Muz yeme videosu çekerek kendi soyydaşlarına tepki toplayıp iç karışıklık planına ortak olanların kime hayrı dokunacak ki arasatta yaşasınlar istenmiş olacak ki Devletimiz planlarını başlarına geçirerek 7 tanesini sınır dışı etmiş. Haberi okuyunca Habertürk kanalının ısrar ısrar çıkardığı sözde insanlık düşkünü sözde gazeteci Nagehan Alçı'nın iç savaşa dair provakasyon kokan sözleri ve Suriyeliler bahse konu pek bi insansever tavır takınıvermesi geldi hatırıma hemen. Şu kepazeliği ben size nasıl izah edeyim. Habertürk adam yerine koymuş, millete konuşsun diye, eline mikrofon vermiş altına koltuk vermiş çıkarmış biri var. Ne diyor; yeni sistem harika oldu diyemeyiz ama ülke iyi durumda diyor. Bu nasıl bir iyi durum hanfendi ki hem iç savaş beklentisindesiniz ki iç savaş beklentisi geleceğinden zerre umudu kalmamış çaresiz ve iktidardan rahatsız insanların yaşadığı insan topluklarında olur bildiğimiz kadarıyla. O halde halk perişan ümitsiz desene sen şuna dosdoğru. Emperyalizm ne dalavre çevirirse çevirsin; geleceğinden emin olan insanı sokağa bile çıkaramaz. Biliyor ki ülkemiz insanının geleceğinden endişesi olduğunu ve ümitsiz kaldığını bu provakasyon denemelerini düşünüp planlayabiliyor. Farazi konuşuyorum; Birileri organize etse salsalar Suriyeli Afganlı ne varsa kontrollerindekileri sokağa, sokakta sadece provakatörler ve kolluk kuvvetleri kalır kalır millet çekiliverir evine. Ortalığı karıştırmaya kalkan Suriyeliler Afganlılar ile birbirini yer de biz sokağa bile çıkmadan vaziyeti idare ederiz. Sonunda da zaten Devlet iradesi ve aklı girer devreye, derdest eder hepsini toplar ve bu olayda olduğu gibi sınır dışı eder.
Aha Esad aha siz, siz burada bile rahat durmayıp iç savaş provasına kalkışıp, yasa dışı eylemde kullanılmışsınız o zaman Esad'ın insafı ile başbaşa kalın siz der Devletimiz. Ayrıca yeri gelmişken söyleyeyim; Suriyeli geçici sığınmacıları mülteci kategorisine sokup uluslararası hukuka göre hakları var gibi abuk subuk açıklamalar yapan BBP Genel Başkanı olacak zevat konuyu çok saptırmaktadır mecraından. Geçici sığınmacının can mal ve namus emniyetinden başka hiç bir beklentisi olamaz sığındığı Devletten ve sığındığı Devlet can tehlikesi olmayan her yere gönderebilir onu. Ama Esad ile masaya oturmadan Suriyelilerin suç işlemedikleri sürece sürülüp çıkarılması da çok insani olmaz açıkçası. Ümit Hocam da Ersan şen Hocam da konuya zaten gayet hakimler ve insani ölçüler de nasıl taşınabileceğini çok güzel izah etti ikisi de programlarda. Esad ile masaya oturulsa zaten her şey çözülecek o da ayrı konu ama bir kişinin siyasi ihtirasına ve tercihine milyonlarca insanın kaderini terketmiş acz içinde bekliyoruz ne diyelim? Allah büyük görüp durur hallolacak inşallah Türk'lerin işi zaten ezelden Allaha havaledir ve sonu hep hayır olmuştur hayrolacağına gene eminiz.
