İyi Parti'nin yerel siyaseti ile yakınen ilgilendiğimi biliyorsunuz. Bir ara o partide Meral Hanım liderliğinde siyaset yapmayı bile denedik hatta bildiğiniz gibi sadece üye adayı olabildik nihayetinde üye bile yapmadılar hiç gerekçe açıklamaya bile gerek görmeksizin üstelik. O kadar kabaca idi ki gördüğümüz muamele yaşadığımız üzüntünün tarifi imkansız. Yüreğime su serpen ise Genel Merkezin geç de olsa gerçekleri görüp bizi üye yapmayan hainleri partiden uzaklaştırdı ve bize de kapıları yeniden ardına kadar açtı ama o ara bendeki siyaset yapma hevesi kayboldu tabi ve biz de üye olma düşüncesini değerlendirmeye bile koymadık. Gelin görün ki seçim olsa samimi konuşuyorum en önemli alternatiflerimden birisi de hala İyi Parti. Çünkü kim ne derse desin ben İyi Parti'de çok az sayıda kötü insan tanıdım kötülerde sadece vitrinde inanın. Sıradan üye portföyü ve seçmen portföyü çok iyi İyi Partinin ve İyi Partiye oy verenler ülke çıkarını düşünerek oy veren insanlar genelde. Zira tek adam sistemi şartlarında yaşadığımız şu günlerde İyi Partide siyaset yapmak gerçekten de cesaret işi idi ilk zamanlar bu cesareti ülkesinin geleceği için gösteren insanlar illa ki iyi insanlar olmalı.
Tabi bazen vitrin tabanı yansıtamayabiliyor tabanın kalitesi vitrine yansıtılamadığında da sıkıntılar yaşanabiliyor. Genel Merkezler taşraya yeterince hakim olmadıkları için arada rol çalan ve aslında parti de neredeyse hiç karşılığı olmayan insanlara rol verebiliyor veya ne bileyim görevini başarı ile yürüten bir merkez ilçe başkanını veya kadın gençlik kolları başkanını haksız yere görevden alanlar partiyi ele geçirip çete gibi bir davranış içine girebiliyor. Genel Merkezlerin yeterince araştırmadan vazife verdiği isimler ne üyeyi ne de Genel Merkezi iyi temsil etmemiş oluyor ve insanlar da siyasetten soğuyor ve hiç kimse siyasete dahil olmuyor olmak istemiyor. Düşünün ki biz bile soğuduk siyaseti vatani görev gibi görüyor olmamıza rağmen.. 2002'lerde partilerin 20 kadar aday adayları olurdu biz de derdik ki bu nüfus artışı ile aday adayı sayısı 2020'lerde 50'ye varır. Ama hiç öyle olmadı 20 civarı aday adayı sayısını sadece Ak parti yakaladı mesela Uşak'ta. Siyasete ilgisizlik malumunuz aday adayı tanıtımı toplantısı dediğin kapalı spor salonları gibi geniş yerlerde olurdu nüfus bu günkünün yarısı iken. Şimdilerde 300 kişilik AKM salonlarına hatta parti binalarına indirgendi olay.. Neyse ben konuya döneyim süreci bütün partilerde takip ediyorum elbette ama İyi Partiye ayrı bir önem veriyorum ve İyi Partili arkadaşlarımı kendim bizzat dinliyorum yanlarına giderek ve bilgi akışlarını kendim sağlıyorum öncelikle belirteyim neredeyse her konuya hakimim bütün çevreleri dinledim.
Süreç aslında hiçte fena başlamamış idi İyi Parti'de hatta biz Ayşegül Obalı'dan ümitvar idikte yalan yok. Malumunuz eşi Ali Galip Obalıyı'da yakın arkadaşları Servet Koşar'ı da ve yine halen İl Başkan Yardımcısı olan Soykan Karahan'ı da yıllardır yakından tanır sever sayarız. Keza yine Ayşegül hanımın yönetiminde sevip saydığımız değer verdiğimiz dost ve arkadaşlarımız var. Nitekim fitne neredeyse bitme noktasına gelmişti partide. Belediye Meclisi üyelerinin bazılarının başına buyrukluğunun da önüne geçilmişti ve aradaki uyum da pekala sağlanmıştı. İl Genel Meclisi üyeleri elediye meclisi üyeleri ve teşkilat tam uyumu yakalamış iken aday adaylığı süreci durumu biraz sıkıntıya soktu açıkçası ve açıkçası gördüğüm kadarıyla Ayşegül Obalı da tıpkı Ak Parti İl Başkanı gibi sürecin yarısından itibaren çok da iyi yürütemedi. Bildiğiniz üzere İyi Parti'de toplam 6 Aday adayı var ve bu gün Muhammet Gür'ün aday tanıtım toplantısı gerçekleşti ve turnusol kağıdı gibi oldu adeta.
