Oysa herkes buz gibi biliyor kim FETÖ'cü, kim değil. Bugün Uşak'tan bu güne dek seçilmiş hangi Milletvekilleri ya da Belediye Başkanlarının FETÖ'cü çıkabileceğini Uşak halkı buz gibi biliyor ya da tahmin edebiliyorsa, bütün siyasetçilerin kendi seçim bölgelerindeki halkına malum kimin FETÖ'cü olup olmadığı. En azından kimin FETÖ'cü şüphesi barındırdığını kendi seçim bölgelerindeki halk bile biliyor aslında. Meclisin zaten bana sorarsanız tamamı haberdar bu durumdan. Ama kimse cesaret edip açıklayamıyor. Kimse milleti gerçeklerle yüzleştirmeye cüret edemiyor. Ya da bir başka tabirle kimse Kral Çıplak demiyor.
Soylu ayrıca "FETÖ Soruşturmasının daha yüzeyindeyiz" de demiş. Ne yani, bunca adam cezaevine gitti, halen yüzeydeyse derine inince dışarıda kimse kalmayacak mı demek istiyorsun? Ordunun yarısına yakını içeride, polisin ha keza öyle, yine yargı mensuplarından da hatrı sayılır sayıda kişi cezaevinde ya da görevinden uzaklaştırıldı. İçişleri Bakanı hala diyor ki "yüzeydeyiz!". "Ya soruşturmadan haberi yok ya da FETÖ'den" diyesim geliyor ama neyse. Soylu ilk önce İçişleri Bakanlığı oluru bekleyen soruşturma dosyalarına bir göz atarsa iyi olur kanaatindeyim. Hani FETÖ Soruşturması için olur bekleyen isimler vardır da halen göreve devam eden, Sayın Soylu henüz olur vermediği için hala Fetöcülüğü sürdürmeye çalışan kamu görevlileri olabilir de Soylu'da vebale girer, bıyık bırakacak kadar çok milliyetçi bir isim olarak kendisini uyarmam icab ediyordur diye söylüyorum. Hani İçişleri Bakanı olur vermediği için sorgulanamayan Belediye Başkanı vardır mesela, halen görevDe ya da merkeze çekilmiş olan Vali vardır ya da benzeri üst düzey bürokrat ya da siyasetçi vardır. Sayın Soylu'ya hatırlatalım ki varsa olur bekleyen soruşturma dosyası hazırlıkları bu olurları versin ve FETÖ'den bir an önce temzilenip kurtulalım.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki FETÖ'yü bu ülkenin başına bela edenin AKP İktidarı olduğu herhalde herkesin kabulüdür ve yine herkesin kabulüdür ki AKP 17-25 Aralık'tan bu yana bir üyesini dahi FETÖ'cülük şüphesi nedeniyle ihraç etmemiştir. Dolayısıyla AKP'nin siyaset sahnesinde Fetö ile ciddi bir mücadelesi göze çarpmamıştır fetöye yakınlığı ile bilinen bazı siyasilerin kürsulerden fetö aleyhine yaptığı hamaset tüten konuşmalarının dışında. Ne bir milletvekili ne bir belediye başkanı ne bir belediye meclisi ya da il genel meclisi üyesi; fetö gerekçesiyle ihraç edilmemiştir yani AKP'den. Başka bir deyişle; AKP, FETÖ konusunda sanki sütten çıkmış ak kaşık gibi gösterilmeye çalışılmaktadır ve en yetkili ağızları hiç çekinmeden "AKP'de tek bir FETÖ'cü yoktur" bile diyebilmektedir. Peki diğer partilerde durum çok mu farklı? Sorusuna da malaesef farklı değil diğer partilerinde ciddi bir FETÖ mücadelesi yürüttüğü yok diyebilirim. İlle de MHP'nin tepeden tırnağa FETÖ'cü ile dolu olduğunu düşünüyorum ve Bahçeli'nin bilerek müdahale etmediğini yada bilmezden görmezden gelerek araştırmadığını düşünüyorum.
