15 Temmuz'da sözde demokrasi nöbeti tutanların bir kısmının amacı kendilerinin fetöcü olmadıklarını ispat etmekti ama yargı affetmedi meydanlarda fetöye sövenleri de topladı bir dönem. Şimdi de adalet yürüyüşü yapanların içine sızan bir kısım fetöcü; yürüyüşü amacından saptırıp bazı haksızlıkları da gerekçe ederek fetö soruşturmasına karşı sürdürülen bir eylemmiş izlenimi yada algısı vermeye çalışıyor. 15 Temmuz meydanlarından çok fetöcu çıkmıştı bakalım Adalet yürüyüşüne katılan fetöcüler kurtulabilecek mi?
Uzun zamandır siyaset sahnesinde çok enteresan insanı endişeye sevk eden gelişmeler yaşanıyor. Birbirine en ağır hakaretleri medya önünde açıkça söyleme noktasına gelen siyasiler her nedense bahse konu FETÖ'cüleri kollamak yada Milletvekillerine yeni kıyaklar oldu mu birbirlerine çok anlayışlı ve nazik davranabiliyorlar. Devletin tüm kurumlarında yolsuzluk almış başını gitmiş liderlerden çıt yok.
Kılıçdaroğlu 180 Bylockcu Milletvekili olduğunu söyledi malumunuz ama listeyi açıklamadı nedense? Bu liste Kılıçdaroğlu'nda olduğuna göre Başbakan Yıldırım'da İçişleri Bakanında ve Devlet Bahçeli'de de vardır değil mi? Bakın hiç isim bile sızmıyor. Herkes kimler olduğunu isim isim tahmin ediyor olsa bile. Düşünün İş adamları arasındaki BYLOCK'çuların isimlerini iş adamları bilse halka sızmaz mıydı bu bilgiler? Çoktan sızardı ama siyasetçilerden hiç sızıntı yok. Tuhaflık sadece bunlarla sınırlı olsa iyi. 15 Temmuzun şokunu atlatamadan saçma sapan bir referandum ile gündem aylarca meşgul edildi. Şimdi de Milletin gündemi ile siyasilerin gündemi hiç birbiri ile alakası olmayan bir noktaya geldi. Millet siyasetçiden ümidi neredeyse tamamen kesti ve kendi başının çaresine bakıyor bence.
Baksanıza Türk Milletinin her dört ferdinden birinin oyunu alan koca siyasi partinin Genel Başkanı; Belediyelerini ve teşkilatlarını seferber ettiği ve tüm olanakları ardına kadar zorladığı halde aynı Milletin binde birini bir araya getirip ardına dökemiyor. Milyonları yola dökse ne olurdu? Ayrı bir tartışma konusu Malum Milletin binde biri gelse 80 bin kişi gelmesi lazım ki malum yürüyüşün 10 Bini bulduğu nadir yerler olduğu bilgisine sahibim. Diğer siyasi parti liderleri yada lider adaylarında da durum bana sorulursa Kılıçdaroğlu'nun durumu ile aşağı yukarı aynı. Ne sağda ne solda kitlelere heyecan veren kitleleri ardında sürükleyebilecek bir lider gözükmüyor.Hiç bir liderin mitinginde bırakınız yüz binleri on binleri bile bir arada göremiyoruz. En azından meydanda böyle bir lider yok şimdilik. Siyaset ciddi bir tıkalılık yaşıyor. Milletvekili adayları hatta Milletvekilleri utanmasalar akrobasi yaparak yada türkü söyleyerek Milletten oy isteyecekler. Varsa yoksa şov. Bir fikir ortaya atan bir proje söyleyen vizyon ortaya koyan yok. Sadece ve sadece şov. Doğru dürüst cümle kurup kendini ifade etmekten aciz insanların önemli siyasi makamlarda olduğunu yada önemli siyasi makamlara talip olduğunu gördükçe insanın endişesi artıyor.
