"Seçimle gelen seçimle gider" teranesinin üzerine siyaset bina ederek demokrasi havariliğine soyunanların demokrasi anlayışına bakar mısınız? Üyesini delegesini adam yerine koymayan siyasetçiler, birden bire demokrasi aşığı kesildi başımızda. Ne demek yani bu? Seçilenler de bizim tabi olduğumuz kanunlara tabi değiller mi? Seçilen seçildikten sonra ihanet şebekeleri ile iş birliği içine girmişse ya da seçilmiş olmanın verdiği yetkileri kullanarak yolsuzluk hukuksuzluk yapıyorsa alenen ve mahkeme kararlarını bile tanımaz hale gelmişse, seçildiği makamı kullanarak insanlara zulmeder hale geldiyse, Devlet seyir mi edecek? Millet seçti millet indirsin diye mi bekleyecek? Kanunlar ya da kanun adamları niye var? Yalnızca sade vatandaş için mi hukuk var, TCK var? Seçilmişlere kanun adına hesap sorulmasın mı? Siyasi Parti Genel Başkanları niye var? Niye var Devletimiz? Elbette hukuksuzluğa ve halka yapılan zulme dur diyecek birileri olmalı Devlet içinde, aksi takdirde demokrasi tiyatrosu (tiyatro diyorum çünkü adaylarını üyelerin berlemediği bir seçim demokrasi tiyatrosundan öteye geçmez) ile seçilen bazı makam sahipleri makamlarını ve görevlerini kötüye kullanarak insanları mutsuz etmiş olabilirler ve bir kişinin mutsuzluğu bile an olur tüm dünyanın mutsuzluğu kadar büyük problem olur.
Kusura bakmayın değerli okurlarım birden bire ağır konulara girdim ama inanın buna ihtiyaç var. Şu memleketimizin haline bakar mısınız? Belediye Başkanı ve yardımcılarının beyanlarından anlaşıldığına göre; Uşak şehri Milli Eğitimden Adliyeye, Valilikten İl Özel İdareye bütün kurumlar bir kişinin emrine verilmiş adeta ve bütün kurumlar, bu yönetici sebebiyle ciddi sıkıntı içerisinde. Bitip tükenmek bilmeyen yolsuzluk iddialarına, mahkeme kararları ile tescilli hale gelmiş hırsızlıklara, sokak ortasında ya da dağ başında dövülen dövdürülen adamlara kısaca yapılan şehir eşkıyalıklarına değinmeyeceğim bile. Bakınız İl Milli Eğitim Müdürlüğüne her gün gelen Onlarca veli haklı şikâyetlerini dile getiriyor ve Milli Eğitim personeli meram anlatmaktan yoruldu. Emin olun hepsi de bütün suçu Nurullah Cahan'ın üzerine yığıyorlar ve yüzde yüz haklılar. Çünkü bütün suç gerçekten de belediye yönetiminde. Milli Eğitimin ve Valiliğin bütün uyarılarına rağmen Okulları taşıma kararını despotça dayatan Nurullah Cahan; okulları yıkarken inanın personele âdeta güç kullandı. Yani 10'larca Utaş personeli kamyon ve kepçelerle dayandı okul binalarına üstelik eğitim öğretim döneminde. Yani yaz tatiline girmesini bile beklemeden yıkmaya geldiler. Okul Öğretmenleri çocuklarının haklarını aradılar Allah'tan da eğitim öğretim döneminde yıkılmasına müsaade etmediler. Yaz tatili girer girmez de Valilik oluruna bile bakılmaksızın Bakanlık oluru ile yıkım gerçekleştirildi. Sonuç yaz tatili bitti fiyasko kucağımızda. 4000 Öğrencinin eğitim geleceği büyük bir tehlike altında ve bu tehlikeyi ne Okul idarecisi ya da öğretmenleri nede Milli Eğitim yönetimi inkâr edemiyor. Bir çocuğun eğitim geleceği bile riske edilemez. Nereden biliyorsunuz siz o okumasını zorlaştırdığınız hatta imkânsız hale getirdiğiniz çocukların içinden dehalar çıkmayacağını, nerden biliyorsunuz o 4000 çocuğun arasında ileride Milletvekili olacak, iş adamı olacak sanatkâr olacak çocukların olmadığını. Nasıl olurda 4000 Çocuğa bile bile kıyabilirsiniz? Hoş küçücük çocuklara acınmayan ve ırzına geçilen belediye bütçesinden devasa destekler sunduğu vâkıfın yöneticileri ile sırıtarak poz vermiş olan Cahan'da, sizce çocuğa merhamet olabilir mi? Aynı tas aynı hamam milleti uyutmaya devam. Yok, arkadaş o kadar uzun boylu değil. Ben bunu eleştiririm kimse bunu görmezden gelmemi ve susmamı beklemesin.
