Edindiğimiz bilgilere göre; Caner Katran (23) ekonomik sıkıntılardan dolayı bunalıma giren ve işsiz olduğunu öğrendiğimiz C.K’ nın daha önce de bu tür intihara teşebbüs ettiği bilgisine edindik.
Her ne kadar ülkemizde ekonominin iyiye gittiğine dair açıklamalar yapılsa da işsizlik ve açlık oranı oldukça fazla durumdadır. Bunun açığını ise halkın içinde bulunduğu psikolojik bunalımdan anlayabiliriz.
Pandemi sürecinin başlamasıyla birlikte hali hazırda işi olan vatandaşlarımızın iş yerlerinin kapatılması, ücretsiz izne çıkartılması bir kriz ortamını kaçınılmaz hale getirdi. Devlet teşviki adı adlında verilen paralar ülke nüfusunun %50 sini bile kapsamazken kalan kısmı ise bataklığa düşürdü. Kredilere mahkûm olan halk, ödemekte zorlandığında bu tür intiharlara teşebbüs oranını oldukça yükseltecek görünüyor.
Daha 23 yaşında hayatın başında olan bir genç ne yaşamış olabilir de hayatından vazgeçme eşiğine geldiğini düşünmeden edemiyoruz.
Her gün adını bile duymadığımız onlarca insan ekonomik sıkıntılar sebebiyle intihara teşebbüs ediyor. Bazıları kurtarılıyorken, bazıları ise yaşamını sonlandırıyor. Geriye kalan ise koca bir hiç olabiliyor. Hayatına, ailesine, hayallerine koca bir girdabın çıkmazsından kaynaklı veda ediyor.
Gelişmekte olan, pırıl pırıl genç nüfusa sahip, dört bir yanı altın mahiyetinde olan ülkemizde, gençler gelecekten umutsuz, orta yaş kesim çocuklarının geleceğinden endişeli, yaşlı kesim ise gidişatın kötüleşmesinden yakınıyor. Oysa gelişmekte olan bir ülkede ekonominin bu denli gerilemesi, gençlerin çoğunun okumuş ancak iş bulamayan üniversite mezunlarından oluşması, iyi kötü bir ev alayım ömür boyu borcunu öderim düşüncesine sahip bir yapıya dönüşmek son derece yıpratıcı bir süreçte halk çaresizliğe boyun eğmiş durumda, daha içler acısı olan ise alıştırıldık. Gittikçe kötüleyen bu ekonomik sistemin çöküşüne içten içe kabullendirildik.
Ülkenin %90lık kesimi günü kurtarma derdine düştü. Bugün bir geçsin de yarın da bakarız düşüncesine sahip insanlar olduk. Değil geleceğe yatırım yapmak, bugün nasıl geçer onun düşüncesiyle yaşıyoruz. Memuru da aynı psikolojide, işçisi de, işvereni de…
Temennilerimiz; gelişmekte olan ülke statüsüne uygun bir ekonomi politikası gütmek, asgari ücret sıralamasında en sonda olan ülke olmak yerine, refah seviyesi yüksek bir topluma dönüşmek hayal değil. Bunu yapan ülkeler varken ve bizim ülkemiz gerek jeopolitik konumu ile , gerek genç nüfusu ile, gerek iş gücü potansiyeli yüksek durumdayken gerilemesi söz konusu değil.
Biz gençler gelecekten umutluyuz, emeklerimizin çöp olup gitmesine de göz yumamayız. Ümidimiz gençlikte ve umudumuz aydınlık yarınlarda…
Foto Muhabir: Gizem Çıkrıkçı
Haber: Kübra Kevser Karataş
uşak üniveristesi iş yaratmalı, avrupa birliği projeleri alarak bu projelerde gençlere görev verilmeli. Mobinge dikkat, arkadaşınız başkalarıyla bir olup toplantıda sözünüzü sık sık kesiyorsa mobingin dik alasına maruz kalıyorsunuz demektir.