İyi Parti de bir süredir yaşanan siyasi kriz nihayet çözüldü. Bildiğiniz üzere İyi Parti Kadın Politikaları Başkanı ve İl Başkan Yardımcısı iken Meltem Aksoy'a uygulanan mobing ve partiden haşlayarak soğuk yaparak dışlama süreci geçtiğimiz günlerde Nurullah Çavuşoğlu ile beraber parti binasındaki halka açık bir toplantıdan Genel Merkezden de gelen misafirlerin ve partililerin gözü önünde yaka paça atmaya kalkmakla son buldu ki Genel Merkez hala kayıtsızlığını ve sessizliğini koruyarak İyi Partide siyaset yapmak istemekten başka hiç bir suçu olmayan bir Cumhuriyet Kadınına yapılan bu açık zulmü maalesef onadı. Hatta geçtiğimiz günlerde artık ne işe yarayacaksa Meral Akşener fotoğraf bile verdi İl İlçe Başkanı ile. Sırf O ikisinin meşruiyetini sürdürmesini sağlamak maksatlı bu hamle bu sefer işe yaramayacak gibi görünüyor. Çünkü İyi parti tabanı her şeyin farkına vardı ve dağıldılar bunların etrafından göreceğiz yönetimlerini zaten toplayamıyorlardı da beş kişiyi bir arada göremez hale gelecekler..
Gelin görün ki her anlamda iflas ettiklerinin artık partinin çaycısının maaşını parti binasının kirasını bile ödeyemedikleri ile yüzleşmeyen bu İyi Partiyi dağıtan Hakan Şener ikilisi halkın umurlarında bile olmadıkları ile de yüzleşmediler bir türlü. Bakın bakalım en kalabalık olabildiğiniz zamanlar da kaç kişi olabiliyorsunuz? Bakın bakalım partiye gelip giderken küstürdüğünüz siyasetten soğuttuğunuz kaç kişi var? Bakın bakalım İsmail Oskay'ın Ali Abisinin cebinde şimdi ne şeytani planı var diyecek kimse yok tabi kendi kendilerini ve çevrelerindeki üç beş yardakçıyı avutuyorlar. Yanınızdaki yardakçıyı madem basur ameliyatı ettireceksiniz icab etti bari parayı cebinizden ödeyin değil mi? Başkasının üzerinden yatış yapıp Devleti kandırmasına ve evrakta sahtecilik yaparak ameliyatı bedavaya getirmesini sağlamaya ve nezaret etmeye ne gerek var öyle değil mi? Daha muhalefet iken bunları yapan kim bilir iktidar olsa ne yapar? Diye soran yok tabi.
Neden yok. Çünkü Genel Merkez verdiği sınırsız destekle beraber kendilerine sulta kurmalarını sağlamış durumda. Etraflarında kimse kalmasa da bir kısım yerel medya ile şehrin algısını akıllarınca etkilediklerini düşündüler ve nihayetinde aslında Ünzile Yüksel geldiği gün Uşak'ta Meltem Aksoy'un var ettiği kadın hareketliliği heyecanı ve ruhu ölmüş ve 50 kadın getiremediler bir araya keşke Ali Erdoğan'ı aday yapsalar şu saatten sonra da Asım Kalelioğlu kadar bile oy alamayacakları ile yüzleşseler dedi geçenlerde Erkan Çuhadar. Konumuza gelelim aylardır sır gibi saklanan Meltem Aksoy'un işlediği siyasi suçlar ortaya çıktı. İyi parti GİK Disiplin Kurulu Meltem Aksoy'a İl ve İlçe Başkanının işkembesinden uydurduğu hiç birisi somut olmayan zanlara dayalı suçlamalarını içeren bir zarf yollamış ve savunma istemiş. İyi Partiden gördüğüm zulüm üzerine istifa ediyorum şeklinde savunmasını sonlandıran Meltem AKSOY Uşak Haber Merkezi aracılığıyla basını ve kamuoyunu ve pek tabii ki siyasi takipçilerini bilgilendirmiş olma adına Genel Merkezin yolladığı tebligatı ve savunmasını yayımlamamızı istedi.
İşte bahse konu parti içi disiplin soruşturması ve savunması.
