Bildiğiniz gibi epey zamandır partilerin kulislerinde konuşulanlara dair bilgi vermedik; paralel çete operasyonu ve belediyedeki yolsuzluk iddialarından kafamızı kaldırıp bu konulara bir türlü eğilemedik. Gerçi zaten üç siyasi partinin üçünde de adeta yaprak kıpırdamıyor aylardır. Aylardır partilerde ciddi bir sirkülasyon göze çarpmadığı gibi, partilerin yaptığı ufak tefek etkinliklere de halk katılımı neredeyse sıfır diyebileceğimiz kadar az. Yani AK Parti, MHP yavda CHP; üç partininde tabanlarında ciddi hoşnutsuzluklar mevcut. Kiminle konuşursan konuş hangi partiye oy vermiş olursa olsun bir hayli dertli. Kime dokunsan partisiyle ilgili hem yereldeki yöneticilerden hem de Genel Merkez'deki yöneticilerden hoşnutsuzluklarını dile getirdiklerini göreceksiniz. Türkiye'yi bilemem ama en azından Uşak genelindeki mevcut durum bu. İnsanlar ümitsiz ve de partilerin mevcut kadrolarından ümitvar oldukları bir isim yok. Ama yine de biz zaman zaman kulisleri verip kamuoyunu bilgilendirmeliyiz diye düşündüğümden bu hafta içinde üç partinin de kulis bilgilerini ve önümüzdeki dönemde, Uşak siyaset sahnesinin nasıl şekilleneceğine ilişkin ipuçlarını vermeye çalışacağım.
İlk iş CHP'den başlayayım istedim. Niçin ilk iş CHP'yi seçtiğimin izahını bu hafta içerisindeki Ak Parti'de beklediğim önemli değişiklikler olarak vereyim şimdilik. CHP'de Merkez İlçe yönetimi uzun süredir sancılı günler yaşamaktaydı. Zira Merkez İlçe Başkanı Sevinç Yazgan'ın kendi yönetimine bile yeterince nüfuz edemediği hatta yönetimin tamamını bile bir araya getirmeyi başaramadığı, yönetim içerisinde başkanla yani Yazgan'la bir araya gelmeyen hatta konuşmayan isimler olduğunu bilmekteyiz. Merkez İlçe yönetiminde Kemal Uşak, başkan Yazgan'a ilk bayrak açanlar arasında yerini almıştı. Daha sonra genç kotasından yönetime girdiği bilinen Ahmet Arif Güvenir sadece merkez ilçe ile değil neredeyse tüm yönetimle ters düştü.
İlk zamanlar gerek mütevazı tavırları gerekse güler yüzü ve çalışkanlığı ile göz dolduran Ayşe Koşaroğlu'nun da eski enerjisini yitirdiği ve gücendirildiği kulislerde konuşulmaktaydı. Gerçi geçtiğimiz günlerde parti binasında karşılaştığımız Ayşe Koşaroğlu'nun yeniden toparladığını da gözlemlediğimi söyleyebiliriz. Merkez İlçe yönetiminde daha önce il yönetiminde de görev alan Ergün Danışmaz, Yaşar Özoğul, Yasemin Eldem gibi isimlerin yine hiç değilse örgüt binası içerisinde aktif çalıştığı gözlemlenirken, Bahaattin Ergün ve Şenol Çelikhan gibi isimlerden yeterince yararlanılmadığı yönünde serzenişler kulislerde yankılanmakta. CHP İl Yönetimi ise tam anlamıyla karman çorman. Özellikle Özkan Yalım ile İl Başkanı Ali Karaoba arasındaki sürtüşmeler ciddi sıkıntılara sebep olmakta. Yönetim kurulu üyelerinin büyük çoğunluğu hatta bir kaç kararsız görüneni dışında tamamı; partinin Özkan Yalım'ın istediği biçimde yönetiliyor gözükmesinin, halkın CHP'ye olan teveccühünü kıracağı yönünde düşünüyor. Geçtiğimiz günlerde dokunulmazlığı da kaldırılan ve sürekli paralel devlet kurmaya kalkan malum cemaat ile ilişkileri ile gerek yerel gerek ulusal basının gündemine gelen Yalım'ın isteklerinin yönetimce kabul görmemesi, Özkan Yalım'ın başına buyruk davranıyor olması ve Ali Karaoba'nın istenilen tavrı göstermemiş olması ciddi problemelere sebep olmakta.
Özellikle Özkan Yalım'ın partiye bağışladığı kenar mahalledeki binaya parti binasının taşınmasını istemek hususunda ısrarcı tutumu ve cemaat ya da paralel devlet aleyhinde hiç bir beyanat vermediği gibi hala Ali Erdoğan'ı savunmaya kalkışması partililerin canını bir hayli sıkmakta ve bu durumda parti yönetimini rahatsız etmekte... Bildiğiniz üzere geçtiğimiz Kasım seçimlerinde Ali Erdoğan yukarıda hazırlanan bir tezgahın neticesinde ikinci sıra milletvekili adayı yapılmış ve İsmet Akın'a yapılan bu haksızlık ve üyenin iradesine konulan bu ipotek partiliyi hem Özkan Yalım'dan hemde Genel Başkan Kılıçdaroğlu'ndan bir hayli uzaklaştırmıştı. Partililer; aday yapılması hiç bir işe yaramayan yani CHP'ye hiç bir sinerji ya da oy katkısı olmayan Ali Erdoğan'ın milletvekili adayı yapılmasından dolayı, Kılıçdaroğlu'ndan daha fazla Özkan Yalım'ı suçluyor diyebiliriz. Ali Erdoğan'ın paralele yakınlığını, Atatürk düşmanı olduğunu ve pek çok yolsuzluğa ve ihanete isminin karıştığını bile bile aday gösterilmesi ve bunu yaparken de üyenin takdirinin hiçe sayılarak İsmet Akın'ın mağdur edilmesi ve Özkan Yalım'ın bu süreçte hiç bir şey yokmuş, her şey olağanmış gibi davranması ve Ali Erdoğan'ın aday yapılması hususunu desteklediğini açıkça beyan etmesi, üyenin bir hayli canını sıkmışa benziyor.
