15 Temmuz 2016 tarihinde bir ihanet çetesinin, egemenliği milletten almak darbe ile Milli İradeye ipotek koymak maksatlı hain kalkışmanın ya da hain darbe girişiminin ordumuz ve milletimiz tarafından önlenişinin yıl dönümü sebebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde gerçekleşen anma programlarına katılan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasını dinledim. Hala FETÖ ile mücadeledeki samimiyetine inanmaya devam etmek istemekle birlikte Millet Meclisindeki ve siyasetteki FETÖ yapılanmasını temizleme noktasında beklediğim kararlı duruşu ve açıklamayı açık söyleyeyim ben göremedim. Milli duygularımızı okşayan bir konuşma yaptı sağolsun, dinledik. Hitabetteki ustalık ve maharetini de ortaya koydu. Lakin gördüğüm kadarıyla milletin kahir ekseriyası FETÖ'nün siyasi ayağına dokunulacağının işaretini duymaktan öteye, FETÖ'yü siyaset sahnesinden kazımak üzere düğmeye basılmasını istiyor. Siyasi partilerimize sızarak halen FETÖ'cülüğe devam eden milletvekili ya da belediye başkanlarına yönelik bir operasyon beklentisi toplumda hat safhada ve bana sorulursa bu konuşmada FETÖ'nün siyasi ayağına dokunulacağına ilişkin somut bir anafikir yoktu. Yani AKP'nin FETÖ'nün siyasi ayağını yargıya teslim etmeye en azından partisinin önemli kademelerinden al aşağı etmeye pekte niyeti yok anlaşılan. Yani anlaşılan şehir insanının;FETÖ'cü olduğuna emin olduğu ki aslında her şehirdeki vatandaş hangi partideki hangi Milletvekili yada Belediye Başkanının FETÖ'cü olabileceğini kesinlikle bilir. Yani halkın geneline sorun sizin şehrinizdeki siyasetçilerin hangisi fetö'cü olabilir? Diye emin olun halkın kahir ekseriyasının bu çıkabilir dediği kişi fetöcüdür. Halk zaten aslında herkes kendi memleketinde tespit etmiş durumda ama halka soran kim? Demokrasi mi işletiliyor sanki? Adayımız bu deyip halka dayatılıyor. AKP zaten FETÖ'yü kazımak niyetinde olsaydı Haziran yada Kasım seçimlerinde bunu yapma fırsatı elinde olmasına rağmen kaçırmazdı. Kimbilir belki de fetöcü olmayan aday adayı bulumadığı için FETÖ'cüleri tekrar aday göstermek zorunda kalmıştır. Çünkü aday yapılacak kabiliyet ve backrounda sahip insanlar siyasetten uzak duruyorlar. O kabiliyet ve donanımda olanlar ise zaten ekseriya FETÖ'cülerden malesef. Millet aslında FETÖ'cülerin temizlenmesini istiyor ama görünen oki FETÖ'ye söven ama sövdüğü halde FETÖ'cülük yapmaya devam Belediye Başkanları ya da Milletvekilleri olmaya devam edecek. Vallahi böyle zulüm görülmemiştir. Düşünsenize devletin her kademesine AKP sayesinde sızan FETÖ Örgütü AKP'ye sızmamış. Bu sözü Sayın Başbakan Binali Yıldırım söyledi diye söylüyorum. Malum ona sorarsan Ak Parti'de hiç FETÖ'cü yok!
