Küçük Esnaf Kan Ağlıyor!
Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre; borç batağının içinde bulunan meslek gruplarının başında asker, polis, öğretmen ve memurlar geliyor. Bunun dışında küçük esnaf olarak tabir ettiğimiz çalışanlarda devletin üzerlerine yüklediği ağır vergi ve yükümlülükler yüzünden işin içinden çıkamıyor ve çareyi kredi kartlarına ve banla kredilerine yüklenmekte buluyor.
Kredi Kartı Borcu Yüzünden İntihar Edenlerin Sayısı Artıyor
Kredi kartı borcu yüzünden son 10 yılda yaklaşık 250 kişi canına kıydı. İnanılmaz bir rakam. Türkiye intihar vakaları sıralamasında ise 70. sıralarda yer alıyor. İntiharı tetikleyen olayların ilk sıralarında ise; şiddet, baskı, ekonomik ve mesleki sıkıntılar yer alıyor. Türkiye’de alt ve orta tabaka diye nitelendirdiğimiz kesimde intihar oranlarına bakıldığında, evli insanların sayısının fazla olması da aile sorumluluğunu alan ebeveynlerin ekonomik sorunlar baş gösterdiğinde ne kadar çaresiz kaldığının en büyük göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.
TÜİK verilerine göre Türkiye’de işsizlik oranı %9 olarak açıklandı. Ancak gerçekler bundan daha fazla işsizin olduğunu bize gösteriyor. Klasik olarak istatistikler yine yalan söylüyor. Bunun dışında sadece işsiz olanların sayısı değil, gelir seviyesi yoksulluk sınırı çizgisi altında olan 46 milyon kişi var. 14 milyon kişi ise açlık sınırı altında. Yani hükümete yakın kaynakların ve hükümet destekçilerinin söylediği gibi Türkiye’de ekonomik durum hiçte iç açıcı değil. Bu kadar kötü bir ekonomik göstergede insanların yaşamdan ümidini kesmeleri de maalesef artık doğal karşılanıyor ve kimse bu duruma dur diyemiyor.
Öğretmenler Neden İntihar Ediyor Hiç Merak Ettiniz mi?
En çok intihar vakası gözüken meslek gruplarının başında öğretmenler geliyor. Detaylı araştırılınca öğretmenlerin neden intihar ettiğini anlamak hiç te zor değil. Hükümetler düşünmeden planlamadan önüne gelen her üniversiteye eğitim fakültelerini, öğretmenlik bölümlerini açıyor açmasına da sonrasında o öğretmenlerin durumu ne oluyor kimsenin umurunda değil. Atanmayı bekleyen, atandıktan sonra istediği şehre atanamayan bir çok öğretmen adayı hayatını mutsuz geçirmek zorunda kalıyor.
Şimdi tekrar dönelim kredi ve kredi kartı mevzusuna. Bankaların aralarında nasıl anlaşıp da mevduat faizlerine müdahale ettikleri, kredi kartlarında küçük ayrıntılarla nasıl vatandaştan haksız kazanç elde etmeye çalıştıklarını bilmemek için aptal olmak gerekiyor. Vatandaş ne yapsın, zaten darda kimse okumuyor o küçük küçük ayrıntıları. Umursamıyor verdiği 5-10 Tl fazla parayı, ama o küçücük paralar birleşince işte sonunda bu bankalar Türkiye’nin en büyük kuruluşları sıralamasında kolayca ilk sıraları almayı başarıyorlar.
Hatırlarsınız rekabet Kurumu’nun beş dev bankanın tüketicinin aleyhine olacak şekilde kredi faizlerini artırdığını belgeleriyle saptarken, önemli bir uyarı da yapmıştı. Kurumlardaki soygun hala devam ediyor. Bankalara kesilen cezalar ise öyle komik ki, elde ettikleri büyük gelirin yanında ödedikleri ceza devede tüy bile değil. Bankalara kesilen cezalar adil olmadığı sürece bu vurgunun önüne geçmenizin imkanı yok.
Uşak’ta Para Kazanan Esnaf Var mı?
Uşak’ta sokağa çıkıyorsunuz devreden dükkanlar, bomboş yeni yapılmış tutulmayan mekanlar. İflas eden şirketler, kapanan işyerleri insanların umudunu kırıyor. Resmi kişilerin, kurumların intihar olayına ilgisizliği, şefkatsizliği ve insanların gündelik hayatta karşılaştıkları haksızlıklar, güven aşınmasını ve endişeyi yaygınlaştırıyor. Alt kimlik grupları arasında çözümlenemeyen çatışmalar hem siyasal hem de kültürel boyutta yaşanıyor. Böylelikle insanlar gittikçe uyumsuzlaşıyor ve içine kapanıyor ve bunun ardından yaşanan, depresyonla birlikte intiharlar gerçekleşiyor.
