Uşak…Güzel Şehir!
Kütahya’nın Gediz İlçesindenim ben, pardon Uşak’ın Gediz İlçesinden. Ekmeğini yediğim, suyunu içtiğim yaşamaktan gurur duyduğum şehirden. Aşıklar şehrinden, Uşak’tan.
Bu şehrin bir çok yönünü seviyorum; havasını, suyunu, toprağını, kokusunu ama en çok yaşlısını seviyorum ben bu şehrin.
Nasıl sevmeyim ki? Güler yüzlü anneler, babalar, yaşlılar sayesinde, onların maneviyatları sayesinde işlerim yolunda gidiyor biliyorum. Onların hayır duaları olmasa belki de, yaptığım işte bu kadar başarılı olmam mümkün değil.
Sokağa çıktığımda, Tiritoğlu Parkı’nda oturan dedelerin içten sohbetlerini gördüğümde mutlu oluyorum. Ulucamii’nin önündeki banklarda oturup zamana dur dercesine samimiyetle muhabbet eden o nur yüzlü amcaların hepsi benim babam, benim dedem aslında.
Modern Hayat Yaşlılarla İletişimi Zorlaştırıyor
Hayat modernleştikçe, kapitalizm dişlerini sivrileştirdikçe aslında hepimizin kalpleri daha bir katılaşıyor. Nereden ne şekilde geldiğimizi bilmeden; saygıdan, sevgiden uzaklaşarak yavan bir hayat yaşamaya başlıyoruz. Annemizi, babamızı, dünyaya getiren hayata kazandıran dedemize ninemize saygımız azalıyor. Onların yaşlılığa bağlı olan küçük takıntılarını hazmedemez duruma geliyoruz. Kuşak farkından kaynaklanan eleştirileri bizlere diken oluyor, kabullenemiyoruz. Çoğu zaman da saygımızı kaybediyor ve sevimsizleşiyoruz.
Bildiğiniz gibi yaşlılıkla birlikte bir çok kişi; depresif, distimik, anksiyetik bozukluklar yaşayabiliyor. Bu elde olan bir şey değil. Ömür döngüsüsün bir sonucu olarak insanların karşısına çıkıyor bu hastalıklar.
Bu psikiyatrik hastalıklardan belki de en çok rastlanılanı; demanslar ve alzhemier. Bildiğiniz gibi Uşak’ta da bir çok yaşlıda unutma sorunu ve hafıza sorunu var. Bu onların elinde olan bir şey değil maalesef. Dünyanın en komplike hastalıklarının başında psikiyatrik rahatsızlıklar geliyor ve bunların yüzde yüz tedavisi maalesef mümkün değil. Yaşlıların kullandığı psikiyatrik ilaçların bir çoğu sadece zamanı ve o anı kurtarmak adına tedavi sağlayan ilaçlar. Yani onlar bu hastalıklarla yaşamaya mecburken, biz de bu hastalığı getireceği sonuçlara katlanmaya mecburuz.
Onlar Sadece Saygı Bekliyorlar
Aslında Uşak’ta bir çok yaşlının istediği öyle çok fazla bir şey de yok. İsteklerinin başında; kendi çocuklarından, akrabalarından, çevreden ve Uşaklı’dan saygı bekliyorlar hepsi bu. İnsan zaten ileri ki zamanlarda kendinin de bu hale gelebileceğini düşünerek ona göre davranırsa saygısında hiçbir sorun yaşamayacaktır. Ama maalesef bir çoğumuz bunu yapamıyoruz.
Hepimizin bir kere farkında olması lazım; DSM-IV 4’e göre ( Psikiyatrik Tanı ) yaşlılarda Alzheimer ile birlikte şu belirtilere rastlanılabilir.
Unutkanlık
Günlük yaşamı etkileyen hafıza kaybı
Kazanılmış becerilerin kaybı
İletişim bozuklukları
Yönelim bozuklukları
Muhakeme güçlüğü
Görünenin altında yatanı kavrama zorluğu
Psikiyatrik belirtiler
Eğer bizler bu gibi sorunların yaşlılığın getirdiği problemler olduğunu farkeder ve buna göre davranırsak aslında onları anlamamız bir o kadar kolay olacaktır.
Peki yaşlılar ne gibi sorunlar yaşıyor; bunları hiç düşündünüz mü;
Emeklilik: Yaşlı, görevinden emekli olup meşguliyeti kalmayınca kendini işe yaramaz ve boş hissedebilir. Aynı zamanda ekonomik kazançta da bir kayıp söz konusudur.
Ebeveynlik Rolü: Çocuklarının evden ayrılması, rollerin değişmesi ve çocukların ebeveynlerinin bakımını üstlenmesi yaşlıların çocuklarına yük olduklarını düşünmelerine yol açar.
Yas: En büyük kayıp, eşin ve yaşıtı olan arkadaşların vefatıdır. Her vefat durumu, yaşlıya öleceğini hatırlatır ve içine hüzün çöker.
Yalnızlık: Çevresindeki ölümlerle sohbet ve muhabbet ettiği insanlar azalır. Tek başına yaşamaya, yalnızlık çekmeye başlar. Özellikle eşi de ölürse daha çok yalnızlaşır.
Sağlık Problemleri: Hareket kabiliyeti ve enerjideki azalmayla beraber görmede, işitmede zayıflamalar olur. Mevcut kronik hastalıklarına depresyon da eklenebilir.
Hafıza Zayıflaması, Unutkanlık: Giderek unutkanlığı artar, bunama endişesi ortaya çıkar.
Ölüm Korkusu: Yaşlı için ölüm soyut bir kavram olmaktan çıkar, her an gerçekleşecek somut bir olay haline gelir.
İnsanın en büyük korkusudur ölüm ve ölüm yaklaştıkça özellikle yaşlılar daha duygusal hale gelebilir. Bize düşen onları ölüm korkusundan uzaklaştırarak, onları hayatın içine daha çok çekmek ve onlara daha iyi hissetmelerini sağlamaktır.
Uşak Huzurevi’nde yüzlerce yaşlı bizlerden ilgi bekliyor. Bir çoğunun ailelerinden, çocuklarından, torunlarından bulamadıkları sevgiyi bizlerden görmek istiyorlar. Küçük bir şehirde yaşıyoruz, bir çoğumuz yeterli zamana sahibiz aslında, bir hafta sonu elimize çiçekler alıp oradaki dedeleri nineleri ziyaret etmemiz bize hiçbir şey kaybettirmeyeceği gibi, çok da şey kazandırır.
Biliyorsunuz hepiniz empati diye bir şey var. Gelin empati kurun; kendinizi birazda o yaşlıların yerine koyun, bakın o zaman her şey inanın daha kolay olacak.
Şu güzelim şehirde paylaşamadığımız hiçbir şey kalmasın; onların hayır duaları bizleri ayakta tutsun. Allah yakınızdaki tüm yaşlılara sağlık ve uzun ömür versin; bizlere de onları anlamayı nasip etsin.
Saygılarımla
senin gibi gönlü güzel insanları gördükçe gurur duyuyorum gençliğimizle çok guzel bir yazı olmuş yüreğine sağlık