Oysa geçtiğimiz aylarda Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı basın önünde açık açık söyledi her partiden bylockcu Milletvekilleri olduğunu ama çoğunun AKP'li olduğunu söyledi. Malumunuz diğer partilerdeki Bylock kullanan vekil sayısını paylaşmamış, AKP'de 120 ile 180 arasında Bylock kullandığı bizzat Devlet yetkililerince tespit edilen milletvekili var dedi. En fazla Ak Parti'de dediğine göre diğer partilerdeki sayı bu rakamlardan az demektir. Kaba taslak hesaplarsak Kılıçdaroğlu'nun bu ifadelerine göre en az 200-250 milletvekili var Bylockcu. Peki Bylock neydi? FETÖ'cülerin kullandığı ve adli mercilerin tutuklamak için tek başına yeterli bir delil saydığı anladığım kadarıyla bir paylaşım programı. Yani bylock denilen uygulamadan yazışanların FETÖ'cü olduğuna kesin gözüyle bakıyor yargı mensuplarımız. En azından tutuklama gerekçelerini dinlerken yada okurken anlaşılan bu. Yani sadece bylock kullanıcısı olduğu için tutuklamaya sevk edilen ve tutuklanan pek çok insan var. Bylock kullananların tutuklu yargılanmasına elbette itirazım yok. Yargı yeterli görüyorsa örgüt üyeliği için Bylock denilen bir programı, o zaman bizde yeterli görmek durumundayız; ki gerçekten de mantıklı geliyor. Bylock'un böyle bir ayraç için kullanılıyor olması.
Neyse konumuza dönelim madem ByLock kullanıcıları tutuklanıyor, kim olursa olsun? Tutuklanması gerek miyor mu?İşadamı esnaf memur amir paşa yaparsa suç ama Milletvekili Belediye Başkanı vs siyasetçi yaparsa suç değil mi? BYLOCK kullanmak kişiyi cezaevine atacak bir suç içeriyorsa o zaman siyasetçilerde aynı suçu işlediklerinde aynı muameleye tabi olmalılar. O halde Mecliste gerçekten bylockcu vekil varsa hala neden Milletvekilliği gibi önemli bir görevi yürütmeye devam ediyorlar? Ayrıca o insanların halen FETÖ terör örgütü ile birlikte hareket etmediğine nasıl inanabileceğiz? Desek ki Meclis içinde azınlıklar sabredelim. Yine Kılıçdaroğlu'nun ifadelerine göre sayıları hiçte azımsanacak oranda değil. En az rakamla yarıya yakınında bylock çıkmış Milletvekillerinin. Peki ya Belediye Başkanları ya da İl Başkanları; onlarda tespit edilmiş midir? Sizce yok mudur? Bylockcu belediye başkanları. Düşünsenize şehrinizin belediye başkanı FETÖ'cü çıkabilir. O zaman bu ne demektir FETÖ tezgahları o belediye de var gücüyle devam ediyor demektir. Başkan FETÖ'cü olursa FETÖ'nün belediyeyi hortumlamaya devam etmesinin nasıl önüne geçebiliriz ki? Ben Ali Erdoğan alındığı gün Uşaklı çok önemli bir politikacının KOM'a gittiğini bildiğim gibi bildiğim başka örnekler de var. Yani tabii ki her ziyarete giden, ya da göz altına alınan kişinin hangi gerekçeler ile göz altına alındığını sorgulayan siyasetçiyi yargıya müdahale etmek istemekle suçlayamayız. Ancak siyasetçilerin de yargıya müdahaleye en güç yetiren ve en fazla etki edebilen makamlarda oturduklarını göz ardı etmeksizin davranmaları gerekir. Hele ki FETÖ gibi ağır bir suçlama ile karşı karşıya olanların haklarını ararken yada savunurken haksızlığa uğramalarını önleyip adil yargılanmalarının önünü açmak isterken çok dikkat edilmeli. Yanlış anlaşılmalara meydan verip, toplumda yada Adli birimlerde görev alanlarda FETÖ'cüleri koruyor izlenimi oluşmasına izin verme(me)li. Hele ki Meclisin yarısının BYLOCK kullanmakla suçlandığı ve Milletin buna yani Milletvekillerinin yarıya yakınının BYLOCK kullanıcısı çıkmış olabileceğine inandığı bir dönemde. Vurgulamak istediğim Siyaset makamlarının FETÖ'cü olabilecek kişilerin elinde bulunması insanı ister istemez endişelendiriyor. İnsan ister istemez siyasetin FETÖ'den temizlenmediği sürece ülkenin bir arpa boyu dahi yol alamayacağı hissine kapılıp karamsar bir ruh hali alıyor. Millete bu buhranı daha fazla yaşatmaya hiç kimsenin hakkı olmadığını düşünüyor ve bir an önce siyaset içindeki FETÖ'cülerin temizlenmesi gerekliliğinin altını çiziyorum.
