Derler ki fazla düşünmek delirtir, her şeyin farkında olmak da. Bilinene göre insan, aklının ermeyeceği kadar derin mevzulara kafa yorduğu zaman içinden çıkamaz ve aklını bilinmeyene teslim edip o şekilde çıkar derinliklerden ya da hiç çıkamaz. Bize dayatılmış bir ezberdir bu, sorgulamayan, düşünmeyen, cahil insanların sahada öne çıkabilmesi gayesi ile. Oysaki durum bunun tam tezadıdır; insanoğlu düşünmezse zaten delidir. Düşünmeyen insan kabul etmiş insandır, düşünmeyen insan ona bahşedilmiş olan büyük akıldan faydalanmayı reddetmiş insandır, düşünmeyen insan ilimi terk etmiş, cehaleti kucaklamış insandır. Beyin öyle büyük illüzyonlara sahiptir ki, bu illüzyonlar düşünmeyen insanı ele geçirir ve adeta onu delirtir ve akıllıyım zannıyla gezdirtir. Düşünen, yüksek bilinçli insanlar ise bu illüzyonların oyununa gelmez, öz iradesi ile sorgular, araştırır, nitekim düşünmeyen insanın aksine her şeyi değil de, kabul etmesi gerekeni mantık çerçevesi içerisinde kabul eder.
Yaşadığımız her şey bir algı operasyonu, içinde bulunduğumuz zaman dilimi bile. O kadar çok algı operasyonuna maruz kalıyoruz ki, delirme korkusu ile düşünmeyi bile reddediyoruz. Her şeyi gördüğümüz kadar biliyoruz, arka yüzü olmayan bir unsur zannediyoruz, evde, okulda, iş yerinde bilhassa siyasette. Günümüzde korona denilen sözde hastalığın iç yüzünü, arka planını, amaçlanan planı düşünmeden takıyoruz maskeleri sımsıkı. Beyhude bir amaç yüzünden okulumuzdan, işimizden, sevdiklerimizden oluyoruz fakat algılarımıza öyle bir oynanıyor ki yaşamdan eksik kalmayı bile göze alabiliyoruz. Nitekim delirme korkusu ile düşünmeyen, sorgulamayan bir topluluk oluşturma planına katkı sağlıyoruz. Öyle bir oyunun içerisindeyiz ki, düşünen, üreten insanlar bile fikirlerini paylaşmaktan geri durmakta, korkmakta veya ümitsizliğe kapılmakta. ’’Tüketici yaşamak iyi değildir, üretici olalım’’ diyen Gazi Mustafa Kemal’in evlatları olarak her daim yepyeni fikirleri filizlendirmek zorundayız. Düşünceler fikirleri doğurur ve fikirler paylaştıkça çoğalır. Bizler geri kalmış toplumlar gibi cehaleti seçmekten, her şeyden bihaber olmaktan ve her şeyi görünen yüzü ile kabul etmekten ziyade, düşünen bir toplum olalım, düş kuralım, düşlerimiz herkesin düşlerine benzemesin, bulutlara salıncak kuralım düşümüzde ve medeniyete doğru salınalım. Kabul etmeyelim, bizim mantığımıza ters düşen, bizi bizden ayıran ve neticenin işimize yaramayacağını bildiğimiz hiçbir unsuru. Fikirler üretelim, karanlıkları aydınlatmaya, darlıkları genişletmeye, zorlukları birlikte aşmaya yönelik. Bırakın düşünmeyen insanlar bize deli desin, en azından bu onurlu bir deliliktir.
Düşümde gördüğün yâr, bulunca bende kendini elimi tutup kutuplara götürecek kadar deliydi ve benim her şeyim ama gayrının eliydi.