Bildiğiniz üzere, yaklaşık iki buçuk yıl önce gerçekleşen genel kurulda Uşak Haber Merkezi imtiyaz sahibi olan gazeteci ve köşe yazarı Erkan Çuhadar, UMPAŞ Holding Yönetim Kurulu Başkanlığına aday olmuştu. Hatırlayacağınız üzere, hesap sorar; yapılan usulsüzlükleri ve yolsuzlukları devlete, yani hukuk adamlarına haberdar eder korkusu yaşayan ve geçmişte bu bünyede suça bulaştığına veya bulaştırıldığına inanan büyük hissedarların Erkan Çuhadar ismine karşı birlik kurması, genel kurulda yapılan bazı hissedarların haberi olmaksızın yerine oy kullanmak, sahte imza atmak gibi bazı hileler sebebiyle, Erkan Çuhadar genel kurulu kaybetmişti.
Aradan iki buçuk yıl geçti ve şubat ayında yasal süre olan 30 ay tamamlanmış olacak. Bu süreçte seçilenlerin, hiç de fabrikanın veya holdingin hayrına hareket etmedikleri, fabrikanın içini boşaltıp mülklerini de batan geminin mallarını boca eder gibi satarak ucuza mülk sahibi ettikleri kimselerden avantalarını almak niyetiyle hareket ettikleri ortaya çıktı. Aslında mevcut UMPAŞ Yönetimi de meşruiyetini tamamen yitirdi.
Benzer örnekler, önceki yönetimlerde veya başka kurumsal yapılarda da gözlendi. Hissedarlar da, geçmiş tecrübelere dayalı olarak, gidişatın farkına varınca çare aramaya girişti. Bu çare arama girişimleri noktasında yaptığı paylaşımda kendilerini bulduklarını ve hissedarların yönetim oluşturup aday çıkarmak için Erkan Çuhadar'ı yeniden cesaretlendirip teşvik ettiklerini de belirterek ayrıca bir takım müjde diyebileceğimiz haberler de vermiş oldu hissedarlara ve haklarını hala alamamış mağdur işçilere.
Üç yıl önce bugüne ait UMPAŞ işçileriyle beraber bir anısını kendi sosyal medya hesabında paylaşan gazeteci Erkan Çuhadar, fabrikanın yönetimine kendilerinin gelmesi halinde, tahsisli sermaye artırımı yöntemi ile fabrikanın bütün borçlarını ödeyip durumu toparlayacak kadar sermaye koyabilecek yatırımcılar olduğunu müjdeledi.
İşte gazeteci Çuhadar'ın bahse konu Facebook paylaşımı:
İşçinin emekçinin hakkını arama mücadelesine destek verirken kendimizi UMPAŞ Yönetim Kurulu Başkanlığına aday olmuş bulmuştuk. 3 Yıl önce bugüne ait bu anı o zaman aklımızın işi bile değildi daha sonra aday olduk malumunuz ve içeride oynanan Bizans oyunları ve işçinin hakkı umurunda olmadığı gibi geçmişten gelen gayri hukuki durumların bizlerin eline geçmemesi için birlik olmaları sebebiyle kaybettik. Şimdilerde yine bir takım hareketlenmeler yaşanıyor UMPAŞ Holding bünyesinde. Bir çok hisse sahibi ile görüşmemiz oldu son bir kaç hafta içinde ve kendiliğinden bize erişen pek çok hissedar ne yapıp edelim bu saçma sapan yönetimden kurtaralım bu seramik fabrikasını diyorlar. Zira gidiş belli UMPAŞ ta ve mevcut yönetimin niyeti ortada. Tam anlamıyla enkaza dönüştürüp, kalan enkazı yani fabrikanın taşınır taşınmaz mülklerinin ve değerlerinin yok pahasına satın alınmasını sağlayarak, satın alanlardan rantına avantasına bakmak. Tabii bütün plan bu kadar net ortaya çıkınca hissedarlar da çare arayışına giriyor ve çare olarak da ilk biz göze çarpıyoruz doğal olarak. Gerek Borsadaki hissedarlardan ve gerekse kuruluştan beri hissedar olan çok insan hiç çekinmeden açıktan destek beyan ediyor ve yüreklendiriyor yeniden.
Bu arada Holdingin dışarıdan tahsisli sermaye artırımı yöntemi ile Seramik fabrikasının bütün borçlarını sıfırlamaya ve sıfırdan masraf edip bütün holleri (üniteleri) faal hale getirerek fabrikayı para kazanır hale getirmeye hazır olduğunu söyleyen ve bu konuda elini taşın altına koyabilecek bazı yatırımcılar da buldu bizi. Aslında bu bir müjde işçiler ve hissedarlar açısından ve aslında böyle bir paylaşımın içinde bahsedip geçmek doğru da olmayabilir ama ileride dile getireceğiz nasıl olsa vakit var. Nasıl olsa genel kurul normal şartlar altında gelişir ise her şey Şubat ayında. Hazır üç yıl önce bu güne ait emekçi kardeşlerimiz ile yaşadığımız ve ölümsüzleştirdiğimiz bu anı denk gelmiş iken bilgi de vereyim istedim.
