Bu gün sizlere CHP'nin emektarı ve çilekeşi de olan ve kökten dipten CHP'li bir aileden gelip Atatürk Milliyetçisi olup CHP'nin genel politikalarının da bazılarını benimsememesine ve ayrıca CHP'de türlü haksızlık görmesine rağmen CHP'li İsmet Akın olarak kalmaya ve isminin markasıyla CHP'ye kendi çapında kazandırmaya devam eden bir siyasetçinin yaşamdan bir kesit sunarak partililiğin anlamını ve aidiyet hissinin siyasetteki olmazsa olmaz gerekliliğini irdelemeye çalışacağım. Biliyorsunuz İsmet Akın'ı ilk olarak 2011 Milletvekilliği seçimlerinde tanıdı Uşak kamuoyu ve ön seçimlere katıldı ve dikkatleri üzerine çekti. 2015 Milletvekili seçimleri öncesi yapılan ön seçimlerde de 2. Sıra Milletvekili adayı olmaya hak kazanmış ve fakat seçilememişti.
Aynı yıl içindeki ikinci seçim de ise İsmet Akın aday sıralamasından çıkartılarak yerine Ali Erdoğan üçüncü sırada da yine Ali Erdoğan'ın düşünce dünyasına yakın isimlerden bir öğretmeni yazmışlardı. İsmet Akın'dan başka kim cemaatin çocuklarına tercih edilse ve incitilmek ve siyasi itibarını eksiltmek pahasına sıralamadan çıkartılsa isyan çıkartır ve partiden istifa ederdi çoktan ama Akın CHP'li kaldı. Aslında önüne başka siyasi oluşumlarda Ankara'da Genel merkezde siyaset yapma fırsatları da tanındı biz biliyoruz ki başka partide olsa şimdiye çok daha iyi yerlerde olurdu siyasette eminim ama o CHP'yi tek geçti ailesi CHP'li bilindiği için ve Atatürk'ün Partisi algısını yenemediği için.
Bildiğiniz üzere CHP Uşak İl Başkanı Sevinç Yazgan ve Milletvekili Ali Karaoba da yerel seçimlerin yaklaşmasıyla Ali Erdoğan vakasının bir tekrarını yaşatmak istedi ve Durmuş Yılmaz'a adaylık teklifi götürdü. Yetmedi ismini aday adayı bile olmamasına rağmen anketlere koydu ve ciddi ciddi aday yapmayı düşündü. CHP Ali Erdoğan'ı aday yaptığında aldı ağzının payını işte bu tip ısmarlama adaylarla ilgili ki Durmuş Yılmaz ismi kadar saçma sapan bir isim daha olamaz CHP Adaylığı için ama Karaoba ve Yazgan'ın derdi kazanmak olmadığı için olsa gerek partilerinin oyunun dip yapması ve partilinin koralinin bozulması umurlarında bile olmamış. Neyse bu inanılır gibi gerçeği duyan CHP'liler derhal hareketlendi tabi ve kimi Ali Karaoba'yı aradı kimi il ilçe başkanını kimi de sosyal medya hesaplarından taarruz etti. Kaderin cilvesi bu ki kendini Ankara'ya gidecek kadar sorumlu hisseden ve Genel Merkezi bilgilendirmek üzere Genel merkezdekilerle temasa geçen tek isim İsmet Akın oldu.
Koca CHP'de işini gücünü bırakıp partisini bir yanlıştan döndürmeye ve ön seçim kararı almaya zorlamaya Ankara'ya giden İsmet Akın'ın bu davranışı ve hamlesi doğal olarak en çok aday adaylarına yaradı. Aday adayları arasında ise Ali Erdoğan'ın aday yapılması tezgahını kuran ve bunun için Ankara'ya mekik dokuyan Özkan Yalım'da vardı. Sırtındaki kaçıncı hançer bilemiyorum tabi İsmet Akın'ın veya Yalım'ın kaçıncı hançerleyişini yaşamıştır bilemiyorum ama Özkan Yalım'a rağmen partisini düşünmesi ve Durmuş Yılmaz'a mı Yalım'a mı oy verirsiniz? Sorusuna tabii ki Yalım cevabını verirdim bütün gerçek partililer ve aday adayları da Durmuş Yılmaz'la Özkan Bey arasında kalsa Özkan Yalım'ı seçer diyebilmesi ve bu gerçeği kabul edip her yerde Genel Merkezde bile söyleyebilmesi gerçekten samimiyetinin yeni bir nişanesi oldu İsmet Akın'ın. Gerçi yakın çevresi bile siyaseti bitirdiğine emin ama keşke siyasette İsmet Akın'ların sayısı artsa. Hangi partide olursa olsun gerçek partililer görmek samimi ve doğal insanlar tanımak umut ve mutluluk veriyor.