Birisi Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin Genelkurmay Başkanı diğeri de Milli İstihbarat Teşkilatı'nın müsteşarı. Söz yeri geldi mi göz bebeklerimiz diye bahsettiğimiz, canımızı, namusumuzu, malımızı, sırlarımızı hasılı her şeyimizi teslim ettiğimiz iki kurumun en tepesindeki insanlar; ülke kan ağlarken her yer kan gölüne dönmüşken ve Türk Milleti adeta yas havasına bürünmüşken, Türklüğün ve Atatürk'ün en kindar ve en hararetli düşmanı olarak sayabileceğimiz, itibarı sıfırı tüketmiş, bütün planları suya düşmüş ve yenilmiş, ideolojisi çökmüş, kısacası her şeyi ile iflas etmiş ve ceza evine gitmek için sıranın kendisine gelmesini beklediğine dair duyumlar işittiğim bir sözde İslamcı gazetecinin ziyaretine gitmişler.
İsmini zikretmek bile istemediğim bu ismin, yani Genelkurmay Başkanımızın ve MİT Müsteşarımızın ziyaretine gidip istifade ettiği (artık neyinden, hangi bilgi ya da fikirlerinden istifade etmişlerse) bu ziyaretinden memnun kalan sadece AKİT gazetesi ve sayıları artık azınlık denecek kadar azalan ve her geçen gün eksilen AKP'liler! Hele AKit gazetesi ballandıra ballandıra haber yapmış bu ziyareti.
Bu AKİT'çi ki AKİT gazetesinin dağıtıcısı bile Atatürk düşmanıdır bilirsiniz. Yazar kadrsonunun tümü hem Cumhuriyete hem de Atatürk'e ağza alınmayacak hakaretler etme cüreti göstermiş patavatsız, pervasız, haddini bilmez, ne idüğü belirsiz gericilerden oluşmaktadır. Hiç kusura bakmasın kimse, saydığım sıfatların hiç birisi bu insanlar için bir hakaret içermiyor. Bilakis onlarla ilgili gerçekler, ancak bu kelimeler ile tarif edilebildiği için böyle yazıyorum ve yazdıklarımın tamamını hukuk nezdinde ispat edebilecek doneye sahibim çok şükür. Neyse konumuza gelelim, hazır yeri gelmişken az da AKİT gazetesini eleştirivereyim dedim. Malumunuz öteden beri bayılırız biz ekipçe AKİT'i azarlamaya; yeter ki fırsat vermeye görsünler.
Gelelim Devlet büyüklerinin makamında oturan iki kişinin ziyaret ettiği sözde yazara. Bu arkadaş ağzından asla Türk'üm sözünü duyamayacağınız, "Ne Mutlu TÜRK'üm Diyene!" sözünü kasıtlı olarak söylemeyip güya Ne Mutlu Müslümanım diyerek şov yapan, Milliyetçiliğin her türlüsünü ayaklar altına almışlar tayfasından, Atatürk'le ilgili de şimdi buradan yazmak istemeyeceğim küstahlıkta sözler sarfedebilen bir isim.
Bizim Atatürk Cumhuriyetinin yılmaz savunucuları ve Atatürk Cumhuriyeti düşmanlarını yakaladığı yerde hapse tıkması gereken makamlarda oturanlarımızdan iki kişi, işte bu yazarı ziyarete gitmiş. Hakikaten sizce bu ziyaret, üstelik özellikle itibar verebilmek için "evine" gidilerek gerçekleştirilen bu ziyaret sizce ne anlama geliyor? Ne amaçlamış olabilir sizce, şerefli Türk Ordusunun en yüksek makamına kadar yükselmiş bir isim ile MİLLİ istihbaratın başında bulunan bir isim bu ziyaretle?
Bu herifte akıl desen yok, çünkü aklı olan zeki insanlar Atatürk'le ve Cumhuriyetle bu kadar düşmanlaşmaz ve bu kadar uğraşmaz. Bilgi öğrenmeye gitmişlerdir deseniz, bildiğini yazılarında ve konuştuğunda cümlelerin arasından sızan kin ve nefret ortaya koyuyor. Yani Cumhuriyet ve Atatürk'e kin duymaktan başka bir halt bildiği de yok. O halde kültür ya da görgü öğrenmeye gitmiş olamazlar mı? Yine yanlış adres; kültürlü insanlar asla milyonlarca Türk'ün gönlüne taht kurmuş bir insan hakkında üstelik Türk'lerin içinde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kendisine sağladığı imkanları kullanarak nankörce ve küstahca açıklamalar yapmaz. Kültürlü insan bilir ki içinde yaşadığın toplumun (Milletin) değer yargılarına kendini o topluma ait hissetmiyorsa bile saygı göstermelidir. Hele Türk Milletinin değer yargılarına asla küfretme cüretini göstermez kültürlü insan. Bir insanda itibar yok, akıl ve zeka yok, bilgi yok, kültür yok, görgü yok böyle bir insandan koca Genelkurmay Başkanı ya da koca MİT Müsteşarı ne öğrenebilir ya da neyinden istifade edebilir ki, böyle bir ziyaret gerçekleştirmiş olsun?