Çünkü siyaset sahnesi bir milletin en kabiliyetli ve en güvenilir insanlarından oluşan aktörlerden oluşmazsa diğer alanlarda elde edilen başarıların hiç bir anlam ve önemi kalmayabilir. Sanayide yüksek başarıya ulaşsanız ne olacak siyaset sahnesinde kabiliyetli iş bilir politikacılarınız yoksa emeğiniz heba olur. Tarımdan, ticarete, turizmden, sanata bütün meslek dallarının yada bir ülkeyi oluşturan faktör yada sektörlerin gelişmesi ve büyümesi aslında siyaset sahnesindeki aktörlerin başarısına bağlı. Siyaset sahnesinin en sağından en soluna tamamında yaşanan aktör sıkıntısıyla ilgili endişelerimi de paylaşmış oldum sizlerle. Samimi, dürüst, hiç değilse kendi sahasındaki bilgi birikimi iyi, girişken meramını anlatmayı becerebilen, dünyanın ve ülkesinin değilse bile yaşadığı şehrin ve bölgesinin sorunlarına hakim, vizyon sahibi siyasilere ihtiyaç aslında her şeyden daha fazla.
Gelelim Sayın Kılıçdaroğlu'nun adını Adalet Yürüyüşü koyduğu ama benim şahsen ne amaçlanarak yapıldığını bir türlü anlayamadığım malum yürüyüşle ilgili düşüncelerime. Sayın Başbakan Binali Yıldırım'ın bir açıklaması gözüme çarptı gazete okurken; "Yürüyüş amacına ulaşmıştır kabak tadı verdi" demiş. Okuyunca bu cümleyi aynen şöyle dedim. Yürüyüşün amacı neydi? Amaç Hayır platformunu dağıtmak ve CHP'yi FETÖ ve HDP ile kol kola göstermek ise yürüyüş amacına gerçekten ulaştı. Çünkü şu ana dek yürüyüşün kamuoyuna yansıyan en belirgin sonuçları bunlar. Gerçi eline adalet pankartı almış yanındaki Atatürk'e yıllarca Deccal demiş FETÖ'cüye de aldırmadan yürüyen insanların başka ne amacı olabilir ki? Ankara'dan İstanbul'a attım 10 bin kişinin uğrunda yürüdüğü mahkumlar serbest kalır diye bir kanun olsa diyeceğim ki Enis Berberoğlu'nun haksız cezalandırıldığını düşündüklerinden dolayı kurtarmak için bu yürüyüşü yapıyorlar. Ama aynı kitlenin sözcüleri biz FETÖ'cüleri hapisten çıkartmak derdinde falan değiliz, öyle bir amacımız yok diye bağırıyorlar. Amaçları kendi beyanlarına göre bu değil.
Peki o zaman ne? Adalet arıyorlar. Pardon da o Adalet kaybolurken siz neredeydiniz? Hangi sorumluluk size aitti Sayın Kılıçdaroğlu? Adalet göz göre göre yıllarca katledildi. KPSS Sınav soruları çalınırken biz açık açık yazdık çalındığını neredeydiniz? Ya da FETÖ'cüler kadrolaşırken sizde mi AKP'liydiniz? Veya malum kumpas davalarını AKP sayesinde oluştururken FETÖ siz neden ses çıkartmadınız? Neden bizim çocuklarımız için Adalet istemediniz? KPSS'ye girenler için askeri lise yada polislik sınavlarına girenler için yani FETÖ'cü olmayı reddettikleri için haksızlığa uğrayan evlatlarımız için neden ADALET İstemediniz? Adaleti; adalet sağlayıcıdan istersin, ve adalet aramanın en iyi yolunu hukukçular bilir. Sen tüm Hukukçulara hakaret ettiğinin farkında mısın? Adaleti hukuk adamlarından dilersin, Adaleti tesis edecek güvenilirlik ve güçte hiç kimse bulamadınsa, gelin el birlik Ehli Beyt'i bulalım da Onlar bizim aramızda adaleti tesis ve temin etsin dersin. Bunu da bilemezsen oturur dua eder Allah'tan ilahi adalet'i istersin. Her kaybolan öncelikle kaybolduğu yerde aranır. Senin düştüğün yol iyi bir yol olsa FETÖ'cülük yapmakta hala ısrar eden hala FETÖ'cülerin cezevinden çıkacağına inanarak yaşayan ve FETÖ ile irtibatı kesmeyen türbanından başka hiç bir müslüman imaresini barındırmadıklarını düşündüğüm ablalarla yada terör bağlantısı artık ayan olmuş HDP'liler ile yolun kesişmezdi. Senin bu düştüğün yol dosdoğru bir yol olsa; amacı ne bu yürüyüşün? Sorusuna verdiğin mantıklı ve dosdoğru bir cevabı da olurdu.
