Cumhuriyet gibi dünyada eşi benzeri bulunmayan, benzeri bile hala kurulamayan kutsal bir Devlet, Türk Milleti gibi yücelik ve medeniyette tarih boyu boy ölçüşecek başka hiç bir milletin bulunmadığı aziz bir millet, Anadolu coğrafyası gibi yeryüzünün en güzel coğrafyasında yüzlerce yıllık Türk Yurdu, binlerce yıllık şöhret ve saymakla bitmez nimetin içinde yaşıyorken bu kadar sorun ve sıkıntı içinde kim Cumhurbaşkanımız olsun? Sorusuna yanıt arıyor olmamız nasıl bir akıl tutulmasıdır? Madem Parlamenter sistem getireceğiz Cumhurbaşkanımızın kim olması gerektiği sorusu neden bu kadar önem taşıyor? Hani biz Başbakan adayları milletvekili adayları belirleyecektik particek partililerimizle beraber belirlediğimiz isimlerle sahaya inip Başbakanlık için oy isteyecektik ve hani kuruluş felsefesi gereği Cumhurbaşkanını Millet Meclisi başta olmak üzere Devlete seçtirecektir.
Hani Cumhurbaşkanlığı makama sembolik bir değer olarak kalacaktı üstümüzde. Milleti ile mahkemelik olmayacaktı hani, hani tarafsız olacağına inandığımız birini Cumhurbaşkanı yapacaktık. Hani Cumhurbaşkanımız en güvenilirimiz olacaktı? Hani Cumhurbaşkanlığı makamı; Parlamentonun Millet ve Devletin birleştiği makam olması hasebiyle çok hürmet ettiği dünyaya bakan yüzümüz olacaktık. Madem önce parti içi demokrasiyi hakim kılacağız partileri büyütüp geliştirerek eğitimli parti üyelerinin belirlediği adaylarla sahaya ineceğiz. Çok çalışmamız gerekmiyor mu? Neden masalardan kalkmıyoruz neden halkın içine inmiyoruz madem? Sistemi değiştirmeye kalkışırken suç üstü yakaladıklarımızı ve ülkeyi bu hale getirenleri konuşmaya da hacet yok zaten. Kimi Anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerini direk ya da emrindeki başka ağızlardan tartışmaya açmış kimi Milliyetçiliği ayaklar altına aldım diyenlere esir etmiş kendisi ile beraber partisini, kimi hala fetöden veya fetö taktiklerinden kopamamış bir yığın siyaset artığını millete dayatacak halimiz yok ya. Elbette mümkün mertebe yeni yüzlerle ineceğiz sahaya ve yeni yüzler katacağız aramıza ve ardımıza milleti alıp şatafatını; mutfağını haber yaptırarak gözümüze sokan saray sahiplerine, Devlet adına millet adına lütfen kenara gelin demeye gideceğiz Kızılay Meydanına.
İnanın Cumhurbaşkanının kim olacağı şahsen beni çok ilgilendirmiyor ki 79 Milyon dokuz yüz doksan dokuz bin dokuz yüz yetmiş kişi terketse Atatürkün Cumhuriyet İllelebet Payidar Kalacaktır sözüne imanı sadece 30 kişi terketmese Vallahi o otuz kişi yukarıda çalakalem ifade ettiklerimden çok daha iyisini yapmaya herkesi yani hepimizi mecbur edebilecek ben buna inanıyorum. Türk Milletinin içinde Atatürk'e inancını terketmemiş milyonlar var her fırsatta ruhu şad olsun diye dua eden yanına ziyarete giden her Ankaraya gidişte uğramak isteyen her Ankaraya gidenle selam yollayan ben tanıdım en az bin kişi Atatürke ve Cumhuriyet değerlerine iman etmiş.
Ama illa bir Cumhurbaşkanı adayı söyleyecek olursam ben şahsen Meral Akeşener Hanımefendiye layık görürüm. Halka dokunurken Devlet Aklını da okuyabilen bir isim. Doğruyu söylemek gerekirse Mansur Yavaş adaylıkla ilgili açıklamasında Ümit Özdağ'ı da eleştirir gibi yaparak adeta esaretini ifade etmiştir. Belediye Başkanlığı bana yeter risk alamam demiştir hatta bana göre. Demek ki Meral Hanım şerh koymakta haksız değilmiş derdim ben şahsen Sayın Özdağ'ın yerinde olsam. Sayın Özdağ'ın yerinde olsam Meral Akşener ile temasa geçerdim. Suriyeliler ile ilgili algının aksine Suriyelileri kardeş gördüklerini ve rıza dahilinde uğurlamak istediklerinii ifade etse. Bakın Mesela Yalnız Kurtdaki bir sahne bile nasıl art niyetle eleştiri konusu edilmiş Nihat Genç tarafından. Haberini okudum ayıpladım Nihat Genç seni oysa biz seni severek takip ediyor istifade ediyorduk sitendeki yazarlardan. Osman Sınav gibi iyi niyetli olduğuna samimi olduğuna delil armaya gerek olmayacak kadar ortaya çıkmış bir özel ismi Samanyolu taktikleri uygulamak ile suçlayabilirsin.
