Son günlerde gerek iktidar kanadının yağdanlığı pozisyonunda görünen ve gerekse Muhalefet ediyor gibi gözükerek yıllardır AKP'nin iktidarda kalmasında ciddi emek harcadıkları bilinen muhalif medya da ne hikmetse düğmeye basılmış gibi aynı anda yargımıza ordumuza ve polisimize karşı bir yıpratma kampanyası yürütüldüğü göze çarpmakta. Asıllı asılsız haberlerin manşetleri o kadar rahatsız edici ki emin olun düşman ülkelerin medya kuruluşları bile bu kadarına cüret edemez.
Malumunuz Türkiye AKP İktidarı tarafından 14 yıl içinde her anlamda uçurumun eşiğine getirildi ve bizler Uşak Haber Merkezi ekibi olarak yerelden ulusala pek çok makale ve haberle AKP'nin bu icraatlerini eleştirdik. AKP'nin Fetullah'la birlikte girişitiği BOP Hayali, Dinler Arası Diyalog safsatası, tek taraflı Avrupa Birliği aşkı gibi politikaları neticesinde ülkemiz malesef; ekonomiden, dış politikaya her alanda AKP'nin uyguladığı yanlış politikalar neticesinde uçurumun eşiğine getirilmiştir. Terörle mücadele yerine müzakere adı altında terörü şımartma ve azdırma yolunu seçen AKP ayrıca FETÖ denilen CIA Projesini de ülkemizin başına bela etmiştir. Peki iktidar tüm bunları yaparken muhalefet nerede imiş? Bana sorulursa sadece ve sadece Milletin gazını almakla ve AKP'nin tüm bunlar olup biterken milleti uyutması için yardımcı olmakla meşguldü. Yıllardır söylüyorum bugün tekrar edeceğim iktidar ile muhalefet ülkemizde aynı noktadan yönetiliyor ve aslında kayıkçı kavgasından öteye geçmeyen bir kısır döngünün içinde milleti iliklerine varıncaya değin sömürüyorlar. Bakınız Meclisteki Milletvekili maaşlarının fahiş noktalara gelişinde siyasetçilere uygulanan sınırsız imtiyazlarda nasıl da birlik içerisindeler yıllardır. Bakınız örneğin Prof. Dr. Haydar Baş'a Uluslarası siyasette Rusya, Çin gibi koca koca Devletler itibar ederken muhalefet yada iktidar hiç bir siyasetçinin onunla birlikte hareket etmeyişine ve hiç bir tv kanalında tek kare kendisinden bahsedilmemiş oluşuna. Bakınız Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanıyım diye arzı endam ederken Başbakan Erdoğan; bu proje ABD ve İsrail menşeili bir proje olup başta ülkemiz olmak üzere 22 İslam ülkesinin bölünüp parçalanmasını hedeflemektedir demeyenlere, bu projeyi muhalefetin de destekleyişine. Bakınız Avrupa Birliğine verilen tavizlerde ortak tutum ve tavır belirleyenlere. Bakınız Fetullah Gülen önderliğinde yapılan Dinler Arası Diyalog faaliyetlerine hep birlikte iştirak edenlere. Bakınız Fetullah kadroları Devlete yerleştirilirken sesini çıkarmayıp örtülü destek olanlara. Bakınız Fetullahçı kadroların AKP'yi işgal ve istila ettiği yetmezmiş gibi muhalefet partilerine de kontenjandan yer vererek yerleştiren muhalefet liderlerine. CHP ve MHP'de pek çok FETÖ'cünün bizzat Genel Başkanlarca konyenjan Milletvekili yapıldığını hiç kimse inkar edemez. AKP Elbette ki il ilçe teşkilatlarına varıncaya değin FETÖ'cü işgalinde ama Muhalefete de yön veren siyasetçilerin büyük çoğunluğunun FETÖ'cü olmasa bile yakınlığı ve ilintisi de herkesin malumdur.
