Gazetecilik mesleğimiz gereği çok avukat tanıyoruz bildiğiniz üzere ve Avukat camiasına milletin kızgınlığının farkında olduğumuz gibi sayıları çok az olan bazı Avukatlar olmasa milletteki Avukata dair öfkeye körükle gitsek inanın Allah'a da hukuka da hesabını verebiliriz. Hayatım boyunca şahsi bir haberini yapmadım hiç bir avukatın ne duysak yutkunduk duymazdan geldik. Ancak Avukat Eren Ceylan'da bardak inanın doldu taştı. Açsın davayı en az on şahit getireceğim Avukatlığını üstlenip mağdur ettiği ve açsın davayı kendim anlatacağım kendi yaşadıklarımı ki zaten haberimin konusu bizzat yaşadığım ve gözümün içine baka baka, hatta gözüme soka soka şantaj yaptığı veya şantaja alet olduğu hadise.
Uşak'ta özel sektörde kendi mesleğini icra eden, meslektaşları arasında ve edindiği sosyal çevre de ciddi saygınlığı olan ailecek ve yıllardır tanıştığımız son derece dürüst kendi halinde bir hanımefendi bir meslektaşının tavsiyesi ile Mesut Çam isimli bir adamı işe alıyor. Aldığına pişman edeceğini ne bilsin? İşçi çok geçmiyor işi bırakıyor ve ardından kendi ihmalleri sebebi ile bahse konu iş kadınının firmasını zarara uğrattığı ortaya çıkıyor. Sebebi anlaşılamaz biçimde bununla sınırlı kalmıyor kadıncağıza işe aldığı kişinin eziyeti ve başka bir meslektaşının yanına işe giriyor ve meslek içi oda seçimleri sebebi ile araları biraz limonileşen bu meslektaşlarının da desteğiyle kah meslek odasına kah benzeri kurumlara yazdığı şikayet dilekçeleri ve türlü dedikodular aracılığıyla bunaltıyor. Mesut Çam kendisine haksız ve mesnetsiz yere savaş açtığında en başta bize gelse rahatlıkla işin çözüleceğini de biliyor oysa hanımefendi ama bizim gücümüzden yararlanmayı da düşünmüyor ve nasıl olsa büyümeden hallederim diye düşünüyor.
Günler gelip geçiyor ve iş kadını hanım efendi oda ya da benzeri kurumlara hakkındaki saçma sapan iddialar ile yazılan eski işçisi Mesut Çam'a ait dilekçelere yanıt veriyor veya dilekçenin gereği soruşturmalara tabi tutuluyor idi. Tam bu esnada konuyu önceden bilen bir müşterisi de olan esnafın benzinliğinde tesadüf ediyorlar Mesut Çam ile ve benzinlik işletmecisi işgüzarlık edip rol çalarak, çok öncelerden tanıdığı ve arkadaşı olduğu Mesut Çam ile iş kadınını uzlaştırmayı deniyor ama uzlaştıramıyor ve Çam'a kızgınlık ifade ediyor. Kontrpiye de kalan kadıncağız adeta tuzağa düşmüş gibi olayı yatıştırmaya benzinlikciyi sakinleştirmeye çalışıyor durun ablam bağrışmayın diyerek ki inanın belki hayatı boyunca kimseyle kavga etmemiş olabilir ve kavgadan ödü kopar bahse konu hanımefendinin. Keza bu haberi yazdığımdan da yemin ederim haberi yok. Olsa cesaret edemez yazma lütfen der zaten sırf ondan korktuğum için ismini gizli tutuyorum. Konuya dönersek olay bütün ayrıntıları ile kamera kayıtlarına da yansımış zaten.
Benzinlik de yaşanan arbedenin ardından kimsenin nerdeyse kılına zarar gelmeden ayrılıyorlar. Bizim iş insanı hala bizleri aramıyor. Bir kaç gün sonra bir de duyuyor ki Mesut Çam bir de mafyalık etmekle suçluyor İş İnsanını. Evet evet tam tabiri ile böyle. Güya Mesut Çam benzinlik de iken bir süsü adamla çıkmış gelmiş ve Mesut Çam'ı tehdit etmiş hakaret etmiş hatta elinden zorla açığa senet almış vs vs. bir sürü saçma sapan suçlama ile Savcılığa şikayetçi olmuş. Üstelik bu basit ve sıradan iş için bir de para verip avukat tutmuş. Avukatı kim olsa? Eren Ceylan. Nasıl olduysa aslında kamera kayıtlarında iş insanının benzinliğe ne zaman geldiği de yapayalnız geldiği de ve olayın diğer ayrıntıları da net olmasına rağmen Savcılık, salt Çam'ın ifadelerine dayandırarak Ağır Ceza'da yağma ve çete suçlamasıyla sanırım dava açmış..
