Kategoriler

Uşak Haber Merkezi

Türk Milliyetçileri fetöyü ve fetöcüleri affetmedi, milliyetçi sanıp oy verdikleri partiler affetmeye hazır olsa ve affettirmeyi denese bile.

Dünkü yazımın başında İyi Parti'deki fetö mücadelesi serüvenini bahsetmiştim yine oraya gidip bir parantez açarak devam edeceğim müsaadenizle yazı dizimize ki böylece konuya girmemiz de zor olmaz zihnen. İyi Partiye 500 kişi ile üye olalım dedik kimse de beş yüz kişiyi sen nereden bulacaksın demedi? Çünkü gerçekten beş yüz hatta bin insanı birden beraber siyaset yapmak üzere bir partiye ikna edebilecek çapa ve çevreye sahibiz çok şükür ekipçe ki malumdur herkese çevremiz ve saygınlığımız. Ama kabul görmedik iyi mi? Soğuk yaptılar hatırlarsanız meğer dünden razılar imiş Koray bey hepsini ikna etmiş diyecektim atlamışım bu güne ilave ederek yazıma gireyim kaldığı yerden diye düşündüm. Bahçeli ve ekibi değil miydi sahi bizi bu sistem değişikliği serüvenine sürükleyen? Hayır kampanyalarını da kendileri dizayn etmedi mi Tuncay Özkan ve benzeri manipülatörleri kullanarak türlü manipülasyon ve algı taktiği ile ki çoğu gerçekten üst akıl oluyor kim veriyorsa uygulamaya çalışanlara artık? Hangi istihbarat çalışmaları sırasında öğrenilmiş manipülasyon taktikleri ise bir biçimde tutuyor. Ama nihayetinde millette iş patlıyor ve millet hiçte istenen kafayı yaşamıyor. Anıtkabir dolup dolup taşıyor. Millet sessizce Atatürk’e dönüyor ve bir devrim yapıyor adeta derin millet devrimi yaşıyoruz ve putları yıkılıyor derincilerin bütün planları ellerinde patlıyor istihbarat güçlerinin ve Türk İstihbaratı hepsine galebe çalıyor dem dem kaderin cilvesi gereği. Ama derin millet derin devleti yendi diyebiliriz bu yaşananlara.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın anayasayı da millete götürürüz demiş Prof. Dr. Kemal Üçüncü de milletten meşruiyet alalım ki Cumhuriyet konusu kapansın öyle mi yok öyle yağma gibi bir yorum atmış ve çakmış Yalçın'a haklı olarak ki Üçüncü hoca da hatırı sayılır bir hocamızdır milliyetçi camia da Kuvayi Milliye ruhuna inanır ve kuruluş ayarlarına dönmeliyiz tezini savunur o da milletin büyük çoğunluğu gibi ama daha aydınca ve daha akıllıca tabi. Netice de bilim adamı elbette yaptıkları işi öğretir gibi yapacaklar. O da tabii ki MHP Genel Merkezi ve sözde liderince ötekileştirilmiş şans verilmek istenmemiş değerlerimizden birisi ayrıca. Ne hazin tecelli değil mi? Parti bulamıyor adamcağız bunca ilimle ve irfanla bunca Devlet tecrübesi ile ve profesör zaten adam saygın da sonuçta ve gideri de var. Parti mi kursak acaba? Diyor ve enerjisini de bazen olmayacak işlerde olmayacak insanlara aparttırıyor. Kemal Hocamız için olmayabilir ama benim çok var böyle tanıdığım ki Uşakta da var doktorkenden tanıdığım üzerinde emeğimiz de olan ve tanınırlığına da çok katkımız olan ama kendini dibine kadar istismar edildikten sonra kenarda bulan akademisyen arkadaşlar. Arkadaş sanırdık değilmiş gerçi o bize tepeden bakar imiş meğer bilemedik. Biz samimi bildiydik