Neyse bir belediye başkanımız var evlere şenlik malumunuz hukuksuzluğun rüşvet ve yolsuzluk dedikodularının hatta hırsızlığın gittikçe yaygınlaştığı bir şehir haline geldik. Düşünün ki "Uşak Teksas'a döndü" diye manşet atan bile oldu geçmişte. Gerçekleri söyleyenlerden başka hiç kimse hesaba çekilmiyor. Uluorta bizi tehdit ediyorlar "Kimse Devletin Gücünü Sınamaya Kalkmasın" diyerek gider yapıyorlar, Ali Erdoğan döneminde girdiğimiz ihale ile aldığımız Ataparkı hiç bir haklı ya da hukuki gerekçe yokken elimizden kanunsuz şekilde üstelik mahkemenin yürütmeyi durdurma yönündeki açık kararına rağmen zorla alacaklarını ilan ettikleri gün hatırlarsanız; Devletin gücünü sınamaya kalkmayın şeklinde faceden bize tehdit yağdırıyorlardı. Sadece Atapark meselesi ile sınırlı kalsa yaptıkları zulüm neyse diyeceğim. Düşünsenize Bir yılı aşkın süredir gazetemiz kapalı sebep FETÖ kargaların bile güleceği bu iddianın sahipleri bilmiyorum ama kimse sorsam Nurullah Cahan ve Ufuk Uğur'u söylüyorlar. Herkes Onlardan şüpheleniyor en azından. Gerçi ben daha yukarıdan bazı isimlerin aklı olduğunu düşünüyorum o ayrı konu. Neyse hiç bir iddiam yok kendimle ilgili ama mağdurum ve yeri gelmişken dile getireyim istedim. Dost ya da düşman bizi tanıyan herkesin malumudur ki bizim gazetemizin kapalı tutulması mal varlığımıza el konulmuş olması bile yeterince büyük bir zulümdür ki bu iki insandan gördüğümüz zulmün bununla sınırlı olmadığını da biliyor herkes. Ayrıca Orman'dan Tarıma Valilikten Emniyete pek çok kurumda bu ekip yüzünden yaşanan sıkıntıları ve kamu personelinin şikâyetlerini dile getireceğim başka bir yazı hazırladığımı da beyan edip daha fazla uzatmayayım yazıyı.
Neyse konumuza dönecek olursak son günlerde ulusal basında çıkan haberlerden, Sayın Erdoğan'ın konuya ilişkin basına verdiği beyanlardan ve Ak Parti MYK toplantısı sonuçlarından anlaşılan o ki Nurullah Cahan ve tüm ekibinden istifa istenmiş ve anlaşılan o ki sıkıntı bu defa harbiden büyük. Anlaşılan o ki "galiba biz yolun sonuna geldik" şarkısı tasviye edilecek arkadaşlar olacak çok yakında. Anlaşılan o ki istifa gelmezse İçişleri Bakanlığı devreye girecek ve bu arkadaşları görevden alacak. Bu günkü Ak Parti MYK'sından çıkan neticeleri böyle okuyor siyaset ombudsmanları. Zaten geçtiğimiz günkü Mustafa Yüce ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi de uzun uzadıya anlatmıştım Nurullah Cahan'ın artık Belediye Başkanlığı vazifesini kör topal bile yürütemez hale geldiğini dolayısıyla istifaya mecbur edileceğini ve bu sonu kendi siyasi tercihlerini yanlış insanlarla yaparak kendisinin hazırladığını da izah etmiştim. Ak Partilisi de CHP'lisi de MHP’lisi de bizim sürekli takipçimizse şayet şunu çok iyi bilir ki; biz bir şey söylüyorsak o mantıklıdır aynı zamanda gerçeklere dayanır zaten halkın malumu olmadan yazmayız bir konuyu. Halkın nabzından emin olmadan asla yazı kaleme almam. Halkın onaylamayacağı tek bir cümle çıkmamıştır kalemimden ve hukuka ve Devletimize olan saygımız da herkesin malumdur ki biz söylediklerimizin doğruluğundan emin olmasak söyleyip yazmayız. Biz Nurullah Cahan'ın fiilen belediye başkanlığını yürütmekte çok zorlandığını hatta yürütemediğini söylüyor isek bu kesinlikle gerçek bilgilere ve yaşanan gelişmelere dayanır ve bütün Uşak'ın zaten kabul ettiği bir gerçektir. Yani biz aslında sadece "malumu ilan" ederiz.