Muhammet Gür sanki adaylığı kesinmiş gibi bir konuşma metni hazırlamış ve sanki parti de meclis üyeleri de kararı vermiş zaten birinci sıra adaylığı kesinleşmiş ama sürecin bitmesi bekleniyormuş algısı yaratmaya çalıştıkları o kadar belliydi ki. Her zamanki sadıç taktikleri işte oldu bittiye getirmek rakıiplerine mobing uygulatmak Genel Merkezde bazı kimselerden yakınlık aparıp bu yakınlıkları yerelde abartıp istismar etmek. Kendinden önce bazı kullanışa müsait insanları aday adayı gibi meydana sürüp sonra onları diğer aday adaylarını da eleştirerek kendi lehine çektirmeler. Muhammet Gür sadıcım dediği Ali Erdoğan ile birlikteliğe hala devam ediyor anlaşılan zira bu akıllar ve taktikler ancak onun düşünebileceği cinsten. Sahi Özkan Yalım ve Ufuk Uğuır da aday yapılmazsa bize destek verecek ben aday olursam İyi Partiye de diyor mu acaba Muhammet Gür? Diye sordu geçenlerde Dikilitaştan bir ortak arkadaşımız. Yeri gelmişken soruvereyim onu da. Tüm bu operasyon olup biterken Ayşegül Obalı belki de olup biteni bile anlamadığı gibi herhangi bir müdahalesi de göze çarpmadı.
Oysa mesela Dr. Dalyan Özdemir bu muameleyi hak edecek bir arkadaşımız değil ki yıllardır vitrinindedir şehrin her sosyal kültürel etkinliğe katkısı da olur siyasette de yeri vardır kendine göre ve kendine göre bilirsek şehrin de bir değeridir. Yine mesela ben uzun yılardır tanırım Emel Taşkın arkadaşımızı. Halen devam ediyor mu bilmiyorum ama benim Ata Park kafeteryayı işlettiğim dönemde uzun yıllar şehirde canlı müzik kültürünü var etme mücadelemizde öncü olmuş bir sanatçımızdır ve Muhammet Gür'e de olmaz eyvallahı Erkan Çuhadar'a da yerine göre ve cevval bir hanım efendidir tuttuğunu kopartır aday adayıyım dediyse de vardır bir bildiği ve bu haksızlığa maruz bırakılacak birisi değildir özetle. Bir aday adayını öne çıkartıp diğer aday adaylarına sadece kerhen eşlik etmek ve kaderine terketmek her şeyden evvel nezaketsizliktir. Ne Dalyan bey ile görüştüm bu süreçte ne de Emel Hanım ile keza zaten görüşsek de bir serzeniş veya şikayet dile getiremeyebilirlerdi şu süreçte ama bana göre Ramazan Soydemir'de, Mehmet Onur Başaltın'da kendilerini tanımıyor olmama rağmen bu muameleyi hak etmezlerdir. Herkes Tolga Pirinççi'mi ki kendi kendine dolgu malzemesi muamalesi yaptırsın. O zaten her şeyi kabul etmiş anlaşılan bu da ayrı konu. Ama sürecin takipçisi olacağımdan da Genel Merkezi de yazdıklarımdan bilgilendireceğimden de kimsenin kuşkusu olmasın zira bu seçim şansa veya birilerinin keyfine bırakılabilecek bir seçim kesinlikle değil ince eleyip sık dokumalı ve her şartta daha çok demokrasi ve daha çok aktör daha çok üye daha çok insan kazanılmalı öncelikle bütün partilerde Vesselam...
Erkan abi baştacısın görüşlerin bizim için kıymetli fakat Dalyan Özdemir kısacık siyasi hayatına 4 siyasi parti sığdırdı ve hepsi birbirinden zıt görüşler yarın seçilince istifa etmiyeceğini ne bileceğiz kendisini tanırım biraz çevresinin gazıyla çalışır 2007 seçimlerinde yan yana çalıştık kendisi ülkücü kökenli akabinde doğru yol ve demokrat parti arkasından chp li aile dostlarının gazıyla kısa bir chp mazisi ki kendisi üye olduğu gibi istifa etmiştir taban kendisini istemeyince ama chp deki aday adayı tanıtımında ülkücü geçmişini elinden geldiğince gizlemeye çalıştı fakat iyi partimizde ülkücü geçmişini herkese anlatıyor görüyoruz duyuyoruz kendisi vitrini seviyor fakat belli bir siyasi görüşü olduğunu düşünmüyorum