Nagehan Alçı gil de Erol Mütercimler gilin klikte boşa konuşmazmış demek dedim haberi okuyunca. Bakar mısınız siz şu Suriye'lilerin ettiğine? Adamlar kendi ülkesini karıştırmış gelmiş bizimkini de karıştıracaklar. Samimi söylüyorum Esad'ın ülkesinde de aynı aktörler aynı provakatif eylemler ile iç savaşı çıkartan bu emperyal çete maşaları. 2011 Libya İç savaşının yaşandığı süreçte Libya halkının Devletten yana refahına bakın. Bir problem yok ki bolluk içinde değil belki hepsi ama yoksul kimse yok içlerinde. Yine mesela 2012'de Arjantin'de yaşanan yağmalama eylemini hatırlayın, yağma da kimse un çuvalı çalmamış hatta ekmek yada benzeri gıda çalan da olmamış nerdeyse hiç. Hazır çorba yada makarna reyonu da değil yağmalanan kasap ve lüks tüketim mamülleri reyonları yağmalanmıştı. Yani yağmaya katılanların nerdeyse hiç birisi açlıktan dolayı yağma yapmıyordu ve buz gibi provakasyondu. Bizim ülkemizde de böyle provakatif eylemler denenebllr pekala. Lütfen unutmayın birliğimizi dirliğimizi zedeleyecek hiç bir eylem hayır getirmez. Unutmayın ki hukuk dışılıktan hayır beklemek Allahtan şer iş ummak gibi bir şeydir. Yani mümkün olmayan bir durumdur bu. Kanunlar yanlışta olsa değiştirilene kadar uyum sağlanmalı mümkün mertebe ve dışına taşmaksızın çarelere ortak olunmalı. Evet zor günler geçirdiğimiz aşikar siyasetimizin beceriksizliği ve medyamızın ihtirası yüzünden, evet nerdeyse hepimizin birikmiş ciddi problemleri var maddi manevi ama çok şükür aramızda aç açık denecek düzeyde kimse de pek yok. Evet neredeyse hepimiz borç harç içinde vaziyeti zor idare ediyoruz ama aç açık değiliz çok şükür nerdeyse hiç birimiz ve lütfen herkes çevresindekileri kollasın bir miktar kimse o kadar bunalmasın. Kimse ekmeğe muhtaç kalmasın bizim aramızda. Çünkü biz Türkler çevresinde aç insan varken huzurlu uykuyu Allah bize vermiyor bu yüzden misyonumuz icra etmeli hangi millet yada dine mensup olursa olsun öncelikle kimsenin aç kalmasına müsade etmemeliyiz. Ayrıca aç kalacak kadar miskinleşmesine ve kimsesizleşmesine de.. Bunları derken bu haliyle yürüsün devam etsin de demiyorum tabi ki. Zaten bana sorarsanız siyasetin hepsine yakınından medya camiasınının yarısından kurtulup bu afedersiniz fetö artığı olmakta ısrar eden aktörleri vitrinden alaşağı etmedikçe kurtuluş yok zaten. Ama demokratik yöntemler ile ve hukuk ve ahlaki sınırlar çerçevesinde, özel hayata bile maksimum özen göstererek, düşmanlanmadan kinlenmeden ve düşmanca davranmadan, aklımızla bilgimizle mücadele ederek bir olarak ve bir ederek Yurtta ve Cihanda Sulh ilkesini kendimize ilke ve şiar edinerek mücadele vermeliyiz elele.
Çok açık konuşacağım sentetik uyuşturucu ve sapkınlık ve ayrıca geçici sığınmacılar dahil emeğin istismarı ile de mücadele etmedikçe salt siyasi mücadele ile bir şey elde edemeyebiliriz. Çünkü milletin gençliği elden gidiyor. Kimi sapkın kimi dinsiz kimi ahlaksız kimi müptezel ama nerdeyse hepsi cahil bir gençlik bırakmak derdinde emperyalizm bizlere. Gerçi sahada başarabilmiş değiller çok şükür. Gençliğimizin geneli her şeye rağmen bilinçli ve bütün özendirme çalışmaları ve algı oyunlarına rağmen sağmadan yürüyor örf adetlerimizden geneli ve geneli ne sapkınlığa ne sentetik uyuşturucu tüccarlarlarına ne de syaset baronlarına alet ettirmiyor kendini işine bakıyor kendini biriktiriyor bir gençlik kitlemizde var çok şükür. Ama inanın Onlara kalsan bize layık gördükleri kafa bu. Aileleri dağılmış gençlerin anne babası ile aynı şehirde ayrı apartlarda yaşadığı, Üniversite okuyanların dışarıda okumayı tercih edip yazın bile memleketlerine gitmek istemediği, ailelerin dağıldığı yada aile içinde insanların yapayalnız takıldığı, kadının afedersiniz ucuzlatıldığı değersizleştirildiği ancak kendine çok değer verildiğini zannettirildiği, sapkın ilişkilerin meşrulaştırıldığı, yarısından fazlası sentetik uyuşturcu bağımlısı yarısından fazlası psikoljik desteğe mecbur edilmiş karın tokluğuna çalışmaya ve iki gözlü apartlarda cebindeki telefondan ibaret bir dünyada adeta kimsesiz yaşamaya ikna edilmiş insanlar topluluğu haline getirecekler bizi. Hayatı hap atmadan yaşayamaz hale getirecekler. Kafam iyi olmasa çekemem bu hayatı dedirtecekler önce. Sonra bölüp parçalayıp millet olmaktan çıkartacaklar ve pek tabi ki bu arada sadece iş gücünüzü ucuza kullanmakla kalmayıp, sizin yer altı ve üstü değerlerinize de çökecekler. Elinle çıkartıverirsin altını 100 Lira yevmiyeye 10 sene sonra çünkü muhtaç kalırsın o 100 Lira yevmiyeye.