Şayet AKP'de tek bir FETÖ'cü çıkmadı yalanına ya da masalına siz de benim gibi inanmıyorsanız; ki birazcık aklı ve FETÖ ile ilgili bilgisi olan hiç kimse buna inanmaz inanamaz; o zaman bu yazıyı okuyan ya da okumayan herkesin malumudur ki AKP'nin kesinlikle FETÖ ile bir mücadelesi söz konusu değildir. FETÖ ile vatanını milletini seven bir grup devlet adamı kolluk kuvetleri ve bazı savcı ve hakimlerimiz dışında mücadele eden pek kimse yok diyebiliriz hatta.
Hatta iktidarı ve muhalefeti ile, FETÖ ile mücadele eden hiç bir politikacı görmedim ben şahsen, siz gördünüzse lütfen haber verin ya da yazımın altına yorum olarak atın. Her şeyden önce şunu da belirteyim; FETÖ'cüler eskiden FETÖ'cü, idi şu anda kimse 15 Temmuz sonrası, en azından FETÖ'cülüğe devam edemez. Şu kesinlik kazanmış bir hakikattir ki o örgütte artık ne emir komuta zinciri kaldı ne ast üst bağlantısı; kısaca artık o örgüt dağıldı. Çünkü herkes iradesini kendi eline aldı, artık kimse talimat üzere iş yapmıyor hatta kimse talimat bile almıyor. Gerçi bu Fetullah ile en başından beri mücadele veren kimse olmadı doğru dürüst. DSP de düştü tuzağa DYP yani Çiller de. Ama tanıdığım iki politikacı oldu bu sayede; birisi Prof. Dr. Haydar Baş, her alanda hem de en başından beri gerçekten çok çetin bir mücadele verdiğine bizzat tanığım. Diğeri de Erbakan, her ne kadar çok yakından takip etmiş olmasam da Erbakan'ın da FETÖ tuzağına pek düşmediğini ve Haydar Baş kadar olmasa da kısmen FETÖ'ye karşı mücadele verdiğini ya da mücadele vereni desteklediğini söyleyebiliriz. Gerçi Milli Görüşün Avrupa'daki ayağı da az tezgahına gelmedi bu FETÖ'nün ama yinede ölmüş gitmiş adamın hakkını yemeyelim.
Sizce kim bu saatten sonra ByLock ya da benzeri bir ortak hesap kullanabilir? Dokunulamayanlar dışında. Ya da hangi FETÖ'cü daha önce emir aldığı telefona cevap verebilir mesela? Hangi FETÖ'cü telefonda bu tür işleri konuşabilir bu saatten sonra ya da hangi FETÖ'cü, FETÖ'cülerin düzenlediği bir etkinlik ya da organizasyona katılır? Kısaca nasıl organize hareket etme imkanı bulabilirler sizce bu saatten sonra? Herkes şimdi kendi başını kurtarmanın telaşesine düşmüş durumda ve FETÖ ile geçmiş ilintisini bile yok edebilmenin derdinde. Dünün FETÖ'cülerinin tamamı şimdilerde FETÖ'ye ya da Gülen'e küfretmekle meşgul bulunduğu yerde. Kaldı ki bu, ağzı doluncaya küfreden insanların ben bu kez samimi olabileceklerini bile düşünüyorum.
Çünkü bu insanlar FETÖ ile birlikte olmalarının bedelini ödüyorlar! a) İşlerinden olarak b) Cezaevine girerek ya da henüz girmemişse de her an girme riski yaşayarak c) Toplumdaki itibarlarını tamamen yitirerek! Sonuçta her şekilde FETÖ örgütüne giren insanlar Gülen ya da cemaatinin aklına uyup bilerek ya da bilmeden İsrail ile ortak iş pişirdiklerine pişmanlar ve kendilerini bu yönde yönlendirdiği için cemaate çok öfkeliler.