CHP Üyeleri ayrıca (maaş, burs, köylere yatırım vs) verdiği sözlerin hiç birisini yerine getirmediği için kırgın olduğu Özkan Yalım'ın, satın aldığı binaya parti binasının taşınmasına da hiçte sıcak bakmıyor. Malumunuz olduğu üzere; Özkan Yalım ön seçim öncesi sanki LC Waikiki binasının olduğu yeri bağışlayacakmış gibi vaad veriyordu hatta sağda solda parti binasının yeri bile belli diyordu. Ancak aylar sonra kenar mahalle diye tabir edebileceğimiz bir yerden eski bir binayı aylar sonra satın aldı. Daha sonra İl Başkanı binanın birde üstelik ipotekli olduğunu öğrendi. Aylar sonra ipoteğin kaldırılması bile büyük bir zafer gibi yansıtılmaya çalışıldı ancak CHP üyelerinin zaten, partiye ait bir parti binası vardı, üstelik kentin olabilecek en güzel yerinde. Bu yüzden üye konuyu kendi arasında tartışmaya ya da fikir beyan etmeye değer dahi bulmadı. CHP Merkez İlçe ve İl yönetimine dair kulisleri ve hangi yöneticilerin göz doldururken kimlerin yıldızının sönmeye yüz tuttuğunu bir sonraki yazımda daha detaylı yazacağım. Ancak cemaatçi adaya destek olanlar "in", dik duruşu olanlar "out" diyebiliriz şimdilik.
CHP'de Kadın Kolları İl Başkanı Seyhan Yazıcı'nın kırıcı davranışlarının çok kişiyi partiden soğuttuğu ve uzaklaştırdığı da konuşulmakta. Ancak kadın kolları merkez ilçe başkanı Ayşe Ayaz'ın daha sempatik davranışları sebebiyle ve gayretleri sebebiyle partililer tarafından beğenildiği konuşulmakta. Yani Kadın Kollarında Merkez İlçe Başkanı "in" Kadın Kolları İl Başkanı "out" diyebiliriz.
Ayrıca Milletvekilliği ya da Belediye Başkanlığı için kimlerin isimleri geçiyor? Kimler adaylık hazırlığı içerisinde ve kimlerin üyedeki ya da vatandaştaki karşılığı hangi boyutta? Tüm bu konularla ilgili kulis bilgileri de aktaracağım. Ayrıca ilçe örgütlerinde neler oluyor? Banaz örgütünden hangi isimlerin paralel ilişkisi ciddi ciddi konuşluyor? Eşme'de görevden almalardan beri süregelen sancılı süreç nasıl devam ediyor? Hangi İlçe yönetimleri ne istiyor? Ya da nelerden şikayetçi? Hepsi ve daha fazlası ileride yayımlanacak yazımda. Bu noktada kadın ve gençlik kollarına ilişkin de bilgiler aktardıktan sonra başka bir konuyu yani ulusal basında gündem olan Özkan Yalım'ın "çakma saat" meselesini gündeminize getireceğim son olarak.
*****
Aydınlık Gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar'ın geçtiğimiz günlerde yazdığı yazı, özellikle CHP gündemine ve kulislerine bomba gibi düştü. Önkibar yazısında CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım'ın Grup Başkanvekili Özgür Özel'e hediye ettiği saati gündem etmek isterken; konunun nerelere gideceğini belki kendisi de tahmin etmemiştir.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in bu iddialara verdiği cevap da başka bir gerçeği ortaya koyar nitelikte.. Özel Odatv'ye yaptığı açıklamada; "Özkan Yalım gibi ilk kez milletvekili olmuş Bursa Milletvekili Erkan Aydın 7 kez konuşmuşken, Özkan Yalım 1 kere konuşmuş. Çok kürsüyü kullanan bir arkadaşımız değil. Başka grup başkanvekili arkadaşların nöbetlerinde birkaç konuşması oldu" dedi.
Kente mâl olmayan, CHP seçmeni, parti tabanı ve hatta yönetim kademelerindeki isimlerde oluşturduğu rahatsızlıklarla bilinen; Ak Parti'li Belediye Başkanı'yla açılışlara katılan; pazar esnafı Ak Parti'li Belediyenin yaptıklarını, kendilerin zulüm ve darbe olarak görüp, protesto ederken; esnafı desteklemeye geliyor gibi görünüp adeta Belediye Başkanı'nın ağzından konuşma yaptığı için eleştirilen; FETÖ'den tutuklanan eski Belediye Başkanı Ali Erdoğan'la yakın ilişkisi bilinen ve Erdoğan'ın aday yapılması için ciddi çaba sarfettiği bilinen Özkan Yalım'ın; ulusal basında da "çakma saatle, kendi grup başkanvekili tarafından pek konuşma yapmadığı gerçeğinin ifade edilmesiyle" anılıyor olması, kimsede şaşkınlık belirtisi oluşturmamış gibi görünüyor.
Bu günlük bu kadar kulis bilgisi ve gözlem yeterli, bütün partileri tek tek bütün detayları ile ele alacağım sonraki yazılarımda görüşmek ümidi ile hoşçakalın...
chp ne zaman atatürk'ün çizgisine dönerse iktidar olma şansını yakalar