Senin düştüğün bu yol Atatürk'ün yolu olsa Atatürkçüler seni asla yalnız bırakmazdı ki ben eminim bu ülkede sağda ve solda Atatürk için yürüyorum desen sokağa dökülecek milyonlar var. Senin yolun Atatürk yolu olsa yanındakiler Atatürk düşmanları değil biz Atatürkçüler olurduk sayın Kılıçdaroğlu. Sahi yürüyüşün finalinde mitingte olacak bitecek sonra ne olacak? Bu yürüyenlerin eline ne geçecek? Söyler misiniz? Sahi AKP'nin kaybettiği iktidarı bulup adaleti tesis etmeyi deneseler daha uygun olmaz mıydı? Ekonomi politikalarından terörle mücadeleye iç politikadan dış politikaya tüm politikaları iflas etmiş bir partinin hala nasıl iktidar da kaldığının izahını da yapacak mı Sayın Kılıçdaroğlu mitingte?
Adalet edilirse yürüyenlerin içinde cezaevine gitmesi gerekecek kaç insan vardır sizce? Yani yürüyenlerin kaçı CHP içerisine sızan ve parti dışından katılan fetöcülerden oluşuyordur. Bu yürüyüş bana 15 Temmuz yürüyüşünü hatırlatıyor bazen. Hani kendi katlettikleri demokrasiyi arıyorlardı ya bir ara AKP'liler. O zamanda meydandakilerin yarısından çoğu FETÖ'cü derdik hep ve meydandaki çok insan daha sonra FETÖ'cülükten alındı. Aralarında Savclar mı yoktu? Hakimler polisler yada iş adamları mı yoktu? Hepsinden giden oldu FETÖ'cülükten yalnız siyasiler ve siyasilerin kayırdıkları kaldı meydanda. Yakındır sıra O'nlara da gelecek inşallah. Değil amaçsız bir yürüyüş vatan müdafası bile bizi Devletin tescillediği fetöcüler ile bir araya getiremez. Şayet Kılıçdaroğlu'nun bu yürüyüşünün amacı partiye oy veren kitleleri kırmak ve üzmekse başardı, şahsen ben kırıldım. Neyse ben şahsım adına Atatürk yolundaki yürüyüşüme devam ediyorum bir kenardan ve öğretildiği gibi hala Atatürk düşmanlarına selam vermiyorum yolda da karşılaşsak. Keşke CHP Gene Başkanı ve yönetimi de Atatürk'ün Vasiyetlerine kulak verip O'nun gösterdiği istikamette O'nun hedeflerine doğru yürümeyi tercih etseydi.
Uzun zamandır siyaset sahnesinde çok enteresan insanı endişeye sevk eden gelişmeler yaşanıyor. Birbirine en ağır hakaretleri medya önünde açıkça söyleme noktasına gelen siyasiler her nedense bahse konu FETÖ'cüleri kollamak yada Milletvekillerine yeni kıyaklar oldu mu birbirlerine çok anlayışlı ve nazik davranabiliyorlar. Devletin tüm kurumlarında yolsuzluk almış başını gitmiş liderlerden çıt yok.