Başka bir tarihçi akademisyen hanım efendi arkadaşımız ve Hocamız samimi çıktı da Allahtan üzülmedik fazla o zamanki emeklerimize. Bir kaç insana kredi açtık birisi boşa harcadı gerisi sağlam durdu millete bir değeri arz etmiş olduk diye avunduk. Neyse Kemal Hocamız bahsi geçen Profesörle tabi kıyas kabul etmez sıkletleri de farklı sahaları da ayrı konu da siyaset öğütüyor işte yazık oldu özünde çok da iyi bir insandı ve biz tanırken pırıl pırıl genç bir akademisyendi o zamanlar sponsoru da olduğumuz organize ettiğimiz AKM'yi dolduran panellerde gençlere Kuvayi Milliyeyi anlatırlardı Kuvacı gibi ama sonra siyasete merakı artınca iş değişti gitti hırsına yenik düştü daha doğrusu siyaset cambazlarının tuzağına düştü. Oysa biz kendisini bir önceki seçimde aday olarak önermiştik CHP'ye bilen bilir onu da. Neyse o zaman da kabul görmemişti demek ki CHP'nin bir bildiği varmış.

Ders olur dilerim hocamıza ve düzeltir istikametini yeniden kurucu ayarlar demeyi Ehlibeyt demeyi Kuvayi Milliye demeyi terk etti epeydir inşallah söyler de kendisi de kurtulur. İnşallah akademisyenlerimiz de suya sabuna değer siyasete girer de Kuvayi Milliye ruhunu siyasette yaşatırlar. Hemen belirteyim bir kaç gün önceki görüşmemizde de teyit ettim ki CHP Uşak Milletvekili Ali Karaoba'nın da Gazeteci Çavuşoğlu göreceksiniz kuruluş ayarlarına geri döneceğiz ön görüsü üzerine hadi inşallah derken ki yüz ifadesi ve yine Atatürk'ün gizlenen Vasiyeti meselesini ki Özkan Yalım denen geldi fotoğraf çektirmek istedi geçmiş gün de Yalım'ın Gizlenen vasiyet mecliste soru önergesi vermesini şart koşmuş ve o namus sözü verince paylaşmıştık fotoğrafı sonra yalan oldu kaldırmıştık resmi. Kimse de diyemez ki Yalımla başka resim verdin? Kaldırdığımı da o zaman ilan etmiştim bir köşe yazımda.

Karaoba'ya da açtım son görüşme de konuyu sağ olsun hemen ilgilendi özel özel ve varsa çıkartalım ortaya Atatürk'ün bir gizlenen vasiyetini dedi. İnşallah iş edinir ve inşallah benim ve bir çok önemli insanın varlığına inandığı bir çok bilim insanı ve siyasetçinin gazetecinin ve hatta kanaat önderlerinin varlığından haberdar olduğu ama kimsenin içeriğini bilmediği bir vasiyeti gerçekten varsa ve açıklanmaz ise iddia edildiği gibi açıklanması gerektiği ve istendiği halde çıkarsın ortaya da Atatürk'ümüzün kemiklerini sızlatmaya son verir inşallah ki aslı varsa gerçekten Atamızın bir gizlenen vasiyeti ki neden olmasın gayet tabi olabilir böyle bir Devlet büyüğünden ve düşünürden umulabilir bu kadarı. Hiç mantıksız durmuyor keza inananların tezi kimi nefsine uysa da ve kimi kendini umsa da tuhaf bir şekilde. 

