Yolsuzluğu gözümüze soktu akıl almaz paralarla satın alınan şehrin her yerine (5000'e yakın) dikilen laleli direkler ile ama nedense kimse gık demedi. Gerçi kendisi de güya bir hukuk adamı olan Mehmet Karakoç önce soru önergesi verdi bu konuda ardından cevap gelmeyince ardını aramayıverdi o ayrı konu. Sonradan bir dostum söyledi başkan meclis üyelerini Avrupa seyahatine göndermiş eşleri ile birlikte tabiki belediye kasasından, adamlar orada unutmuş yolsuzlukla ilgili sordukları soruları. Unutkanlık olur elbet gidip Avrupa'ya; haç işaretleri önünde, kilise önünde sırıtarak poz verirsen. Unutkanlık yaparmış bu tür işler. Uşak'ta siyaset sahnesinde özellikle de muhalefet partilerinde kaç tane hukukçu var biri de çıkıp dava etmiyor yada basın açıklaması yapmıyor bunca hukusuzluk ve yolsuzluk ile ilgili. Baro dersen tiyatro oynamakla ya da çoğunluğu avukatlardan oluşan korolar eşliğinde türküler söyleyerek mizanseni meşru göstermekle meşgul. Oysa siyaset sahnesinde en fazla bulabileceğiniz meslek dalı da avukatlık. Avukatlar mevcut düzene he derse ayak uydurursa vatandaş ne yapsın? Bir sürü merhaba dediğim hatta sevdiğim avukat var ki işini doğru dürüst yapan avukatları, özellikle de siyasi makam istemediği ve siyasetle ilgilenmediği için dert edinmeyenleri tenzih ederek söylüyorum, kusura bakmasınlar ama bu bir gerçek Uşak Barosu ya da siyaset yapan avukatları biz hiç haklının yanında mağdurun yanında görmedik. Mağdurların yanında yer alıp hukuki mücadelelerine destek olmayı bir siyasi yada sosyal görev olarak kendinde sorumluluk hisseden bir tane siyasi makam sahibi avukata rastlayamadık henüz, iyi mi? Fotoğraf çektirmek için gittikleri zamanlar hariç mağdurum diyenlere hiç halini hatırını soran bile yok. Bırakınız çözüm iretmeyi yada çözüm için yardımcı olmayı. Bir avukat siyasetçi bunca sıkıntıyı Adliyeye taşısa sonra da basın ve sosyal medya aracılığı ile halkı konuyla ilgili bilgilendirse, savcılığa hangi belgeleri sunarak suç duyurusunda bulunduysa halka bunları izah edebilse samimi söylüyorum her şey çorap söküğü gibi gelecek. O zaman adli birimler üzerine düşeni yapmaya mecbur olacak zaten. Çünkü kamu vicdanının hukuk dışı gördüğü halkın kahir ekseriyasının haksızlığa ve mağduriyete uğradığını düşündüğü bir konuda şayet gündeminden düşürülmezse halkın Adliyenin doğal yapısı gereği Adli birimler üzerine düşeni yapar. Çünkü şimdi iki bahane var Devlet Adamlarının elinde birisi İç İşleri oluru ikincisi de şikayete bağlı suç olduğu için işlem yapılamadığı. Netice de aranızda bunlar da Devlet Adamlarının avuntusu demek ki diyenler çıkabilir haksız da sayılmazsınız ama mevcut durum bu.
Düşünsenize derneklere bir yılda 1 milyon (trilyon)'un çok üzerinde bir bütçe ile destek verdiler, Menzilci yurtlara fakir fukaranın hakkı olan paketleri indirdiler göstere göstere ama bırakın polis ya da savcıyı tek müfettiş bile görmediler, utanmayıp dava ettiler hukuksuzlukları ile ilgili yaptığımız haberleri. Ama çok şükür ki malum tayfa ile ilgili hiç bir haberimizi adli birimler yalanlamadı ya da haberimizle ilgili bizi suçlu bulup ceza vermedi. Davalar ya hiç açılmadı takipsizlik kararı verildi. Yani savcı karar verdi suçsuz olduğumuza ya da dava açıldı yargılandık savunduk tezimizi hakim huzurunda ve aklandık, beraat ettik. Bazı sözde hukukçuların başını çektiği malum tayfayı da hiç avukatsız defalarca hukuk önünde yendik ve hiç bir mahkeme de kaybetmedik ve ceza almadık şükür ama yapanın yanına kar kalmasını önleyemedik. Sadece halkımızı ve Devletimizi haberdar kılmış olduk zaten bir müddet sonra konu kapandı.
