Hazim Sesli'nin fabrikasının doktorluğunu yaptığı ve cemaatle ilişkisinin, öteden beri hep iyi olduğu bilinen, 17/25 Aralık sonrası bile paralel aleyhine tek bir beyanı bulunmayan Ak Parti Milletvekili Alim Tunç'a göre, bugün sözde demokrasi nöbeti tutmaya inip fotoğraf çektirmeyen herkes hain, yine 17/25 Aralıktan bu yana paralel aleyhinde tek beyanı bulunmayan, paralel soruşturma kapsamında Belediyedeki paralel yapıyı yargıya teslim etmek üzere en küçük bir çalışmasının olmadığı bilinen ya da bilinen bir çalışması olmayan Belediye Başkanı Nurullah Cahan'a göre ise, 49 Belediye personeli paralelci. Peki, neye göre? Belediye kaynaklı istihbarata göre…
Geçtiğimiz günlerde Ak Parti Milletvekili Alim Tunç; Facebook'undan yaptığı bir paylaşımda, meydanlara inmeyen halkın tamamını hain ilan etmişti. Gerçi daha sonra Nurullah Çavuşoğlu’nun kaleme aldığı yazının onbilerce Uşak'lı tarafından okunup ilgi ve beğeni gördükten sonra (bu arada Uşak halkına Uşak Haber Merkezi’nin haber ve köşe yazılarına, tıpku bu bahsettiğim yazıda olduğu gibi, gösterdikleri ilgi ve teveccüh için çok da teşekkür ederim) bu paylaşımının en altına dipnot düşerek, darbeyi isteyenleri kastettiğini belirtti ama şahsen ben bu açıklamasından hiç tatmin olmadım.
Çünkü Türk Milletinin ya da Uşak halkının neredeyse hiç bir ferdi darbeyi istemez isteyemez. Aklın yolu bir herkes illaki kendi yöneticisini kendisi tayin etmek ister ve ne zaman yönetimden indireceğine de yine milletçe karar vermek ister. Yani herkes illaki demokrasi ister. Henüz ilkokul çağındaki çocuklar bile sınıf başkanlarını, kendi hür iradeleri ile seçerken, milletin kendini yönetecek kimseyi kendi seçmek istemesinden daha doğal bir talep olamaz ve millet asla Ordunun içinden çıkacak birilerinin hele hele bunlar paralelciler ile hareket eden birileriyse demokrasiyi sekteye uğratmasını istemez ve halkın takdirine saygı duyulmasını bekler. Yâda Orduda görevli olanların arasında biz daha iyi yönetiriz ülkenin parlamentosunu diyen varsa bunların üniformasını çıkartıp politika meydanına inerek halktan oy istemesini bekler. Yani kendine güvenen çıkar er meydanına halka kendini projelerini ekibini arz eder hiç ayak oyunlarına ya da Milletin kendisine başka vazifeler ifa etmesi için verdiği güce dayanmadan Milletten destek ister, destek bulduğu takdirde milleti temsilen ülke siyasetini yönetir, milletten destek bulamazsa da muhalefette kalarak, kendini yeniler, eksiklerini giderir, milleti razı etmenin formüllerini arar. En azından millet bunu bekler bu aklın yoludur elbette. Bu yüzden Türk Milletinin aklı başında hiç bir ferdi ihtilal falan istemez. Hele ki ihtilallerden bu kadar çekmiş bir millet bu saatten sonra askerin postalıyla meclise ancak ziyaret amaçlı gelmesini bekler. Başka türlüsünü kabul etmez edemez. Her kim ki darbe vs dayatma yöntemler ile ülke yönetimini ele geçirmeye çalışır samimi söylüyorum avuçlarını yalar. Bu millet hiç bir baskı ya da cebire eyvallah etmemiş asla boyunduruk altında yaşamayı kabul etmemiş dünya üzerindeki yegâne millettir. Bu yüzden Alim beyin bu açıklaması kesinlikle özür niteliğinde olmadığı gibi en hafif tabirle kıvırmaktır ve bu milletin bir vekili olarak bu sözleri için derhal özür dilemelidir. Aksi takdirde ben şahsen kendisine hakkımı asla helal etmeyeceğimi belirtmek isterim.
