Bildiğiniz üzere yerel seçimler yaklaştı ve halkın siyasete ilgisinin zaten neredeyse yok olma derecesine girdiği bir zemin de siyasetin yaşadığı kısırlık siyasi partilerin işini hayli zorlaştırmakta. CHP'nin özellikle İç Anadolu ve Doğu Anadolu'daki bazı il ve ilçeler de hiç aday adayı müracaatı alamadığı konuşuluyor. Keza İstanbul'da CHP'ye kazanma şansı verilmeyen ilçelerde de durum hiç de farklı değil. Uşak'ta bile 31 tane meclis üyesi yazacak partiler, ama daha hiç birisinde 31 aday adayı müracatı yok bildiğim kadarıyla.
Siyasi makamlara heves eden hiç kimse kalmadı neredeyse eskidikçe eskimekle kalmayıp yüzsüzleşmiş ve gerek makamına gerekse makamında oturduğu sırada yaptığı kanunsuzluklara esir olmuş eski yüzler dışında. Geçen yanımıza uğrayan Ak Partili arkadaşlar dalga geçiyordu Ak Partinin hali ile ve uzak duruyoruz abi neme lazım diyorlardı. Kim? Niye yakın olsun ki şu hali ile Ak Parti ile. Ak Parti ile yakın olmanın bir anlamı yok, çünkü konunun Ak Parti ile hiç ilgisi yok. Konu Mehmet Çakın ve özel kalem tayfası ile iyi geçinmek. Zaten mesela Ak Parti İl başkanı Himmet Yaşar ile veya merkez ilçe başkanı Mehmet Bayar'la iyi olanla bile kötü belediye başkanı ve şürekası veya hatta Uşak Seramikin sahibi Hüseyin Tanış'a yakın duyulursan bile belediye de dirsek yiyebilirsin işini gördüremeyebilirsin. Çakın tarafından beslenen sözde gazetecilerin taarruz ettiği adreslere de bakınca konu anlaşılabilir hale geliyor, sizler bakın artık.
Kim niye kendini kullandırsın? Bu siyasi makamları kendi menfaatleri için kullanmak adına bilerek bilmeyerek rant çeteleri var eden ve sonunda o çetelerin esiri olan siyasetçi eskilerine? Yeni yüzler lazım siyasete ama eskimiş yüzler kimseye fırsat vermeyecek gibi duruyor. Zaten çoğu ben adayım söz aldım kesin bitti bizim adaylık süreci deyip deyip dolanıyor. Hepsinin bir bildiği varmış da aday olmuş meğer? Oysa hepsi piyango bileti alıp yalnız başına umut eden insanları andırıyor bu halleri ile ve oysa hepsi de aslında kendi partilerinin algısını siyaset dizayncısı çetelerin elinden kurtarabilseydi çok daha iyi bir takdimle çok daha iyi intibalar oluşturabilir sempatiler oluşturabilirlerdi. Keza kimini gıyaben kimini şahsen tanıyorum şahsen tanıyanlardan da iyi tanıyanlardan da haklarında bilgim var aslında çoğu oluşturulan algının çok daha üzerinden performans ve birikime sahip. Gelin görün ki siyaseti dizayn eden çetenin bile bile Onlar da etkisinde. Dolayısıyla yanlış yapmama şansları da olmuyor adeta. Zaten kimisi haklarındaki dedikodulara cevap vermekten proje falan da konuşamıyor.
Hiç bir aday adayı toplantsına gitmedim açıkçası bazıları ofisimize ziyarete geldi kiminin açıklamasına da arkadaşlarımızdan katılanlar oldu ve dinledim açıklamalarını bilemiyorum tabi ileride açıklayacak da olabilirler ama şu ana dek bir proje duymadım açıkçası kayda değer. Bu şehre ne katacağını söyleyen yok gördüğüm kadarıyla. Oysa ki beklenen projelerini o projeleri icra edeceği ekibi ve kadroyu da tanıtarak kamuoyuna tanıtmasıydı her birinin. Şehrin ve partinin üst aklını bir araya getirip her siyasi eğilimden destek aparabilecek ve her görüş yada düşünceden insana fırsat eşitliği içinde hayati fırsatlar sunabilecek bir kadro ile gümbür gümbür sahaya ineydi bir aday adayı başkan belli oldu der miydik? Vallahi derdik.
