna edemeyen arkadaşlar siyaset yapsa ne olur? Adı siyasetçi olsa ne? Bence de değmez davetlerine icabete üye haklı vesselam..