Gerçi bugün Sayın Özdağ bu konuda çok güzel bir paylaşım yapmış sosyal medyada çok hoşuma gitti. Meral Akşener kuruluş ayarlarına döneceğiz deyip duruyor işte. Parlamenter sisteme dönüş hususunda en samimi lider O belki de oyu çok liderler arasında. Kuruluş ayarları denilmesinden rahatsız olmuyorsa birisi ve değişik reaksiyon vermeksizin Akşeneri alkışlıyorsa kuruluş felsefesi deyince o kimseye fetöcü dememek lazım. Zaten hiç kimseye fetöcü dememeliyiz Devletin işini Devlete bırakıp nihai kararları esas almalıyız vicdanımızı da gözeterek. Devlet fetöcü diye ceza verse hapsetse biz yine kondurmak istememeliyiz iftira veya kumpasa düşürülmüş de olabilir demeliyiz diye. Keza siyasi mücadele verdiğimiz esnada makamını kullanarak bize haksızlık eden ve ayrıca eleştirmeye bizi mecbur edecek derece de fetöcülere geçit verip kendini istismar ettiren Ali Erdoğan için de Eski Rektörümüz Sait Çelik için de Devlet dedi de biz yine demedik fetöcü diye, Onlar cezaevinde iken biz iftira çıkabilir bu işler dedik ve iftira çıksın istedik. İkisi de tanıdığımız bildiğimiz insanlardı malum çok oturup kalkmasak da. . Hoş sonunda Devlet de dedi değillermiş diye ayrı bir konu. Yine eşinin baş örtüsü muhabbetine telefonda kumpasa düşürülen ve maalesef Vazifeden el çektirilen Sayın Valimize demediğimiz gibi. Az değil ha biz gibi haksız isnad ve iftiraya uğrayan ki bizimki artık ibretlik Vallahi. Dünya Adaletsizliğin ve Devlet eliyle zulmün böylesini görmemiştir. Sembolik ve objesel bir anlam ifade edeceği için dünya gazetecilik tarihine yazılabilir aslında dikkat çekebilse hikayemiz.
Bunca acıklı hikaye yazdırdılar millete biz 2021'de bölgesel 2023'de Ulusal olma planında idik ki inanın kesmeseler önümüzü ve budamasalar dalımızı budağımızı olabilirdik. Neyse ileriye gitmeden konuya dönelim. Ümit Özdağ'ın yerinde olsam Meral Akşener ile uzlaşmayı seçerdim ve Zafer Partisini İyi Partiye ilhak etme planları içine girerdim yanıma Memleket gibi Memleket partilerini de alarak. Bu ucube sisteme en baştan beri Hayır diyen herkesin ben evet demiştim ama şimdi ben de anladım Cumhuriyetin değerini ve ben de bu ucube sisteme hayır diyorum diyenleri, mümkünse pek bu işlere karışmayıveren Abdullah Gül'ü de Ahmet Necdet Sezer'i de destekçi ve gözetmen alarak bir seferberliğe çıkılsa mümkünse Erdoğan ile bile belli ortak değerler ve ölçülerde hiç değilse bazı konulara ortak akıl da buluşarak bir kutlu yürüyüşün daha önünü açardım.
Nasıl ki bizim de, her ne kadar Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesi için halkın gösterdiği teveccühe adeta kayıtsız kalması hatta halkın teveccühünün ortaya çıkmasına vesile olan Milletin tercümanı gibi konuşan insanı kırabilecek kadar eleştirmekte ileri gitmesi sebebiyle biraz kırgın olsak da, hala sevdiğimiz ve ülkemizin bir değeri olarak gördüğümüz Mansur Yavaş ile yüzleştirdi. Nasıl ki Suriyeli sorununun ülkenin en önemli başlıca sorunu olduğunu ülkeye kabul ettirdi ve nasıl ki 6'lı İttifakın ne kafa yaşadığının milletin umrunda bile olmadığını gösteren siyasi hamleler ile ülke gündeminde belirleyici oldu. Yine yerinde hamleler ile beraber demokrasiyi hakim kılma mücadelesine dahil olabilir pekala.