Ağzından çıkanı kulağı duymayan ve sık sık gülünç duruma düşen Hüseyin Baş sonunda BAŞ'ına iş açmış

Bildiğiniz üzere babasının şaibeli ölümünü hiç sorgulamaksızın manevi miraslarını bir kenara itip maddi mirasına adeta çökerek kendi nefsini tatminden öteye gitmeyen bir siyaset anlayışı ile salt kendisinin bir partiden milletvekili listesine girebilmesine dönük siyaset üreten Hüseyin Baş çöktüğü ve genel başkanlığını dayattığı parti de varlık gösteremediği gibi babasının ölümünden sonra girdiği seçimlerde babasının yarısı kadar oy da alamadı. Ben şahsen, kendisine güceniğim ve gündemime dahi almak istemiyorum kendisini muhatap almak bile zul geliyor: Zira hem Muharrem Bayraktar gibi bir değeri incittiği için hem de ablasının babadan kalan maddi mirasına alenen çöküp mahkemelik olduğu için kendisine güceniğim. Zaten kendisini çok sevmemiz ve fikirlerini doğru bulmamıza rağmen siyasette babası merhum Prof. Dr. Haydar Baş ile beraber olmadık yakın kadrosunun samimiyetsizlik ve iki yüzlülüğünü gerekçe gösterip güvenmediğimizi beyan ederek Hüseyin Baş'la da yine aynı kadrolar ile yola devam ettiği ve Haydar Baş Hocanın gündem ettiği Atatürk'ün gizlenen vasiyeti meselesi Ehlibeytin hakkının yendiği ve insanlardan Ehlibeyt anlayış ve kültürünün gizlenmesi meselesi veya mesela peşkeş çekilen veya çekilmeye çalışılan yer altı ve üstü maden ve değerlerimizle alakalı meseleleri gündeminden tamamen çıkartıp, davul çalarak şov yapmayı ve sadece kendi siyasi ikbalini düşünerek sosyal medya üzerinden genel başkanlık yapmayı seçtiği için Hüseyin Baş'ı hiç gündemimize katmayı dahi düşünmedik.

Nitekim ne siyasiler ne de medya da zaten kendisini gündemine dahi almadı babasının da düşmanı olduğunu bildiğimiz bir kaç gazeteci dışında. Geçtiğimiz yıl İsmail Saymaz denen hadsiz bir kaç kez gündem edivermişti şimdi de haydar Baş hocadan rol çalarak Mustafa Kemal isimli kitap yazan Yılmaz Özdil’i nedense gündem edivermiş. Babasının düşmanlarından başka da gündemine alan yok malumunuz ve bu arkadaş zaten katıldığı ilk seçimlerde partinin zaten yüzde yarım olan oyunun yarısını bile alamadı. Biz dedik boyunun ölçüsünü aldı hiç değilse şimdi çekilir siyasetten ama İyi Parti listelerine CHP listelerine adını yazdırıp milletvekili olabilmek uğruna epey takla attı arkadaş ve inatla siyaset devam etti sosyal medya üzerinden de olsa.

Babasından kalan manevi mirasa dair konuyu kapatarak maddi mirasına da partiye çökmek suretiyle ve bir siyasi davası varmış gibi yaparak adeta çöken Hüseyin Baş, bir kaç sene kendi siyasi üslubu ile denedi olmayınca şu sıra babası gibi konuşarak karşılık aramayı denedi halkta ama keklik gibi sekmeyi denerken yürümeyi unutan saksağan kuşları gibi saçmaladı ve adeta konuşmayı da unuttu. Cumhurbaşkanına oğlum sen önce kendi ülkene siyaset getir demiş. Bak sen şu densizliğe ve hadsizliğe ben Cumhurbaşkanı olsam ve yarı yaşımda bile olmayan bir densiz bana hitaben kameralar önünde oğlum dese ben de dava açardım. Haydar Baş Hocamız rahmetli zaten yaşı kemale ermiş birisi idi ve neredeyse herkese oğlum kızım evladım diye hitap ederdi ve Sayın Erdoğan ile de hem tanışıklığı hem de hukuku vardı ki yaşça da büyüktü demiş olabilir ama Hüseyin Baş daha yaşı kırk bile değilken ve Cumhurbaşkanının Hüseyin Baş'ın yaşı kadar siyaset yapmışlığı varken Devletin Cumhurbaşkanına hitaben oğlum demesi hiç yakışık almamıştır. Hocam sağlığında kendisinin de yanında benim oğlan da bylock çıktı dediler demişti yani Hocamı esir ettirebilecek risklere ve hadsizliklere zaten sağlığında girerdi Hüseyin Baş, şimdi ise kemiklerini sızlatmakla meşgul ve adına gölge düşürmekle anlaşılan ve anlaşılan susmazsa sadece kendi başına değil ailesinin ve çevresinin de başına işler açacak babasının bu kadar çok düşmanı varken hala ortada. Tabi dava açılması mutlu etmiş arkadaşı mal bulmuş mağribi gibi gündem edip duruyor malum ilk defa adam yerine konmuş oldu ya ondan olsa gerek sevinci ama bilinsin ki biz bundan böyle sabretmeyecek ve susmayacağız her konuda olduğu gibi bu konuda da gereğini diyeceğiz usulünce vesselam.