Seranova Seramiğin iflasını açıklayıp UMPAŞ Holdingin iflasını açıklamayan mahkeme bilmeden OSB Yönetimine Fabrikaya başındaki ne idüğü belirsiz beceriksizlerle ortaklaşa çökme zemini açmış gibi oldu adeta. Zira OSB Yönetimi mahkemenin kararının ve mevcut UMPAŞ Yönetiminin tehditlerinin ardından yaptığı hamleler ile buranın sahibi biziz artık der gibi davranıyor. Zira sahibi olsa yapamayacağı jestleri OSB Yönetimi mahkemece dolaylı da olsa gayri meşru ilan edilen ki fiilen zaten gayri meşru olan UMPAŞ Holdingin aslında düşmüş yöneticilerine yapıyor. Yazının ilerleyen bölümlerinde detayları vereceğim tabi ama doğalgazlarını nahak yere açtılar mesela ve meşruiyet vererek de kongre için elini güçlendirecek hamleler yaptılar şimdi size işi en başından arz etmeyi planlıyorum ve inşallah bu yazıyı tamamladığım da Ali Erdoğan'ın OSB'de kurduğu koca çetenin veya sistemin aktörlerini yer yer değiştirmekle beraber nasıl devam ettiğini de göreceğiz. Şehrin başına bela oldu OSB yönetimi de aslında OSB'dekilerin çoğu da dahil pek kimse fark etmedi peki neden bu kadar iddialıyım?
Hatırlayacağınız üzere 3 Yıl önce Şubat ayında UMPAŞ Holding seçimleri oldu ve bendeniz de Yönetim kurulu başkanı olarak kurduğum yönetim ile beraber aday olmuştum. Lakin zaten önceki dönemlerdeki yolsuzlukların hesabını soracağım dediğim için, önceden yönetimde bulunanların bana karşı oluşturduğu zorunlu birliktelik genel kurul da yaşanan bir çok şaibeli oyun sandığa girmesi ve bir çok hukuksuz uygulamaya göz yumulmasının neticesinde Mardin'li oldukları bilinen ve şehirde neredeyse hiç kimsenin tanımadığı birilerine kaptırdık UMPAŞ'ın yönetimini. Kaptırdık diyorum zira kapmış gibi davrandılar. Fabrikayı çalıştırır gibi yaptıkları zamanda da çalıştırmadıkları zaman da da ki üç yılın çoğunda çalıştırmadılar hep fabrikanın ve UMPAŞ'ın talanı ile meşgul oldular. Talan dedim zira duyduklarımız inanılır gibi değil. Çok şey var tabi detaya girersek yazı uzar ama satılabilecek ne varsa satmışlar diyebiliriz özetle ki zaten haberini yaptık daha önce malumunuz UMPAŞ Holdingin tek akar getiren varlığı olan Seranova Seramik fabrikasının da iflasını açıkladı Mahkemeler ve beceriksizlikleri ile hepimizi yüzleştirmiş oldu.
Şimdi gelelim günümüze Seramik fabrikasını batıran beceriksiz ve aciz yönetim, Seranova da battıysa UMPAŞ batmıştır deyip tefi tarağı toplayıp giderler diye beklenen UMPAŞ Holdingin mevcut yönetimi OSB'yi tehdide girişti meğer birikmiş borçları sebebiyle kesilen gazı açtırıp fabrikayı yeniden faalmiş gibi gösterip genel kurul toplayıp yeniden meşruiyet ve yetki aparmak derdinde imişler. Sosyal medya hesaplarından OSB'ye bildiklerini açıklayacaklarını ve ortalığı karıştıracaklarını söyleyen UMPAŞ yönetimi birden OSB Yönetimi ile kanka gibi oldu nedense? Koca Halil Ağaoğlu ve yönetimi kendisini sosyal medya hesabından tehdit eden çapulcu kılıklı heriflerle hangi menfaat planları çerçevesinde uzlaşmış ve gazını açmış olabilir fabrikanın sizce? Herhalde mevcut yönetim zaten koymadı diyorlar da fabrikanın hurdaları ve makine aksamı ile ilgilenecek halleri yok.
