29 Ekim 2024; 101 yaşına giren Cumhuriyetimizin ikinci asrına ilk adımı anlamına geliyor bu. Bizim için de oldukça önemli olan bu tarihin anlamı hakkında biraz hatırlatma yapmak gerek diye düşündüm.
Ülkemizin gündemi ve kendilerini siyasetçi olarak adlandıran kirli emeller içindeki bazı şahısların açıklamaları malum.
Yaşanan kadın, çocuk ve sokak hayvanları cinayetlerinin ardı arkası kesilmiyor. Şiddet ve zorbalık normalleşmiş gibi bir hava var. Bunların üzerine ise Devlet Bahçeli'nin büyük tepki çeken terörist elebaşı Öcalan ile ilgili açıklaması cabası olmuştu. Cumhuriyetimizin ilan edildiği ve bizim için anlamı yüce olan TBMM'de Öcalan'ın koşullu salınıvermesini ve kürsüye çıkarılıp söz hakkı verilmesini dile getirmesi birçok cumhuriyetçi ve milliyetçinin bam teline basmış oldu. Ülkenin bölünmez bütünlüğüne tamamen ters olan Bahçeli'nin sözlerine tepkimiz büyük oldu tabii.
Halk tarafından da ilgiyle karşılık bulan bu protesto Uşak'ın ve Uşak Haber Merkezi ekibinin Türkiye Cumhuriyeti’ne olan sadakatini sorgulanamaz hâle getirdi.
Cumhuriyetin ne denli önemli olduğuna parmak basalım.
Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce Saltanat rejimi aktif yönetim biçimiydi. İnsanların seçme ve seçilme hakkı olmayan babadan oğula tahtın geçtiği özgürlükten uzak ve halkın söz sahibi olmadığı bu yönetim biçimi Atatürk ve dava arkadaşlarının devrim ve mücadelesinin zaferi ile sona erdi. Temelleri demokrasi, bağımsızlıkla atılan bir devletin saltanat ile yönetilmesi beklenemezdi.
Cumhuriyetin ilanının bu ülkenin öz evlatlarına sunduğu haklardan bazıları da şunlardır;
Eski rejim olan Saltanatın başındaki padişahın tek sözüyle kişinin yaşam hakkı elinden alınabilirken T.C Anayasası ile koruma altına alınmıştır. Laikliğin beraberinde getirdiği din ve vicdan özgürlüğü sayesinde vatandaşlar dini inançları konusunda baskıya ve zorlamaya uğramaktan da kurtarıldı. Tüm vatandaşların eşit şekilde sağlıklı bir ortamda yaşama ve istisnasız tüm sağlık haklarından yararlanması, toplumun tüm fertlerinin belirli bir düzeyde eğitim alıp bilinçlenmesini sağlamıştır.
Bir kadın olarak ve Atatürk’ün askerlerinin bulunduğu, Ehlibeyt ocağının, bir parçası olan Gazeteci Nurullah Çavuşoğlu’nun eşi olarak Cumhuriyetin özellikle kadınlara sağladığı avantajlara değinmeyi görevim bildim. Atatürk bu mücadeleyi verirken kadınları da unutmamıştı çünkü. Modernliği ve ileri görüşlülüğü ile övünen İsviçre, Fransa, İtalya gibi birçok ülkeden çok daha önce haklarımızı elde etmiştik. Toplumsal hayatın içinde daha aktif olma, istenen mesleği icra etme ve en önemlisi seçme ve seçilme hakkına sahip olduk.
Bir gazeteci ve UHM ekibinin parçası olarak bu devrimin beraberinde getirdiği basın özgürlüğüne de değinmek isterim. Halk için bilgi ve haber alma hakkı oldukça önemlidir. Bu bilgi akışını sağlayan basın mensuplarının da hakları güvenceye alınmıştır. İnsanlara haklarını ve uğrayabilecekleri haksızlıkları anlatan ve yol gösteren bir özgürlük çerçevesidir.
Cumhuriyet’in ilanını kutlamanın coşkusu her yıl aynı heyecan ve şevkle hatta daha da katlanarak devam ediyor. Saltanatı yıkan, hak ve özgürlüklerimizi kazanmamızda emeği olan yüzbinlerce teşekkürü hak eden kahramanlara selam olsun. Atamızın izinde yürüdüğümüz bu yolda UHM ekibi tüm içtenliği ile Cumhuriyet’in yıl dönümünü kutluyor ve sevincini tüm vatan evlatları ile paylaşıyor. Bu devletin fertleri olarak birinci vazifemiz; Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Teşekkürler Atatürk ve Yaşasın Cumhuriyet!