Öteden beri fetönün merkez edinmek istediği iddia edilen hatta bu yüzden çatı iddianamenin yazıldığı il olarak bilinen ve bütün cemaatlerin de ilginç bir şekilde merkez edinmek istediği Uşak'ımız da verdiğimiz mücadele malumunuz Uşak Haber Merkezi ekibi olarak ki ekip bir araya gelmeden de mücadele içinde imiş fert fert fetullah ve onun aracılığı ile Vatikan ve Haham başlığın yaşatmak istediği dinler arası diyalog kafası ile çok şükür çok şükür ki Allah bizi bu Deccal fitnesinden ta çocukluktan uzak tutmuş geride kalan ekipçe ki çatı iddianamenin başlangıçta ortaya koyduğu en önemli delillerden birisi Uşak Haber Merkezi ekibinin editörü ve medarı iftiharlarından birisi olan Gazeteci Mustafa Yüce'nin köşe yazıları idi bilenler bilir. O dönem Savcılar da siyasette ilgisini belli etmekten çekinmezdi. Sonra neden bilinmez birden yok farz etme taktiğine geçtiler el birlik ama Allahtan halk bizden vazgeçmedi de halk gücü ile de olsa biz kanadık finalde.

 Kazandık diyorum gerçekten bütün siyasi partilerin tabanlarında sempatimiz vardır özellikle CHP zaten en baştan beri ta 2011'deki Milletvekili seçimlerinden beri bizim partimiz gibidir herkes tanır ekibi ve herkes sever CHP'de. MHP'de de keza sevmeyen yoktur bizim ekibi en azıdan sevmediğini belli edebilen veya söyleyebilen yoktur. Çünkü gerçekten birbirimizin taraftarı olarak anıldığımız çok insan vardır MHP'de hepte ağır ağabeylerdir laflarını esirgemeyen doğrucu Davut ülkücülerdir. Bahçeli'ye de başka bir lidere de körü körüne biat etmez Milliyetçiler ki Atatürk istese bunu yine biat etmezlerdi eminim gerçek milliyetçiler. Gerçek milliyetçi kendi içinde çok demokratik olur her şeyden evvel ve her Türk'ü potansiyel bir değer görür ve ona göre muamele eder ve her Türk'ü koşulsuz karşılıksız sever bir kere ve hiç bir Türk düşmanına ve Türk büyüklerinin düşmanlarına prim de vermez.

Hepsinin üzerine şehir siyasetinin gündemini de çoğu kez bizim haber ve köşe yazlarımız belirliyorsa ve siyasette destek attığımız insanlar üyeye veya halka sorulduğu sürece destek buluyor ve yükseliyorsa ve hala algı operasyonlarını biz başarısızlığa uğratmayı başarıp halkı gerçek gündemi ile bir tek biz buluşturabiliyor isek hala ve hala bunca saygınlığa ve sempatiye sahipsek yıllarca para bile kazanmadan direnmiş iken biz kazandık demedik. İnsan kazanmışsız demektir her şeyden evvel ki en büyük değer de insan en büyük sermaye ve en büyük para da itibar değil mi?

Ya Bahçeli'nin Uşak'taki itibarı ne acaba? Veya bize düşmanlık edip bizi sindirmeye yok etmeye matuf bir politika ile gaddarca bize zulmedenlerin itibarı? Ufuk Uğur'u var mı mesela adam yerine koyan? Nurullah cahan'ı mesela gittikleri her yerden kovulmuyorlar mı artık bize düşmanlık edenler? El cevap evet ve dostlarımız itibar görmüyor mu halkta? Ön seçimlerin ve kongrelerin belirleyicisi bizim dostlarımız ise ve bizim dostlarımız kazanıyorsa düşmanlarımız sürünürken ve kıvrım kıvrım kıvranırken çaresiz bir akrep gibi kendilerini sokmaları beklenirken biz kazanmışız demektir öyle değil mi? O halde çok şükür diyerek bitirelim yazı dizimizi kimse Türkün kudretini sınamaya kalkmasın bedelini ağır öder deseler doğrudur. Sınadılar bedel ödüyorlar herkesin içinde saçmalayarak ve saçma sapan görüntülerle acz içinde halka görünerek biz şükür edelim onlar sabrededursun çaresiz...

Yorumlar

Onur 6 Ay Önce

İstedikleri kadar gerçekleri gizlemeye çalışsınlar.istedikleri kadar karalama kampanyası yapsınlar.İlahi adalet mutlaka tecelli eder. İlahi adalet mutlaka tecelli eder

Tüm Yorumlar