Zaten tehdit edilme sebepleri de önceki UMPAŞ Yönetimleri zamanında bana göre OSB Yönetimince oluşturulan konsorsiyumlar ile bedava denecek pahaya kapattığı UMPAŞ'ın sanayideki arsaları. Birazdan isim isim detay açıklayacağım nasıl bir rant apardıklarını ve nasıl bir rantın peşinde olduklarını ama olan yine UMPAŞ Hissedarına olacak. Zira böyle giderse plan UMPAŞ’ın mülklerinin ve diğer ederlerinin pahasından çok aza birilerine peşkeş çekilmesi sağlanabilecek. Oysa madem iflas verdi mahkeme adı belli holdinge de iflas verse ve geçip işin başına hiç değilse mülkleri şaibesiz satışa sunsa ve elde edilen parayı işçiler başta olmak üzere alacaklılara sattıktan sonra hissedarlara dağıtsa samimi söylüyorum hissedarlar için de çok iyi olacak. Zira halen hisselerinin ederinin çok üzerinde bir rakama kavuşabilecekler böyle olursa ki işin aslı epey mal varlığı var hala OSB'de Seranovanın.
Gelelim OSB kısmına yazının hatırlarsanız Ali Erdoğan 2004 Seçimlerini kaybettikten sonra Sedir Sitesinin dairelerini satamadı ve iflasın eşiğine geldi bunun üzerine de Hazim Sesli ve Ali Yıldırım nezdinde OSB ile anlaştı ki o dönem cemaatçiler hem daireler satın alıverdi Ali Erdoğan'dan hem de kendisine OSB imkanlarını açmak adına kendisini OSB'ye koordinatör olarak atayıverdiler. Sesli o dönem OSB Başkanı Ali Yıldırım yardımcısı ve tabi Halil Ağaoğlu ile de anlaşıklardı ve bir şekilde beraber yönetiyorlar idi OSB'yi. Ali Erdoğan OSB'ye öyle bir rant çetesi kurdu ki OSB'nin işlerini çok yüksek pahaya yapan inşaat firmalarından arsa rantçılarına malzemeciden işçi servislerine herkes rantına bakabildi. Halen de aynı sistem devam ediyor. Malumunuz olduğu üzere limana 200 Kilometre uzakta başkent ile liman kenti arasında ucuz iş gücüne de sahip bir kent olmamıza rağmen OSB'miz bir türlü istenen seviye de gelişmedi zira gelişsin istemediler ve adeta yatırımcı gelmemesi için ne mümkünse yaptılar idareciler. Ben bu konuları ayrıca irdelediğim başka köşe yazıları da yazacağım ancak bu gün imar rantı meselesini biraz icma edeceğim sizlere son paragrafta daha sonra başka örnekler ve detaylar da paylaşmak üzere.
Malum OSB Başkanı Halil Ağaoğlu iyi de Ali Erdoğan veya fetullahçılar ile ilgisi ne? Demeyin gidin geçmişe zaten anlaşık idiler belli çerçevelerde ve zaten rant için kendisine OSB kapıları açılan inşaat firması aynı Sesliler varken ki gibi rantını elde etti fazlasıyla. Keza UMPAŞ Holding'in OSB'deki arsalarına da önce alacak karşılığı çöken OSB'nin nasıl peşkeş çektiler denilebilecek pahalarla Çekçek ve Polat ortaklığındaki Altınsar'a satıldığını daha önceden de yazmıştım. Tabii her şey kağıt üzerinde normal gibi görünüyor ama realiteler ile ve mantıkla kıyaslandığında nasıl büyük bir haksızlığın yapıldığını çok net görecek eğilip baksa mali şube veya ilgili Adli birimlerimiz veya kolluk kuvvetleri. Konu sadece UMPAŞ Arsaları da değil tabi konu çok aslında sonraki yazılarda daha derinlemesine anlatacağım. Bir örnek vereyim OSB Yönetimi 3. Sanayi Bölgesinde nizalı arsalar vardı köylüden toplamakta zorlandığı ve mahkemelik olmuştu. Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile acil kamulaştırma kararı çıkartıldı ve bu durum da mahkemeyi atlayarak kamulaştırma fırsatı oluşturunca OSB'yi, OSB gitti ucuz ucuz kamulaştırdı çevre köylülerin yerini. Tabi ileride mahkemelerin kararı ile bu alış verişler hukuksuz denirse ne olur? Allah bilir ayrı konu ama adeta zorla kamulaştırıp OSB Mülkü yani Sanayi arsası haline getirdikleri tarlaları OSB’nin arsa satış yönetmelikleri ve kanunları bypas eden yöntemler ile OSB'deki tabiri caizse ortaklarına devasa rantlar elde ettirdiler biz biliyoruz nasıl bölüştülerse artık? Bilemiyoruz ama nasıl rant oluşturduklarını anlatacağım sizlere.