Bir Programı Bile Organize Etmeyi Beceremeyenlerin Hikayesi!

Geçtiğimiz Çarşamba gecesi, Kanal D’de yayınlanması planlanan Abbas Güçlü ile Genç Bakış programının konukları olarak Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sait Çelik ve Uşaklı akademisyen yazar Prof. Dr. İskender Pala planlanmıştı. Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılması planlanan program çok kısa bir süre kala yoğunluk ve izdiham yüzünden iptal edilmek zorunda kalmıştı.

Abbas Güçlü ve İskender Pala ise programın iptalinin ardından salondan ayrılarak Uşaklı öğrencilerin tepkilerine maruz kalmışlardı. Program öncesi Uşak Üniversitesi Basın Müdürlüğü tarafından ( UU Basın) öğrencilere şu şekilde bir sms geçişi yapılmıştı. “Sn. Abbas Güçlü’nün hazırlayıp sunduğu ve Uşak Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. İskender Pala’nın konuk olacağı Genç Bakış programı bu akşam canlı olarak Uşak’tan yayınlanacak. Atatürk Kültür Merkezi’nde saat 24.00 de gerçekleşecek programa tüm öğrencilerimizi bekliyoruz."

Tüm Öğrenciler Programa Davet Edilmiş

Geçilen SMS’den de anlaşılacağı üzere tüm öğrenciler programa davet edilmiş. Neredeyse 10 binin üzerinde öğrencisi olan Uşak Üniversitesi programa davet edilmiş yani anlayacağınız. Peki Atatürk Kültür Merkezi’nin salonu kaç kişilik 350. Yani 400 kişi program için gelirse 50 kişi programa katılamayacak durum bundan ibaret. Peki ya o gece gibi olursa, binlerce öğrenci salonun kapısına yığılırsa o durumda ne olacak. İşte o durumda, o gece yaşananlar olur. İzdiham, sitem, tepki, hayal kırıklığı.

Uşak Üniversitesİ Rektörü Sait Çelik en son ziyaretimizde bize hayallerini, projelerini anlatırken gerçekten heyecanlanmıştım. Bazı öğrencilerin üniversiteden ve eğitimden memnuniyetsizlikleri söz konusu iken, bir çok öğrenci de üniversitede yapılan projelerden çoğu zaman memnuniyetlerini dile getiriyorlar. Yurt dışından gelen öğrencilerden kazanılan harç miktarları, yeni açılan bölümler, yeni kazandırılan tesisler, çok kaliteli bir kütüphane bunların hepsi Sait Çelik’in başarıları olarak ön plana çıkan çalışmalar. Bizler de Uşak Son Nokta Gazetesi olarak üniversitedeki bazı eksikleri tespit etsek de, bu eksikliklere karşı yukarıdaki bahsi geçen olumlu gelişmelerden dolayı esnek bir yaklaşım gösterme yolunu seçmiştik. Ancak Abbas Güçlü’nün programının iptal edilmesine neden olan gelişmeler, öğrenciler gibi bizlerin de kafasında bazı soru işaretlerinin oluşmasına sebep oldu.

Uşak Üniversitesi’nin kullandığı “ aklın ve bilimin ışığında saygın bir üniversite” sloganı herkesin malumu. Bu slogandan yola çıkarak Üniversite’de gerçekleşen eğitimin, projelerin ve çalışmaların tamamının da aklın ışığında olması herkes tarafından bekleniyor. 350 kişilik salona binden fazla öğrencinin gelmesiyle başlayan protesto ve izdihamlara karşı, programın iptal olmasında akıl aramak sanırım yanlış olacaktır. Bildiğimiz üzere Üniversitemizin bir iktisadi ve idari bilimler fakültesi var. Şahsım da Marmara Üniversitesi’nde aynı fakülteden mezun oldum. Bu fakültelerde gerçekleşen eğitimlerde anlatılan;  İşletmeciden, organizatörden beklenen kuralların en önemlilerinin başında “ organizasyon becerisi ve yetisi” gelmektedir. Ancak Abbas Güçlü’nün programında öğrencileri organize etmekle sorumlu olan Üniversite yönetiminin bu organizasyon becerisine ve yetisine sahip olmadığı çok net olarak ortaya çıkmıştır.