Şimdi de malumu ilan ediyorum ki Bir cellat tarafından kurulan, sahtekâr Halit zamanında Osmanlı'yı saran, Yahudi Barzani ailesini de içine katarak Ortadoğu'da yaygınlaşan Nakşibendilik de türevi olan Nurculuk ve FETÖ'cülük de artık bitmiştir. Nurullah Cahan'ın da Ali Erdoğan'ın da siyaset hayatı bitmiştir ve dahi yüz yıl sonra bile bu anlayışa bu Millet güvenip kızını yani Devletini emanet etmez. Uşak halkının feraseti Allah'ın izni ile kurulmuş ya da kurulmak istenen çeteleri ifşa etmiş ve hiç değilse şehrimizin geleceğini kurtarmıştır. Uşak halkı zulme despotluğa teslim edilememiştir. Uşak halkı Nurullah Cahan ve ekibini beğenmemiş ve reddetmiştir. Kanunların uygulanması vazifesini Devletin yüklediği siyasi ya da Kamu iradesi üzerine düşeni yapmaya karar vermiş nihayet. Yaşananlardan benim çıkarımım bu şahsen. Aynen Erdoğan'ın beyan buyurduğu gibi Halk o insanların o görevlerden inmesini istemiştir ve bunu mutlaka başaracaktır hem de demokrasi ve hukuktan zerre sapmadan.
Sözü uzatmayayım bana sorulursa bu iş bitmiştir ve yazıyı Hz. Mevlana'nın şu dizeleri ile noktalıyorum. "Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım." Yeni haftada yeni şeyler söylemek temennisiyle Esen kalın.
Kusura bakmayın değerli okurlarım birden bire ağır konulara girdim ama inanın buna ihtiyaç var. Şu memleketimizin haline bakar mısınız? Belediye Başkanı ve yardımcılarının beyanlarından anlaşıldığına göre; Uşak şehri Milli Eğitimden Adliyeye, Valilikten İl Özel İdareye bütün kurumlar bir kişinin emrine verilmiş adeta ve bütün kurumlar, bu yönetici sebebiyle ciddi sıkıntı içerisinde. Bitip tükenmek bilmeyen yolsuzluk iddialarına, mahkeme kararları ile tescilli hale gelmiş hırsızlıklara, sokak ortasında ya da dağ başında dövülen dövdürülen adamlara kısaca yapılan şehir eşkıyalıklarına değinmeyeceğim bile. Bakınız İl Milli Eğitim Müdürlüğüne her gün gelen Onlarca veli haklı şikâyetlerini dile getiriyor ve Milli Eğitim personeli meram anlatmaktan yoruldu. Emin olun hepsi de bütün suçu Nurullah Cahan'ın üzerine yığıyorlar ve yüzde yüz haklılar. Çünkü bütün suç gerçekten de belediye yönetiminde. Milli Eğitimin ve Valiliğin bütün uyarılarına rağmen Okulları taşıma kararını despotça dayatan Nurullah Cahan; okulları yıkarken inanın personele âdeta güç kullandı. Yani 10'larca Utaş personeli kamyon ve kepçelerle dayandı okul binalarına üstelik eğitim öğretim döneminde. Yani yaz tatiline girmesini bile beklemeden yıkmaya geldiler. Okul Öğretmenleri çocuklarının haklarını aradılar Allah'tan da eğitim öğretim döneminde yıkılmasına müsaade etmediler. Yaz tatili girer girmez de Valilik oluruna bile bakılmaksızın Bakanlık oluru ile yıkım gerçekleştirildi. Sonuç yaz tatili bitti fiyasko kucağımızda. 4000 Öğrencinin eğitim geleceği büyük bir tehlike altında ve bu tehlikeyi ne Okul idarecisi ya da öğretmenleri nede Milli Eğitim yönetimi inkâr edemiyor. Bir çocuğun eğitim geleceği bile riske edilemez. Nereden biliyorsunuz siz o okumasını zorlaştırdığınız hatta imkânsız hale getirdiğiniz çocukların içinden dehalar çıkmayacağını, nerden biliyorsunuz o 4000 çocuğun arasında ileride Milletvekili olacak, iş adamı olacak sanatkâr olacak çocukların olmadığını. Nasıl olurda 4000 Çocuğa bile bile kıyabilirsiniz? Hoş küçücük çocuklara acınmayan ve ırzına geçilen belediye bütçesinden devasa destekler sunduğu vâkıfın yöneticileri ile sırıtarak poz vermiş olan Cahan'da, sizce çocuğa merhamet olabilir mi? Aynı tas aynı hamam milleti uyutmaya devam. Yok, arkadaş o kadar uzun boylu değil. Ben bunu eleştiririm kimse bunu görmezden gelmemi ve susmamı beklemesin.
