Uşak'ta Ak Parti, CHP ve MHP kulisleri tamamı ile belediye seçimlerine adeta kilitlenmiş durumda; kimileri tanınırlığını artırmanın derdinde, kimileri Genel Merkez'in dikkatini çekme peşinde, bazıları tabanla temas halinde; temayül yoklamasından nasıl çıkarım derdinde... Bu arada milletin açılım süreci, başkanlık sistemi ve anayasa değişikliği gibi konulara ilişkin kafa karışıklığını gidermeye yönelik ciddi bir çalışma pek gözlemlenmiyor.
Ak Parti Uşak teşkilatlarında hiç de anlamlandırılamayan bir rehavet havası hakim. 10 yılı aşkın iktidarda kalmanın verdiği bir rahatlık mıdır, yoksa Başvekil Tayyip Erdoğan'ın karizmasının her seferinde oluşturduğu rüzgarla kazanılan seçimler midir; yoksa Uşak'taki muhalefet partisi teşkilatlarının yetersizliği midir, bilemiyorum. Ancak "sanki bir bildikleri var herhalde" dedirten cinsten bir durgunluk ve rehavet havasının hakim olduğu kesin.
Uşak yıllardır katılımcı demokrasinin son derece az olduğu hatta özellikle sekiz on yıldır belki de tıkanma noktasında olduğu bir kent. Bunu görmezden gelmek kentimize yapılacak en büyük kötülüktür. Nitekim bakınız; 1 Mayıs'larda bile CHP'nin o eski kalabalıkları bulma imkanı neredeyse hiç yok. Bakıyoruz bir gösteri, yürüyüş oluyor, hep aynı tanıdık yüzler ve sayıları 300'ü bile çoğu kez bulmayan heyecansız boş bir kalabalık. Milliyetçi Hareket Partisi'nde de durum çok farklı değil.
Ak Parti'de ha keza aynı kaderi yaşıyor malesef. Düşünün ki; iktidar partisisiniz ve tek başına iktidarsınız büyük güçsünüz; her kuruma nüfuz edebilen bir yapınız var, memurlar bile toplantılarınıza hiç çekinmeden geliyor ama en kalabalık toplantınız AKM'de gerçekleşiyor. Bakanlarımız geliyor, Cumhurbaşkanımız geliyor ama 500 kişiyi asla bulmayan bir kalabalık ile karşılayabiliyoruz. O kadar ki delege seçimlerine bile üyelerin büyük çoğunluğu gelmiyor. Böyle giderse çok yakında yönetimlere yazılacak insan bulamayacağız. Kaldı ki Mehmet Gün'ün mevcut yönetiminde bulunan bir çok ismin hemen hemen hiç bir toplantıda görülemediğini herkes biliyor. Bir çok isim var ki yönetim kurulu üyesi ancak yönetim kurulu toplantılarına bile katılmaktan imtina ediyor. Ne hazin bir durumdur ki, bu gerçekler, sürekli gelenleri hiçde rahatsız etmiyor, hatta belki de işlerine geliyor. Zira seçimler yaklaşıyor; Belediye Meclisi, İl Genel Meclisi, Başkanlık derken doldurulması gereken koltuklar var ve alternatiflerin olmasını istemeyenlerin varlığını bilmek insanı gerçekten üzüyor. Bu dediğim durum tabi ki diğer irili ufaklı tüm partiler için de geçerli. Uşak'ta bütün siyasi partilerde ciddi bir heyecansızlık var diyebiliriz. Bunda da suçlanması gerekenin kesinlikle yönetimler olduğunu yaptığımız anket ve kamuoyu yoklama çalışmalarında çok rahatlıkla görebiliyoruz.
