Paralel FETÖ soruşturmasında iddianameye adını bir şekilde mağdur ya da müşteki olarak sokmayı başaranlar verdikleri ifadeler ve mağdur pozları ile aslında soruşturmayı yürüten emniyet güçlerinin ve savcıların dikkatlerini üzerlerine çektiklerinden; ve aslında bu insanları bir nevi aptal yerine koymaya çalışarak, şimşekleri daha da üzerlerine çektiklerinden bihaberler sanıyorum.
Düşünsenize Ak Parti'deki Fetullahçı yapılanmanın yıllarca başını çektiği iddiaları ile gündeme gelen ve her daim Gülen yapılanmasının hamiliğini üstlendiği bilinen Ak Parti SKM'nin ve yönetimlerinin vazgeçilmezi Cemal Doğan ve oğlu İskender Doğan bile mağdur sıfatı ile ifade vermiş. Yine Fetullahçı yapılanmanın ilk yıllardan beri temel taşlarından olan ve Fetullahçı yapılanmanın nimetlerinden en çok yararlanan esnaflar arasında ismi zikredilen fotoğrafçı Ümit Karaçay'ın oğlu Mustafa Aycan Karaçay, hatta Ülker'in baş bayisi Zeki Ercel bile mağdur sıfatı ile ifade vermiş.
Karma OSB'nin eski başkanı Akif Küplemez de mağdur sıfatı ile ifade verenler arasında. Fetullahçı yapılanmanın bütün hücrelerine sızdığı öteden beri bilinen, 17-25 Aralık sonrası Bülent Arınç'ın seçim önü ziyaret ederek, dönemin aday adayı, eski gençlik kolları başkanı ve UMPAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Muhammet Kuzubaşı omuz verdiği algısının yaratıldığı UMPAŞ firmasının mağaza satış müdürü Hüseyin Adatepe; ve pek tabi ki gittiği her yerde 17-25 Aralık öncesinde Rektör Çelik ve Ali Yıldırım'la birlikte gerçekleştirdiği Pensilvanya ziyaretini anlatmaktan imtina etmeyen marketçi Halis Arslan da mağdurlar arasındaki yerini çoktan almış ve mağdur sıfatıyla ifade vermiş. Kulaklarınıza inanamayacaksınız ama yıllarca ortaklık yaptığı, amcaoğlu cezaevinde bulunan ve Fetullahçı yapılanma ile sık fıkı ilişkileri öteden beri bilinen Mehmet Demirhindi'de FETÖ kapsamında mağdur sıfatı ile ifade veren isimlerden.
Mesela Ali Yıldırım'ın; derici Ali Kabaklarlı'yı, iş adamı Savaş Özdoğru'yu, Anıl Önder'i hatta Mehmet Demirhindi'yi dini inancını kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu işlediği gerekçesiyle de ayrıca yargılandığını biliyor muydunuz? Düşünsenize Ali Yıldırım'dan şikayetçi olan isimler arasında ne enteresandır ki adeta kader birliği yaptığı isimler var. Enteresandır; Mustafa Ali Gökbudak'ın cemaatin Uşak imamı olduğunu ifşa etmemizin ardından İzmir'e gönderilmesiyle birlikte cemaat imamı olarak Uşak'a atanan Mustafa Balcı'nın, dini duygularını tek istismar ettiği isim Halis Arslan! Arslan, Balcı'dan dini duygularımı kullanarak bana karşı nitelikli dolandırıcılık suçu işledi diyerek davacı olmuş. Hazim Sesli'den aynı suçlama ile şikayetçi olan iki enteresan isim var. Birisi Ak Parti yönetiminde de geçmişte görev aldığı bilinen Okan Metin, diğeri ise cemaatin şefaati ile Irak'ın kuzeyinde iş aldığı iddiaları ile geçmişte gündeme gelen ve daha sonra cemaatle ters düştüğü yönünde iddialar ile gündeme gelen Asım Kalelioğlu. Kalelioğlu'nun ifadelerini okusanız emin olun hayret ve dehşete düşersiniz. İnsan milletvekili olması için sonuna dek arkasında durduğu birisini (Hazim Sesli'yi) bir çırpıda, bu kadar mı kolay satar? Ve bu kadar mı kolay suçlayıcı ifadeler verir?
Mehmet Sesli'den "dini inancımızı istismar ederek bizleri dolandırıp mağdur ettiği" gerekçesiyle şikayetçi olanların sayısı da hayli fazla ve enteresan isimler. Mehmet Sesli'nin en yakın arkadaşları da var bu uzun listede. Kimler mi var mesela? Ülker'in ana bayisi Zeki Ercel, Cemal Doğan, Erdinç Gökmen, Mehmet Uludağ, İbrahim Kuyucak, Mehmet Zenginol, Yüksel Karaca, Ergün Abacı, Mehmet Kavak, Hasan Erkal daha kimler var kimler... Halen kaçak olan Nail Özçay'ın mağdur ettiği kişiler listesinde ise; Hacı Ali Çoban ve Mahmut Şevket Sağıroğlu gibi inanılması güç isimler var.