Neyse bir belediye başkanımız var evlere şenlik malumunuz hukuksuzluğun rüşvet ve yolsuzluk dedikodularının hatta hırsızlığın gittikçe yaygınlaştığı bir şehir haline geldik. Düşünün ki "Uşak Teksas'a döndü" diye manşet atan bile oldu geçmişte. Gerçekleri söyleyenlerden başka hiç kimse hesaba çekilmiyor. Uluorta bizi tehdit ediyorlar "Kimse Devletin Gücünü Sınamaya Kalkmasın" diyerek gider yapıyorlar, Ali Erdoğan döneminde girdiğimiz ihale ile aldığımız Ataparkı hiç bir haklı ya da hukuki gerekçe yokken elimizden kanunsuz şekilde üstelik mahkemenin yürütmeyi durdurma yönündeki açık kararına rağmen zorla alacaklarını ilan ettikleri gün hatırlarsanız; Devletin gücünü sınamaya kalkmayın şeklinde faceden bize tehdit yağdırıyorlardı. Sadece Atapark meselesi ile sınırlı kalsa yaptıkları zulüm neyse diyeceğim. Düşünsenize Bir yılı aşkın süredir gazetemiz kapalı sebep FETÖ kargaların bile güleceği bu iddianın sahipleri bilmiyorum ama kimse sorsam Nurullah Cahan ve Ufuk Uğur'u söylüyorlar. Herkes Onlardan şüpheleniyor en azından. Gerçi ben daha yukarıdan bazı isimlerin aklı olduğunu düşünüyorum o ayrı konu. Neyse hiç bir iddiam yok kendimle ilgili ama mağdurum ve yeri gelmişken dile getireyim istedim. Dost ya da düşman bizi tanıyan herkesin malumudur ki bizim gazetemizin kapalı tutulması mal varlığımıza el konulmuş olması bile yeterince büyük bir zulümdür ki bu iki insandan gördüğümüz zulmün bununla sınırlı olmadığını da biliyor herkes. Ayrıca Orman'dan Tarıma Valilikten Emniyete pek çok kurumda bu ekip yüzünden yaşanan sıkıntıları ve kamu personelinin şikâyetlerini dile getireceğim başka bir yazı hazırladığımı da beyan edip daha fazla uzatmayayım yazıyı.
Neyse konumuza dönecek olursak son günlerde ulusal basında çıkan haberlerden, Sayın Erdoğan'ın konuya ilişkin basına verdiği beyanlardan ve Ak Parti MYK toplantısı sonuçlarından anlaşılan o ki Nurullah Cahan ve tüm ekibinden istifa istenmiş ve anlaşılan o ki sıkıntı bu defa harbiden büyük. Anlaşılan o ki "galiba biz yolun sonuna geldik" şarkısı tasviye edilecek arkadaşlar olacak çok yakında. Anlaşılan o ki istifa gelmezse İçişleri Bakanlığı devreye girecek ve bu arkadaşları görevden alacak. Bu günkü Ak Parti MYK'sından çıkan neticeleri böyle okuyor siyaset ombudsmanları. Zaten geçtiğimiz günkü Mustafa Yüce ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi de uzun uzadıya anlatmıştım Nurullah Cahan'ın artık Belediye Başkanlığı vazifesini kör topal bile yürütemez hale geldiğini dolayısıyla istifaya mecbur edileceğini ve bu sonu kendi siyasi tercihlerini yanlış insanlarla yaparak kendisinin hazırladığını da izah etmiştim. Ak Partilisi de CHP'lisi de MHP’lisi de bizim sürekli takipçimizse şayet şunu çok iyi bilir ki; biz bir şey söylüyorsak o mantıklıdır aynı zamanda gerçeklere dayanır zaten halkın malumu olmadan yazmayız bir konuyu. Halkın nabzından emin olmadan asla yazı kaleme almam. Halkın onaylamayacağı tek bir cümle çıkmamıştır kalemimden ve hukuka ve Devletimize olan saygımız da herkesin malumdur ki biz söylediklerimizin doğruluğundan emin olmasak söyleyip yazmayız. Biz Nurullah Cahan'ın fiilen belediye başkanlığını yürütmekte çok zorlandığını hatta yürütemediğini söylüyor isek bu kesinlikle gerçek bilgilere ve yaşanan gelişmelere dayanır ve bütün Uşak'ın zaten kabul ettiği bir gerçektir. Yani biz aslında sadece "malumu ilan" ederiz.