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle OSB idaresinin iradesini mahkemenin bile iradesinin üzerine taşıyınca köylünün elinden tarlaları ucuz ucuz kapatıp sanayi arsasına dönüştüren OSB Yönetimi kağıt üzerinde OSB'nin kar ettiği satışlar gerçekleştirdi. Gelin görün ki hiç bir katma değer üretmeksizin ve hiç bir değer ilave etmeksizin gerçekleşen satışlarda esasen para kazanmayı gerektirecek bir durum gelişmiyordu. sadece ya ilk satan ya da son satın alınanın cebinden aparılan bir haksız kazanç bölüşülüyordu hepsi bu. Arsanın bedeli 15 Lira iken sen gidip köylünün veya icra yoluyla çöktüğün beceriksiz hain yöneticilerin eline geçmiş şirketlerin elinden 5'e aparıyorsun faraza 8'e satıyorsun o da yine en fazla 15 e16ya satabiliyorsun. Arsaya bir duvar ören yok veya gidip arsanın değerini artıracak bir proje plan düşleyen emek sarfeden de yok sadece ucuz alınan arsa değerin de müşteriyi bulana dek bir kaç el değiştirmiş oluyor ve değişen eller de biraz rant bulaşığı kalıyor hepsi bu. Neyse konuya gelirsek OSB'lerde bu tür rantlar çok yaşandığı için kanunlar ve yönetmelikler çıkartıldı tedbiren ama dinleyen kim? Sistemin zaafını bulan zaaf sahibi insanlar olursa kullanıyor hulle mulle bir formül eskisi kadar rahat olmasa da rantına bakabiliyor. Faraza köylünün rızasını almadan elinden alınıp sanayi arsasına dönüştürdüğün tarlaya kurduğun sanayi tesisinden hayır bereket beklenir mi? Rıza dairesinde hakkını vererek almak varken neden arsadan alırken de para kazanmanın derdine düşersin ki? Sen bunun üzerine kendi geleceğini de kuracaksın nihayetinde sanayi kurup işçiler çalıştıracak bu arsanın içinde ki bence ev yapsan da aynı neden ucuz almaya çalışırsın ki güle kullansın güle güle otursun demek varken. Üzerinden para kazanacağın işletmenin daha temelinde bile değil arsasını edinir iken birilerini ütmeye kazıklamaya girişir kelepir arsa peşine düşersen nasıl sanayicilik yürüyecek senin? Dürüst dolayısıyla güvenilir olmazsan kimse seninle alış veriş etmek de istemez bunalsan kimse yardım da etmez zaten işçi de çalışmayabilir kurduğun fabrikada?
Sanayiciliği yürüteceksen birincisi dürüst olacaksın ikincisi de bonkör olacaksın. Bu yazıdaki rant işlerini yapan arkadaşlar da zaten genel olarak sanayiye dair işlerinde dürüsttürler ve kendi markalarının nezdinde hukuksuzluğa vs pek bulaşmazlar kurumsal firmaları vardır zaten. İleride detayları ile isimleri ile somut somut paylaşacağım ama şimdilik faraza söylüyorum OSB'nin içinde dönen rantlar sebebiyle çıkartılan tedbir yükümlülükleri arasında OSB'nin arsa sattığı firma belli zaman aralığında belli kapalı alanlar ve tesisler taahhüt ediyor satın alırken ve taahhütler vaktinde yerine gelmez ise OSB satışı tek taraflı fesh edebiliyor. Firmalar bu taahhütlerini en geç üç yıl içinde tamamlamış olmalı ki OSB arsayı o kurulacak fabrika sahiplerini OSB'de arsa sahibi yapıp satabilmiş olsun. Çok var daha prosedür ben detaya girip boğmayacağım ama faraza ben OSB'de fabrikaları olan İplikçi Namık'ım OSB'den arsa alabilmek için nedense yeni şirket kuruyorum ve kurduğum yeni şirketle OSB'den arsa satın alıyorum.
