Sosyal medya, algı yönetimi oluşturmak ve bu bağlamda kitleleri harekete geçirmek, geçmeye zorlamak için siyasi partiler ve üyeleri tarafından kullanılan en etkili yöntemlerden birisidir.
Bunun yanısıra sosyal medya artık dünya gündemini de belirliyor.
Küresel sermaye baronlarının yönlendirmesiyle, Dünyadaki siyasiler, yazarlar, gazeteciler, sivil toplum örgütleri ile hemen hemen herkesin sosyal medyadan kamuoyu oluşturması sağlanıyor.
İşlevsel olanlar sistemin içersinde kalırken, olmayanların kaderi sosyal medyada verilen kısa bir mesaj ile belirleniyor.
(İstifa etti/ettim/edeceğim veya yandı, bitti kül oldu inek içti gibi)
Planlanmış ya da planlanması düşünülen tüm kitlesel hareketler sosyal medyadan doğuyor. Sosyal medya, kültürü belirlediği gibi yeni insan profillerini de ortaya çıkarıyor. (Paralı, yandaş troller vb. gibi)
Açık Toplum Enstitüsü'nün hazırladığı 2018 Medya Okuryazarlığı Endeksi'ne göre Türkiye, Avrupa'daki 35 ülke arasında Makedonya'nın ardından sahte habere karşı en dirençsiz ikinci ülke konumunda.
Oxford Üniversitesi Reuters Gazetecilik Çalışmaları Enstitüsü'nün 2018 yılı Dijital Haber Raporu'na göre ise Türkiye, 37 ülke arasında sahte habere en çok maruz kalan ülke konumunda.
Bunun anlamı şudur. Eğer herhangi bir şeye karşı (düşünme, sorgulama, itiraz vb.) direnciniz yoksa, algılarınız yoluyla hedef tahtası olmanız kaçınılmazdır.
Bu raporlar açıkça gösteriyor ki;
Türk insanı düşünmüyor, sorgulamıyor, gerektiği anda itiraz etmiyor ve biat ediyor...
İnsanımızın nasıl bir tehdit altında olduğunu anlayabiliyor musunuz?
Algı yaratmak, algıyı yönetmek profesyonel bir eylem şeklidir.
Algı, insan aklının teknolojinin imkanlarını kullanarak yarattığı düşünsel gücün, eylemsel güce yani devrime dönüşmesi halidir.
Algı neden yapılır?
* Meşrulaştırma:
Meşrulaştırma, insanların zihinlerinde önemsizmiş gibi sıradanmış gibi "ne var ki bunda?" algısı yaratmakla sağlanır.
* Örtme, kamuflaj:
Yani sislendirme ve yapılanın ya da yapılacak olanın görünmez olmasını sağlamaktır.
* Unutturma, hafızadan silme:
Algı yönetiminin bir başka yöntemidir. Üzerinde konuşmama, konuyu kesme, hiç sözünü etmeme, sanıldığından çok daha etkili bir yöntemdir. Bir süre sonra olay zihinden silinir.
Sosyal medya belleği ise 24 saattir. Ertesi gün başka olaylar gündeme gelir veya getirilir ve bellek, olayı unutmuştur.
Bu tanımı örnekleyelim:
Habur rezaletini bugün konuşan var mı?
Askerin başına çuval geçirilmesini?
Bu veya bu gibi olaylar gerçekleşirken çıkarılan yasaları, satılan, peşkeş çekilen Cumhuriyet kazanımlarını hatırlayan var mı?
Yaratma:
Algıda yaratıcılık, çok daha kapsamlıdır. Planlanmış aşamaların zihinlere yerleşmesini sağlamak ve İstenilen sonuca ulaşmak uzun zaman alabilir.
Örnekleyecek olursak, yaşanılan olayın veya kaosun tesadüfmüş gibi önceki yıllarda yayınlanmış bir dizi filme veya kitaba konu olması.
Sars, Mers, Domuz Gribi, Kuş Gribi, Deli Dana virüsü gibi salgın hastalık virüslerinin, ardı ardına ortaya çıkarılarak dünyanın küresel bir kaosa hazırlanması süreci.
***
2020 yılının sonuna gelirken virüs kaynaklı küresel kaousun etkilerini düşündüğümüzde, algının yaratma gücünün ne kadar etkin kullanıldığını göstermektedir.