Meltem Aksoy’un Savunması;
İyi Partiye kuruluşunda üye olmuş idim büyük hevesle. O gün bu gündür de partime yararlı olma yolunda canla başla mücadele verdim. Keza olmayan Kadın Kollarını oluşturup Kadın Politikaları Başkanı olduğum partideki ehli insaf herkesin malumudur esasen. Türlü mobing gördüm ve defaatle Genel Merkezi bilgilendirdim yaşadığım mağduriyetler hakkında ve fakat hiç bir işlem yapılmadığını üzülerek müşahade ettim. Genel Merkez de kiminle konuşsam hak veriyordu ve bana yaşadıklarımı rapor etmemi istiyorlar idi ama raporları işleme koyma cihetine her nedense gitmiyorlardı. Partinin tabanı hak veriyordu ve çaresizdi ellerinden bir şey gelmiyordu ve çekiniyorlardı Onları anlayabiliyor idim ama Genel Merkez yetkililerin tavırlarına hiç bir anlam veremiyor idim. Sonunda çareyi Genel Başkana erişip yaşananlardan onu haberdar etmek istedim. Ancak randevu talebim Meral Akşener'e değil de Süleyman Sırrı Özdolap beye iletilmiş olmalı ki beni o aradı ve beni adeta azarlar gibi konuşurak Genel Başkandan randevu istememem konusun da ikaz etti. O zaman anladım ki Genel Başkanın etrafı sarmal gibi aynı amaca hizmet edenlerce sarılmış ve belki de Genel Başkan da bunun olmasını baştan kabullenmiş.
Partiyle yollarımı ayırma ve başka bir siyasi parti de siyaset yapma kararı almış idim ama Kooperatif de de başkandım ve ayrılmak için istifa süreci yaşanması gerekiyordu. Bu sırada Kooperatif ofisine giremez dolayısıyla da evraklara ulaşamaz olmuştum. Çünkü Kudret Sarı isimli İyi Parti İl Başkan Yardımcısı arkadaşım kooperatif ofisine adeta çökmüş gibi davranıyor ve kendi tabirleri ile soğuk yaparak benim ofise gelmemi önlüyorlardı. Çaresiz önce Genel Merkezdeki yetkilileri arayıp bilgilendirdim ve endişelerimi paylaştım ardından da onların da yönlendirmesi ile gidip durumu Adli mercilere duyurdum ve Kudret Sarı'nın başkanı olduğum Kooperatifin ofisine ve evraklarına el koyarcasına davranış sergilediğini belirterek suç duyurusunda bulundum. Ancak hiç bir hareketlilik maalesef yaşanmadı. Bunun üzerine endişelerimi giderebilmek adına en azından karar defterinde yapılan değişiklikleri görmek istedim. Çünkü halen başkanı bendim kooperatifin ve Kudret Sarı isimli kişi ele geçirdiği evraklar ile beni bilmeden suça bile bulaştırabilir başıma olmadık işler açılabilirdi. Mecburen ofise gitmeliydim ve durumu yerinde tespit etmeliydim. Ancak Devlet bana hiç bir biçimde yardımcı olmuyordu ve duruma müdahale etmiyordu.
Ben kooperatif ofisinde arbede yaşandığı gün o ofise yabancı kimseler ile gitmedim.. Yanımda Eşim Alper Aksoy, İyi Parti İl Başkan Yardımcısı arkadaşım Hasan Kırkalıoğlu ve aynı zamanda kooperatifin denetim kurulu üyesi de olan İyi Parti üyesi arkadaşım Nuray Gilim ve Kooperatifimize ücretis danışmanlık hizmeti de veren gazeteci arkadaşım Erkan Çuhadar ile birlikte gitmiştim. Zaten mukavemet görmesek kimse kimseye şiddet uygulamak zorunda da kalmayacaktı. Ancak provake etme ustası Kudret Sarı biz ofise gelir gelmez provakasyona başladı ve evrakları göstermeyeceğini söyledi hatta hakaretlere kalkıştı ve bunun üzerine evet hiç istenmeyen şeyler oldu Kudret Sarı ve Erkan Çuhadar birbirini darp ettiler.. Bu arada İyi Partide uğradığım haksızlıkları ve mağduriyeti de içime sindiremiyor ve sürecin sonlanmasını bekliyor idim. Tam da o esnada daha önce Genel Merkez de göreve geldiği gün tanıştığım ve ben de Ege Bölgesinin kadınlarını ayağa kaldıracak potansiyel ve kaabiliyet gördüğünü söyleyerek beni Ege Bölgesi Kadın Politikaları Bölge Koordinatörü olarak atayan Ünzile Yüksel Uşak'a gelmişti. Ben de bunu bir fırsata dönüştürüp partilinin gözü önünde Ünzile Yüksel'e karşı şakır şakır haklılığımı savunup İl İlçe başkanını haksızlıkları ile yüzleştirip tabiri caiz ise rezil ettikten sonra da İyi Partiden istifa edecektim. Ya da Ünzile Yüksel'in hakkımı ve haklılığımı teslim etmesi halinde ve Genel Başkanın bu olanlardan bilgisinin olmadığını söylemesi ve gereğini yapması halinde de düşünecektim belki son kez. Ancak maalesef tartaklanarak partimden atılmak istendim. Hem de salondan İyi Parti İl ve Merkez İlçe Başkanının da aralarında bulunduğu beş altı insan bunu bize reva gördü. Bütün salonun gözü önünde idi olaylar haksız olsak kaba davransak yada insicamı bozsak bütün salon üzerimize gelirdi zaten ama sadece bahsettiğim beş altı kişi provakatör gibi davranarak bizim Ünzile Yüksel ile görüşmemizi önlediler. Orada yaşananların aslını öğrenmek için o an salonda olup emniyete ifade veren ya da vermekten imtina eden dürüst insanlara sormanız yeterli. Tüm bu arbedenin üzerine pişkince basın karşısına çıkan İl Başkanı beni bir de parti bastı diye kamuoyuna deklare etti.
