Konferansa konuşmacı olarak katılan Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Süleyman Tüzün İstiklal Marşı’mızın kabul sürecini ve Mehmet Akif Ersoy'un hayatı ile ilgili bilgi verdi.
Doksan yıl önce bu tarihlerde neler yaşandığını anlatan Dr. Süleyman Tüzün şunları söyledi:“ 7 Mart 1920 tarihinde Hakimiyet-i Milliye adlı gazetede Milli Marşımız için bir şiir yarışması yapılacağı duyuruluyor. 724 şiirin başvurduğu tahmin edilen yarışmanın sonunda şiirlerin milli heyecanı yansıtmadığı düşünülüyor. Bu sırada Mehmet Akif Ersoy yarışma içinde yer almıyor. Ancak milli marşı yazma isteği var olmasına rağmen ‘para için şiir yazıyor’ denmesini de istemiyor. Zamanın maarif vekili (milli eğitim vekili) Hamdullah Suphi Tanrıöver, Ersoy’un şiiri yazması için ısrar ediyor ve Mehmet Akif şiiri 48 saat gibi bir sürede yazıyor. Daha sonra şiirin mecliste kabul edilme süreci başlıyor. Üç defa görüşülen şiir 12 Mart 1921 tarihinde kabul ediliyor. Şiirin bestelenmesi için 1924’te ciddi adımlar atılıyor. Bu tarihte Ankara’da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay’ın bestesini kabul ediyor. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930′da dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör’ün bugünkü bestesi yürürlüğe konmuştur.”
Konferansın sonunda Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Süleyman Tüzün’e yaptığı konuşmadan dolayı teşekkür ederek plaket veren Uşak Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatma Acun, Mehmet Akif Ersoy’un asil, erdemli ve örnek alınması gereken bir kişilik olduğunu söyledi.