Sizce FETÖ'cülükten tutuklu bulunan iş adamı Ali Yıldırım hala şu anda cezaevinde Fethullah Gülen'e övgüler methiyeler düzen konuşmalar yapıyor olabilir mi? Kendisiyle başbaşa kaldığında bile küfretmiyor mudur? Kendisini bu yola sürükleyip şimdi cezaevine girmesinin zeminini hazırlayan işlere kendisini sokanlara! Ya da hangi işinden atılan memur memnundur bu durumundan? Ya da hangi eski FETÖ'cüye artık FETÖ'nün talimatlarını yaptırabilirsiniz?
Demem o ki; FETÖ'nün eskiden kullandığı insanlar artık FETÖ ile birlikte hareket etmezler. Kaldı ki söylediğim gibi, zaten FETÖ'nün de artık organize bir biçimde harekete davet edebilecek bir gücü ya da imkanı da kalmadı. "Ama Süleyman Soylu öyle demiyor.; hala birilerinin FETÖ'cülükte ısrar ettiğini iddia ediyor ve halen FETÖ'nün çökertilemediğini iddia ediyor" derseniz, kimse kusura bakmasın ama direk söylüyorum; yalan söylüyor derim size!
Evet, İçişleri Bakanı yalan söylüyor! Çünkü bu söylediğinin gerçek olması eşyanın tabiatına aykırı bir durum ortaya çıkartır. Yani mümkün olmayan bir şeyi mümkün gibi hatta halen yaşanıyor gibi göstermeye çalışıyor. Yukarıda da izah ettiğim sebeplerle artık bu bağlamda örgütlü bir FETÖ'cülük normal şartlarda halk arasında ve Devlet içerisinde neredeyse mümkün değil. Elbette ki siyasiler içerisinde bu birliktelik bir şekilde yürütülüyor olabilir o ayrı bir konu. Ancak siz sistemi çökertmezseniz ve aynı sistemi başka ellere yani mevcut hükümete ve yargıya etki edebilen ellere teslim edersiniz. Sistem artık Pensilvanya'dan değilde Menzilvanya ya da başka bir merkezden yönetilir hale getirilir ve ağır aksak devam ettirilebilir. Ağır aksak diyorum çünkü neticede beli kırılmış bir sistem var elinizde ve cezaevinde olanlara "artık ben yokum" diyenleri de ilave edince az olmuyor paralel sistemi yeniden eski haline getirebilmek için ihtiyaç duyulan insan sayısı. Ayrıca diyelim Milli Eğitim İmamı cezaevinde, yerine bir öğretmen buldunuz ama o cezaevindeki imam kadar iş bilmez. Onun önceki imam noktasına gelebilmesi hayli uzun bir zaman; alır dolayısıyla sistemi ayakta tutmakta hayli güçlük çekersiniz. Çatısı göçmüş bir evin çatısını onarmak hiçte öyle kolay değildir. Çünkü çatısı göçen evin kirişleri kolonları da hasar görmüştür, hem çatıyı daha önce konduran ustadan da yardım alamazsınız ki aynı ölçüleri tutturabilesiniz. Bu yüzden FETÖ'nün METÖ'ye dönüşebilmesi için mümkün olduğu kadar az FETÖ'cüyü Savcılara kaptırarak mümkün olduğu kadar hızlı biçimde yetiştirilen elamanlar ile cezaevindekilerin yeri doldurulmaya çalışılmalı. Tabi ki tüm bunlar içinde zaman kazanılmalı. Örneğin Başkanlık sistemi gibi içi boş ama bambaşka amaçlar güden konular Milletin gündemine atılmalı. Millete Evet dedirtirse FETÖ ya da METÖ ne sakıncası var? Nasıl olsa sistem değişti tekrar seçim yapalım derler ve Erdoğan'ın elinden çok kolay alırlar seçimi ve istedikleri ismi Başkan da seçtirebilirler.