Büyük Konferans Salonumuz Yok;  Kimsenin Umurunda Değil!

Şimdi bir başka acı veren konuda Uşak’ta küçük bir organizasyonda bile sıkıntı yaşanmasına sebep olan, konferans salonu sorunu. Bizim şehrimizde bundan sonra yapılacak tüm organizasyonlar sadece üç yüz elli kişiye mi hitap edecek. Bundan sonra bu şehirde binlerce kişinin dinlemek isteyebileceği herhangi bir konuşmacı bu şehre gelmeyecek mi. Buradan anlamamız gereken, bu mudur?

Uzun süredir bu şekilde bir sıkıntı yaşanmadığına göre, demek ki bu şehirde ya insanlarımızın kültürel faaliyetlere karşı ilgisi az ya da, bu ilgiyi uyandırabilecek kişiler bu şehre gelmemiş. Son yıllarda çevre şehirlere, gelen sanatçıları, yazarları hepimiz biliyoruz. Bu yazarların, sanatçıların bir çoğu bu şehrin sınırından bile geçmemişken neden kimse bu durumdan rahatsız olmuyor akıl alacak gibi değil. İki dönemdir Belediye Başkanlığı yapan Ali Erdoğan böyle bir eksiği ve açığı nasıl olurda görmez, bunu gidermeye yönelik neden adımlar atmaz, anlaşılır gibi değil.

Şehrimizde Belediye başkan adayı olan siyasilerin bu konuyu ciddiye alıp, projelerinde bu konuya da yer vermeleri mutlak olarak gereklidir. Bazı adayların bu konuyla ilgili çalışmalarının olduğunun farkındayım, ancak bu projelerin yeterli olup olmayacağını sanırım bekleyerek göreceğiz.

Uşak İl Kültür Turizm Müdürü Ne İş Yapar?

Bunun dışına merak ettiğim bir başka konu da “ Uşak İl Kültür ve Turizm Müdürü” ne iş yapar? Neden bu yetkilinin ismini bizler duymuyoruz. Göreve geldiğinden bu zamana kadar hangi kültürel faaliyetlere imza atmış. Neden kendisi herkesin takdir ettiği, aktif ve gayretli bir müdür olarak bilinmiyor. Cidden inanılır anlaşılır gibi değil. Defalarca bu konuya yazılarımda değindim; bu şehrin en büyük eksikliği kendini ifade etme ve tanıtma eksikliğidir diye. Sadece İl Kültür Turizm Müdürlüğü değil, İl Özel İdaresi, Valilik şehrin kültürel gelişimine ne gibi katkılar veriyor. İl Özel İdaresinin şehrin kültürel gelişimine katkısı olmak zorunda değil mi. Neden onların gerçekleştirdiği veya destek olduğu bir proje olmuyor bu şehirde.

Ben yeni valimizin bu konuya hassasiyet göstereceğine ve Uşak’ın daha kültürel bir şehir olması için gerçekleştirilecek projelere ön ayak olacağına sonsuz inanıyorum.

Sözün Özü; Sadece Uşak Üniversitesi değil, Belediye, Valilik, Kültür Turizm Müdürlüğü hepsi sınıfta kaldılar. Sadece bu program bazında konuşmuyorum, bu zamana kadar yapmadıklarıyla, bundan sonra da yapacaklarına dair çok umut vermemeleriyle sınıfta kaldılar. Bahsi geçen kurumların tamamı, şehre en büyük faydayı sağlaması gereken kurumlar, onlar da böyle yaparsa, vah vah Uşak’ın haline…

Saygılarımla Efendim...