Şimdi de malumu ilan ediyorum ki Bir cellat tarafından kurulan, sahtekâr Halit zamanında Osmanlı'yı saran, Yahudi Barzani ailesini de içine katarak Ortadoğu'da yaygınlaşan Nakşibendilik de türevi olan Nurculuk ve FETÖ'cülük de artık bitmiştir. Nurullah Cahan'ın da Ali Erdoğan'ın da siyaset hayatı bitmiştir ve dahi yüz yıl sonra bile bu anlayışa bu Millet güvenip kızını yani Devletini emanet etmez. Uşak halkının feraseti Allah'ın izni ile kurulmuş ya da kurulmak istenen çeteleri ifşa etmiş ve hiç değilse şehrimizin geleceğini kurtarmıştır. Uşak halkı zulme despotluğa teslim edilememiştir. Uşak halkı Nurullah Cahan ve ekibini beğenmemiş ve reddetmiştir. Kanunların uygulanması vazifesini Devletin yüklediği siyasi ya da Kamu iradesi üzerine düşeni yapmaya karar vermiş nihayet. Yaşananlardan benim çıkarımım bu şahsen. Aynen Erdoğan'ın beyan buyurduğu gibi Halk o insanların o görevlerden inmesini istemiştir ve bunu mutlaka başaracaktır hem de demokrasi ve hukuktan zerre sapmadan.
Sözü uzatmayayım bana sorulursa bu iş bitmiştir ve yazıyı Hz. Mevlana'nın şu dizeleri ile noktalıyorum. "Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım." Yeni haftada yeni şeyler söylemek temennisiyle Esen kalın.
Kalemşörler 7 Yıl Önce
şu para ile yazı yazan kalemşörleri bile kurtaramaz bunları. geçen süleyman özışık denen eski feto övücüsü kendini yazar diye reklam yapan şahısın yazısını okudum gül gül öldüm.aklınca önce ülke siyasetine girmiş sonrada bizim valimize getirmiş lafı. güya tasarruftan bahsedecek ama tabi iş başka. belediye başkanı ve vali beyin arası iyi olmadığından muhtemel hesabına para yatıvermiş ki konağın lüzumsuz olduğunu hemencecik tesbit yapıvermiş ve vermiş veriştirmiş.halbuki bi araştırma zahmetinde bulunsa işin aslını anlayacak.işin aslı şu ki vali konağının ihalesi 24 mayısta onaylanmış ve 20 haziranda ihale yapılmış. şimdi sıkı durun vali bey kararname ile uşaka ataması ne zaman yapılmış biliyor musunuz 21 haziranda. sayın özışıka naçizane tavsiyem yılmaz özdilin yanında biraz staj yapmasıdır.saygjlarıla efendim.
inşaALLAH 7 Yıl Önce
gökçek iki gün sonra istifa ediyormuş darısı diğerlerinin başına
Uşaklı 7 Yıl Önce
gòkćek veya diğerleri bizi ilgilendirmiyor.bizi uşak ilgilendiriyor.ve inşAllah gitmezler 2019 mart seçimlerine kadar kalırlar.
Rica ediyorum....!!!!! 7 Yıl Önce
cahanla ilgili alınacak haberleri artık can sıkıyor i̇nanın, ortalıkta konuşulması da mide bulandırıyor, çıbanla ilgili her şeyden nefret geldi yeter artık bitecekse the end diyin de son olsun artık bu haberler bitsin gerçekten seçime oooo çok var gerçi ne olacaksa
Abdülkadir 7 Yıl Önce
çok enteresan muhalefetin başında bulunanların bazıları utanmasa cahanı yedirmeyiz deyip ortalıkta gezinecek. mhp il başkanıda sözde chpli milletvekili özkan yalım'da cahana destek için ne gerekirse yapıyor. bu gün özkan yalım cahan'ı ziyaret etmiş ve birlikte fotoğraf vermiş sizce bu fotoğraf nasıl okunmalı?