Seviyordurlar belki, demeyin sakın. Asla Türk Ordusunun subaylarının da MİT personelinin de Atatürk düşmanı birini sevmeye hakkı yoktur. Babası olsa Atatürk'ü sevmeyen, babasını ikna etmelidir Atatürk'ü sevmeye, edememişse; ikna etmelidir, uluorta sövmemeye Milletin gücüne gidecek sözler sarfetmemeye. Hem sevmeye ikna edemedi hem de aleyhinde konuşmaya ikna edemediyse bu kurumlarda görevli insanlar babalarına bile muhabbet duyamazlar duymamalıdırlar.
"Gerçi Genelkurmay Başkanı dediğimizin elinde Ordu kalmadı. Elindeki orduyu siyasetçilere kaptıran bir Genelkurmay Başkanı gördü tarih. Düşünün ki NATO'ya bağlı olmayan birliğimiz olması hasebiyle bütün dünyanın gözüne batan Jandarma Genel Komutanlığı artık İçişleri Bakanlığına bağlanmış, bir tiyatro darbe bahane edilerek. Yine bu darbe bahanesi ile Askeri Okullar kapatılmış, Kara, Deniz, Hava Harp Okulları, Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmış, GATA başta olmak üzere Askeri Sağlık Kuruluşları Sağlık Bakanlığı'na bağlanmış. Yani aslında Genelkurmay Başkanının emrinde neredeyse sadece emir subayı ve postası kalmış ama biz Hulusi Akar'ı hala Genelkurmay Başkanı sanıyoruz. İşin garibi o da halen kendisini Genelkurmay Başkanı olarak tanıtıyor ve öyle olduğunu sanıyor"
Böyle yazmış FACEBOOK'unda bir arkadaşım. Vallahi bravo dedim, on numara tespitler. Bunu aynen kopyalayıp makaleme koyacağım dedim hay hay dedi. Ayrıca şunu da koy; bu ziyaret Atatürk'e ve Türk Milletine ihanettir bana sorulursa. Ben de peki dedim ve aynıyla yazdım, elçiye zeval olmazmış.
Malumunuz zaten kendisi esir düştüğü söylenen ama hikayesini kendi ağzından bir türlü dinleyemediğimz ilk Türk Genelkurmay Başkanı ünvanına sahip. Asker, hem ülkemizin dört bir yanında hemde sınır bölgelerimizde cayır cayır iktidarın ortağı olduğu, BOP'un ürettiği terör belası ile savaş halinde ama bizim kendi ordusuna sahip çıkamayan ve adeta orduyu dağıtma aşamasına getirmek için ne mümkünse yapmış ve ordunun şerefli mensuplarının onurlarını, gururlarını kırma pahasına pek çok iş ve icraate öteden beri imza atagelmiş olan sayın komutan, bu onur kırıcı ve şahsen bana utanç veren fiillerine bir yenisini eklemiş ve Atatürk düşmanının ayağına Mit Müsteşarını da yanına alarak ziyarete gitmiş. Maksadın siyasi olduğunu ve "biz Erdoğan'ın safındayız" anlamına gelsin diye gerçekleştirildiğini bilmem söylememe gerek var mı?
Hazır yeri gelmişken MİT'e de değinelim. Bir MİT Müsteşarımız var, benim edindiğim duyumlara göre artık MİT binasına bile çıkamaz hale gelmiş ve personelinin büyük çoğunluğu kendisine ram olmuyormuş. Tabii duyum bu ama şöyle etrafta olan bitene bakınca ve MİT'in en azından Müsteşarının, darbe dahil hiç bir şeyden haberinin olmadığı gerçeğini de göz önüne getirince, doğruluğuna kani oluyorsun bu duyumun. Düşünün MİT binasının yani Hakan Fidan'ın makamının da bulunduğu binanın neredeyse karşısında terör örgütleri bomba patlatıyor bizim MİT'in bomba patladıktan çok sonra haberi oluyor. Ülkenin her yerini terör almış yürümüş adeta. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgemiz şu anda yaşanamaz hale gelmiş, adeta doğal afet geçirmiş bir bölge gibi son hali.