Hülasa göründüğü gibi kolay değildir FETÖ'nün elemanlarından devşirdiğiniz isimlere yenilerini de ilave ederek bir METÖ oluşturmak, zamana ihtiyacınız vardır ve bu nedenle oyalayabildiğiniz kadar oyalarsınız. Soylu da bana göre çaresiz yalan söylüyor. Halen FETÖ'nün FETÖ olarak Pensilivanya'ya bağlı şekilde faaliyet yürütüyor olması ihtimali sizce var mı? Evet neresinden bakarsanız bakın artık bu mümkün değil. Kaldı ki bana sorarsanız Pensilvanya artık tüm plan ve projelerden vazgeçti. Proje derken kastım Pensilivanya'ya halifelik vaad eden BOP projesi elbette. Hatta bana sorarsanız ABD bile BOP'un ham bir hayal olduğunun farkına vardı ve büyük oranda bu projesinden vazgeçti ve rafa kaldırabilmek için uğraşacak. Kısaca demem o ki bu FETÖ'cüler içinden hala FETÖ'cülüğü organize biçimde yürütebilen varsa hala bu, şu demektir; o FETÖ'cüleri hükümetin içinden ya da hükümete dolayısıyla kolluk kuvvetleri ve yargıya etki eden çevrelerden birisi yönetiyordur!
Kimbilir belkide alınması için gereken İçişleri Bakanlığı oluru bile yok; Soylu'nun oluruna bakılmaksızın gerçekleşti bu operasyonlarda. Yani Cumhuriyet Savcılarımızın ve kolluk kuvvetlerimizin yiğitliği neticesinde bu operasyonlar yürüyor. Sizce en küçük bir dahli olsa ve bir çekinceleri olmasa bu arkadaşlar bu tür gözaltıları hamaset kokan konuşmalar ile sahiplenmezler miydi? Ama sahiplenemediler! Tıpkı Güneydoğu'ya gidip PKK'ya karşı yapılan operasyonları sahiplenemedikleri gibi...
Son olarak şunları ilave edeyim. Biz farkındayız, artık AKP'de neredeyse hiç iktidar kalmadığının ama Sayın Soylu ya henüz farkına varmadılar ya da farkında değil gibi davranarak kafa karıştırır nitelikte açıklamalara imza atmaktalar. Yaptığım gözlemelere dayanarak söylüyorum; AKP Hükümeti içinde sadece Numan Kurtulmuş ve Berat Albayrak'tan birer parça ümidim var, devlet adamı gibi davranabilirler belki diye. Başka kimseden umudum kalmadı diyebilirim rahatlıkla. AKP'nin ülkeyi adeta terör ve yolsuzluk bataklığı haline getiren politikalarının ardından ülkeden el çekmek durumunda kaldığının farkındayız. Farkındayız kolluk kuvvetlerimizin ve ille de emniyet mensupları ve askerimizin ve hukuk adamlarımızın işinin hayli zor olduğunun. Hiç değilse gölge edip işlerini bu günde bari zorlaştırmayın lütfen. Lütfen artık bu milletin sizi dinlemeye dahi tahammülünün kalmadığını ve kimsenin ama hiç kimsenin sizin samimiyetinize inanmadığını kabul edin. Lütfen artık bu milleti sizin döneminizde palazlanan FETÖ gibi, PKK gibi, IŞİD gibi belalarla korkutup yıldırarak istediğiniz noktaya taşıyamayacağınızı ve bu milleti hiç bir boyunduruğa razı edemeyeceğinizi kanıksayın. Lütfen artık iktidarı kaybettiğiniz gerçeği ile yüzleşin, iktidara liyakatınızın olmadığı ile yüzleştiğiniz gibi.
Millet iradesine gidin ve millete gerçekleri anlattıktan sonra milletin kararına saygı gösterin. Bu süreçte de zaten zerre yardımızın olmadı FETÖ dahil terör örgütleri ile mücadeleye; hiç değilse zararınız olmasın, bari gölge etmeyin diyor saygılar sunuyorum okuyan herkese...
rektörü öven bir çok yorum yapanlar nerede? eski müdürcük nerede, diğerleri neden sesiniz çıkmıyor? nasıl olsa kim olduğunuz bulunur.
bir de inşaatçı vardı üniversiteye böyle baskı yapmayın diyen. burada çıkan her habere yorum atardı epeydir sesi çıkmıyor.