Evet yanlış duymadınız fabrikayı kurtarmak için yeni bir yöntem öğrendik ve bize bu yöntemin varlığını söyleyenler zaten sermaye sahibi insanlar ve yönetim kurulu başkanlığına seçilip yönetimi devralabildiğimiz takdirde bize güvenerek sermaye koymaya hazırlar ki kendilerine çok teşekkür ediyorum. Biz fabrikanın mal varlığını ve mevcut durumunu aktarınca zaten seramik sektörüne de hakim olan insanlar olunca, ayrıca bizim gibi güvenebilecekleri insanlar da buluşma olasılığı halinde bu yolu hatırlatarak kendilerinin de ortak olabileceklerini söylediler. İlerleyen günlerde detaylarını da paylaşacağız elbet ve bu bir adaylık ilanı fotoğrafı da değil ama adaylık düşüncemiz oluştu ve çalışmaya da bizi hissedarlar ve hala haklarını alamamış mağdur işçiler yeniden mecbur etti ediyor ve anlaşılan Şubatta olması beklenen genel kurulda da UMPAŞ Holding Yönetim kurulu başkanlığı için aday olup yönetim çıkaracağız inşallah. En azından yaşananlardan anlaşılan bu holding hissedarları ve işçilere şimdiden müjde diyebiliriz.
Erkan Çuhadar ın üç yıl önce 18 Kasıma ait emekçi kardeşlerimiz ile paylaştığı fotoğraf ve metni:
Deri sektöründe de çok işçi çalıştırdım hizmet sektöründe de; müzisyeni, aşçısı, garsonu komisi, şefi müdürü derken, elliyi aşardı bazen beraber çalıştığımız kişi sayısı ve inanın ellisini de dinlerdim ve sorunları çözer razı ederdim onları ve severek yaparlardı yaptıkları işi inanın. Nitekim şu an şehrin iş yapan eğlence ve hizmet mekanlarının çoğunun başında Ata Parkta bizim yetiştirdiğimiz adamlar var. Hatta garsonlar arasında cv gibidir Ata Parkta bizim zamanımızda çalışmış olmak. Sır belli sorunu yaşayan işçi zaten çözümünü de bulup geliyor işveren yada yöneticiye düşen dinlemek ve empati yaparak anlamak.
Seramik sektörü çalışanları geldi bu gün ziyaretimize, elinin emeğini alnının terini evinin geçimini sağlamak için harcayan bu insanları harcayan patronun yönetici yada işçi temsilcisinin veya avukatının Allah belasını verir. Hakkını aramak insanın en doğal vazifesidir ve bu hak asla elinden alınamaz. Bürokrasi kulak vermeli bu insanlara ve çareyi işçiden dinleyip gereğini yerine getirmeli. Zira inanın bana özellikle Serenovada çözüm çok basit. İşçiye teslim edin fabrikayı bir sene, zaten pazar sorunu yok üretilenin kırığını bile havada kapıyorlar ve seramik sektöründe kar marjı da çok yüksek. Sadece işçiler 1 sene üretim taahhüt etsin ve bir yıl tam kapasite çalıştırsın imkan ve yetki verin. Bir yıl sonra işçi kendi alacakları dahil bütün borcu ödeyecek. Samimi söylüyorum bir yıl içinde mevcut borcunu ödeyip düze çıkabilecek bir fabrikayı mülkiyeti ile satmak için oynanan oyunları görseniz mideniz bulanır. Duysanız ne kadar alçakça borçlandırıldığını bunca para kazanan bir fabrikanın ve duysanız dönen pisliği yüzüne tükürürsünüz muhataplarının. Gerçi bu işçilerin hakkını ödememek için kırk takla atan da yüz mu olur diyeceksiniz haklısınız.
Sadece işçiden dinlemedim Sektör içinde bir çok isim ile görüştüm işveren konumunda mühendis konumunda, seramik pazarlamacısı pozisyonunda hepsi de aynı şeyi söylüyor. Valilik fabrikaya bir yıllığına işçinin de sermaye sahiplerinin yada pazarın da güvenebileceği şeffaf ve yasalara uygun şekilde işleyişi sağlayacak bir kayyum atayacak ve bir yıl sonra hem fabrikayı kurtarmış hem işçinin tazminatları dahil fabrikanın borçlarını ödemiş ve fabrikayı şıkır şıkır işler hale getirmiş olarak teslim edebilecek. Kabiliyetli ve güvenilir olmak yetiyor ayrıca çok sektörü bilmesine bile gerek yok sektörü bilenlerden tanı ehlinden danışır yardım alır ve çözer. Yeter ki bir ortak akılda birleşilsin ve elbirlik fabrikayı kurtarma kararı verilerek kucaklaşılsın samimice. Devletimizi yönetenlerin ille de bürokrasinin konuya siyasetten bağımsız işçilerin ve sektörün ileti gelenlerinin gözünden eğilmesi yeterli. İşçileri dinleseler yetecek zaten inanın onlar biliyor aklın yolunu tarif ederler. Ehlinden sorun lütfen. Ama ehli gibi görünenden değil ehlinden.
>>>Erkan Çuhadar ın yaptığı paylaşımın linki<<<