Git FETÖ'cülüğünü itiraf et ver bir kaç isim sonra gel seni okul müdürü yapalım derseniz bu sonucu alırsınız

Gelelim bugünkü haberimizin konusuna bir öğrenci velisi şiddet gören çocuğunun hakkını arayamadığı gibi aynı okulda eğitimine devam etmesine bile imkan bulamadığı için çaresiz teslim olup çocuğunu özel okula verdi. Hikayesi özetle şu; Okul içerisinde okul müdürünün de aralarında bulunduğu bir grup öğretmen ile ismini vermeyeceğimiz öğrenci adeta takışmış. Kimbilir belki de çocuğun da kabahati olabilir ama Ortaokul çocuğu ile koskoca Okul Müdürü yada öğretmen zıtlaşacak kadar yakınlaşır mı? Ortaokul öğrencisi sonuçta ne kadar yaramaz olabilir ki? Okulun camlarını indirse ki kesinlikle çocuğun bu tür bir kabahati yok anlaşılan. Hani faraza böyle bir suç işlemiş var saysak bile şiddete maruz kalmak gibi bir yaptırım yada ceza ile karşılaşamaz karşılaşmamalı. Okul idaresinin kanunların verdiği cezalar dışında bir yaptırımı üstelik ortaokul öğrencisine reva görmesi asla kabul edilemez. Hele ki bir öğretmen yada idarecinin küçük bir çocuğa "bu okuldan defol" dedirtmeye "bi gidemedin şu okuldan" diye arkasından seslendirmeye kat'a hakkı olamaz. 

Haberimizde bahsettiğimiz skandal Olay Fetö PDY İddinamesinin pek çok yerinde adı tanık olarak geçen ve halen Nurullah Cahan ve Özkan Yalım'a yakınlığı ile bilinen Mesut Balı'nın okul müdürlüğü görevini yürüttüğü Bedriye ve Kadir Uysal Ortaokulunda yaşanıyor. Öğrenci Velisinin şikayet dilekçelerinden anlaşıldığına göre 7. Sınıf öğrencisi bir erkek çocuk bir grup öğretmenin adeta mobing uygulamalarına maruz kalıyor bir müddet süren bu psikolojik baskının nihayetinde bir bayan öğretmen, çocuğu tokatlıyor. Çocuğun annesi okula gidip öğretmene siz çocuğumuzu nasıl tokatlarsınız? diye sorunca tokatladım tabi senin çocuğunla mı uğraşacağız? Tokatlarım tabi şeklinde cevaplar duyuyor. Yani öğretmen işlediği kabati resmen annenin yüzüne tekrar ediyor yani adeta çocuğu annesinin gözünün önünde tekrar tokatlıyor. Siz o annenin yerinde olsanız, Ne tepki verirdiniz acaba? Zavallı anne ne yapsın? Sizin düşündüğünüzü yapamıyor ve okul müdürüne konuyu taşıma yolunu seçiyor. Okul Müdürünün şiddetten haberinin önceden olduğunu anlıyor derdini anlatırken ve umurunda bile olmadığını da farkediyor beraberinde. Okul Müdürü çocuğu şiddet görmüş ve yüzüne haykırılmış canı yanan bir anne olarak çocuğunun hakkını aramak üzere Milli Eğitime dilekçe veriyor. BİMER ve CİMER'e de yazıyor ama nafile? Hiç bir netice alamıyor. Bu arada bahsettiğim bir grup öğretmen çocuğa olan baskıyı artırdıkları gibi resmen okuldan ayrıl demeye başlıyorlar. Düşünebiliyor musunuz Ortaokul 2. Sınıf talebesi bir çocuk ne kabahat işlemiş olabilir ki okulda istenmeyen kişi ilan edilsin adeta. Ne suç işlerse bir öğrenciyi okuldan kovma hakkı yada tartaklama hakkı olabilir bir öğretmen yada idarecinin. Hiç olacak iş mi Allah aşkına? Düşünebiliyor musunuz geldiğimiz noktayı? Daha dün mahkemelerde FETÖ'cülük ettiğini itiraf edip etkin pişmanlık yasasından yararlanarak cezaevinden kurtulan bir idareci hala nasıl okul müdürlüğü yapabilir? Özel sınıf uygulamaları ile çocuklarımızı nasıl zehirlendiklerine ve kötülük ettiklerine ilişkin çok yakında bir makale kaleme alacak Editörümüz ve Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu bu yüzden detaylara girmiyoruz. Kimi okul Osmanlıcayı dayatır öğretebilecek nitelikli öğretmeni bile olmamasına rağmen, kiminde çocuklar neredeyse tamamen serbest bırakılır disiplinsiz şekilde okul bahçesinin etrafında bali çekmek dahil her türlü öğrenciye yakışmayacak davranış biçiminin sergilenmesine göz yumar. Amaç öğrenciyi ve veliyi eğitimden soğutmak mıdır? İnsanları eğitimcilerden ve imamlardan nefret ettirme operasyonu ile mi karşı karşıyayız? Anlayamıyoruz. Ancak Ortaokul öğrencisi bir çocuğun başka okula gitmesine sebep olan kaba davranış biçimlerini sergileyen eğitimcilerden iyi niyetli olmalarını bekleyemeyiz. Ya organize işler ile karşı karşıya isek hala? Ya Fetö kripto fetöcüler ile hükmünü sürdürmeye çalışıyorsa? (Hala hayal görüyor olamazlar mı?) Bu ve benzeri soruların akıllara gelmesi gayet doğal. Çünkü anladığımız kadarı ile FETÖ'ye ve yolsuzluklara boyun eğmeyen bir veli yüzünden bu çocuk bu eziyete maruz bırakılmış olabilir. Şiddet gören öğrencinin Babasının çalıştığı kurumda bazı usulsüzlük ve yolsuzlukları da ortaya çıkardığını BİMER'e kendi adıyla yazdığı şikayetler neticesinde soruşturmalar açıldığını da biliyoruz. Dolayısıyla da çocuğun gördüğü bu saçma psikolojik baskının perde arkasındaki sebebi olarak düşünüyoruz. En azından aile de böyle düşünüyor ve anlattıkları da bizi de böyle düşünmeye itiyor. Konunun takipçisi olacağımızı ayrıca gelişmeleri ve sonuçları Uşak Haber Merkezi ekibi olarak kamuoyu ile paylaşacağımızı duyurur yetkilerimizin; özellikle de Devlet Adamına yakışır tavırları ile gelir gelmez halkın beğenisini kazanan Sayın Uşak Valimizin dikkatine ve kamuoyunun ilgisine sunuyoruz.... Uşak Eğitimde cidden SOS veriyor...