MİT'ten başka her konuyla özellikle siyasi olan her konu ile ilgili olan ayrıca Abdullah Öcalan ile ve Kandil ile görüşmeleri sağladığı hatta OSLO'yu vs organize edip, Açılıma APO ve PKK'yı ikna eden en önemli aktör olarak bilinen Mit müsteşarı, bunca işin gücün içine bir de ziyaret sıkıştırmış. Aman ne güzel ne güzel. Bir türkü vardır "Kırklar Dağının düzü, ziyaret çarptı bizi; Bakkal Mahmut'un kızı yaktı yandırdı bizi" diye devam eder. Bu ziyaret sizi çarpar beyler demedi demeyin.
Demedi demeyin, halkta durum bildiğiniz ayar deyin. Koca Mit Müsteşarı hakkında çıkan yazıları ve paylaşımları herhalde okuyor ve haberdar oluyordur. Aman ya Rabbi, ne ağır hakaretler ne sert eleştiriler getiriliyor Facebook ve Twitter üzerinden bu iki isme görmelisiniz. İlginçtir hiç kimse de korkmuyor artık. Eskiden MİT dedin mi? Bir çekince olurdu ama şimdilerde "nasıl olsa MİT'in ille de Müsteşarının hiç bir şeyden haberi olmuyor, benim kendisine hakaret ettiğimi nereden duyacak" diye düşünüyor olmalı halkımız ki, FACEBOOK'ta benim buradan dile getiremeyeceğim kadar aşırı bir tepki var bu iki isme. Millet zaten öteden beri kızıp duruyordu darbe gecesi Diyanet İşleri Başkanı ile yemek yemeye gidenlere ya da Şehitlerimizin olduğu gece eğlenceye katılanlara. Bu sanki bardağı taşıran son damla gibi oldu halk arasında ve müthiş önü alınmaz bir tepki yağmuru var sosyal paylaşım ortamlarında.
Yanarım yanarım da işgal etmekte ısrar ettiğiniz ve asla hak etmediğinizi düşündüğüm makamların bütün prestijini yerle bir ettiniz ya işte ona yanarım. Acırım sizden sonra o makamlara gelecek olan vatanseverlere. Sizden sonra vatanseverlerin geleceğinden zerre kuşku etmediğim için böyle söyledim. Gerçekten sizden sonra o makamlara gelipte o makamların eski prestijini sağlamak ve bütün dünyada o makamlara gösterilmesi gereken ve fakat kaybedilmiş itibara yeniden kavuşturmak için gayret sarf etmek zorunda kalacak insanların yerinde olmak istemezdim.
Yazık, ülkemizi getirdiğiniz hale bakın, utanmanız gerekirken pişkince Atatürk düşmanlarının ayağına ziyarete gidip, AKP'ye oy verenler nazarında bile zerre itibarları kalmamış bu insanlara popülarite katmaya çalışmışsınız. Bu arada topluma subilminal mesaj vermişsiniz, korkun emrinde olduklarımızdan der gibi. Ne diyelim, Allah büyük ve illa ki görüyor olanı biteni. İnşallah bu vatana ihanet eden kim varsa iflah olmasın ne rezillikleri varsa ortaya dökülsün, inşallah ve kendilerini bu milletin vicdanında yargılanmaktan kurtaramasınlar.
Elbetteki benim kimseye hain deme hakkım yok. Lütfen sadece hain olanlar üzerine alınsın bu bedduamı diyor ve son noktayı koyuyorum. EL BİRLİK GELDİNİZ, GELDİĞİNİZ GİBİ YİNE ELBİRLİK GİDECEKSİNİZ. Kim bilir, belki de yazıyı okurken valizlerinizi hazırlamaktasınızdır bir yandan da...
Atatürk düşmanının yanındaki pozunuz bizleri utandırdı, bilmem siz de utanır mısınız bu yazıyı okuyunca!
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Hüseyin 8 yıl önce
herkes hakettiği ve yola devam edeceklerini ziyaret etsin bizde atamızı ziyaret ederiz ve onu yolunda devam ederiz.
seni alnından öpüyorum uşakın cesur yürekli gazetecisi. gerçekten uşak halkı sayende çok şey öğrendi bilgilendi. sen ve senin gibi vatan evlatlarını millet meclisinde görmek türkiye siyaseti için en büyük hayalim inşAllah ölmeden görürüm zira epey yaşlandım.