Son günlerde bazı çevreler kapalı kapılar ardında Mehdi meselesini uzun uzadıya ve enine boyuna tartışıyor ama bir sonuca varamıyor işittiğim kadarıyla. Hacı Bektaşi Veli gibi Hz. Mevlana gibi Hacı Bayramı Veli ve Akşemseddin gibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi Ehlibeytin ilmine muhatap kılmadığı kimse ne bilir Mehdilikten kastın ne olduğunu? Kaldı ki iyi araştırır öğrenirseniz, O ilmin erbabları evvel zaman vermiş kafanızdaki soruların cevabını kaynağa ulaşmanın da çok kolay olduğu böyle bir devirde nasıl gidip edinmezsiniz bu bilgiyi.
Mehdilik bir kere bir kulu taltif için var edilmiş bir makam değildir. İnsanlığı Atatürk'ün muasır medeniyet olarak özetlediği, zekat verecek insanın yeryüzünde kalmadığı yani herkesin zengin olduğu, uyuyanın uykusundan uyandırılmadığı, insanların kan dökmediği kalp kırmadığı ve Mağripten Meşribe hiç can korkusu yaşamadan gidebildiği, çok hızlı bineklerin icad edildiği, Dünya liderleri konuştuğunda bütün dünya insanlığının dinleyebildiği teknik devrimleri gerçekleştirmiş dünya muradına erişmek için ihtiyaç duyulan makam ki ne mutlu o makama erişip, Allah'ın bu muradının tahakkunu sağlamak ve finali yapmak üzere o makam da vazife ifa edebilene. Ne mutlu dünyayı barış ve huzurla doldurabilene? Ne mutlu büsbütün bir insanlığı tekamül ettirerek insanlara, birbirinin hak ve özgürlüklerine riayet ederek, özgürlüğü doyasıya yaşayıp, kendi kendini yönetmeyi öğretebilene? Ne Mutlu yeryüzünde aç mahluk kalmadığına emin olmadan gözüne uyku girmediği halde mecburiyeti kadar uyuyup kalan ömrünü insanlığa vakfedebilene? Ne Mutlu Allahın kulları ile muradını bilip Allah adına Allah'ı kullarına, kulların yaşadığı sıkıntıları da görüp kullar adına Allah'tan dileyip aparabilerek insanlığa bayram yaşatabilene? Ne mutlu insanlığın başına Mehdi olacak kadar kendini Allah'a sevdirebilene ve nihayet Müminlerin imdad edeni ve son emiri olup yüzyıllarca meydana çıkmadan Müminlere Emir kalabilene? Ne Mutlu Ehlibeytin kendi haklarından bile feragat ederek bir an önce gelip insanlığı kurtarması için dua ve gayret ettiği, zuhuru uğruna can siper ettiği Evlatları olabilene? Ne Mutlu insanlığın göz yaşını dindirip barışı salah ve selameti beraberinde zenginlik ve ferahı, beraberinde ahlak ve fazileti hakim kılabilene?
Ne Mutlu tüm bunları sağladıktan sonra ben Mehdinizim diyene? Bunları sağlayan Allah'ım yada Peygamberim demesin de ne derse desin kendine benim kabulum? Bir insan bu kabiliyete gelsin de kendisi ister AZİZ ilan etsin ister MEHDİ kaldı ki hem Aziz'dir hem de Galip vede Hakim'dir Hz. Mehdi, bundan da zerre kuşku yok. İster İlahiyat profesörü ol, ister sosyoloji, şayet insanı tanımadınsa insanlığa kafa yormadınsa Mehdi'ye de akıl erdiremezsin. Aklın ermeyince kibrinden konuşur Mehdi diye bir şey yok dersin. Halifelik makamını da inkar eder çarpılırsın. Bre densiz Halife yok demek ne demek? Her şeyin bir merkezi var Hayvanların bile kralı Aslan var Jandarması Kurt var İnsanlık aleminin sahibi bir insan neden olmasın?
Milyarlarca insanız hepimiz tekamülün çeşitli evrelerindeyiz ve halen tekamül sürecini yaşıyoruz her birimiz, ayrıca topluluklar halklar yada milletler olarak ve insanlık olarakta bir tekamül süreci içindeyiz kabul etsekte etmesekte. İyi de bu tekamülün merkezinde kim var? Tabi ki bu günkü insanlar içinde insanlığın en tekamül etmiş kendini tanıyınca Allah'ı bilmiş, dolayısıyla da Allah'a aramızdaki en yakın olabilmiş ilmi ahlak ve fazileti ile en yüksek mertebeye erişmiş insan kimse odur merkez. Sen Allah'tan fersah fersah uzaksan herkes aynı uzaklıkta olmak zorunda değil ya. Ya aramızda yakıne erişmiş insanlar var da biz farkında değilsek. Mevlana sanki sağken farkedilebildi mi yeterince? Farkedebilse Fatih ve saray çevreleri Akşemseddin'in küseceği bir fiil içine girer miydi? Bilseler Pir Sultan Abdal'ın kim olduğunu bu günkü gibi birlikte yaşayanlar taşlayabilir miydi kurtarıcısını? Tanısa Hz. Muhammed Mustafa'yı taşlar mıydı Taif'li? Tanısalar Sokrates'i zehiri içtikten sonra ölümü beklerken bile bir şeyler öğrenip öğrenmenin zevkine varmak isterken ölmek istiyorum diyen Sokrates gibi bir ilim insanına kıyıp zehir içmeye mecbur edebilirler miydi?
İnsanoğlu nankör oluyor işte elindeki nimete bazen zorla zehir içiriyor? Bazen elindeki nimeti kuyuya atıyor, bazen köle pazarında satıyor, bazen de hapsediyor yada taşlayarak, derisini yüzerek öldürüp külünü nehire saçıyor. O halde Hz. Mehdi'nin meydana çıkmamasından daha doğal ne var? Varsa nerede deyip duracağına ve sitem edeceğine başta şahsın olmak üzere insanlığı Mehdinin kadrini bilecek hale getir. İnkar edeceğine gelse de itaat etsek hürmet göstersek dünya gözü ile görsek de? Nasipsizliğin sebebiyle hala İnanamıyorsan bile keşke de bu hayale keşke öyle bir insan var etse Allah'ta hepimizi kurtarsa keşke bu uyuyanın uykusundan uyandırılmadığı zengin ve müreffeh dünyayı kuracak bir LİDER bir ADAM gelse insanlığın başına da herkes huzurlu yaşasa de. Mehdi dediğin sensin kendi dünyana. Git kendinin Mehdisi ol, kendini kurtar önce
illa zorlan, bi kutsal insana tapacaksın, dangalak.