Kılıçdaroğlu 180 Bylockcu Milletvekili olduğunu söyledi malumunuz ama listeyi açıklamadı nedense? Bu liste Kılıçdaroğlu'nda olduğuna göre Başbakan Yıldırım'da İçişleri Bakanında ve Devlet Bahçeli'de de vardır değil mi? Bakın hiç isim bile sızmıyor. Herkes kimler olduğunu isim isim tahmin ediyor olsa bile. Düşünün İş adamları arasındaki BYLOCK'çuların isimlerini iş adamları bilse halka sızmaz mıydı bu bilgiler? Çoktan sızardı ama siyasetçilerden hiç sızıntı yok. Tuhaflık sadece bunlarla sınırlı olsa iyi. 15 Temmuzun şokunu atlatamadan saçma sapan bir referandum ile gündem aylarca meşgul edildi. Şimdi de Milletin gündemi ile siyasilerin gündemi hiç birbiri ile alakası olmayan bir noktaya geldi. Millet siyasetçiden ümidi neredeyse tamamen kesti ve kendi başının çaresine bakıyor bence.
Baksanıza Türk Milletinin her dört ferdinden birinin oyunu alan koca siyasi partinin Genel Başkanı; Belediyelerini ve teşkilatlarını seferber ettiği ve tüm olanakları ardına kadar zorladığı halde aynı Milletin binde birini bir araya getirip ardına dökemiyor. Milyonları yola dökse ne olurdu? Ayrı bir tartışma konusu Malum Milletin binde biri gelse 80 bin kişi gelmesi lazım ki malum yürüyüşün 10 Bini bulduğu nadir yerler olduğu bilgisine sahibim. Diğer siyasi parti liderleri yada lider adaylarında da durum bana sorulursa Kılıçdaroğlu'nun durumu ile aşağı yukarı aynı. Ne sağda ne solda kitlelere heyecan veren kitleleri ardında sürükleyebilecek bir lider gözükmüyor.Hiç bir liderin mitinginde bırakınız yüz binleri on binleri bile bir arada göremiyoruz. En azından meydanda böyle bir lider yok şimdilik. Siyaset ciddi bir tıkalılık yaşıyor. Milletvekili adayları hatta Milletvekilleri utanmasalar akrobasi yaparak yada türkü söyleyerek Milletten oy isteyecekler. Varsa yoksa şov. Bir fikir ortaya atan bir proje söyleyen vizyon ortaya koyan yok. Sadece ve sadece şov. Doğru dürüst cümle kurup kendini ifade etmekten aciz insanların önemli siyasi makamlarda olduğunu yada önemli siyasi makamlara talip olduğunu gördükçe insanın endişesi artıyor.
Çünkü siyaset sahnesi bir milletin en kabiliyetli ve en güvenilir insanlarından oluşan aktörlerden oluşmazsa diğer alanlarda elde edilen başarıların hiç bir anlam ve önemi kalmayabilir. Sanayide yüksek başarıya ulaşsanız ne olacak siyaset sahnesinde kabiliyetli iş bilir politikacılarınız yoksa emeğiniz heba olur. Tarımdan, ticarete, turizmden, sanata bütün meslek dallarının yada bir ülkeyi oluşturan faktör yada sektörlerin gelişmesi ve büyümesi aslında siyaset sahnesindeki aktörlerin başarısına bağlı. Siyaset sahnesinin en sağından en soluna tamamında yaşanan aktör sıkıntısıyla ilgili endişelerimi de paylaşmış oldum sizlerle. Samimi, dürüst, hiç değilse kendi sahasındaki bilgi birikimi iyi, girişken meramını anlatmayı becerebilen, dünyanın ve ülkesinin değilse bile yaşadığı şehrin ve bölgesinin sorunlarına hakim, vizyon sahibi siyasilere ihtiyaç aslında her şeyden daha fazla.
