Bildiğiniz üzere benim de büyük çoğunluğumuz gibi bir ucube olduğunu düşündüğüm ve uygulamaya geçmeye kalkışalı ülke olarak yüzümüzün gülmediğini ve dört başı mamur kurmanın Türkiye şartlarında mümkün olmadığı gibi yarım yamalak şu hali ile de hiç hayır getirmediğini her ortam da dile getirdiğim malum Başkanlık Sistemi Yüzde 51 oy almayı gerektiriyor her nedense ve her nedense birbirinden uzak iki kutuptan ibaret hale getirmek istiyor siyaseti. Sistem gereği ülkeyi ideolojik olarak ortasından ikiye bölmek hangi aklın karı ise artık? Ülkeyi bu borç batağının içinde sığınmacı bataklığına da dönüştürüp komşuları ile kötü hale getiren aklın karı elbette hangi aklın karı olacak? Sorarsan Derinlerdir de Devlet adına Millilik adına mücadele veriyoruz da diyor olabilirler ama ülkeyi getirdikleri noktaya bakınca bunların ne devletle ilgisi var ne millet bekası ile dersin. BOP'u bir türlü rafa kaldırmadılar ne hikmetse ve hala Batıya kulak vermekteler perde gerisinde ve batının keyfine siyaset üretmekteler milli siyasetimiz umurlarında bile değil tabi.
Belli işte İngiliz'in Amerikalının hakim olduğu yeri ne hale getirdiği belli işte Batı aklına uyanların akıbeti. Bakın Ukrayna'ya canlı örnek işte. Zelensky'de batının parlattığı bir soytarı ve nihayet çıktı bütün soytarılığı, şimdi son kez ABD'ye yardım dilenmeye gidecekmiş. E Saddam Hüseyin'in akıbeti de bu bağlamda örnek gösterilebilecek taze yaşanmışlık Amerika'nın adamı iken Amerika önce ülkesini başına yıktı sonra esir edip yargıladı ve suçlu çıkarıp öldürdü kendi suçunu ve işlenen suçları güya kamufle ederek. Gelin görün ki BOP ya da benzeri emperyal çete planlarında rol çalma peşinde koşan siyasetçilerimiz Millet adına millilik adına hiç zaman harcamıyor ve zaten vakti de olmuyor istihbarat örgütlerinin planlarını siyaset sahnesine uyarlayıp sahnelemekten ve kendine düşen rolü oynamaktan. Halka kulak veren mi var? Ajanslara açık istihbarat düşen istihbarat örgütlerinin haberlerini takip edip ön gördükleri olasılıklara göre şekillendirilmiş yeni rollere bürünüyor çoğu.
Anadolu Ajansından pay biçin veya İHA'dan adı neyse MİT istediği gibi haber sevk ettiremez mi mesela? El cevap kuşkusuz bu durum bütün dünyadaki Devlete bağlı ya da özel ajans kuruluşları için geçerli ki dünya siyaseti de zaten malumunuz daha çok medya ve paralelinde iş dünyası üzerinden daha doğrusu para ve medya gücü üzerinden kurgulanmaya çalışılıyor emperyalizmin gölgesinde ve çoğu kez himaye ve nezaretinde. Tabi Genel Merkezde etkin siyaset üreten siyasetçiler de tıpkı borsa takip eder gibi ajanslara düşen haberleri takip etmekte ve gündeme göre kendi yorumunu sunarak kendi üzerine düşen rolü oynamanın telaşında ki kapalı istihbarat çalışmalar da oluyor tabii ki istihbarat faaliyeti mi yürütülüyor siyasi faaliyet mi belli de değil tabi yukarıda bu da sistemin gereği başka bir garabet. Ankara'da Saray çevresinde ve MHP Genel Merkezi çevresinde kimi tutsan derin devlet elemanı gibi davranıyor veya direkt ben derin devlet elemanıyım Genel Merkez içinde de var bizden diyor, klikler oluşmuş hatta iddialara göre Saray ve Genel Merkez çevrelerinde Sarayın ve Parti Genel Merkezlerinin algılarını ve gündemini belirleyen, bir cinciler çok geziyor parti genel merkezlerinde bir de derinler diyor gidip gözlemleyebilen Ankara'daki gazeteci arkadaşlar.. Tabii ki gidip gözümüzle görmüyoruz ama ulusal basında açıkça yazılıp söyleniyor ve yalanlanmıyor ise varın gerisini siz düşünün. Osmanlı Devletinin son döneminde de sarayın büyücüden cinciden geçilmediğini söylerlerdi zaten siyasetimiz sözde derinler ile cincilere kaldıysa biz zaten yandık da ben konumuza döneyim izninizle.