Tayyip Erdoğan 2010 yılında perakende sektöründe her şeyin değiştiğini ve küçük esnafın birleşerek ortadaki sorunları halledebileceğini söylemişti. Yani yan yana komşuların konuşup uzlaşamadığı, kardeşin kardeşle anlaşamadığı bir dönemde 5-10 küçük esnaf birleşecek bir kurum olacaklar öyle mi. O zaman da söylemiştim yine söylüyorum; hadi canım sen de! Hem de Tayyip Erdoğan bu konuşmayı bir alışveriş merkezinin açılışında dile getirmişti. Alışveriş Merkezleri her ay gelirlerine gelir katarken, küçük esnaf var olma mücadelesi veriyor. Bakkal sigara alıyor 25 kuruş karla sigarayı satmak zorunda kalıyor. Bunun adı amelelik değil de nedir. Nasıl bir ticaret bu. Esnaf sigara satmasa olmaz, satsa ayrı bir dert. Sigaradan devletin kazandığı vergi de işin cabası. Tayyip Erdoğan o tarihlerde küçük esnafı rahatlatacak çalışmaları olduğunu söylemişti. Aradan koca 3 yıl geçti, küçük esnafı rahatlatacak hükümetin nasıl bir çalışması oldu ben bilmiyorum; bilen biri varsa bana söylesin lütfen.
Aç Vatandaş Başına 2 Kredi Kartı Düşen Ülke; Türkiye!
Türkiye’de vatandaş başına 1.5 kredi kartı var. 46 milyon kişinin açlık sınırının altında olduğu bir ülkede. Bir yılda yaklaşık 400 milyar TL kredi kartı ile harcama yapıyoruz. Bir çoğumuzun kredi ve kredi kartı ödemelerinin günü geçmiş durumda. Yaklaşık 15 bin kişi bankalar tarafından kara listeye alınmış durumda. Bu kişiler; uzun yıllar kredi ve kredi kartı kullanamayacak durumda. Bu kişilerin borçlarını nasıl ödeyeceği de meçhul. Borçlarını ödeyemedikleri takdirde başlarına neler gelebileceği de kimse tarafından bilinmiyor.
Kredi ve Kredi Kartı Çözümmüş Gibi Göstermeye Çalışıyorlar!
Bankalar telefonla sms’le hiçbir kontrole tabi olamadan gün boyu insanları tabiri caizse kredi kartı almaları ve kredi kullanmaları konusunda taciz ediyor. Sanki borç almak çözümmüş gibi bir algı yaratmaya çalışıyorlar. Ancak durum hiç de iç açıcı değil. Ancak ülke de herkes pembe bir tablo varmış gibi göstermeye çalışıyor.Kredi kartları, krediler vatandaşın belini bükmüş durumda. Burada vatandaşın dikkatsizliği kadar, devlet tarafından vatandaşa yüklenen ağır vergiler, bir türlü tamamlanamayan veya tamamlanmak istenmeyen banka düzenlemelerinin de etkisi çok büyük.
Mübarek günlerdeyiz, elbetteki intihar hiçbir sorunun asla çözümü olamaz ancak hükümet daha fazla depresyon ve intihar vakasının olmasını istemiyorsa bir an önce ekonomik göstergeleri daha iyi seviyelere çıkarıp, küçük esnafa ve sıradan vatandaşa üvey evlat muamelesini bırakmak zorunda. Aksi takdirde gelecek hiç birimiz açısından hiç de hayırlı gözükmüyor.
Saygılarımla…
kesinlikle katiliyorumm sana herkes hesapli gitmesini rica ediyorum
kardesinmm gerçekten doğru yazmisin bu ülkede küçükeesnaf kalmadi neden tayip erdoganin büyükyandaslari para kazansin diye ugrastigi iiçin yazik bu insanlara nazil oduyecekler bu insanların hakini onu bilmiyorum
grçekten doğru yazmişsiniz işler iyice sarpa sariyor ancak tayyip erdoğan in oylari artiyor bana bu ters oranti ilginç geliyor vatandaş mutsuz ama oylar i vermeye devam neden acaba
küçük esnafa desdek istiyom
tek kelimeyle helal olsun sana cîber korkusuzca anlatmışsın küçük esnafın halini dükkanlar kapalı bütün sokaklarda birde ekonomi iyi diyorlar ayıp
bende katılıyorum sizin söylediklerinize etrafımda bir yıldır kirasını veremeyen dostlar var evine pazar göremeyen var kıredi kartı bagımlısı bir toplum yaratıldı