Kabul etsekte etmesekte iktidar kadar olmasa da muhalefette Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu noktaya gelişinde ciddi pay sahibidir ve iktidar kadar olmasa da FETÖ'den PKK'ya Ortadoğu ve dünyada düştüğümüz durumdan, mademlerimizin ve KİT'lerimizin yabancı sermayeye adeta peşkeş çekilmiş olmasına varıncaya değin, Ordunun yıpranmasından, yargıya olan güvenin azalmış olmasına, pek çok alanda muhalefette günahlara ortaktır. Şimdi hiç kimse bana demesin Fetullah'a karşı falan muhalefet partisi çok ciddi ve sert bir tutum sergiledi. Hiç kimse demesin bana yolsuzluklarla mücadele konusuunda falan parti çok yerinde muhalefet yaptı. Hiç kimse demesin falan muhalefet partisi kendi çözüm önerilerini anlatarak milletten oy istedi ama millet destek olmadı. CHP ya da MHP'nin ekonomiye getirdiği çözüm neydi Allah aşkına? Bilen var mı? Ya da Avrupa Birliği politikalarını nasıl belirleyecekti iktidar olsa CHP ya da MHP? Veyahutta Madenlerin yabancılarca işletilmesine karşı kendi projeleri neydi bu iki partinin? Rüzgar enerjisi yada güneş enerjisinden şu şekilde yararlanmayı planlıyoruz diye bir söz duydunuz mu siz muhalefetten? Varsa yoksa eleştiri oda yine iktidarı da yöneten üst akıl dedikleri ulslararası sermayenin belirlediği çizgi ve çerçevede eleştiri. Yani kayıkçı kavgasından öteye gitmeyen milleti uyutmaya ve gazını almaya yönelik ağlama dövüvereyim nevinden eleştiriler değil miydi? (Elbette ki istisani siyasi partiler ve siyasetçiler vardır muhalefette ama medyada yer bulamadıkları için cılız kaldıkları da bir hakikattir)
2014 Yılının ortalarından itibaren ülkemizin yönetimi bana sorarsanız siyasetçinin elinden epeyce çıkmış vaziyette. Ülkemizin Devlet kademelerinde bulunan yürekli Cumhuriyet Savcıları, Yürekli Generalleri ve Yürekli Emniyet Mensupları ortak akılda buluştular ve siyasetçilere rağmen PKK ile ve FETÖ ile ciddi bir mücadeleye giriştiler. Siyasetçiye rağmen diyorum çünkü bakınız bakalım; Açılım politikaları adı altında parlementodan teröre taviz ve askerin yargının elini kolunu bağlanması anlamına gelen yasalar çıkartılırken muhalefet ne kadar itiraz etmiş ya da bakınız bakalım o yasalar değiştirilip terörle mücadelenin önünü açmak maksatlı yeni yasal düzenlemeler getirilmiş mi parlementodan? El cevap hayır. Uşak Cumhuriyet Başsavcısından, FETÖ Soruşturmasını yürüten diğer görevli Emniyet ve yargı mensuplarından örnek vereyim sizlere. Kimlerle uğraşıyorlar; PKK dahil pek çok terör örgütü ile içiçe o örgütlere, Milletten topladıkları himmet paralarını yardım amaçlı göndermiş insanlarla uğraşıyorlar. Yani eli kanlı terör örgütlerine yardım etmek dahil yapamayacakları ihanet olmayan insanlarla uğraşıyorlar. Peki can güvenliklerinin sağlanması yada benzeri kumpaslarla mağdur edilmelerinin tehdit ve şantaja maruz kalmaları olasılığının önlenmesi için ekstra bir önlem alındı mı? Hayır tam tersine polis ve savcı saysında yarıya yakın eksilmeye rağmen yükü omuzlarına bindirmek suretiyle işleri zorlaştırıldı. Peki bu insanlar kimler? Bu insanlar FETÖ'nün ülkeyi kasıp kavurduğu FETÖ'cü olmayanın sürgüne gönderilmek dahil pek çok yaptırımla karşı karşıya kaldığı bir dönemde FETÖ'cü olmayan insanlar ki içlerinde hala kriptolar olabilmekle beraber FETÖ'cü olanların büyük çoğunluğpu görevlerinden el çekmiş durumdalar. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısından örnek vereyim. Kimlerle uğraşıyor PKK ve PKK'nın siyasi uzantıları ile mücadele veriyor. Peki niçin? Elbette ki vatanı için ülkesi için.