Saçma sapan sisteme geçeli depremler seller de arttı bana sorarsanız doğal felaket ya da susuzlukta genel olarak. Sistem devreye konulmaya çalışılalı bütün kurumlarımız zarar gördü ve zararımız da arttı Devlet olarak bunlar da ayrı konu ama bu yeni sistemin siyasetimize zararını da size say say bitiremem siyaset bilimi ve şehircilik de okumuş bir gazeteci olarak ki bizden daha aydın ve topluma daha hakim bilim insanları kim bilir size ne zararlarını sayar sayma cesareti gösterebilse size. Ama en önemli zararı siyasi aktörleri kendi emir erlerine çevirdiler ve fikirsiz değersiz genel başkanı nereye derse oraya oy kanalize edecek ve verecek şuursuz hiç bir idelojik altyapı yada inanç sistemi ile bağı kalmadığı gibi kendi inanç ve değer yargılarını yitirmiş denecek kadar Makyavelleşmiş insanlar haline dönüşünce bütün aktörleri kimse liderlere kendini kullandırmak istemez hale geldi ve aktör üretilemez hale geldi. Mesela bir İyi Partili keyfince CHP'yi ve yanlış icraatlarını eleştiremedi veya mesela bir MHP'li Ak Parti icraatlarını eşleştiremedi ve tabi buna paralel siyaset yapma alanları da daralan partililer siyaset üretemez hale geldi ve sistem tam anlamıyla tıkandı aslında partiler kalbur üstü insanlardan ilgi görmüyor kalburun altına çok indik hatta çita ve şart dahi kalmadı ama kimse aday adayı müracaatında bulunmuyor. Kimsenin siyaset hevesi yok partiler yüzleşmese de hiç bir partiden ya da liderinden umutta yok.
Altılı Masa ilan edildiği gün ve 6 lider fotoğraf verdiği gün bütün ekip çok ağır eleştirdik 6'lı masayı ve muhalefetin çok yanlış yaptığını. İlle de Davutoğlu, Babacan veya Karamollaoğlu gibi halkta hiç karşılığı kalmamış bitik siyasetçilere lider veya genel başkan payesi vermelerinin çok yanlış ve gereksiz olduğunu söyledik ve bu yapının Ekmeleddin veya İnce Örneği gibi kazanmayacak bir adayla yenilmek üzere seçime sürükleneceğini daha ilk günden belirtmiş idik. Aynı şey tabi diğer sözde Cumhur İttifakı için de geçerli ki onları iktidar da ve icracı olmaları sebebiyle çok daha fazla ve ağır eleştirdik. Lakin mani de olamadık bize kulak veren de olmadı her iki taraftan hatta görmezden gelmeyi önemsizleştirmeyi bile denediler maalesef siyasi partiler. Ucube sistemin gereği kurulan ittifaklar en fazla Türk Milliyetçiliğine darbe vurdu. Milliyetçileri ikiye böldü ve her iki tarafta kalanı da esir edip milliyetçilik üzerine siyaset yapmasının önüne geçildi. CHP ve İyi Partideki Milliyetçileri Deva Saadet ve Gelecek gibi partilerin ittifaka desteği kesebileceği dengeleri bozabileceği gerekçesiyle susturdular keza HDP'den bile destek umdu malumunuz her iki ittifakta. Aynı Millet ittifakında olduğu gibi MHP ve Ak Parti içerisindeki Milliyetçi kitleler de Cumhur ittifakının diğer bileşenlerini rahatsız edeceği gerekçe gösterilerek susturuldu yıllardır. Zaten Kuvvayi Milliye de diyenleri Atatürk'ün kuruluş felsefesini dile getireni siyasetin dışına atalı ve onlarla siyasetin ilişkisini keseli çok olmuşlardı malumunuz. Bu süreç sadece liboş diye tarif ettiğimiz batı hayranı kibir abidelerinin işine yaradı İngiliz kaşıkları diye tabir edilen sözde siyasetçilerin işine yaradı.
İttifakla gidilen bir seçimde oluşan parlamentonun hali ortada ve milletle hiç ilgisinin olmadığı da keza. Ne Deva Partisinin Mecliste temsilci bulunduracak bir karşılığı var halkta ne de mesela Atatürk ve Türk düşmanı siyaset ürettiği iddia edilen HÜDAPAR'ın yada diğerlerinin. İnanın Erdoğan ittifak gereği mecbur kalıp adam yerine koymasa ne HÜDAPAR'ın Genel Başkanını adam yerine koyar halkımız ne de mesela BBP Genel Başkanı Destici'yi? Keza Davutoğlu ve Babacan bunca medya desteğini bulamasa partileşemezlerdi bile biliyorsunuz ki halen partileşmiş de değiller bana sorarsanız. Seçime girme yeterlilikleri sadece kağıt üzerinde olan partiler ve inanın hiç ama hiç oyları da yoktu yalnız seçime girseler görecektik ve konuları kapanacaktı. Keşke parayı basanlar ve istihbarat örgütlerinin ilgisine girdiğini iddia eden herkes televizyonlara çıkamasa ama öyle olmuyor. Televizyon kanallarında cinci hocalık yapan da var açıkça maalesef açıkça, televizyon programları üzerinden Türk Aile Yapısına savaş açan da var. Hepsini konuşacağız ki konuşmalıyız da zaten ama sözü bağlayayım Millet Meclisinin halini görün ve önümüzdeki dönemki belediye meclislerinin halini siz düşünün.