Düşünsenize her sahada veya meslek dalında işinde ve özel hayatında başarılı göze çarpan insanlar zaten belli bunlarla istişare ederek bunlar arasından belirlenen temsilci isimler yanına alsa bir siyaseçtimiz ve herkesi kuşatan bir kadro koymak adına kadrosunu 31 meclis üyesi ile sınırlı bırakmayıp meclise yazamadığı arkadaşları ile yine Belediye bünyesinde halen işlevde olan ya da seçildikten sonra kurulup işlevsel hale getirilmenin planlandığı kurum ve kuruluşlar bünyesinde birlikte çalışacaklarını taahüt etse. Yine mesela yanına sermayedarlar alsa belli projelere ikna ettiği girişimci ruha sahip sermaye sahiplerini veya hatta Banka Müdürlükleri veya Genel Müdürlüklerinin desteğini alsa yanına bir siyasetçi ve sıcak sudan soğuk suya, göletlerinden ormanlarına tarihi ve kültürel değerlerinden halısına kilimine tarhanasına varıncaya değin elinin mahirliğine gözünün nuruna ne kadar değeri varsa birleştirip üzerlerine katma değer ilave ederek kendine yetebilen işsizin pek olmadığı, düzenli göç alan, halkının disiplinli ve ferahlık içinde yaşadığı köklerinden beslenip geleceğe uzanan modern ama doğal ve yemyeşil bir şehir vaat etse bir siyasetçi neler hissederdik?
Şehrin o kadar çok değeri var ki unutulan Kuvvai Milliye Kahramanımız İbrahim Tahtakılıç'ın evini müzeye döndürtemedik düşünün ki Atatürk'ün Trikopis'i ağırladığı ev müze ama giren çıkan yok. Eskişehir'de Atatürk'ün Bal Mumu heykeli bile tek başına ziyaretçi çekerken yurdun her yerinden bizim şehrimizde Atatürk'ün misafir edildiği özel eşyalarının da bulunduğu zerafet ve güzellik tüten bir mimarisi ve büyüleyici bir estetiği ve rahatlatan bir enerjisi de olan harika görünümlü Atatürk'e ait bir çok hatıranın yaşadığı Atatürk'e ait bir ev var ve biz kendi insanımıza bile hala değerini aktarabilmiş değiliz. Başka şehirlerde olsa geçerken türbe yanından geçer gibi Fatiha okutur gençlerine çocuklarına şehir siyasetçisi.
Konu çok, değer de çok yine ki bundan böyle ara ara bu değerleri hatırlatan yazılar kaleme alacağım ve teferruatlı biçimde fikir ve düşüncelerimi de paylaşacağım fırsat ve nasip olursa. Bizim ihtiyaç duyduğumuz başta samimi insanlara adam gibi yaşamışlara ve başarmışlarımıza değer vermek bizim ihtiyaç duyduğumuz başta üst aklımız olmak üzere ve üst aklı taşıyan girişimci insanlarımız olmak üzere değerlerimizi ortaya çıkartıp bir ederek gelirleri artırıp ve giderleri eksiltecek fikir ve projelerle şehrin ve belediyenin gerçeklerini de hesaba katarak ve ülke ve dünya gerçeklerini de göz önünde tutarak bir şehir planı ve tasavvuru. Bizim ihtiyaç duyduğumuz bizi cemaatlerle veya benzeri kuruluşlarla kaynaştırıp aramızı bozacak bir anlayış asla değil. Şehir de sosyokültürel sportif etkinliklerin yanısıra şehrin değerlerini ortaya çıkarıp ülkeyle hatta dünyayla buluşturacak bir kadro ve ötekisi olmayan bir anlayışla herkesi ille de garibi gürebayı kenar mahalleliyi şefkatle kucaklayıp bizi hiç değilse şehir çapında belli ölçülerde bir edecek bizi beraber edecek ve belediyemizden yana emin ve mutlu kılacak, Uşak'lı olmayı onur hissettirecek ve Uşak'ın değerlerinin kıymetini bildirecek sağlam bir kadro ve sağlam bir irade lazım, dik duruş ve değer katacak bakış lazım ki şehrül emin işte o bakıştır o bakışı yansıtabildi mi bir parti ve kadro şehir emin ellere emanet demektir.