Gelelim Türk Ordusuna ve Emniyet güçlerimize; kimlerin inine çomak sokuyor şerefli Türk Ordusu ve emniyet güçlerimiz; PKK'nın, IŞİD'in FETÖ'nün PYD'nin peki buna mukabil yani verdiği bu mücadeleye mukabil ne alıyor? Kucağında siyasetçilerin göz yumulmasını istediği dönemlerde kurulan tuızaklara düşürülmüş askerimizin polisimizin cansız bedenleri. Yani şehitlerimiz.
Kısaca siyasetçimizin ağzına yüzüne bulaştırdığı ülkeyi bölme hatta işgal etme hayali görenlerin iştahlarının kabardığı bir dönemde Devlet erkanımız duruma el koymuş adeta ki AKP'nin bu mücadele de Devletimizi yalnız bıraktığı hepimizin malumudur. Kısmen Erdoğan'ın destek olduğu hiç değilse yol verdiği konuşulmakta Ankara kulislerinde. Başkaca siyasetin bu mücadelelerde zerre dahli yok malumunuz. Şimdiler de ise bırakınız destek olmayı asıllı asılsız haberler üzerinden Türk Ordusu ve Türk yargısın bir moralsizliğe itme ve Ordumuzun ve yargımızın arkasaındaki hal desteğini kırma eğilimi gözlemlemekteyiz. Enteresandır AKİT ile Sözcü, Cumhuriyet ile Birgün, HDP'nin yayın organı Özgür Gündem ile Barış Yarkadaşın haber sitesi gercekgundem.com aynı çizgide buluşmuş gibi. Koro halinde münferit olayları ele alıyor ve son derece provakatif manşetlerle Ordumuzun ve yargımızın moralini bozmaya yönelik bir yayın politikasında bilrleşiyorlar.
Geçen bir haber vardı her gazete yakın yaklaşık aynı manşeti attı: "Şort giyen kadını yumruklayan adamı yargı serbest bıraktı" Hatta birinci paragrafta beraat verdi demişler ikinci paragrafta ise tutuksuz yargılanmak üzere denetimli serbestlik şartı ile serbest demişler. Neden ilk paragraf beraat çünkü ilk paragraf sosyal paylaşım sitesindeki paylaşımda gözüküyor ama ikinci paragraf haberin içine girmeyince gözkümüyor. Peki işin aslı ne? Bana göre olay zaten mizansen yani kadın ile erkek zaten tiyatrodan kavga ediyor provakasyon amaçlanıyor. Böylece öncelikle dinimiz ve dindar insanımız sanki böyle gerici ve tutucu imiş gibi gösterilerek zarar görüyor. Ayrıca kanunda şort giydiği için yumruklarsan cezan değişir demiyor. Adam yumruklamanın cezası belli ve bu cezayı yargıçlar değil, kanun koyucu olarak parlemento belirliyor. Yine aynı durum Manisa'daki askerlerimizin zehirlenme olayıyla igili de söz konusu. Bununla ilgili sizlere onlarca örnek verebilirim. Mesela dondurma yiyen bir çocuğa bir densiz demiş ki "Ramazanda dondurma yeme" oda "Arabistan'a git" demiş. Bunun bir mizansen olduğu ve asılsız olduğu o kadar açık ki. Düşünsenize tam o esnada birileri de çekim yapıyor tesadüf ve çekim çok net. Birçok taciz haberi de dolaşıyor piyasada aynı mantıkta. Yüzleri gözükmeyen tacize uğrayan o insanların bu çekimin yapıldığından haberdar olmadığını nereden bilelim. Hem çekim yapana kadar olan biteni önlemeyip yaptığı çekimi internete yükleyenen ne söylemeli. Bu arada ben demiyorum ki Ordumuzda ve Yargımızda hiç problem yok. Özellikle Yargı ile ilgili belki de en çok mağdur edilen insanlardan birisi olarak bu satırları yazdığımın bilinmesini istiyorum. Yanlışlar elbette var ama yine de bu bahane ile siyasetin yanlışlarını görmezden gelip tüm suçu Devlet kurumlarına yüklemek ve Ordumuza Yargımıza karşı bir dezenformasyon faaliyetinde bulunmak ne kadar akıl karı sizce?
