Kurulduğumuz günden beri; adı daha hizmet hareketi hatta cemaat iken paralel yapı ile mücadele eden, bir kuruluş olmamıza ve pek çok bilgi ve belgeye vakıf olmamıza rağmen, hatta bu hususta en ihtisasli ve öteden beri en bilgi sahibi ekip olmamıza rağmen, Uşak Haber Merkezi ekibi olarak biz bile, gazetecilik kimliğimize sığınıp böyle bir suçlama getirmedik kimseye. Üstelik şimdi FETÖ'cülükle suçlanan pek çok ismin bizim Gülen'e ve hareketine eleştiri getirmemiz sebebiyle, geçmişten bu güne işi kişisel düşmanlığa dökmesine ve bize düşmanca tutum takınmalarına rağmen kimseyi FETÖ'cülükle suçlamadık ve kimsenin haysiyet ve itibarını zedeleyecek tarzda eleştiri ya da suçlamalar getirmedik. Düşünün ki bir grup gazeteciyiz bu sitede ve FETÖ suçlamasıyla kapatılma kararı verilen Son Nokta Gazetesi'nde köşe yazıları ve haberleri yayımlanan ve kurulduğumuz günden bu yana asla kişiselleştirmeden, kurumsallığa özen göstererek mücadele verdiğimiz bir grup vatana ihanet suçlaması ile yargılanıyor, bu arada biz de aynı suçtan yargılanmasakta artık hangi şüphe ya da bulgulara dayanılarak karar verilmişse, yazdığımız gazete kapatılıyor. Her söylediğimizin ve pek çok insana inandıramadığımız şeylerin doğruluğu ile bütün bir Uşak tek tek yüzleşiyor ve olasılık olarak ortaya koyduğumuz, yıllar önce söylediklerimiz bir bir gerçek oluyor. Biz bile kimseyi paralelci ilan etme yoluna gitmiyoruz da değişik siyasi partilerde siyaset yapan arkadaşlar neden alakalı alakasız insanları paralelci ilan etme yolunu seçiyor? İşte bu soruya elcevap diyemiyorum çünkü gerçekten ne yapılmaya çalışıldığını anlamak ve bu soruyu onlar adına yanıtlamak mümkün değil. Basın karşısına çıkmaya cesaretleri yok ki arkadaşların "hakikaten siz ne yapmaya çalışıyorsunuz" diye sorsak.
Bu dönemde yaptıklarına ya da Gülen Cemaati ile ilişkilerini sorgulamaya kalkarsanız insanların, işin içinden çıkma şansınız bir hayli az diyebiliriz. Ama 17/25 Aralık sonrası artık bu yapının ihanet içerisinde olduğu net net ortaya çıktıktan sonra da, bu yapı ile bağlantısını kesmeyenlerin kesinlikle affedilebilir bir tarafının olmadığı da aşikardır. Ayrıca Paralel Örgütün varlığından haberdar olmadığı halde örgüt içerisinde bir çok organizasyona dahil edilen insanlar örgütsel bir ihanetin içinde olduğunu bilmeksizin saflığından yararlanılarak kullanılan insanlar da pekala çıkabilecektir. Bu yüzden bu kadar ağır bir suçlama yöneltilirken son derece dikkatli davranılmalı ve hiç değilse vebale girilmemeli ve ileride altından kalkamayacağın hukuki yaptırımlarla karşı karşıya kalabileceğin iddiaları uluorta atmamaya özen gösterilmeli diye düşündüğümüz için azami gayret gösteriyoruz. Hal böyle iken ne yapılması gerekir? Bu sorunun yanıtı aslında çok açık ve de net herkes kendi sahasını sınırını bilse, kimse yetkisi dahilinde olmayan sahalara girmese... Herkes üzerindeki sorumluluğun fert fert farkında olsa, bu sıkıntılar yaşanmaz. Kısaca savcıların işini savcılara bırakmalıyız. Siyasetçilerimiz kendisine gazeteci ya da savcı rolü biçerse bu işlerin içinden çıkamayız. Beğenir beğenmeyiz, eksik buluruz hatalı buluruz, başlatılan ve halen devam eden bir soruşturma var ve bu soruşturma sadece kentimiz değil ülkemiz açısından da büyük önem arz etmekte. Düşünün ki bütün dünya devletlerinin yetkilileri bu soruşturmayı yakınen takip ediyor. Ne kadar önemli, bir soruşturma yürütüldüğünün farkında olmayanların ergen çocuklar gibi çıkıp kafa karıştıran açıklamalar yapmalarını neyle izah edebiliriz sizce? MHP İl Başkanının uluorta Rektörü vatana ihanetle ve FETÖ'cülükle suçladığı konuşmaları ve açıklamaları kastederek söylüyorum elbette... Bana sorarsanız samimi söylüyorum Cahan'a yakın internet siteleri üzerinden Muhterem Kuruçay'ın yaptıklarının yine sosyal paylaşım siteleri üzerinden Ufuk Uğur vs gibi Belediye yönetiminden bazı isimlerin bu yönde yaptıkları paylaşımların hiç bir izahı yok.
cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundum.adalet huzurunda görüşmek üzere.