Hem bizim bildiğimiz hain; Kendi ülkesinin toprakları üzerinde hesabı olduğu bilinen ve Anadolu toprakları üzerinde kendi sözde Devletini kurma hayalleri görerek bizim topraklarımızı, başka haritalarda başka ülkelere aitmiş gibi gösteren, ülkemizin askerine polisine kurşun sıkacak teröristleri yetiştiren insanlara bağrını açanların, Onunla gurur duyduğunu söyleyenlerin arasında aranmalıdır. Bizim bildiğimiz hain ülkeyi yıkmak, yok etmek, dinin temel kurallarında değişikliğe gidip, Yahudiliğe Hristiyanlığa benzetmek, Devleti yalnızca kendisine biat eden ve kendi grubuna dâhil olan insanların yönetmesini istemek gibi haince fiillere girişen Papalık ile koyun koyuna görünen insanlara Hocaefendi diyenlerin, O'ndan övgü ve sitayişle bahsedenlerin arasında aranmalıdır. Bizim bildiğimiz hain Milletin yer altı ve üstü madenlerini, Millet yararına Milletle birlikte işletmek yerine; İsrail, ABD ya da Kanada İngiliz Menşeili firmalara peşkeş çekilmesini alkışlayanların arasında aranmalıdır. Bizim bildiğimiz hain kendi ülkesinde terör eylemleri yapıp askerine polisine kurşun sıktıktan sonra başka ülkelerin topraklarına kaçmış orada yaşamak zorunda kalmış teröristleri, davulla zurnayla kırmızı halılar eşliğinde karşılayanların arasında aranmalı. Bizim bildiğimiz hain, evlerinde oturanların içinde değil, düne kadar yani paralel operasyon ciddi bir boyut kazanana dek; Fetullah aleyhinde tek bir beyanı bulunmayan il başkanlarının ya da belediye başkanlarının ya da milletvekillerinin başında bulunduğu siyasi partilerin içerisinde aranmalıdır. Bana göre hain; 17/25 Aralıktan bu yana aleyhinde tek bir beyanı bulunmadığı gibi Devletin polisine savcısına zerre katkı sunmadığı halde bu gün kendi kurumlarındaki paralelcilerin listesini sanki yenice farkına varmış gibi ifşa eden yöneticilerin içinde aranmalıdır. Ayrıca hiç kimsenin parti propagandasına dönüştürülen ve vıcık vıcık ikiyüzlülük kokan toplantılara katılma mecburiyetinin olduğu da düşünülemez. Kaldı ki hep söylüyorum en kalabalık zamanlarında bile 500 kişi oluyor ve çoğunluğu itibarı ile hep aynı yüzleri görüyoruz bu sözde demokrasi nöbetinde.
Hazır yeri gelmişken söyleyeyim Belediye Başkanı Nurullah Cahan'ın herkesçe bilinmesini istediği 49 Kişilik malum liste meselesi de bir hayli mide bulandırıcı. Zannım o ki seçildiği günden beri bir Belediye Başkanından ziyade, bir reklam firmasının yöneticisi gibi davranan Nurullah Cahan'ı, yine kendi görev alanındaki işleri UTAŞ Yöneticilerine yıkarken, kendi üzerine elzem olmayan konularda bir takım yaptırımlar uyguluyor. Niyeti nedir bilinmez ama kamuoyunda oluşan genel kanaat şu yönde. Cahan'ın sızdırdığı ve soruşturmanın salahiyeti bakımından görevden aldım dediği 49 kişilik listenin içinde Belediye'de memur olan ve paralel olma ihtimali daha güçlü olan ya da kamuoyunun paralele yakın bildiği pek çok isim yok. Yani bazıları sanki özellikle kollanırken, paralelle uzaktan yakından ilgisi olduğunun düşünülmediği pek çok isim listeye iliştirilivermiş. Niçin? Böyle bir şey yapsın ki sorusuna da kamuoyunun verdiği cevapta aynı; Tabi ki Cahan; Belediye içerisinde bu güne dek kendine biat etmeyenleri, böylece biata zorluyor ve ayrıca meydanlara inmeye mecbur ediyor insanları. Yani meydana inip bir fotoğraf vermek şart Cahan'la, aksi takdirde her an paralelci ya da hain yaftası yiyebilirsin demek istiyorlar adeta. Yani adeta Devletimizin Yargı mensuplarının ve Emniyet güçlerinin gerçekleştirdiği bu operasyonu, bir fırsata dönüştürüp işi cadı avına dönüştürerek kendi siyasi iktidarını sağlamlaştırmanın derdinde Cahan, Alim Tunç ya da diğerleri. Öteden beri Minibüsçüleri, esnafı, pazar esnafını tehdit ve şantaj yöntemi ile yola getirmeye çalıştığı bilinen Cahan; bu kez de sanırım Belediye Personeline farklı bir taktikle beraber yakın yaklaşık aynı yöntemleri uygulamakta. Benim şahsen bu duruma yargı mensuplarımızın müdahale edeceğinden ve hak ihlallerinin olmasına, insanların yaftalanmasına müsaade edilmeyeceğinden kuşkum yok. Yani muhakkak yargı mensuplarımız ya da emniyetimizin, siyasilerimize gerekli uyarılarda bulunacaklarını ve politikacıların kendi kulvarlarında kalmalarını, Müfettişliğe ya da Savcılığa kalkışmamalarını sağlayacaklarını sanıyor ve ümit ediyorum. Ama şayet müdahale edilmez ve politikacılar böyle yargının gücünden yararlanarak bulanık suda balık avlamaya kalkarsa, ciddi sıkıntılar yaşanabileceğinin ve bazı kişilerin ciddi mağduriyet yaşayabileceğinin altını çizmiş olayım.