Tabii arsa değerlerinin kısa sürede çok artacağına ve bir kaç yıl içinde çok talipleri olacağına zaten eminler OSB'den satın alırken, üç yıl ya OSB'nin tanıdığı süre 2 yıl idare etti mi yetecek OSB? Nasıl olsa 2 yıl dolmadan biz arsayı çıkar bir talip okuturuz ve nasıl olsa iki yıla kalmaz çok değerlenecek buralar diye düşünüp alıyorlar ve çoğunlukla bekledikleri gibi sonuç çıkıyor OSB Arsaları yükseliyor ve arsayı bizden alıp erkete de bekler gibi bekleyen fırsatçı yani İplikçi Namık ıň kurduğu yeni firma iyi karla İplikçi Bülent firmasına şirketi devrediveriyor. Arsayı satamayacak ya prosedür gereği şirketi satıp İplikçi Bülent'in bünyesine geçirince arsayı da otomatikman el değiştirmiş oluyorlar. Tabi bu arada arsayı OSB'den iki yıl evvel alıp iki yıl sonra değeri artınca hiç bir taahhüdünü yerine getirmeksizin satmış olan İplikçi Namık malı götürmüş oluyor OSB'nin arsasının değeri artıyor ama rantı OSB yerine iki yıl önce arsayı OSB'den alan iplikçi yiyor. OSB sana satmasaydı iki yıl sonra satsaydı o para OSB'nin cebine gitmiş olacaktı. İyi de madem sen çivi bile çakmadan şirketle beraber devredecektin bu arsayı OSB'de dursaydı bu arsa ve aynı paraya OSB'den alsaydı senden arsa satın alıp fabrika kuracak olan firma? Sen niye arada rol çalıp en ufak bir katma değer bile ilave etmeden arsa alış satışından bu devasa paraları kazandın? Ya da o gün için OSB Arsayı sana satacağına neden gerçekten fabrika kuracak ve üç seneye varmaz işçi çalıştıran tesisler oluşturacak birilerine satsaydı ya sana sattığı paralara. OSB enayi mi ki değerleneceğini bilip dururken arsasını bir yada bir kaç yıl evvelden ucuz ucuz üstelik fabrika kurmayacak bir firmaya satmış olsun? Bu soruları bence Cumhuriyetimizin Savcıları sormalı artık.
Tabii böylece de taahhütler korkusuyla arsayı almaya kimsenin talip olmamasından kaynaklı köylüden OSB'nin aldığı fiyatın az üzerinde OSB'yi de karlı gösterebilecekleri bir paha da satın almış oluyorum paravan şirketim üzerinden. İleride OSB'de fabrika kurmak isteyen kim olsa evvela benden almak ister arsayı OSB yerine. Zira benden aldığı arsanın taahhütleri daha esnetilebilir hale getirilmiş ve prosedüre boğmuyorum OSB kadar firmayı. Ben OSB'nin eline ucuza kavradığım bu arsayı iyi paraya satacağım ve rantıma bakacağım tabi İplikçi Namık olarak. İşte OSB'de böyle iplikçi Namıklar var başta çivici Kadir ki hep o organize ediyor bu işleri ve Ali Erdoğan ile de halen teması o sağlıyor diyorlar. Malum işte gerisi zaten Ali Erdoğan'ın adayken meclis üyesi oluveren yanında dineliveren Çekçekler ve Polatlar var zaten inşaat işlerinin başında şimdilerde uzaklaşıp Muhammet Gür ile beraber belediyeye yanaştığı konuşulan Erdinç Gökmen var, var oğlu varlar, hepsinin ortak özelliği Ali Erdoğan'a yakınlıkları ve tabi aşırı zenginlikleri, OSB idari personelinin içinde de zaten Ali Erdoğan'ın yerleştirdiği insanların kimi zaten duruyor siz artık birleştirin.