Gelelim Sayın Kılıçdaroğlu'nun adını Adalet Yürüyüşü koyduğu ama benim şahsen ne amaçlanarak yapıldığını bir türlü anlayamadığım malum yürüyüşle ilgili düşüncelerime. Sayın Başbakan Binali Yıldırım'ın bir açıklaması gözüme çarptı gazete okurken; "Yürüyüş amacına ulaşmıştır kabak tadı verdi" demiş. Okuyunca bu cümleyi aynen şöyle dedim. Yürüyüşün amacı neydi? Amaç Hayır platformunu dağıtmak ve CHP'yi FETÖ ve HDP ile kol kola göstermek ise yürüyüş amacına gerçekten ulaştı. Çünkü şu ana dek yürüyüşün kamuoyuna yansıyan en belirgin sonuçları bunlar. Gerçi eline adalet pankartı almış yanındaki Atatürk'e yıllarca Deccal demiş FETÖ'cüye de aldırmadan yürüyen insanların başka ne amacı olabilir ki? Ankara'dan İstanbul'a attım 10 bin kişinin uğrunda yürüdüğü mahkumlar serbest kalır diye bir kanun olsa diyeceğim ki Enis Berberoğlu'nun haksız cezalandırıldığını düşündüklerinden dolayı kurtarmak için bu yürüyüşü yapıyorlar. Ama aynı kitlenin sözcüleri biz FETÖ'cüleri hapisten çıkartmak derdinde falan değiliz, öyle bir amacımız yok diye bağırıyorlar. Amaçları kendi beyanlarına göre bu değil.
Peki o zaman ne? Adalet arıyorlar. Pardon da o Adalet kaybolurken siz neredeydiniz? Hangi sorumluluk size aitti Sayın Kılıçdaroğlu? Adalet göz göre göre yıllarca katledildi. KPSS Sınav soruları çalınırken biz açık açık yazdık çalındığını neredeydiniz? Ya da FETÖ'cüler kadrolaşırken sizde mi AKP'liydiniz? Veya malum kumpas davalarını AKP sayesinde oluştururken FETÖ siz neden ses çıkartmadınız? Neden bizim çocuklarımız için Adalet istemediniz? KPSS'ye girenler için askeri lise yada polislik sınavlarına girenler için yani FETÖ'cü olmayı reddettikleri için haksızlığa uğrayan evlatlarımız için neden ADALET İstemediniz? Adaleti; adalet sağlayıcıdan istersin, ve adalet aramanın en iyi yolunu hukukçular bilir. Sen tüm Hukukçulara hakaret ettiğinin farkında mısın? Adaleti hukuk adamlarından dilersin, Adaleti tesis edecek güvenilirlik ve güçte hiç kimse bulamadınsa, gelin el birlik Ehli Beyt'i bulalım da Onlar bizim aramızda adaleti tesis ve temin etsin dersin. Bunu da bilemezsen oturur dua eder Allah'tan ilahi adalet'i istersin. Her kaybolan öncelikle kaybolduğu yerde aranır. Senin düştüğün yol iyi bir yol olsa FETÖ'cülük yapmakta hala ısrar eden hala FETÖ'cülerin cezevinden çıkacağına inanarak yaşayan ve FETÖ ile irtibatı kesmeyen türbanından başka hiç bir müslüman imaresini barındırmadıklarını düşündüğüm ablalarla yada terör bağlantısı artık ayan olmuş HDP'liler ile yolun kesişmezdi. Senin bu düştüğün yol dosdoğru bir yol olsa; amacı ne bu yürüyüşün? Sorusuna verdiğin mantıklı ve dosdoğru bir cevabı da olurdu.