İl Milli Eğitim'de ya da bağlı kuruluşlarda idareci pozisyonunda görevli Mehmet Gerik, Altan Buğdaylıgil, Nihat Çakın gibi bazı öğretmenlerin ifadelerinin ayrıntıları okunduğunda kendilerini tanıyanlar açısından olduça şaşırtıcı diyebiliriz. Yine mütahitler dünyasından Gökhan Kılınçer, Bülent Yücel, halen kaçak olan Ferhat Erdoğan, Hasan Yıldırım, Ahmet Alaşehirli gibi şüpheli sıfatıyla ifade veren pek çok ismin ifadeleri de işitildiğinde dudak büktürtecek cinsten diyebiliriz. Uşak Üniversitesinde Mehmet Emin Yüksekkaya başta olmak üzere şüpheli sıfatıyla ifade veren akademisyenlerin ifadelerini okuduğunuzda "çocuklarımızı bunlar mı eğitip yetiştiriyormuş" diyeceksiniz; emin olun!
Peki İl Tarım Müdürlüğü'ndeki paralel çetenin gerçekleştirdiği yolsuzluğun üzeri açılacak mı? Yine Orman Müdürlüğü'ndeki trilyonluk fidan yolsuzluğun üzeri kapatılmıştı malumunuz, o dosyanın yeniden açılması bahse konu olacak mı? CHP Milletvekili olması esnasında Hazim Sesli'nin bizzat referansını dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a gönderdiğinin belgesinin, polisin ve savcılığın elinde olduğunu bildiğimiz CHP Uşak Eski Milletvekili Osman Coşkunoğlu, paralelcilikten tutuklanan bazı hukuk adamlarının ve Ali Erdoğan'ın katıldığı toplantıların otelinde düzenlendiği kendisinin de bizzat katıldığı; ve aynı zamanda oğlunun kapatılan Gediz Üniversitesi'nin öğrencisi olduğu bilinen ve dokunulmazlık zırhı kaldırılan Milletvekillerinin arasında olduğu bilinen Özkan Yalım'ın da ifadesine başvurulacak mı? Yine Fetullah'la çarşaf çarşaf fotoğrafları yayımlanan Mehmet Altay'ın, Hazim Sesli'nin fabrikasında doktorluk yaptığı bilinen Alim Tunç'un ifadelerine başvurulacak mı? Fetullahçı yapılanmanın bir dönem Uşak'taki en önemli isimlerinden birisi olarak bilinen Uğur Çakmak'ın ofisinde stajyerlik yaptığı bilinen ve cemaatin Uşak Hukuçular Derneği'nin üyesi olduğu bilinen, ayrıca eşinin bazı paralelci eşleri tarafından bir takım suçlamalara maruz kaldığı iddia edilen Nurullah Cahan'ın ifadesi de alınır mı? Paralel soruşturma kapsamında eşi ve iki yardımcısıyla birlikte tutuklanan eski Belediye Başkanı Ali Erdoğan, imar rantı ve benzeri durumlarda kimlerle ortak işler pişirdi?Uşak Üniversitesi'nde kripto paralelcilikle suçlanan bazı akademisyenler kendilerinin üzerini örtmeyi becerebilecek mi? İşte bu soruların cevapları ile birlikte iddianamenin seyrine ilişkin edindiğim pek çok bilgiyi sizlerle peyderpey paylaşmaya karar verdim.
Elbette ki; ismi geçen ya da geçmeyen hiç kimsenin paralelci olduğunu ilan etmeyeceğiz ve elbetteki soruşturmayı yürüten savcılarımızın işini zorlaştıracak ya da kendimizin suçlanabileceği nitelikte paylaşımlarda bulunmayacağız. Ama gelinen noktada kirli olmayan bilgileri kamuoyu ile paylaşmanın bir nevi zorunlu hale geldiğini belirtmek isterim. Hem kamuoyunun aydınlanması bakımından hem de siyasilerin kendi siyasi emelleri ya da kişisel çıkarları için paralel soruşturmayı kullanmasının önüne geçilmesi bakımından artık bildiklerimizin bir kısmını kamuoyu ile paylaşmamız gerektiği kanaatini edindik ve bundan böyle zaman zaman soruşturmanın seyri ile ilgili sizleri bilgilendirmeyi sürdüreceğiz.
Ayrıca bu yazımda başlıklarını verdiğim pek çok konuyu detaylandıracağım. Ayrıca ilçe belediyelerinin hakkında ve paralel soruşturmanın ilçe ayağı hakkında da çok çarpıcı istihbari bilgilendirmelerde bulunacağım.
doğru söylüyon müfettişlerden il mem yönetilerinden kaç paralel koruyucusu var mücahit gizli itirafçı mı hakim eşi olan