Sizce de bir bylock kullanıcısının, Milletvekili imtiyazlarına ve güçlerine sahip birisi olması ve halen Milletvekili maaşı alması, Mecliste Milleti temsil ediyor olması garipsenecek bir durum ortaya çıkarmıyor mu? Nasıl güvenebiliriz? Bu insanlar bizim geleceğimizi ilgilendiren kararlara imza atıyorlar. Geleceğimizi ilgilendiren kararların alındığı komisyonlarda görev alıyorlar hatta yasa ve anayasa değişikliği için el kaldırıyorlar. Her neyse sonuçta şüphe ile yaklaşmamız icab eden bir işe bulaşmış insanlar hele ki hala aynı örgütle bağını koparmamış olma ihtimalleri olan insanların kesinlikle Milletvekilliği gibi çok önemli bir görevi icra etmesine izin verilmesi yani şehirlerin ülkelerin Milletin kaderini belirleyen insanların arasında hala bylockcuların olması asla kabul edilemez bir durumdur. Bu FETÖ konusunda Milletin aklıyla alay edildiğini düşündüğüm oluyor bazen. Gerçi Erdoğan son derece politik birisidir. Şu anda FETÖ'nün siyasi ayağının rehavete kapılmasını istiyor olabilir elbette. Yani sıra bugün yarın bylockcu vekillere ve başkanlara gelecek olabilir ki bunun sinyalini daha önce vermişti. Ama ben şahsen bu konuşmada FETÖ'nün siyasi ayağı ile mücadele edileceğine dair ciddi bir sinyal alamadım.
Sayın Kılıçdaroğlu aylar önce varlığından emin olduğunu söylediği ve farklı sohbet ve ropörtajlarında da açıkça ilan ettiği BYLOCK'cu Milletvekillerinin listesini bir türlü açıklayamadı her nedense? Her nedense Sayın Kılıçdaroğlu bu listeyi yayınlayacak yürekli bir gazeteci de bulamadı anlaşılan. Belki açıklamama şartıyla verilmiştir o liste Sayın Kılıçdaroğlu'na, belki Devletin bir bildiği vardır diyeceğim ama o zaman listenin varlığından da bahsetmemeliydi. Varlığından bahsedilebildiğine göre hatta rakam bile verilebildiğine göre pekala içeriğinden de bahsedilebilir. Pekala bütün BYLOCK'cu Vekiller ifşa edilerek hiç değilse maskeleri düşürülüverebilir. Eğer diyorum bilmediğimiz başka bir mani yoksa ve sadece listeyi yayınlatacak bir gazeteci bulamadığı için bekletiyorsa listeyi, çünkü biraz daha beklerse belki de iş işten geçmiş olacak Allah korusun. O zaman suyunu iç artık o listenin derler Sayın Kılıçdaroğlu'na. Ben buradan kendisine sesleniyorum. Lütfen Sayın Kılıçdaroğlu bu listeyi bizimle paylaşsın;Uşak Haber Merkezi'nin imtiyaz sahibi olarak yayınlanmasını sağlayamazsam, söz veriyorum Editör sorumluluğunu da beraberinde üstlenip kendim yayınlayacağım ki bizim editörler de bu listeyi yayınlayabilecek cesaret ve inançta insanlardır. Bize BYLOCK'cu Milletvekillerinin listesini yollasın yayınlama sözü veriyorum.
Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum: Getirsin ByLockcu milletvekillerinin listesini, biz yayımlayalım!
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.