Düşünün bir kere koca yıl boyunca yüzbinlerce hayvan kesiliyor bu ülkede ve sadece o hayvanlardan kurban niyetiyle kesilen hayvan, Allah'ın izni ile cennete gidebiliyor. Yani o kesilen hayvan cennetlik oluyor. Yüce yaratanın kurbana verdiği anlama bir bakar mısınız? Kurbanı bu anlamından çıkarmak için şimdi büyük mücadele veriyorlar. Kurban kesilecek hayvan cennetlikse, o hayvanı sevmek zorundasın, kesilecek hayvana o değeri vermek zorundasın. Yani yüce yaratan hayvanı seveceksin diyor; sevilen hayvan kurban edilebilir bunun başka açıklaması yok. Kurbanlık hayvan kesiliyor, kesilen hayvanın derisinin kurban derisi olduğunun; ne toplayan, ne de veren farkında değil. Yani o hayvanın fakirlere ulaştırılan etinden, kurban derisinin anlam olarak hiç bir farkı yok. Kısacası verdiğin deri bir nevi kendi derin, kesilen kurban kendi yerine kurban ettiğin. O halde bu deriyi de nereye verdiğin ve nereye ulaşacağının da büyük bir sorumluluğu var.
Kurban Üzerinden Reyting Sağlamaya Çalışıyorlar!
Müslümanların en değerli iki bayramından biridir "kurban bayramı". Son yıllarda özellikle ulusal medyadaki bazı televizyon kanalları ve gazetelerin katkısı ile kurbanın sanki kötü yanları varmış gibi gösterilmeye çalışıldığınada hepimiz şahit oluyoruz. Kurbanın güzelliklerini anlatan görüntüler yerine, reytingi daha yüksek olan; elini kolunu kesen acemi kasaplar, kan gölüne dönen dereler gösterilerek kurbanın anlamına bilerek veya bilmeyerek zarar veriyorlar. Her kurban bayramı geldiğinde tartışılan konulardan biri de kurban derilerinin hangi kuruma verileceği konusu. Kurban derisi tartışmalarında ortaya çıkan en acı gerçek ise deri toplayan bazı cemaatler ve kurumların, kurban derisinden elde ettikleri rantı kötüye kullandıkları gerçeği. Şimdi gelin size bu rantın gözle görülemeyen büyüklüğünü anlatayım.
Geçen seneye kadar sadece Türkiye Hava Kurumu ( THK) nezdinde toplanan yasal deri toplama yetkisi geçen sene Atatürk'ün kurduğu Türk Hava Kurumundan alınarak tarikatların, cemaatlerin ve bazı vakıfların kurban derisi toplamasının önü açılmış oldu. Aslında sadece geçen seneye kadar değil daha öncesinde de gayri resmi yollardan bu bahsi geçen cemaatler kurban derisi topluyorlardı ve Türk Hava Kurumu ise hükümetin baskısından kaynaklanan sebeplerden dolayı bu duruma sesini çıkaramıyordu.
Kurban Derisi Deyip Geçmeyin; Pazarın Büyüklüğü 110 Milyon TL!
Hükümet demokratikleşme paketi adı altında kurban derisi toplama yetkisini hiç hesap etmeden tek seferde cemaatlerin yetkisine bağladı. Her na kadar bütün cemaatler doğruya gittiğini iddia etse de insanın kafası karışıyor ve vatandaşın kafasında her zaman deriden elde edilen gelirin akıbetinin ne olduğu soru işareti olarak kalmaya devam ediyor. Çünkü daha önce defalarca gördüğümüz ve dini; şahsi menfaatlerine alet ederek, vatandaşın tertemiz duygularını sömüren bazı şahsiyetsizlerin deri pazarını ele geçirmek için nasıl bir mücadele verdikleri ise herkesin malumu.
Uşak'ta bile ev ev dolaşarak, evlerin kapılarına ilanlar bırakan cemaatlerin deriden elde edilen parayı nereye harcadıklarını kimse bilmiyor. Bahsi geçen para öyle önemsenmeyecek bir tutar değil. Türkiye'de kesilen kurbanın sadece %20'si Türk Hava Kurumu tarafından toplanabiliyor. Bir kurban derisinin 14 TL olduğu uzmanlar tarafından söyleniyor ve kurban derisi pazarının ise 110 Milyon TL'ye ulaştığı tahmin ediliyor. Az bir rakam değil tamı tamına 110 Milyon TL, düşünsenize sadece pazarın yüzde 10'unu toplayan bir cemaatin geliri yaklaşık 10 Milyon TL'yi buluyor.