Şu hale bakar mısınız? Ülke nüfusunun neredeyse 8 belki de 10 Milyon arttığı bir zemini yaşıyoruz. Esad ile anlaşsak göndersek bunları, kafadan kiralar düşer emeğin değeri ikiye katlar. Fizik gücü ile para kazanan emekçilerin değeri itibarı artar. Daha ne faydaları var efendim size anlatsam Suriye ile anlaşmanın. Önceki bir paylaşımım da saymıştım yanlış hatırlamıyor isem. Zaten kardeşlikte dostlukta ne yok ki. Türlü nimetleri var içinde. Suriyede yaşayan Suriyeliler de kardeşimizdir neticede ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeliler de. Kendi Devletlerine yada bizim Devletimize ihanet etmedikleri sürece yada terör gibi uyuşturucu tüccarlığı gibi insanlık suçlarının işlendiği tezgahlar da aktör olmamak kaydıyla tabi. Yapılması gereken dost olmanın yollarını aramak birbirini anlamanın ve birbirine zarar vermeden, istismar da etmeden birbirine yardımcı olmanın yollarını aramak. İnsanlık ilkelerini ve ölçülerini Nagehan Alçı gibi omurgasız istikametsiz ve ölçüsüzlerden edinecek değil necip Türk Milleti. 5000 Yıllık Devlet geleneği olan bir Millet olarak biz misafire de ev sahibine de nasıl davranacağımızı çok iyi biliriz. Çünkü biz ezelden hepimizin sahibi olan Allah'a teslim bir milletiz. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ gibi bir taşra delikanlısı gelir işte yeryüzüne siyaset bilimcisi kimliği edinir önce, sonra dalında uzman ve akademisyen olur rüştünü bilim dalında ispat ettikten sonra da soyunur siyasete, kısa zamanda parti kuracak kadar çok taraftar edinir kendine siyasete ve siyasetçiye bu ilgiziliğin ve itibarsızlığı olduğu zeminde ve sonra kurar partisini ve siyasi parti genel başkanı kimliği ile de dikilir karşına Haber Türk ekranında ve Türkçe bir güzel ağzının payını verir sen de bakar kalırsın da emperyalizm seni sözcüsü etmekten de vazgeçer.
Devletimizin olaya ne kadar hakim olduğunu ve sığınmacıların içindeki sözde sığınmacıları derhal deşifre edip hem provakasyona dönük operasyonlarını durdurup, hem de siyasete hiç sormadan kapı dışarı edebildiğini görmüş olduk çok şükür. Geçtiğimiz günlerde İsrail karşıtı sözde Filistin'cilerin aslında İsrail ajanı olduğunu tespit edip edindikleri istihbaratlar sayesinde hepsine birden operasyon yaparak ajan faaliyeti yapan önemli bir çeteyi MİT'imizin çökerttiği gün yaşadığım gurur gibiydi haberi okurken yaşadığım gurur tıpkı. Ayrıca Devletimizin gücünü görmek ve anında müdahale kabiliyeti ve siyasete rağmen yaptırımlarını görmekte bizi çok rahatlattı ve mutlu etti açıkçası. Sözde açılım sürecini sonlandıran o kahramanca hamleyi yaparak, kimseye sormadan İç İşleri Bakanının olur vermemiş olmasına aldırmadan apansız operasyon yapan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı gibi adamlar oldukça ve Ümit Özdağ gibi siyaset adamı iken de Devlet Adamı gibi davranma kabiliyet ve becerisini kaybetmeyen helal süt emmiş siyasetçilerimiz ve Devlet aklını asla terketmeyen Vatansever imanlı İstihbarat yada kolluk kuvvetleri çalışanlarımız oldukça, huzursuz olmaya gerek yok anladığım kadarıyla ve anladığım kadarıyla Devletimiz Devlet aklını siyasete uyup bırakmış değil çok şükür. Ayrıca anladım ki tereyağından kıl çeker gibi halledeceğiz bu işi Allah'ın izni ve yardımı ile. Sayın Özdağ'a bu provakasyona müdahale edilmesi hususunda kolluk kuvvetlerini mecbur eden kamuoyu bilgilendirmeleri için ve cesareti için kutluyor çok teşekkür ediyorum. Tabii ki operasyon da emeği geçen herkese de aynı şekilde. Kurtuluş Kuruluş ayarlarında başka hiç kimse de değil..