Geçtiğimiz günlerde Sayın Başbakan bir anket sonucu açıkladı. Sonuçlara göre mevcut Belediye Başkanı Ali Erdoğan'ı yeniden başkan görmek isteyenlerin oranı Uşak'ta %42. Bu durum belki partisini terketmiş, bağımsız kalmış, belediye meclisi ile çalışması sandalye sayısı açısından oldukça güç hale gelmiş, arkasında teşkilat olmayan eli son derece zayıf bir başkan açısından başarı sayılabilir. Ancak bence bu mevcut Başkanın başarısından ziyade alternatiflerin olmayışından kaynaklı bir durumdur. Zira alternatif marka isimleri siyaset kurumumuz hiç bir siyasi kanatta üretemiyor, halkın huzuruna koyamıyor. Tabi ki marka isim olmaya aday çok insan var Uşak'ta; ancak bunlar ya bir şekilde siyasetin dışında kalıyor ya da siyasetin içine girenlerin öne çıkması bizzat dava arkadaşları tarafından önleniyor. Oysa bu memleket yakın tarihte, Mehmet Erdem gibi Esat Beylerce gibi İbrahim Yılmaz gibi tuttuğunu kopartabilen gerçekten aktif il başkanları çıkartmış. Yine Cumhuriyetin ilk yıllarında İbrahim Tahtakılıç gibi Orhan Dengiz gibi marka denilebilecek siyasetçiler bakanlar çıkartmıştı.
Yani aslında Kuvayi Milliye ateşinin ilk yakıldığı illerden birisi olan Uşak'ın, insanının mizacı da siyaset için çok uygun ama kişisel hesaplar, ahbap-çavuş ilişkileri harisçe davranışlar, benim yemeyeceğim aşın içinde taş çıksın anlayışı, az olalım biz olalım mantığı, malesef siyaset kurumunu tıkanacak noktaya getirmiş. Müthiş bir harislik ve nezaketsizlik için de riyakar tebessümlerin altına gizlenmiş düşmanlıklar, samimiyetten çok uzak protokol havasında gerçekleştirilen toplantılar, "Sayın Başkan, Sayın Milletvekilim, Sayın Divan, Basınımızın güzide mensupları ve çok değerli katılımcılar" diyerek başlayan hepsi nerede ise birbirinin aynı, klişe sözcükler ile bezeli konuşmalar, gerçekten hizmet etmek için siyaset yapmak isteyenleri sıkıyor ve bu kulvardan uzaklaştırıyor diye düşünüyorum. Kaldı ki kalmakta ısrar bile etse, nasılsa bir şekilde onun gibi düşünmeyen, kalıpçı, şekilci anlayışlar o kişileri tü kaka ilan ediyor. Partilerimizde kendi parti programlarını projelerini anlatabilecek kaç kişi var? Bu sorunun cevabını merak ediyorum. Gerçi şimdi hepside şunu der "bizim üyelerimizin hepsi de buna müktedir çok şükür sen haddini bil bakalım!"
Ben ilerleyen günler de bu konuyu işlediğim ayrı bir yazı hatta yazı dizisi daha kaleme alacağım. Lakin dikkat çekmek istediğim asıl husus şu; Türkiye çok sancılı ve sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Başbakan Erdoğan samimi ise ki ben samimi olduğuna inanmak istiyorum. Elini değil bedenini taşın altına koydu, bir yola çıktı. Umuyorum ki niyetler iyidir ve bu süreç, milli bütünlüğümüzden, tavizler verilmeksizin kanın bu topraklarda durması ile sonuçlanır. Ancak muhakkak ki bu süreç halka birlikte aşılacak ve süreç Uşak halkına doğru anlatılmamışa benziyor. Geçtiğimiz günlerde yaptırdığımız bir anket çalışmasının sonuçları bize bunu çok net ortaya koydu.
Uşak halkı, genel olarak, özellikle başkanlık sistemi ve anayasa değişikliği ile birlikte, gündeme gelen açılım sürecine kaygı ve endişe ile yaklaşıyor. En azından kafası karışık çok insan var, soru sorduğumuz insanların genelinin konuya ilişkin ciddi bir bilgisi yok. Başkanlık sistemi nedir, ya da Türkiye'de nasıl bir model uygulanacak, eyaletlere mi bölünüyoruz; bu süreç bu bölünmenin altyapısını mı hazırlıyor gibi belki de çok anlamsız ve yersiz olduğu düşünülebilecek bir çok soru vatandaşın kafasını kurcalamakta. Buna karşın Ak Parti yöneticileri oturmuş kulislerde siyasi hesaplarını yapmaktan ve kendi iş güçlerini takip etmekten halka süreci anlatmaya çıkmıyor, çıkıyorsa da en azından bir medya mensubu ve gazeteci olarak benim haberim yok.