Hülasası fetöcü diyemesek de Sanayide birileri zaten fetöcü taktikleri ile alenen bir sürü yolsuzluğa imza atmakta hali hazırda ve hali hazırda OSB Yönetimi OSB'de fabrikası olan iş insanlarımızı da enayi yerine koyuyorlar Onlardan edindikleri gelirle var ettikleri makamlarda ve edindikleri mekanlarda hem çatır çatır rant üretiyorlar hem de OSB'nin işlerinde de türlü organizasyon ile yandaşlarını servet sahibi yapıyorlar. Aynı OSB Yönetimin de bizim daha önce ortaya belgeleri ile koyduğumuz yolsuzluklar üzerinden tehdit edildiklerini biliyoruz zira belgeler şimdi UMPAŞ Yönetiminin elinde ve suç duyurusunda bulunma hakkını kullandığı anda Halil Ağaoğlu ve ekibi çok ciddi hukuki yaptırımlar ile karşı karşıya kalabilecek bu ve benzeri sebeplerle birden UMPAŞ Yönetimi aşkları depreşti ve Mahkemenin kapatma kararına rağmen zaten borçlu olduğu için kestikleri doğalgazı açtılar yetkisi dahilinde olabilir bilemem ama besbelli adamların para ödemek yada fabrika işletmek gibi bir derdi yok. Genel Kurul kararı almışlar ve Genel Kurulda vaziyeti toparlayabilecek kadar açık göstermek derdindeler fabrikayı ve zaten belli UMPAŞ diye bir şey yok varsa bir tek Seranova seramik var ve adamların derdi sadece rant o da çok belli. Tiplerini görsen hiç ne yaptınız üç senedir? de dilberim fabrika battı? Diye sormaya gerek duymazsınız anlarsınız. Hal bu iken neden meşruiyet veriyor olabilir OSB Yönetimine yıllardır adeta çöreklenen bu arkadaşlar? Veya madem elindeki tek varlığa da iflas kararı açıkladı neden kaderine terkeder UMPAŞ'I Mahkemeler? Cevapları bu yazıyı okudu iseniz size de malum artık.
Bir sonraki yazım da ki yazı dizisi olacağa benzer daha somutlaştırıp daha tek tek hale indirgenmiş şekilde sizleri aydınlatmaya devam edeceğim ama UMPAŞ Holdingin bu genel kurulu kesinlikle gayri meşrudur ve gayri meşru bir yönetimce alınan gayri meşru bir kararla adlığı Genel Kurul kararına uymaya da lüzum yok diye düşünüyorum ki bence artık UMPAŞ'ın işi olduğu gibi Devlete teslim edilmeli ve Devlet gereğini yapmalı? Devlet sormalı koca holding nasıl kırpıla kırpıla fabrikadan ibaret hale gelebildi ve fabrika da en karlı sektörlerden olan seramiği üretmesine rağmen nasıl batırılabildi? OSB nasıl etti de bu UMPAŞ Arsalarını UMPAŞ’tan ucuz ucuz aparıp birilerine ucuz ucuz diyebileceğimiz paralar ile sattı? UMPAŞ'ın malları nasıl ve kimlere satılırsa iyi para eder? Yabancı şehir veya ülkelerden yatırımcıların veya sanayi firmalarının da ilgisine sunsak daha fazla para ettirebilir miyiz? Nasıl eder de UMPAŞ Mağdurlarının ve hissedarlarının mağduriyetlerini giderir? Hissedarın eline fazla para geçmesini sağlayabiliriz? Gibi sorulara doğru yanıtı artık Devlet bulmalı ve gereğini Devlet yapmalı UMPAŞ'a dair. Tabii ben de hem kendi çapında bir hissedarı olarak hem de bir gazeteci olarak gelişmelerin takipçisi olacağım ama ben OSB'ye dair ille de UMPAŞ'a dair Devletimizi başta Sayın Valimiz Başsavcımız ve Adalet Komisyonu Başkanımız olmak üzere müdahale gerekliliğini hatırlatıyorum ve dikkatlerini bu konuya çekiyorum tabi kamuoyumuz UMPAŞ ve OSB Mağdurlarının da.