Ağır Ceza'da dava açıldıktan sonra tesadüfen benim haberim oldu ki zaten aylardır görmediğim iş insanı hanımefendinin yanına gittim ve ağzından zorla lafı aldım. Bunun üzerine konuyu araştırmaya koyulduk ve evet meslektaşlarının da kullanılarak kendisine dönük büyük kumpasların içinde olduğunu anladım. Meslektaşları ile ki onlar da arkadaşlarımız idi esasen hiç suçsuz bir hanımefendiye böyle eziyet edip veya eziyet edene himaye verip hayal kırıklığına uğratmadan önce. Neyse ben görüştükten sonra bunlar çağırdı Mesut Çam'ı ve konuştular. Gerek benzinlik olayında gerekse diğer konularda aslında iş kadının bir suçunun olmadığına onlar da emin oldular ve davasını çekmesini istediler. Mesut Çam kendisinin bir aylık maaşının kaldığını bir aylık da önceden verilmiş sözünün olduğunu dolayısıyla iki maaş verirse dilekçeyi geri çekebileceğini söylemesinin üzerine görüştük iş insanı ile alacağı falan yok ama tamam dedi iş insanı hanımefendi çünkü hayatında karakol görmemiş savcı hakim görmemiş bir insan olarak ağır cezada yargılanma bunalımını yaşamak istemiyordu ceza almayacağına emin olsa da ve mesleğinde de sıkıntı yaratabileceği endişesi taşıdığı için bir an önce konu kapansın istiyordu. Keza ben Avukat Eren Ceylan'la da konuyu görüşmüş ve açtıkları davanın batıl ve haksız olduğunu ispat ettiğim gibi iddianameyi de çökertmiştim ve kendisi de bunu kabul etmişti. Hatta müvekkilinin kendisinin samimi arkadaşı olduğunu ve sulha ikna edebileceğini de söylemişti. Ben bütün bunları her türlü ispat etmeye kadir olduğumu da belirtmeliyim. Müvekkilinin iftira ettiğini ve bu iş kadınının benzinlikte kameraların çektiğini bile bile Mesut Çam'a bir araba adamla gelip tartaklatarak boşa senet imzalatacak bir insan olmadığı gibi anlatılanların hayatın olağan akışına aykırı olduğunu da kabul ettirmiştim. Hatta kaba kuvvete gidecek olsa önce bize gelirdi ve gazetecilik güç ve bağlantıları ile bizim çözeceğimizi düşünürdü bizim haberimiz yoksa o aracı arayacak kadar bunalmamıştır ve asla böyle bir hatayı yapmış olamaz Üniversite mezunu aklı başında iki çocuklu bir iş kadını da demiştim ve doğrulamıştı beni Eren Ceylan.
Neyse ben iki maaş verilip konu kapatılacakmış denince Eren Ceylana Whatsapptan mesaj atarak bilgi vermekle yetindim. Daha sonra bir duyduk ki Mesut Çam Avukatı ile görüştüğünü ve fikrinin değiştiğini artık 3 Milyon lira istediğini beyan etmiş iş insanının meslektaşı olup aracılık eden insanlara. Ben tabi inanamamıştım. 70 Bin lira üzerinde anlaşıldıktan sonra nasıl olurda bu olmayasıya para isteniyor olabilirdi davayı çekme karşılığında. Hadi maddi manevi zarar görür Mesut Çam örneğin yaralanır hastane de yatar veya örneğin heykelin önünde rezil edilmiştir veya arabası hasar görmüştür de para ister böyle bir zararı yokken ve şikayetçi olduğu insanın suçsuzluğu ortada iken gereksiz endişesinden de yararlanarak para istemek Adliye üzerinden şantaj değilse nedir? Adliye veya hukuk ne der? Bilmem tabi ama fiilen yaşanan budur. Madem senetleri varmış açığa neden mesela senetlerini istemiyor.
Ben tabi daha önce görüşüp her anlamda iş kadınının masumiyetine ve samimi arkadaşım dediği müvekkilinin art niyetine emin olduğum Avukat Eren Ceylan'ın yanına gittim ve duyduğum doğru mu Eren bey siz şimdi ... hanımdan 3 Milyon mu istiyorsunuz? Diye sordum. Bana cevaben dedi ki abi ben istemiyorum müvekkilim istiyor. Bunun üzerine ben derhal ofisinden ayrıldım ve ensendeyim Eren bey senin bu gidiş hiç hoş bir gidiş değil haberin olsun sonun kodes olabilir diyerek çıkıp gittim. Epey oldu bu son olay da yaşanalı o gün bu gündür bekliyorum bir olumlu gelişme olur da ben yazmak zorunda kalmam diye ki dediğim gibi bu haberim Eren Ceylan'dan fazla şantaj yaptığı kadıncağızı rahatsız ve huzursuz edecek belki de. Ama bu şantajı yaşadıktan sonra Ramazan Yıldız bu Mesut Çam'ı çok iyi tanıyan ismi bende gizli bir öğretmen arkadaşı devreye kodu. Mesut Çam öğretmen arkadaşa da yine alacağı karşılığında davayı geri çekeceğini ve kısa zaman da hanımefendiyle kendisinin temasa geçip görüşeceğini söylüyor. Yani aslında öğretmen arkadaşlarına da iftira attığını kabul etmiş oluyor ve derdinin para koparmak olduğunu da onlara da belli ediyor.
Nedense sonra duydum 1.5 milyona düşmüşler galiba ve bekledik ama anlaşılan bir gelişme olmayacak ki tam bu esnada CHP'de siyaset yapan müteahhitlerin dolandırdığı bir müvekkilini de hukuken asla affedilemeyecek ihmaller ile zarar verdiğini ve yine AZİL yediğini duydum ve yazmak farz oldu dedim kısmet bu güne imiş. Çok var daha Ceylan'ın Avukatlık cübbesi sorumluluğuna yakışmayan davranışı ki bana bizzat ben Sentetik Baronlarına bile sapıklara bile avukatlık yapabilirim benim mesleğim bu demişti. Demek ki müvekkiline sen karışma ne koparırsak fazladan kırışırız demiş olmalı ki bu yaşandı. CHP Yönetiminin Uşak Adliye ve Barosunun gereğini yapmaması halinde ben gereğini yapmaya yani CHP Belediye Meclisi üyesi de olan Eren Ceylan'la ilgili bildiklerimi aktarmaya devam edeceğim.