Senin düştüğün bu yol Atatürk'ün yolu olsa Atatürkçüler seni asla yalnız bırakmazdı ki ben eminim bu ülkede sağda ve solda Atatürk için yürüyorum desen sokağa dökülecek milyonlar var. Senin yolun Atatürk yolu olsa yanındakiler Atatürk düşmanları değil biz Atatürkçüler olurduk sayın Kılıçdaroğlu. Sahi yürüyüşün finalinde mitingte olacak bitecek sonra ne olacak? Bu yürüyenlerin eline ne geçecek? Söyler misiniz? Sahi AKP'nin kaybettiği iktidarı bulup adaleti tesis etmeyi deneseler daha uygun olmaz mıydı? Ekonomi politikalarından terörle mücadeleye iç politikadan dış politikaya tüm politikaları iflas etmiş bir partinin hala nasıl iktidar da kaldığının izahını da yapacak mı Sayın Kılıçdaroğlu mitingte?
Adalet edilirse yürüyenlerin içinde cezaevine gitmesi gerekecek kaç insan vardır sizce? Yani yürüyenlerin kaçı CHP içerisine sızan ve parti dışından katılan fetöcülerden oluşuyordur. Bu yürüyüş bana 15 Temmuz yürüyüşünü hatırlatıyor bazen. Hani kendi katlettikleri demokrasiyi arıyorlardı ya bir ara AKP'liler. O zamanda meydandakilerin yarısından çoğu FETÖ'cü derdik hep ve meydandaki çok insan daha sonra FETÖ'cülükten alındı. Aralarında Savclar mı yoktu? Hakimler polisler yada iş adamları mı yoktu? Hepsinden giden oldu FETÖ'cülükten yalnız siyasiler ve siyasilerin kayırdıkları kaldı meydanda. Yakındır sıra O'nlara da gelecek inşallah. Değil amaçsız bir yürüyüş vatan müdafası bile bizi Devletin tescillediği fetöcüler ile bir araya getiremez. Şayet Kılıçdaroğlu'nun bu yürüyüşünün amacı partiye oy veren kitleleri kırmak ve üzmekse başardı, şahsen ben kırıldım. Neyse ben şahsım adına Atatürk yolundaki yürüyüşüme devam ediyorum bir kenardan ve öğretildiği gibi hala Atatürk düşmanlarına selam vermiyorum yolda da karşılaşsak. Keşke CHP Gene Başkanı ve yönetimi de Atatürk'ün Vasiyetlerine kulak verip O'nun gösterdiği istikamette O'nun hedeflerine doğru yürümeyi tercih etseydi.
Ali 7 Yıl Önce
doğru söze ne denir.
Doğruya doğru 7 Yıl Önce
ne chplilerin nede akplilerin bu yazıya en küçük bir itiraz etme şansı yok. doğruya doğru demek zorunda bırakan bir yazı kaleme almış sayın yazar. helal olsun şu ortamda bile hala doğruları dile getiren yazarlar var demekki. gerçi sadece bu sitede bu tür yazılar okuyabiliyoruz sık yazmasalarda. keşke bu tür yazarlar ulusal çapta oda tv gibi internet gazetelerinde de olsa. yada bu yazılar oralarda da yayınlansa. sonuçta uşak halkı okuyor ama bilse bu yazıyı okumak isteyecek çok insan vardır ülkenin başka illerinde.
dikilitaşlı emin 7 Yıl Önce
kaleminize sağlık erkan bey. devletin gizli bilgilerini sızdırdığı iddia edilen bir vekilin tutuklanması sonrası adalet yürüyüşü, zamanlama açısından manidar geldi açıkça bana. ege üniversitesinde 2.5 yıl önce pkklı şeref yoksunları tarafından şehit edilmiş genç kardeşimiz fırat yılmaz çakıroğlu'nun davası hala sonuçlanmadı ve sürekli mahkeme heyeti değişiyor. adalet yürüyüşü, devletin gizli bilgi ve belgelerini sızdıran bir vekilin tutuklanması sonrası olmasaydı, asıl amacı saf ve masumca adalet talebi olsaydı ve hdplileri de dahil etmemiş olsalardı desteklenebilirdi.