Hayatımızın her anı kadınlarımızla güzeldir.Kadınların varlığıdır dünyayı kolaylaştıran.İslamiyete göre de kadın dünyaya sunulmuş bir rahmettir . Kimimize göre iyi bir eş ve iyi bir arkadaştır ,kadınlar.Her şeyden önemlisi onları erkeklerden üstün kılan şefkatli bir annedir kadınlarımız.Çocuklarımıza sevgilerini aşılayarak büyüten emektarlarımızdır,kadınlarımız.Peki bizler toplum olarak, iyilik meleklerimiz kadınların hayatını neden zora sokarız?25 Kasım Kadına Şiddete Hayır gününü geride bıraktığımız şu günlerde hala kadınlar şiddete maruz kalıyor .Durum içler acısı ..........
Uzay ve bilişim devrine girmemize rağmen ,modern çağımızın kurtulamadığı bir hastalıktır kadına şiddet.Kadın hayatın her bölümünde şiddetle karşı karşıyadır.Ailede anne ve babanın hatta abinin dövdüğü, hırpaladığı kadınlarımız kurtuluşu çoğu zaman evlilikte ararlar . Ancak yanlış seçimler ve başarısız evliliklerin sonucuyla koca dayağına maruz kalırlar bu seferde . Çilekeş bir yaşantıya mahkum edilip savunmasız kalırlar.Bir çok kadın bakımlı, rahat ve güvenle gezerken şiddete mağdur kalan kadınlarımız ise kocasından yediği dayağın yüzüne yansıması olan morlukları gizlemek istercesine utanarak, başlarını yere eğerek gezerler.Burda ayıp dayak yiyen kadının değil dövenlerin değilmidir?
Kadına şiddete hayır derken; sadece dayak ile fiziksel şiddeti kastedmiyoruz tabiki.Kadınların karşılaştığı şiddet çeşitlerinden biriside psikolojik şiddettir.Psikolojik şiddet maalasef en modern toplumlarda bile kadınlara yaşatılmaktır.Kadınlarımız sırf ailesi istemediği için okutulmamakta, eğitim öğretim imkanları zorla elinden alınmaktadır . Bu bir psikolojik şiddettir.Okula gönderilmeyen kadınlarımızın geleceği çalınmaktadır.Erkeklere daha bağımsız imkanlar sunan bazı aileler ,kız çocuklarına gözümüzün önünden uzak olmasın başına bişi gelmesin düşüncesiyle daha kısıtlı imkanlarla sınırlandırmaktadır.Farklı bir ilde üniversite kazanır kız, çok başarılıdır ama ailesinin izni olmadığı için gidemez yada çok iyi bir iş bulur, farklı bir şehire tek başına göndermek istemez ailesi .Erkek çocuğuna yapmak istediği her şeyde destek olan aile kız çocuğu evde otursun, gözümüzün önünde olsun zihniyetiyle her türlü kültür sanat ve spor faaliyetlerinden mahrum edilir,kişisel ve sanatsal gelişimine izin verilmez.Evlilik sürecinde de eşini kıskanan erkek kadını kısıtlar.Benden habersiz oraya gitme ,bunu yapma , onu giyme gibi baskılayıcı faktörlerle kadının sınırları hep ihlal edilir .Tüm bunlar psikolojik bir şiddettir, kadının özgürlüğünü elinden alan eziyettir.
Kadına yapılan her türlü şiddet kötüdür ama cinsel taciz en kötü şiddetlerden biridir .Cinsel tacizle sonuçlanan şiddet tüm şiddet çeşitlerini de içine almış demektir.Cinsel sınırlarına zorla girilen kadınlarımızın cinsel kimliği hem fiziksel olarak zarar görmüştür hem ruhsal olarak.Kadına maddi manevi büyük hasarlar verir tecavüz.Tanıdığı yada tanımadığı biri tarafından zorla kullanılmak kadının kendine ve çevreye güvenini zedeler.Cinsel şiddete maruz kalan kadının özel yaşantısı çökmüştür.Bekarsa sevgilisi terk eder.Cinsel tacize uğradığı için evlilik yapamazlar.Evliyse de eşleri cinsel tacizi kabullenemediği için çoğu zaman terkederler.Yuvalarını da kaybederler .Toplum ön yargılı davranışlarıyla toplumdan dışlanırlar,bu durumu yaşayan kadınlarımız.Hayatlarına çalınmış bir kara lekedir,cinsel şiddet kadınların.
