Bugün edebiyat ve fikir dünyamızın en önemli isimlerinden birisi olan Ziya Gökalp'in ölümünün 87. yıldönümü.. Eserlerinden ve fikirlerinden çok etkilendiğim ve sevdiğim bu büyük yazara Allah'tan rahmet dileyerek kendisini anmak babından hakkında biraz bilgi vermek isterim..
1876 Diyarbakır doğumlu olan Ziya Gökalp ekonomik olansızlıklarına rağmen son derece hareketli bir öğrencilik dönemi yaşamıştır. Lise son sınıf öğrencisi iken Padişahım çok yaşa yerine Milletim Çok Yaşa diyerek bağırması nedeni ile hakkında soruşturma açılması Lise'ye ara vermesine sebep olmuştur.. 18 Yaşında iken ailesinden aldığı dini eğitim ile Dr. Yorgi isimli hocadan aldığı felsefe derslerinin arasındaki tezatlardan ve soru işaretlerinden bunalan Gökalp okuluna ekonomik yetersizlikler sebebi ile devam edememe probleminin de altında kalkamayınca bunlıma girer ve intihara teşebbüs eder. 18 Yaşında başına tabanca ile ateş ederek intihara kalkışan Gökalp'in başındaki kurşun başarılı bir ameliyat ile alınır ve hayatı kurtulur..
Daha sonra kendisini tahsiline verir. Bu sırada tasavvufla tanışır ve felsefe ile ailesinden öğrendiği din arasındaki tezatları böylece bir bir giderir. Tasavvuf ile beraber bir çok sorusuna cevap bulan Gökalp, mübarek gün ve gecelerin daha sosyal hale getirilmesi gerektiğini savunmakta, bunun için somut öneriler vermektedir. Sosyal değişmede dini önemli bir faktör olarak görürdü.
Ziya Gökalp hakkında çok değişik iddialar halen konuşulup tartışılmaktadır. Kendisinin çok dindar olduğunu iddia edenler olduğu gibi dinsizlikle suçlayanlar bile vardır. İttihat ve Terakki'nin Diyarbakır Şubesinin kuruculuğunu üstlenip 1912 yılında Meclis i Mebusan a seçildi..Sonraları edebiyat ve sosyoloji dallarında öğretim görevlisi görevlerini de yürüten Gökalp, düşüncelerini iyiden iyiye yoğurmuş ve Türk'çülük etrafında şekillendirmişti.
Türk Ocağının kurucuları arasında olan Ziya Gökalp Halka Doğru, Türk Yurdu ve İslam Mecmuası gibi yayın organlarında yazılar yazdı. Ermeni Soykırımı iddiaları nedeni ile İngilizler tarafından tutuklanarak Malta'ya sürgün gittiği sırada yazdığı mektuplar daha sonra Limni ve Malta Mektupları ismi ile kitaplaştırılan Gökalp Türk dünyasının en önemli yazarlarından birisi idi..
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Gökalp'ten bahsederken söylediği “Vücudumun babası Ali Rıza Efendi, fikirlerimin babası Ziya Gökalp’tir sözü, yazımın başlığına ilham oldu. Bu sözün başka bir versiyonu ise; Heyecan ve hislerimin babası Namık Kemal, Fikirlerimin babası Ziya Gökalp'tir şeklinde bilinir. O halde Atatürk'ü anlamak isteyen herkesin Gökalp'i de anlaması gerekir diye düşünüyor özellikle "Kızıl Elma", "Türk Töresi" ve "Türk'çülüğün Esasları isimli eselerini tavsiye ediyorum.
Bu vesile ile Ziya Gökalp'e yeniden Allah'tan Rahmet diliyor Mustafa Kemal Atatürk'e ait şu sözle yazımı noktalıyorum.Ziya Gökalp'in ölümü bütün Türk Alemi için acı bir kayıptır.
Fikirlerimin Babası Ziya Gökalp'tir.
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Ziya Gökalp'i anlayabilmek için eserlerini önyargısız,tarafsız okumak gerekir.Sayın GÖKALP Ulu Önder Atatürk'ün bile takdirine mazhar olmuş bir insandır.Onu eleştirenler işlerine gelmediği için eleştiriyorlar.O;büyük bir Türk milliyetçisiydi ama hiçbir zaman bölücü değildi.