Demem o ki kimsenin kimseyi hain ilan etmeye paralelci ilan etmeye hakkı yok. Çünkü her iki tabirde halk arasında nefret edilen tiplere karşı kullanılan tabirler ve bu tabiri üzerinde yafta olarak bıraktığınız insan da bu özellik yoksa, yani bu yaptığınız iftiraysa o insan ciddi mağduriyetler yaşayabilir. İleride hukuk önünde aklansa da aklanacağı güne kadar yaşayacağı eziyet, gerçekten bu iftirayı atanlara ne dese yeridir dedirtecek kadar ağır bir eziyet olur gerçekten de. Düşünsenize bir an paralelle marealelle ilginiz yok ama sizi çalıştığınız kurumun İTA Amiri üstelik kurum içi istihbaratlara yani dedikodulara dayandırarak paralelci ilan ediyor ve görevinizden uzaklaştırıyor. İnsanlar bu durumu anne babasına nasıl izah eder, eşine çocuklarına nasıl izah eder, kendisini tanıyan ama samimiyeti olmayan insanların şüphesini nasıl giderebilir. Zira paralelciler bilindiği üzere toplumdan ciddi bir tecrit görmektedir ve bu millet paralelcilere tecrit uygulamakta onlara selam vermemekte haklıdır. Paralelcilerin toplumdan tecrit görmeleri için darbeye kalkışmış olmalarına bile hacet yoktur. Bunca ikiyüzlülükleri ve yolsuzlukları hainlikleri ortaya çıkan bir gruba, Milletin artık müsamaha ile hoş görü ile yaklaşması beklenemez. Cezalarını çektikten sonra bırakanları müstesna elbette. Yani hiç birimizin bir diğerini elinde yeterli delil ya da belge bulunmadıkça paralelci ya da hain ilan etmeye hakkı yoktur. İlla hain ya da paralelci aranacaksa öncelikle Ak Parti'de aranmalı, zira tüm partilere sızmayı deneyen bu yapı malumunuz olduğu üzere en çokta Ak Parti'de yaşama imkânı bulmuştu. Herkes kendi işini yapmalı ve hele şu aşamada hiç kimse yargının işine burnunu sokmamalı ve yargıya yardımcı olmaya çalışmalı ki, bu paralelcilerden ve paranoyalardan bir an önce milletçe kurtulabilelim. Allah Türk Milletini bu düştüğü badireden kurtarsın ve bundan sonraki kaderini hayırla yazsın inşallah.
CHP Kulislerine dair bildiklerimi ve gelişmeleri bir sonraki yazımda aktarmaya devam edeceğim. CHP'de Özkan Yalım'ın sebep olduğu söylenen daha pek çok kriz var aslında Ali Karaoba'nın önlemek için çırpındığı hepsini ve daha fazlasını sonraki yazılarda sizlerle payalaşacağım. Esenkalın...
fetoye hizmet edin edin sonra akp ye kayın .fetonun her kuruma nufus etmesine yol açın sonra hain demokrasi nobeti tutmayan fotograf çektirmeyen hain.oyle mi biz vatan için her zaman olenler deniz bizim için her zaman 15 temmuz du.ama siz fetoye hizmet ederken görmediniz tabii.o zaman bize ırkçı deyip ayrıyırdunuz .uşakta tum menzil.iler ozelliklede belediyebaşkanı fetoçu idi.bana hain diyeceğinize kendi ze gelin.ben sizin dune kadar hizmet ettiğiniz feto yuzunden işsizim altı senedir nemur amir olmadın iki universite mezunu olmama ragmen bizim fetoçu abilerimiz vekillerimiz belediye başkanlarınız olmadı.acaba hain kim sorun