Neyse, siz verdiğim bakış açılarından hareketle diğerlerini gözünüzün önüne getirin ve lütfen Devletimizin kurumlarına ve dinimize açılan bu kara propagandaya alet olmayın. Gerçi bu çalışmaların Milletimizin ferasetinden döneceğinden ben adım gibi eminim ama bizim de tarihi misyonumuz bu yazıyı yazarak Milletimize farklı bakış açıları sunmayı icab ettiriyor. Hepinizin Ramazan Bayramını şimdiden tebirk ediyor Devletimize Milletimize ve birliğimize sahip çıktığımız ve birliğimizi pekiştirdiğimiz bir bayram olmasını temenni ediyorum.
Türk Ordusu, Türk Yargısı ve Türk Polisini itibarsızlaştırma çalışmalarının amacı ne?
Nurullah Çavuşoğlu
Adalet yürüyüşünün amacı... 7 Yıl Önce
fetönün chp'deki elebaşısı olan kılıçdaroğlu önderliğinde gerçekleştirilen sözde adalet yürüyüşü kesinlikle chp'yi fetö ve hdp ile yanyana gösterip milletin gözünden düşürmek maksatlı düzenlenmiştir.Allahtan kimse uymuyor ve bekledikleri kitleleri yürütemiyorlar. millet fetöden bıktı hdpden de. bu yüzden onların olduğu yerde bulunmaz bulunmuyor. chp'yi yıllardır muhalefet mecbur edenler şimdide iş işten geçtikten sonra yürüyüşe çıkmış fetöcüler ile kolkola. referandum gecesi nerdeydin sayın kılıçdaroğlı. öğleden sonra günaydın derler adama.
Kerimoglu 7 Yıl Önce
fetöden tutuklu bulunanların yüzde doksani akpli yüzde on bile çıkmaz başka partilerden o halde nedir bu yaşananlar elinsaf savcılar ve subaylar ithal değil ya hepsi bizim çocuğumuz.
dikilitaşlı emin 7 Yıl Önce
çok haklısınız nurullah bey, kaleminize sağlık. ben aslımızı, özümüzü unutmamızın etkin bir rol oynadığı kanısındayım. islamdan, ehli beytten, ecdadımızdan, geçmişimizden bihaberiz. islamı, namaz kılmak ve siyasi olarak bitaraf ta olmaktan ibaret olarak algılamaya başladık. new york'ta veya avrupa'da, şehir merkezindeki cadde üzerlerinde rastgele park etmiş, yaya geçidinden insanı bırak kedi, köpek geçerken durmayan araç görmedim. hiç aklıma gelmedi takıntım yoktu o zamanlar. cezalar çok mu ağır veya sizi gören var mı da bu kadar kurallara bağlısınız demek. şu adamların baba oğul kutsal ruh söylemi yani, Allahı şirk koşma olayları olmasa inançlarında, bizim alnı secdeden kalkmayan ama her türlü haltı naneyi yemekten çekinmeyen, kul hakkı,kural, adalet, tanımayan müslümanları görünce, oruçlu ağzımla tövbe tövbe. velhasıl nurullah bey tespitlerinizde çok haklısınız.
Musab 7 Yıl Önce
ülkede senin gibi vatanını milletini ve devletini seven güvenilir bilgili insanlar siyasette kenara itilip fetöcüler ile olmayı tercih edenler bu ülkeyi bu hale getirdi. tespit ve analizler kesinlikle on numara.
o halde dans ! 7 Yıl Önce
elmayla armudu karıştırmayın. kimse kurumun kendi yapısını eleştirmiyor. kurumlara siyasetin bulaşmasını eleştiriyor. şuan siyaseti basın bile eleştiremiyor. muhalefet bile eleştiremiyor. yargı tehdidi yapanlar kurumu yıpratıyor asıl. siyaseti eleştirmek önce basının görevi. önce sen eleştir bakalım siyaseti o hal ortamında kolaysa... o halde dans !!!