Covit19 virüsünün ortaya çıkışı ve yarattığı kaos ilk anlarda anlaşılmasa bile ortada oynanan oyunun küresel bir algı yönetimi olduğunu anlamamak için; aklın, fikrin ve düşünme yetisinin bedeni terk etmiş olması gerekiyor.
Covit19 virüsünün tedavi şekillerini ve virüsten kaynaklı ölümleri düşündüğümüzde, karşımıza şu sorular çıkıyor.
Dünya da ve ülkemizde,
Covit19' olan siyasetçi ve işadamı var mı?
Varsa ölen var mı?
Varsa duyanınız? Bileniniz var mı?
Cevabınız hayır ise, bu hastalığın (bedeli mukabilinde) tedavisinin olduğu gerçeğini aklınızdan çıkarmayın!!!
* Sıradan bir bedel olmadığını da aklınızdan çıkarmayın!!!
* Pazarcı tezgahında bile satılan, dondan bozma 50 kuruşluk sidikli bez maskenin virüsten korumayacağı gerçeğini de aklınızdan çıkarmayın!!!
* Aşı aşı diye tutturdakları her neyse ömrünüzün sonuna kadar her yıl buna zorunlu olduğunuz gibi bir algı yaratılacağı gerçeğini de unutmayın!!!
Arada sporcuların testinin pozitif çıktığını duyuyorsunuz, ancak 3-5 gün sonra tekrar antrenmana çıkıyor ya da iyi mi kötü mü bilmiyorsunuz. Siz pazar yerinin kenarından bile geçseniz zart diye gelip yerleşiyor.
Hangi test olursa olsun doğruluğu %40 - 50 aralığında, sabah pozitif, akşam negatif çıkabilirsiniz
Aşı henüz uygulanmıyor. Ancak, insanların ilaçla ya da ilaçsız iyileştiği gerçeğini de unutmayın.
İnsanlık, onbinlerce yıldır virüslerle, mikroplarla savaşıyor, bu mücadelenin en büyük kısmını da vücudunuz yapıyor.
Ve insanlık, tüm bu savaşlardan galip çıkıyor.
* Sadece kendinize iyi bakın, sağlıklı kalın.
Giren virüsü dışarı çıkarmak için aşıyı içeri sokacaklar.
Her yıl virüs mutasyon geçirdi deyip, aşıyı tekrar dayayacaklar.
7, 5 milyar insan bu şirketlere aşı için para ödeyecek.
Ve bunun için küresel bir algı yaratıldı, bedeniniz hasta olmadı, henüz ama kafalarınız şimdiden hasta...
Neredeyse 24 saat virüsle yatıp virüsle kalkıyorsunuz, sosyal medya da, gazeteler de, TV ler de baskın şekilde işleniyor ya da işlenmesi sağlanıyor.
Şimdi birileri çıkacak, diyecek ki; yahu boş boş konuşuyorsun bir sürü insan ölüyor, hastaneler dolu! Falan, filan...
Evet ölüyor. Ancak hastanede ölüyor, evinde yolda, belde ölen yok!
Ölen tek şey senin algın, düşünme sorgulama yetin. Neden sorusunu sormayışın.
Her yaratılan algının planlandığı şekliyle yürüyebilmesi için, canlar yanar/yakılır.
Ailenizden başka kimsenin umurunda olmadığınızı unutmayın.
Benim milletim, benim halkım cart curt diyenleri çok da ciddiye almayın.
Jean Paul Sartre' nin de söylediği gibi;
Bir yanlışın karşısında durmak, onu yok edip yerine doğruyu koyamadığınız, yani kendi çözümünüzü yaratamadığınız sürece hiçbir anlam ifade etmez.
Yanlışı görüp söylemekten çok, doğru için mücadele etmek önemlidir.
İSTENİLEN SONUÇLAR İÇİN SEBEPLER YARATILAN BİR DÜNYADA YAŞIYORUZ.
Ben üzerime düşeni yapayım, siz ister alın ister almayın.
Düşüncelerinizi saygıyla okudum ve beğendim aynen katılıyorum.Herhalde söylenen yeni dünya düzeni bu olsa gerek.