Bildiğiniz üzere Merkez Bankası Başkanlığına hakkında sadece Kanyon Kolejlerinin sahibi Prof. Dr. Servet Rüştü Karahan'ın oğlu olduğu bilgisine sahip olduğumuz ve halen merkez bankası başkan yardımcısı olduğunu bildiğimiz Fatih Karahan atandı. Tabii ki bir Uşak'lı olarak sevindik buna Durmuş Yılmaz'dan bir şey öğrenmedik bundan ne öğreneceğiz ama sorulduğunda Uşaklı olduğunu söyleyebilmesi bile sevinmek için kafi bizim açımızdan. İsterse bizim düşmanımız olsun ne fark eder? Uşak'ı iyi temsil etsin yüzümüzü yerde koyacak Uşak'lıya mal edilebilecek bir fiil işlemez nasıl olsa vitrinde. Şehrimiz adına ve hemşehrimiz adına sevinebilmeli ve başarılar dileyerek dua da etmeliyiz yükselenlerimize. Haset etmek zaten aptallık olur bu kadar yüksek makamlara. Araştırdım zaten background da çok iyi bu yaşta ki Servet Rüştü Karahan'ın yanında özel ilgisi ile yetişmiş birisi Devlet terbiyesinde büyümüş gibi de olabilir ailenin nezdinde ki uzun yıllardır Amerikan Türkiye ilişkilerinde çok etkin olmuş ve fakat son zamanlarda eski etkinliğini yitirip emekliye ayrılan eski Washington Büyükelçisi Murat Mercan da öz dayısı annesi zaten göz doktoru bir hanım efendi ve şehrin sosyokültürel hayatına ve eğitimine verdikleri katkılar ortada karı kocanın oğlu böyle bir ailenin içinde eminim çok iyi yetişmiştir.
Tabii ülkeye yatırımcı getirebilir mi? Amerika ve Rusya başta olmak üzere dünya Devletlerini rahatlatıp yeniden Türkiye ekonomisine güven kazandırabilir mi? Ya da mesela paraya yepyeni tanımlamalar getirip anlamlar yükleyerek hazır merkez bankasının başında iken piyasayı rahatlatıp hayat şartlarını biraz olsun kolaylaştıracak hamleler yapabilir mi? Ekonomi Bakanı ve Cumhurbaşkanı ile koordineli çalışıp ülke sanayisini büyütebilir mi? Veya ülkenin verimli topraklarını ve madenlerini ful aktif hale getirebilecek manevralar ortaya koyabilir mi? Özetle bir şeyler başarıp ülkeye yarar sağlayabilir mi? Zamanla göreceğiz ama açık konuşuyorum bu daha çok niyetine bağlı, Sayın Fatih Karahan'ın niyetinde hayır hizmet varsa Allah da Devlet de Devletler de önünü açar yardım eder ve başarır. Niyetinde olan karşısına çıkacaktır. Bize düşen hayırlı başarılar dilemektir ben de diliyorum bahane ile.
Ama asıl konumuz bu değil tabii bundan yıllar evvel Kanyon Kolejinde Servet Rüştü Karahan'ın odasında Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu ile gerçekleşen bir görüşmeye sayın Karahan'ın apaçık Abdullah Gül adına masada oturduğunu söylüyor ve Çavuşoğlu'na da Ona göre konuş bak (görüşmenin hemen başında diğer odaya geçip uzanmak için izin isteyen Murat Mercan'ı kastederek) içeride uzanan da Japon Büyükelçisi diyor ve ilave ediyor seninle bu görüşmeden de bu görüşmede sana söyleyeceklerimden de Abdullah Gül'ün haberi var. Evet yanlış duymadınız aynen bunları söylüyor yani Abdullah Gül'ün sırdaşı diyebileceğimiz kadar Sayın Gül'e yakın bir isim Servet Rüştü Karahan Hocamız. Gül'e yakın olmak bana göre suç değil tabi ama Gül'le bu kadar yakın ilişkileri olduğunu bildiği bir aileye Erdoğan'ın adeta Devlet yönetimini teslim eder gibi davranması gerçekten de hayli manidar.
Düşünsenize Murat Mercan'ın damadı da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ailenin gücüne bak ki Sayın Erdoğan'ın ailesi Devlet yönetiminde bu kadar etkin olmayadabilir. İnsanın aklına emperyalizme kaynaklarımızı peşkeş çekmek için mi geliyorlar acaba? Sorusu da gelmiyor değil. Keza bu yönde beklentiler yorumlar da yok değil. Hatta Odatv ye sorarsan FETÖ kokusu bile var işin içinde ki ben şahsen hiç değilse fetöcülüğü beklemem bu aileden ve olsa bir kontak bir bağ denk gelirdi şimdiye fetöyle bunca yıllık mücadele de. Tabii bizim bilmediğimiz bir yapılanma ile ilgili çok bildik konuşmaya lüzum yok ama hüsni zan edilebilir, iddiaları da çok yabana atmamakla ve o işi Adliyeye yıkmakla birlikte. Emperyalizm ile yapılan bir anlaşmanın neticesinde yaşanan gelişmeler olarak bakanların ve olumsuz ön görülerde bulunanların da kaygılarını anlayabiliyorum. Ama şeytanın avukatlığını üstlenmeye gerek yok şu aşamada diye düşünüyorum ve ben şahsen her fırsatta direkt ya da dolaylı Cumhuriyetten yana Parlamenter Sistemden yana tavırlar alan ve bir denge politikası güden ve Devlet tecrübesi de zirve de olan bir siyaset ve Devlet Adamımız olarak Abdullah Gül'den bu kadarını beklemiyorum. Keza Karahan ailesinden de veya Sayın Mercan'dan da...
Gül'ün ve kliğinin Batı hayranı olması Siyasal İslamcı çevrelere ve bir dönem için Fethullah Gülen'e olan yakınlığı elbette hala şerh konusu şahsım adına ve siyaseten aynı düşünmüyoruz hala ama bunlar da realiteler Gül'le ilgili. Kim bilir bakarsın ülke yararına bir milli siyasetin önünü açmak ve barışı ve baharı getirmek üzere bir planın içindedirler? Kimi muhalif takipçilerim daha şimdiden çok iyimser bir yazı olmuş bunlardan hayır umulmaz dediğini duyar gibiyim ama bize düşen hayır ummak şer gelirse yine yine eleştiririz. Zaten bu sefer dünyayı akıllarına uydurmaları da çok kolay görünmüyor. BOP'un neticesi ortada, kimse ama hiç kimse karda değil. Rusya ve Çin çok güçlendi sadece. Yoksa Abd'de de zararda her anlamda Irak ve Suriye'de Arap Devletleri ve Türkiye'de Yemen'de mesela çok ciddi zararda her anlamda ve gidişat da hali hazırda çok kötü besbelli ve besbelli ortak akla ihtiyaç var Devlet aklıyla hareket etmek şart bütün dünya açısından Türkiye için başta. Cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır o kesin ve hiçbir emperyal hain plan Cumhuriyeti yenemez...