Maddi açıdan da şiddete maruz kalırlar kadınlarımız.Zamanında okutulmamış kızlarımız hayata tutunmakta zorlanırlar.Okuyup belli bir güven çerçevesinde meslek edinen kadınlarımız başarılı ve kazançlı olurken ,eğitimleri yarıda kalıp okuyamayan kadınlarımız karşılaştıkları haksızlıklar karşısında kendilerini savunamazlar.Sendikalaşma hakkını bilmeden, sosyal haklarını tam anlamıyla elde edemeden çoğu zaman askeri ücretin altında ve güvencesiz çalıştırılırlar.Herkesin işsizlikle mücadele ettiği günlerde eve az da olsa para götürebilmektir tek istekleri . Karın tokluğuna çalışmaktadırlar.Birde hiç bir işte çalışmayan ve kocası tarafından da ihtiyaçları tam karşılanamayan kadınlarımız var . Kendileri çalışmadığı için kocalarının onlara rahat bir hayat vermesini isterler. Ama bazı kadınlarımız da maalasef doğru erkeğe düşemezler. Sürekli maddi manevi rezil edilirler.Kadınlarımız evinin ve kendinin ihtiyaçlarını karşılaması için para ister kocasından ama bu istekleri hüsranla sonuçlanır.Düşüncesiz bir erkeğe düştülerse eğer,harçlıksız bırakılırlar.İstediklerini istedikleri zaman alamazlar,canlarının çektiği yiyecekleri istedikleri gibi yiyemezler.Kocasının yanında parasal olarak sorun yaşamayan ve mutlu edilen huzurlu kadınlara özenerek geçer hayatları.İşte tüm bunlar kadına yapılan ekonomik şiddettir.Ekonomik sıkıntılarla boğuşmak ise kadınlarımıza yapılan bir eziyettir.
Dünya ülkeleri,Kadına karşı şiddete hayır deme dayanışması için ,25 Kasım 1981 de, bugünü kadına karşı şiddete hayır günü ilan etmiştir ve mücadele sürecini başlatmıştır.29 yıldır kadına şiddete dur demek için her 25 Kasım da kadınlara yönelik şiddetlerin durması için faaliyetler gerçekleşmektedir.Bu mücadelenin kahramanları Mirabel kardeşler adında üç kız kardeştir.Diktatörlüğe karşı mücadele ederken 25 kasım 1960 ta tecavüz edilip öldürülmüşlerdir.Bu bir insanlık ayıbıdır.Onların anısına her 25 kasım da toplum bilinçlendirilir.Kadına şiddete hayır demek için mücadele edilir . Ancak Her 25 Kasım da sadece anmak toplumu ne kadar bilinçlendirir? 25 kasımlarda anmak bilinçlendiğimizi
asla göstermiyor,hala 2010 yılına rağmen Türkiye ve dünyada kadınlar şiddete maruz kalıyor.Dünya barışı için ''barış gelini '' adıyla yolculuğuna başlayan Pippa Bacca'nın Kocaeli'nin Gebze ilçesinde tecavüze uğrayarak boğularak öldürülmesi ise ülkemizin çok büyük bir ayıbıdır.Şiddete uğramış kadın listesine yeni Mirabellerin ,yeni Pippa Baccaların ve yeni Ayşelerin ,Fatmaların eklenmemesi için dünya insanları olarak birleşelim.Dünya insanları olarak mücadele edelim ki bundan sonra hiç bir kadınımız şiddete mağdur kalmasın.Kadına karşı şiddetin yaşanmadığı bir dünya dileğiyle ...........