Bizim yazdığımız her yazıyı bir fitne unsuru olarak algılayan Ak Parti içerisinde bir güruh var son olarak o arkadaşlara buradan sesleniyorum; Lütfen artık gerçeklere gözlerinizi kapamaktan vazgeçin ya da at gözlüklerinizi bir kenara çıkartarak olayları analiz etmeyi öğrenin ve işgal ettiğiniz makamların gereğini yapınız. Nerede gerçekten bu ülke için hizmet etme adına işinden gücünden özel yaşamından ve parasından ödün vererek siyaset yapan insan varsa selam olsun diyor, hoşçakalın diyorum.
Uşak'ta Siyaset Kurumu Adeta S.O.S Veriyor, Kimsenin Umurunda Değil!
Vedat Orhan
TEBRİKLER 12 Yıl Önce
gerçekten güzel tespitler yapmışsınız tebrik ederim. herkes bir makam sevdasına dalmış şehrinin ve ülkesinin geleceği hakkında neler oluyor neler yapılabilir umurunda değil. herkes yer kapma yarışında önemli olan 'ben'diyerek kendi yerini sağlama alma peşinde.
hasan somuncu 12 Yıl Önce
sn yazar anket sonuçlarını nerden dogrulattınız bır boyle alı erdogan ıle ılgılı ozel bır anket yok ıkı usakda iki anket yapıldı bırı polmar ın dıgerı anadolu bılmemne hatırlamadım şımdı ıkısındede ali erdogan ıle ılgılı sorulardan alı erdogan sınıfda kalmıştır ali erdoganı baskan gormek ıstermısınız dıye bır soru yok tu carsı esnafı ve dıger vatandaslar ankete tabı olanlar bunu acıkca gorduler ılgınc olan bu ıkı anketdede genç bır mıllıyetcı cumhuriyetci cagdas bır bayan ın adının cok cıkması ıdı alı erdogan alternatıfını kendı üretme derdınde alı erdogan akp ye gecsın dıyenler yuzde onun bıle altında olabılır anketlerı sahıh edın oyle yazın bır pana reklamcısı 600 anket yaptırdım demış kımse gormemış ordada turkıyede tayıp erdogan usakda alı erdogan dıye tamamen yanlı bır manset atmışlar aranızda fark olmalı mesala zafer aydını 600 kısıden 1 kısı tanımış bunların anketınde boyle hıkayeleradam parlatma olur anket sonuçlarınıbılenler hangı partının hangıadayla secımalabılecegınıbiliyor
bence 12 Yıl Önce
her ne kadar bazı kişilere gaz versende ali erdoğanı övmekten kendini alamamışsın.kişiye odaklı bir yazı olmuş.üstü kapalı ali erdoğanı yerlere göklere sığdıramamışsın.her ne yazarsanız yazın ali erdoğanı sayın başbakanımız almayacaktır.tutki aldı diyelim.akp'ye ne faydası olacak?önce seçmen kaybı ve değişik partilere yönlenme olacak.bazı sitelerin dediği doğru ise çalık gurubu,hazim sesli ve cemaate faydalar sağlayacak.sayın başbakan akıllı insan bence uşak ilini kaybetmeyi göze alamaz.başkanlık arefesinde ali erdoğanı almakla hayatının hatasını yapmaz.
Ahmet Özyiğit 12 Yıl Önce
vedat çok önemli gerçeklere temas etmiş bence. özellikle akparti de ciddi sıkntıların olduğu aşikar. bir çok mahallade mahalle temsilcisi bile yok doğru dürüst. oysa akparti sokak sokak ev ev teşkilatlanabilmeli. başkan uydu birilerine elinde çakmak uludağ yolcusu hep. yol arkadaşları ise neyse ya boşver.
ahmet ekmekçi 12 Yıl Önce
öncelikle bu yazıdan dolayı uhmyi tebrik ederim.. sadece sayın somuncuya değinmek istiyoprum anket sonuçlarını açılayın diyorsunuz sizde şu genç milliyetçi çağdaş bayını açıklarmısınız? ebru özsoydan mı bahsediyorsunuz yoksa emine yıldırımdanmı zaten başkada bu sıfatları taşıyan milliyetçi bayan yok...