Birinci Dünya Savaşı’nda İngiltere’nin Kasım 1914 tarihinden itibaren Basra Körfezi üzerinden hareketle Bağdat’ı işgal etmek üzere Şattül Arap bölgesine asker çıkarmasıyla Irak Cephesi’nde çarpışmalar başlamıştır. Bölgedeki Türk birliklerinin İngiliz taarruzu karşısında Bağdat şehri yakınlarına kadar kısa sürede geri çekilmesi ve Selman-ı Pak bölgesinde tutunması ile Irak cephesindeki savaşın gidişatı değişmeye başlamıştır. Osmanlı Devleti’nin merkezi Bağdat’ta olan VI. Ordu’yu teşkil etmesi ve bölgeye yeni kuvvetlerin gönderilmesi sonucu Selman-ı Pak savaşlarında General Towsed’in başında bulunduğu İngiliz kuvvetleri ağır bir yenilgi alarak geri çekilmeye başlamış ve Dicle Nehri’nin çevrelediği Kutü’l Amare şehrine sığınmak zorunda kalmışlardır. Söz konusu şehirde kuşatma altında mahsur kalan İngilizleri kurtarmak için gönderilen askeri birliklerin de Felâhiye bölgesinde mağlup olması ile zaten yiyecek ve erzak sıkıntısını hat safhada yaşayan General Towsend, yaklaşık 13,300 mevcutlu birliği ile Tük ordusunun başında bulunan Halil (Kut) Paşa’ya teslim olmak zorunda kalmıştır.
Bu makalede yukarıda kısaca belirtilen gelişmeler, Kutü’l Amare’nin Türk Ordusu’nca ele geçirilmesi ve sonrasında ortaya çıkan gelişmeler dönemin Türk basınına yansıdığı şekliyle anlatılamaya, ortaya konulmaya çalışılacaktır.
General Towsend’in komutasındaki İngiliz Ordusunun Bağdat önlerinde durdurulup, Kutü’l Amare’ye kadar geri çekilmesi ve burada Türk Ordusunca muhasara altına alınmasıyla birlikte Türk basınında konuya dair haber, fotoğraf, harita ve krokilerin oldukça geniş bir şekilde yer almaya başlamıştır. Söz konusu haberler, Kut kalesinde mahsur kalan İngiliz birliklerini kurtarmak üzere bölgeye gönderilen İngiliz kuvvetleriyle Türk birlikleri arasında Felâhiye bölgesinde cereyan eden savaşlar esnasında oldukça artmıştır.
29 Nisan 1916 tarihinde Towsend’in ordusuyla birlikte Türk kuvvetlerine teslim olduğu haberleri, İkdam ve Tercüman-ı Hakikat gibi gazetelerde neredeyse tam sayfa şeklinde yer almıştır. Türk ordusunca elde edilen başarının anlamı hakkında Ahmet Ağaoğlu gibi dönemin tanınmış gazetecileri kendi köşelerinde makaleler yayınlamış, Irak cephesiyle ilgili harita, kroki ve fotoğraflar basılmış, konu pek çok boyutuyla gazetelerde işlenmiştir.
Kutü’l Ammre zaferi Osmanlı Devleti’nde büyük sevinçle karşılanmış. Şehirlerde, kasabalarda bayram havası estirmiştir. Söz konusu zafer, Almanya gibi, Bulgaristan gibi Osmanlı ile müttefik olan devletlerde de sevinçle karşılanmış, onların basınında da Türk ordusunun başarısını takdir eden yayınlara yer verilmiştir. Birinci Dünya Savaşı’nda tarafsız olan devletlerin matbuatında da söz konusu zafere dair değerlendirme yazıları yayınlanmıştır. Kutü’l Amare Zaferi’ne dair yurt dışındaki kimi yayınlar da Türk basınında yer bulmuştur.
Gazetelere yansıyan bazı haberlerde, özellikle Kutü’l Amare’de teslim olan İngiliz kuvvetleri veya bütün Irak cephesindeki çarpışmalarda ölen İngiliz askerlerinin sayısı hakkında birbiriyle uyuşmayan bazı bilgiler de mevcuttur. Bunun yanında Irak cephesinde yaşananlara dair Türk basınına yansıyan haberlerin geneline bakıldığında, daha çok Türk ordusunun galip geldiği veya kısmen başarı kazandığı haberler görülmektedir. Bu durum bütün ülkeler için geçerli olan savaş zamanında basının sadece bilgilendirme görevi yapmayıp propaganda unsuru olarak da kullanıldığı gerçeği ile açıklanabilir.
Makalenin tümünü buradan okuyabilirsiniz.