Ben suçlamalarınızı okudum ve savunma yazmaya değer bile bulmadım esasen ama kendi siyasi geleceğim bakımından da bu metni yazıp kamuoyuna ilan etmeyi daha doğru buldum. Suçlamanızın ilki Kooperatifi kendi menfaatlerim için kullanmam. Bu çok saçma çünkü zaten kooperatifin faaliyeti yoktu henüz. Hiç bir faaliyette bulunmamış bir kooperatifi nasıl menfaatim için kullanmış olabilirim? Doğrusu merak ediyorum ama sorunuzu daha somutlaştırır iseniz size belki bir savunma yapabilirim bu konuda. Bu haliyle bu iddia ve suçlama komik gerçi diğerleri de öyle soyut muğlak ve komik. Parti üyesi Hasan Kırkalıoğlu'nun eşi Nuray HA ile birlikte ne gibi bir faaliyette bulunmuşuz ki parti aleyhine icra edilmiş faaliyetler olarak değerlendirilmiş? Buna bir kaç örnek sunmanız gerek miydi? Mesela hangi etkinliğimiz de partiye zarar vermişiz tek somut örnek gösteremezsiniz eminim. Yine partiye ait mesele dedikleri ve benim kamuoyuna açtığım mesele neymiş? Siyasi bir partiye ait hangi mesele vardır ki kamuoyu önünde tartışılması sakıncalı olsun parti tüzüğüne aykırı olsun. Buna da tek örnek veremezsiniz.
Yaptığım bütün basın açıklamalarını veya ropörtajları linklerini size veriyorum lütfen tek tek inceleyin. Bir tek partiye ait mahrem konuşmuş isek veya partiye zarar verecek veya parti tüzüğüne siyasi etik veya yasalara aykırı tek cümle beyanım varsa bulup çıkartın somutlaştırın suçlamalarınızı cevap vereyim. Keza parti içi mesele de kabul edilebilir bir söz de değildir, parti yetkililerinin eleştirilmesinin disiplin suçu olarak kabul edilmesi de yine kabul edilebilir gibi bir durum değildir ve falan gün yayınlanan falan konulu röportajın şurasında şöyle bir cümle ile eleştirmişsin yada parti disiplinini çiğnemişsin demeniz lazım. Veya mesela hangi paylaşım ya da yazımda siyasi etiği veya parti tüzüğünü çiğnemişim. Demokrasiyi yaşatmak için kurulan partilerde demokrasi yaşamazsa o partiler iktidar göremez ki. Keza ben şu halliyle iyi partinin iktidar gibi bir derdinin olduğunu da hiç düşünmüyorum.
Buna karşın Parti Genel Merkezinin teşkilat sorumlusu olarak belirlediği Süleyman Sıırı Özdolap'ın isteği üzerine yazdığım raporun akibetini sorduğum da Sayın Özdolap ban senden sonra Uşak İl ve İlçe Başkanından şikayet yağmuru gibi e posta yağdı. Hangi birsini işleme koyacağız demişti. Ayıptır sorması hangi birisini işleme koydunuz da benimle ilgili bu saçma sapan ve soyut suçlamalara istinaden tedbiren parti üyeliğinden uzaklaştırma kararı alıp bana savunma istediniz. Neden İyi Parti İl başkanına suçlamalarını somutlaştırılması istenmiyor mesela da benim kendi kendime suçlamayı bulup savunma yazmam bekleniyor. Bir Cumhuriyet Kadını sırf partinizde siyaset yapmak istediği için bunca zaman bu zulmü yaşamış duymazdan geldiniz ya bunları da duymasaydınız. Bakalım bu savunmamı da duymazdan gelecek misiniz? Aslında bu saçma sapan içi boş suçlamalar için savunma yapmayı kendime zul adderdim ama şeffaflık ilkem gereği suçlamaları yayınlamış iken savunmamı da yazmış olayım dedim. Yoksa bu savunma isteği zulmü katmerlendirdi ve taçlandırdı benim dünyamda ve partim dediğime pişman olduğum partinin dünyasında. İçerisinde adından başka iyilik kalmayan ve fetö artıklarına teslim edilen İyi Parti üyeliğinden gördüğüm ZULÜM üzerine istifa ediyorum.