Belediye Başkanı bizzat Deva İnşaatın sahibi İbrahim Yıldırım'dan açıkça rüşvet istedi ve halen başta Deva şirketi olmak üzere bir çok şirketin belediyenin hışmına uğradığı ve malum tayfanın çok ciddi baskı uyguladığı sokakta açıkça konuşuluyor. Sokak demişken cadde boyları hukuksuz bir şekilde otoparka dönüştürüldü mahkeme kararlarına arkasından dolaşmak suretiyle uyulmadı, sokakta başkan koruması uluorta adam dövdü tüm Türkiye'ye rezil olduk şehircek hala kimseden hiç bir hukuk hamlesi yok iyi mi? Haydi siyasetçileri anladık Onlar rantına dalgasına bakıyor halk kimsenin umurunda değil de hukuk adamları neden seyrediyor? Hukuk göz göre göre çiğneniyor, onlarca haberle, üstelik belgeleri görüntüleri vs ile somut veriler eşliğine ispat ediliyor yolsuzluklar, Gerek CİMER gerekse BİMER'e binlerce şikayet dilekçesi yazılıyor, kimisi mobingten şikayetçi, kimisi kurulan rüşvet çarkından, Parti Genel Merkezlerine dosyalarca yolsuzluk olayı teslim ediliyor ama malum tayfa yine hiç hukuk adamı yada sorgu görmeden konu garip bir şekilde kapatılıyor. Ben şahsen gördüğüm haksızlık ve zulüm sebebiyle dilekçe verip şikayetçi oldum Savcılığa; İçişleri Bakanlığı oluruna gitti dediler sadece o kadar. İnanın ne bir tanık dinlendi nede şikayetimde belirttiğim belgeler yada resimler istenip incelendi. Neredeyse İki yıl oldu dilekçe olura gideli bir türlü olur çıkmadı gerçi olmaz da çıkmadı henüz çıkmadık candan umudu kesmeyelim biz yine ama sizce geç gelen adalet ne kadar adalettir. Hem sonra hiç değilse üzerimize uygulanan baskı ve zulüm için yürütmeyi durdurma kararı bari çıkartılsın da hiç değilse zulümden kurtulalım hakkımızı arayamasakta ya da hakkımızı alenen haksızca gaspedenlere cezai müeyyide talep edemesekte. Neyse konuyu dağıtmak ve de kişiselleştirmek istemiyorum. Hani o ADALET için yollara düşen CHP'nin sözde Genel Başkanı Kılıçdaroğlu nerede? Gerçi o şimdi "incecikten" yediği sırtlan darbelerinin oluşturduğu yaraları sarmakla meşguldür o ayrı konu. Çünkü Genel Merkez Kulisleri hiçte gösterilemeye çalışıldığı gibi sonuç vermiyor bizlere, hiç bir şey sütliman olmadığı gibi rahatsızlık had safhada ve parti gerçekten parti olmaktan bile çıktı diyebiliriz Genel Merkezde de.. Neticede kolay iş değil CHP'yi dağıtmak ki Bahçeli bile MHP'yi dağıtmak için az uğraş vermedi. Neyse hani iki lider de kendi partilerini dağıtmak kendi kendilerini yalanlamak ve kendi kendilerini ve de birbilerini cümle aleme rezil etmekten bu konuları gündem etmeye vakit bulamıyorlar. Vakit bulamıyorlar saray etrafındaki bazı aklıevvellerin yaptığı saçma sapan planlarda figüranlık etmekten. Çözümünüz yok haydi onu anladıkta hiç değilse milletin dertlerini gündem etseniz adaletin tesisi ve temini için mücadele verseniz inanın daha çok sempati toplarsınız diye seslenmek içimden geliyor ama anlaşılan oki malesef bizim yazılarımızı okuma zahmetinde bulunmuyor sevgili liderler. Milletin nabzını yoklamak isteseler okurlar elbette yerel gazetecileri ama milletin nabzını nasılsa biz veriyoruz ulusal medyadan zannettikleri için tenezzül buyurmuyorlar sanırım yazılarımızı okumaya. Nereden bu kadar eminsin derseniz hiç hareketlerine çeki düzen verdikleri olmadığından diye cevaplayabilirim.
her şeyin kuruş kuruş hesabını yapan sayın validen ses yok ne olacak başka? erzurumdan gelen genel sekreter vekili bu işten memnun değildi aslında ;)