Şimdi şeytanın avukatlığını yapalım ve beyin jimnastiği yapalım. Hükümet sayesinde 10 Milyon TL'yi bulan bir cemaatin, hükümete bir vefa borcu olur mu, olur. Bu vefa borcu siyaset üçgeninde başka noktalarda değerlendirilir mi, değerlendirilir. Yapılacak ilk seçimlerde bu cemaatler hükümete vefa borcunu öder mi, öder. Bu ranttan yeteri kadar faydalanamayan cemaatler, yüksek rant elde eden cemaatlerle kavgaya tutuşur mu tutuşur.
Derilerden Elde Edilen Geliri Cemaatler, Dernekler, Vakıflar Ne Amaçla Kullanıyor, Kimse Biliyor Mu?
Şimdi olayın bir başka boyutunu da irdeleyelim. Eskiden Türk Hava Kurumu elde ettiği gelirin sadece yüzde 40'ını kendisine alıyor, geri kalan geliri ise devletin diğer kurumlarıyla paylaşıyordu. Burdan yola çıkacak olursak eğer derileri tamamen THK toplasaydı, devletin diğer kurumlarına 76 milyon TL'lik bir girdi olacaktı. Ancak bu durumda 76 Milyon TL yerine sadece 14 Milyon TL'yi devletin diğer kurumları alıyor. Yani devlet 62 Milyon TL zarara uğratılıyor ve kimse kalkıpta bunun hesabını da sormuyor.
Benim öngörüm şudur; her sene yavaş yavaş THK'na düşen pay azalacak ve gün gelecek, deri toplama yetkisi Türk Hava Kurumu'nun elinden alınarak tamamen cemaatlere bırakılacak. Bu durumda da; Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü, Kızılay Derneği, Çocuk Esirgeme Kurumu, Diyanet Vakfı bu paydan faydalanamayacak. Ülkeye yangın söndürme uçakları alınamayacak, gençlere havacılık eğitimleri verilemeyecek.
Vatandaşlar Çözümü Kendi Aralarında Bulabilir!
Ancak bazı vatandaşlar kurban derisini THK' na da vermek istemiyor. Çünkü güvenmiyorlar. Bu durumda vatandaşlar kurban derilerini mahallelerinde toplayıp buradan elde edilen geliri mahallede bulunan fakir fukaraya dağıtamazlar mı? Hem böylelikle; kurban derisinden elde edilen gelirin nereye gittiği konusunda kafalarında hiç bir soru işareti kalmamış olur.
Vatandaşı açık açık dolandıran ve dolandırıcılıktan yargılanan Deniz Feneri Derneği şimdiden camilerin giriş noktalarına astığı kurban bağışı ve kurban derisi toplama ilanlarıyla yüzsüzlükte sınırları zorluyor ve ne hikmetdir ki bu yüzsüzlüğe iktidardan veya muhalefetten bir kişi kalkıpta tepki göstermiyor. Yani vatandaş Allah'a emanet şekilde kurbanlarını bağışlıyor, derilerini nereye gittiği belli olmayan hizmetlere gönderiyor.
Vatandaşın tamamen tertemiz duygularla bağışladığı bir deri parçasının ulaştığı noktayı görebiliyor musunuz. Dini vecibesini yerine getirmenin huzurunu yaşamak isteyen bir vatandaşın, kafasında acaba bu deriler ve kurbanlar nereye gidiyor sorusunu sorması kadar üzücü bir şey var mı?
Vatandaşın kafasını karıştırmayın, vatandaşın tertemiz duyguları ile oynamayın...
Biz dunyanin kuzeyinden biliyoruz kime verilecegini, Turkiyedeki ahmaklar daha ögrenememis. Thy kurumu degil bizi kuzeyde unutmayan gözunuzun önundeki kuran hizmetini yapan o topluluk , bizleri buradada unutmadi Allah onlardan razi olsun.